Silivri'de Lavanta Hasatı

Kent ve kent çevresi tarımda yerel yönetimlere örnek olan Silivri Belediyesi Tarımsal Üretim ve Araştırma Merkezi'nde, akademisyenler, ilçe protokol üyeleri ve halkın katılımıyla ilk lavanta hasatı gerçekleştirildi.

Silivri'de Lavanta Hasatı
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Tarımsal üretim çalışmalarıyla yerel yönetimlerde ilki hayata geçiren Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, Tarımsal Üretim ve Araştırma Merkezi’nde lavanta hasat programı düzenledi. Geleneksel tarımın yanı sıra alternatif bitki yetiştiriciliği ile bölge çiftçisinin katma değeri yüksek ürün yetiştirmesinin hedeflendiği merkezd, bir ilki hayata geçiren Işıklar, ilçe protokol üyeleri ve halkın katılımıyla lavanta hasatı yaptı. Programa; Rumeli Üniversitesi Rektörü Profesör Doktor Salih Aynural, Namık Kemal Üniversitesi’nden Profesör Doktor Canan Sağlam ve Doçent Doktor Gülen Özdemir, Bezmialem Üniversitesi’nden Profesör Doktor Murat Kartal, CHP Silivri İlçe Başkanı Suna Göçengil, Belediye Meclis Üyeleri, Muhtarlar Derneği Başkanı Ömer Ercan, Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Nuray Koçer, Sanayi Sitesi İşletme Kooperatifi Ercan Çalışkan, Ziraat Odası Başkanı Metin Gürsu, belediye başkan yardımcıları, muhtarlar ve çok sayıda vatandaş katıldı. Başkan Işıklar, üretimin tüm sorunların çözümü olduğunu dile getirirken, akademisyenler lavantanın üretimi, kooperatifleşme süreci ve pazardaki yeri hakkında bilgiler verdi.

IŞIKLAR: “TARIM VE SÜRDÜRÜLEBİLİR GIDA ÜRETİMİ” 
Işıklar, açılış konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Bu zor günlerden kurtulmanın yolu daha çok üretmek, daha çok çalışmak, daha çok zenginleşmek ve refah üretmektir. İçeriden, dışarıdan nereden gelirse, gelsin fark etmiyor. Bizim demokrasimize, bizim milli değerlerimize, inandığımız bütün değerleri yok eden, bizi kabile devletine dönüştüren, itibarsızlaştıran darbenin her türlüsüne karşı olduğumuzu gösterdik. Bunun için sadece karşı olmak yetmiyor. Karşı olmak, onu kalıcı bir şekilde hayatımızdan çıkarmak demokrasiyi, üretimi, zenginliği, refahı, adaleti, eşitliği, hukuku, yaşam biçimi haline getirmek gerekiyor. Zenginliğin sadece parayla olmadığını gördük. Kültürel zenginliği, yaşama olan inancı, geleceğe olan güvencin üretmekten geçtiğini gördük. İki hafta önce ziyaret ettiğim Hollanda, Konya’dan ufak bir nüfusla bizim neredeyse on katımız kadar fazla üretim yapabiliyor. Üretim ve üretimden çok, tarım teknolojilerinde dünya devi olmasının; 8 milyonluk bir ülkenin tarımı yaşam biçimi haline getirmesiyle mümkün olacağını gördük. Tarımın dışında sürdürülebilir bir gıda politikası oluşturmuş tarım üniversitelerini ve sadece bir şehirde kurulmuş 1200 tarım kooperatifini gördük. Üretimi kitleselleştirerek herkesin ortak malı haline getirmiş, bir ülkenin tarımdan elde ettiği zenginliği bu kadar adaletle dağıtabilmenin çok güzel örneklerini inceledik. 
 
“ÇOCUKLARIMIZ TOPRAĞIN ZENGİNLİK OLDUĞUNU BİLEREK BÜYÜMELİ”
 
Burada yaptığımız işlerin, neleri tetikleyip domino etkisi yaratarak hangi sektörleri geliştirebileceğini ve nasıl sonuçlar doğuracağını gördük. Bu kadar büyük, verimli topraklara, bu kadar büyük zenginliğe sahip bir ülkede bunların farkında olup, tarımdaki zenginleşmeden başka kurtuluş olmadığı görmemiz gerekiyor. Bu zenginliği eğitimle taçlandırırsak anaokulundan çocuğu toprağa dokunarak büyütüp, içinde ne zenginlikler sakladığını gösterebilirsek bu çemberi, bu kaderi ancak kırabileceğimize inanıyorum. Üniversitelerimizin de desteği ile hayata geçirdiğimiz kent ve kent çevresi tarımının; nitelikli, kaliteli, standartları ve katma değeri yüksek ürünler yetiştirerek büyük bir refah kapısının açıldığını ve yaşam biçiminin değiştiğini gördüğümüz zaman bunun olabileceğini gördük. Bunları ve daha fazlasını yapabiliriz. 
 
