Domates Festivali buruk geçti

Bu yıl 32.si düzenlenen Değirmenköy Domates Festivali, ülkemiz yaşanan üzücü olaylar sebebiyle buruk geçti. Sahne ve eğlence programlarının iptal edildiği festivalde yılın en iyi domatesi yarışması gerçekleştirildi.

Domates Festivali buruk geçti
TAKİP ET Google News ile Takip Et

32. Değirmenköy Domates Festivali’ne ilçe protokolü ve çok sayıda vatandaş katılırken, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan da katılımcılar arasındaydı. Festival kapsamında bu yıl yalnızca en iyi domates yarışması gerçekleştirilmesinin yanı sıra Silivri Belediyesi katılanlara Değirmenköy domatesinden yapılmış menemen, domates çorbası, söğüş domates ikramlarında bulundu. Domatesin yanı sıra bu sene hasadı yapılan “karabuğday” salatası da yine ikramlar arasındaydı. Belediye Başkanı Özcan Işıklar ve İlçe Kaymakamı Faruk Bekarlar’ın konuşmalarının ardından da jüri üyelerinin değerlendirmesi sonucu dereceye giren üreticilere Silivri Belediyesi, SİBESO, Ziraat Odası ve Muhtarlar Derneği’nin altın hediyeleri oldu.

Işıklar: Festivallerin tamamı tarım projeleri
Festivalin açılış konuşmasını yapan, protokol ve vatandaşları selamlayarak sözlerine başlayan Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, tarımın ülke ekonomisi üzerindeki etkilerine değindiği konuşmasında şunları kaydetti:
32 yıldır devam edegelen bir geleneği yaşatmak, bir hafızayı diri tutmak toplum ve millet olmanın kültürel gelişleri, vazgeçilmez bir gereğidir. Zaten ne kadar geniş ve derin bir hafızanız varsa o kadar millet olmuşuzdur, o kadar derin bir kültürü temsil ediyoruz demektir. Bizim de başladığımız benden önce başlatılmış bu geleneği sürdürmek. Beldelerimizin tamamında her yıl yaptığımız domates, kavun, karpuz, bamya, yoğurt… Bu yaptıklarımıza dikkat ederseniz hepsi tarım projeleri. Bazıları yeni kuruldu, bazıları devam eden bazıları ara verilen bir gelenek. Ama en önemlisi bölgemizde tarım gücünü açığa çıkarmak. O Allah vergisi topraklardaki zenginliği bir kalkınma vesilesi haline getirmek, bölgesel kalkınmanın itici bir motoru, itici bir gücü olmasını arzu ediyoruz.

“Gıda savaşları oluşacak bir iklim sezinliyorum”
Işıklar sözlerine devam ederken tarım ve gıdanın gelecekte dünyadaki savaşlara sebep olacağını öngördüğünü belirterek devam etti konuşmasına.
“Tarım yoksa gelecek de yok derken bunu gerçekten sadece bir söz olarak değil dünyanın geleceği çok yakın bir gelecekte gıda savaşlarına dönüşecek bir iklim, bir atmosfer sezinliyorum. Dünyanın tarımdaki özellikle katma değeri yüksek. Klasik tarımın da ötesinde bilgiyle, teknolojiyle, akılla donanmış ve eğitimle güçlendirilmiş bir tarım anlayışı yerleştirmek istiyoruz. Babadan gelme usuller tabi ki yıllardır yapılagelen tarıma biz biraz daha muhafazakâr bakıyoruz. “Ben böyle yaptım oldu” mantığıyla artık bununla yarışmamış, bununla mücadele etmemiz mümkün değil. Dünyanın bir karış toprağı olmayan İsrail’de çöl ortasında yetişmiş domatesi, biberi Adana’da kebaplara kullanıyorsak bu 780 milyon kilometre kare ve dünyanın kendi kendine yeten tarım ülkesidir diye ilkokulda öğretilen o bildiklerimizi bir kenara koyan o gerçekle karşı karşıyayız. Bir karış toprağı olmayan İsrail’de bugün milyarlarca dolarlık tohum alır hale gelmişiz. Tarım dışına itilmek gibi bir ceberut bir yaklaşımla karşı karşıyayız. Bugün ülkemizde festivalimizi yapamamamızın, bunu coşkuyla kutlayamamamızın en önemli gerekçelerinden biri işte budur.