“TÜRAM BİR YEREL KALKINMA PROJESİDİR”
 
Tarımsal Üretim ve Araştırma Merkezi (TÜRAM)’nin kalkınma projesi olduğunu dile getiren Işıklar: “Biz burayı bir yerel yönetimin kalkınma projesi olarak görüyoruz. Belediyenin burada sattığı bir şey yok, yatırdığı sadece büyük bir emek ve fedakârlık var. Bu zor ve sıkıntılı dönemde olmamıza rağmen yürütmeye çalıştığımız bir çaba var. Bizim tek istediğimiz burada edindiğimiz bilgiyi, birikimi çok değerli hocalarımızın bize öğrettiklerini köylümüze, çiftçimize aktarmak. Ekilmesini ve üretilmesini sağladıktan sonra birçok kurumun üretilecek ürünü almasını sağlamak. Bana Silivri’de artık tarımın önemli olmadığını, gereksiz olduğunu, bir şey çıkmayacağını anlatamazsınız! Bu toprağı satalım, kat karşılığı verelim, üç beş daireye kurban edelim düşüncesine artık kimsenin razı olmayacağına inanıyorum ve bunları gördükçe umudum, inancım daha da artıyor. Bu projeyi göreve gelişimin hemen ardından kurduk. Bu göreve gelmeden önce de arkadaşlarımızla planladığımız beraber hayata geçirmek istediğimiz bir projeydi. Rastgele tesadüfen yapılmış bir proje değil. Siyaseten bir getirisi, bir oy beklentisi olmayan ama emeği çok fazla olan bir proje. Bu anlamda projeye sahip çıkan halkımıza, kurumlarımıza, buraya bilgiyi taşıyan bilim insanlarımıza huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.    
 
SAĞLAM: “BURASI SİLİVRİLİ ÜRETİCİLER İÇİN BÜYÜK BİR FIRSAT”
 
Lavanta üretimi ve hasatı hakkında bilgiler veren Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden Profesör Doktor Canan Sağlam: “Biz Silivri Belediyesi’nin açmış olduğu tıbbi aromatik bitkiler kursları ile bütün kışı burada geçirdik. Bu projeye ilk başladığımız zaman küçük alanlarda ayçiçeği ve buğdaydan çiftçi yeterli geliri elde edemiyordu. Bu küçük alanlarda nasıl olur da aileler geçinir diye düşünerek alternatif ürünler elde etmeye çalıştık. Sayın Başkan ve ekibi de bu konuda Namık Kemal Üniversitesi’ne gelmişlerdi ve üniversitemizde ortak proje dâhilinde burada farklı bitkilerin üretimi için çalışmaya başladık. Sadece lavanta değil,  burada adaçayları da çiçek vermeyi tamamlamak üzereler şuan. Birçok firma ve araştırma enstitülerinde olduğu gibi artık TÜRAM’dan da tohumlar temin edilebiliyor. Fide üretimi burada da yapılabiliyor. Gördüğünüz alanlardaki fidelerin çoğu TÜRAM’ın kendi üretimidir. Başlangıçta tohumlar dışarıdan getirilerek üretim birçok alana yayıldı, birçok bitkide olduğu gibi. Tıbbi aromatik bitkilerde en büyük sorun, tohumluk materyal bulma sorunudur ama bunun lavanta da kesinlikle aşıldığını söyleyebilirim. Buradan alınan çelikler ile büyük bir çoğaltım yapılabilir. Tabi bunun hasat sonrası da önemli. Lavantanın uçucu yağı çok önemlidir. Gerek bitkinin kendisi, gerek uçucu yağının iyileştirici, antiseptik birçok özellikleri var. Parfüm ve parfümeri sanayisin de çok kullanılıyor. Ekonomik anlamda da çok önemli bir bitki. Yaptığımız analizler sonucunda ekonomik anlamda katma değeri, buğday ve ayçiçeğine karşılık daha yüksek bir bitkidir. Kursiyerlerimiz kış döneminde ve yaz döneminde çiçek açmış hasat hali gelmiş bitkileri de gördüler. Silivrili üreticiler için burada böyle bir fırsatı elde edebildiğimiz için ben gerçekten çok mutluyum. Sayın Başkana ve bu proje içerisinde yer alan herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.
 
ÖZDEMİR: “ÜRETİMDEN SONRA EN ÖNEMLİ ADIM KOOPERATİFLEŞMEK”
 
Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden Doçent Doktor Gülen Özdemir ise kooperatifleşmenin önemine vurgu yaparak şunları söyledi: “Gerçekten bu kalabalığı görünce heyecanlandım. Üretim de ayrıca heyecanlandırdı beni, gerçekten duygulandım. Başkanımız da söylediği gibi üretim gerçekten önemli.  Gerçekten üretimden koptuğunuz zaman insanlığınızı unutuyorsunuz. O nedenle üretmek dünyanın en önemli işi. Ürünün değerine satılması ve pazarlanması çok önemli. Üretiyorsunuz ama nereye pazarlayacağınızı bilmiyorsunuz. Trakya’da üretim yapılıyor evet, ayçiçeği geleneksel ürün ama son zamanlarda yeterli gelir elde edilemiyor. Bu nedenle küçük alanlarda tıbbi aromatik bitkilerin değeri ve önemi giderek artıyor. Evet, ürettik ama ürettikten sonra ne yapacağız? İşte bu kısımda sıkıntı yaşıyoruz, pazarlamada özellikle küçük üreticiler ve kadınlar işin içinde olduğunda ben kooperatifçiliği öneriyorum. Başkanımız Hollanda örneğini verdi. Ülkemizde son dönemlerde yaşananları da düşündükçe gerçekten toprağa olan bağ ve bundan elde edilecek gelirin daha da önem kazandığını düşünüyorum. Bugün dünyaya baktığınız zaman, gerçekten yaşanabilir ülkelerde refah seviyesi yüksek. Kuzey Avrupa ülkelerini örnek verebiliriz. Norveç, İsveç örneklerini verdiğimizde burada da kooperatifçiliğin geliştiğini görüyorsunuz. Tarım ürünlerin de % 99’lara kadar kooperatifler işin içerisinde yer alıyorlar. Bizim üretimden sonraki alanda, pazarlamada kooperatifleşmemiz gerekiyor. Bizler bunları maliyetleri ve kazançları açısında değerlendirdiğimizde, tıbbi ve süs bitkilerinin de oldukça yüksek gelir getirdiğini gördük. Büyük üretim yapanlar kendi kendine pazarlama yapabilirler, şirket kurabilirler ama küçük üreticiler bunu kooperatifler ile yapmalı. Üretimi yaygınlaştırmak ve sürdürülebilirliğini sağlamak açısından kooperatifçilik son derece önemli olacak. Dünyaya baktığınız zaman mesela birçok banka battı ama batmayan bankaların kooperatif bankaları olduğunu ve onların bu krizlere dayanıklı olduğunu gördük.” 
 
KARTAL: “BURADAKİ TIBBİ AROMATİK BİTKİLER KÜLTÜRÜ YEREL YÖNETİMLERE ÖRNEK”
 
Bezmialem Üniversitesi’nden Profesör Doktor Murat Kartal, tıpta ve ilaç sanayisinde lavanta kullanımı hakkında şu bilgileri verdi: “Burada yapılan şeyler çok güzel şeyler ve ben başkanıma da söyledim bu projeden sonra Silivri’ye yerleşmeye karar verdim. Emekli olduktan sonra bu örnek tarımı da uygulayacağım. Yani tıbbi ve aromatik bitkiler ile ilgili tarım yapacağım. Bundan birkaç hafta önce Portekiz’de tıbbi ve aromatik bitkiler yetiştirip satan bir çiftliği ziyaret ettim ve hayran kaldım. 20 - 30 dönüm arazide yetiştirdiği farklı bitkileri bütün Avrupa’ya satıyorlar. Ben de o andan itibaren dedim ki, ‘Ben Silivri’ye yerleşeceğim ve bu örnek tarım işletmesini de kuracağım.’ Bu alanda farklı farklı sektörlerde çalışan insanlar ile de tanıştığım için böyle bir karar aldım. Burada yetişen nane, adaçayı gibi bitkileri bu sene ilaç sektöründe çalışan farklı farklı firmalara vereceğiz. Burada üretilen tıbbi ve aromatik bitkileri en azından pazarlarda görebileceksiniz. Gerçekten Gözde Hanım’ın ve burada çalışanların çok büyük emeği var. Çok kaliteli ürün yetiştiriyorlar çünkü tıbbi aromatik bitkide kalite çok önemli. Siz Avrupa’ya bu tıbbi ve aromatik bitkiyi satmak istediğinizde önce kalitesine bakılıyor. Kalitesi, elde edilen uçucu yağ miktarı iyi ise kullanılıyor. Lavanta; lavareden türemiş yıkanmak, arınmak anlamına geliyor. Binlerce yıldır huzursuzlukta, streste, antidepresan olarak kullanılmış. Almanya’da 2 yıldır siloksan adıyla ilaç ruhsatına sahip. Artık insanlar doğal ürünleri ilaç olarak kullanıyorlar. Dünyadaki bu pazar yaklaşık 107 milyarlık bir pazar.  Bizler bitkileri yetiştirmek yerine ilacını, hammaddesini yapıp satmalıyız. Bunun içinde Bezmialem Üniversitesi’nde biz bir Fitoterapi Merkezi kurduk ve çeşitli ilaç ham madde üretimine başladık. 6 -7 tane bitkisel ham maddeyi ilaç firmalarına satmaya başladık. Lavanta; gıdada, kozmetikte kullanılıyor. Gerçekten burada başlatılan tıbbi ve aromatik bitkiler kültürü, yerel yönetim olarak Türkiye’ye çok büyük bir hizmet. Bu yüzden başkanımızı ve ekibini kutluyorum. Bu girişimin Trakya bölgesinin geleceğine atılan önemli bir adım olduğunu düşünüyorum. İnşallah gelecekte farklı tıbbi aromatik bitkilerin yetiştirildiği, hammaddelerin, uçucu yağların elde edildiği bir bölge olur burası. Bundan sonrasında yolumuzun açık olduğuna inanıyorum ve bu imkânları sağladığı için de belediye başkanımıza çok teşekkür ediyorum.”
 
ACAR: “FARKINDALIĞIMIZ TÜRAM SAYESİNDE ARTTI”
 
TÜRAM kursiyeri, lavanta üreticisi Teslime Acar, kursiyerler adına bir konuşma yaparak şunları söyledi: “Bizlere bu imkânları sağladığınız için teşekkür ediyorum. Ben tıbbi ve aromatik bitkiler kursuna katıldım. Arıcılık kursuna da katılmıştım ve arılarıma sofra hazırlamak adına tıbbi bitkilere de katıldım. Küçük bir bahçem var ve orada yetiştirmek üzere adaçayı ve lavanta almıştım. Başkanımın ve TÜRAM’ın burada yetiştirmiş ve vermiş olduğu bitkiler ile hem çeliklemeyi öğrendik hem de yetişmiş fidelerden aldık. Bahçemde yetiştirmeye başladım. Farkındalığımız TÜRAM sayesinde arttı. Birçok bilgi edindik. Evimizde herhangi bir hastalıkta kullanmak için bitki tentürü yapmayı, bitkilerin ilaç tedavisinde kullanımı gibi konularda bilgi edindim. Çok teşekkür ediyorum bu imkânlar bize sağlandığı için.”
 
İYİ NİYET SÖZLEŞMESİ YAPILDI
 
TÜRAM’da aldıkları kursların ardından lavanta üreticiliğine başlayan üreticiler Beynur Coşar, Teslime Acar, H. Ahmet Özdemir, Mert Aykanat, Sibel Ercan, Kemal Demirel, Zeki Yıldır, Ayhan Yıldır, Necdet Yılmaz Terzioğlu ve Behice Öztuna ile belediye arasında İyi Niyet Sözleşmesi yapıldı.
 
RENKLİ HASAT
 
Lavanta hasadı ile devam eden programda alana lavanta suları püskürtüldü, lavanta yağ damıtılması, lavanta sabunları, nikâh şekerleri, takı tasarımları yapıldı. Kültür Merkezi Resim kursiyerlerinin açık hava çalışması gerçekleştirdiği programda, Engelli ve Yaşlı Koordinasyon Merkezi öğrencileri ile Mahalle Evi kursiyerleri lavanta ile ilgili el emeği ürünlerini sergiledi. Misafirlere melisalı limonata, lavanta çayı, köy ekmeği, köy peyniri ve salçası ikram edildi.