“Bunları konuşmayalım diye olaylar oluyor”
Ulusal kanallara çıktığımızda özellikle soruyorlar “Niye bunları anlatmıyorsunuz?” Biz anlatıyoruz. Zaten bunları konuşmayalım diye bu olaylar oluyor. Ülkemizdeki bu kalkışma, bu ceberut, bu ihanetin yarattığı kaos aslında genel bir oyunun parçası. Neden bizi uzak tutmak istiyorlar üretimden, kalkınmadan, refahtan? Bunları konuşmayalım, bunlarla ilgilenmeyelim, bu Allah vergisi topraklarda üretmeyelim. İşte ülkemizin seksenden sonra yapılan sistemli bir şekilde tarımın dışına ittirilmesinin altında yatan sebep bu. Ben hep söylüyorum: Ukrayna’nın ve Türkiye’nin başı beladan kurtulmayacak çünkü 3 milyon kilometrekare alanıyla Avrupa’nın yanı başında büyük bir tarım gücünü yok etmeye çalışıyorlar. Bizim genel olarak ulusal anlamda baktığımız bu. 80’den sonra hepiniz hafızalarınızı tazeleyin bütün kooperatif birlikleri, tarım kooperatifleri birlikleri kurumları hepsi tek tek etkisizleştirmek gibi, kendi içine kapatılıp güçsüzleştirilmek gibi bir projenin malzemesi haline getirilmiştir. Bunların farkına varacağız.

“Dünya için gıda üretiyorum”
Dünya üzerinde küçük ölçekte topraklara sahip olan ülkelerin dahi tarımda iddialı olduğu gerçeğini aktaran Işıklar, ülkemize karşı yürütülen oyunların daha çok üretim sağlayarak bozulacağını aktardığı konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu olayların bu yaratılan kaosun ülkemize karşı beslenen emellerin tek bir çaresi daha çok üretip daha çok kazanıp daha çok katma değeri yüksek dünyayla rekabet edebilecek ki ben gördüm Konya’dan küçük ülkede üniversitenin kapısına yazabiliyorlar “Dünya için gıda üretiyorum.” İlkokuldan başlayıp üniversite bitimine kadar sürdürülebilir bir tarım sürdürülebilir bir gıda politikasını biz acilen en azından ekmek su kadar önemli olarak eğitim sistemimize yaşam biçimimize kendimize koymak zorundayız. Burada İstanbul’un yanı başında 430 kilometrekare- ki İstanbul’un altıda biri toprak bütünlüğü olarak bizde- alanda tarımla tarımdaki katma değeri yüksek ürünleri koruyalım. Kent çevresi tarım bizim en önemli avantajımızdır. Bölgemizde var olan sadece organize edip onları bir araya getirip bütün parçalarıyla onları et ve tırnak gibi bütünleştirmeliyiz.
40 yıldır bu memleketin milletin devletin içine virüs gibi bulaşmış bu kangren olmuş bu büyük yapıyı iki ay gibi bir süre içerisinde yok edebilecek duruma getirebilecek kadar büyük bir milletiz. İşte bu gücümüzü koruyacağız. Bu gücümüzü tarımla üretimle taçlandırarak geleceğe taşıyacağız. Değirmenköy’ümüzün bu domatesle, Kavaklı’sı karpuzla fark etmiyor bu katma değeri yüksek ama inovatif dediğimi bilgiyle ileriye taşıyacağız. İnovasyon dediğimiz bu yaratıcılık özgür ortamların eseridir. Bu huzursuz ortamlarda geliştirilmesi mümkün değildir. O kadar kırılgan, o kadar naif, o kadar naziktir. İşte demokrasi de böyle. Yaşayarak yapacağız. Daha çok çalışacağız. Güçlü iradeyi de görüyorum. Bu vesile ile başta Değirmenköylü hemşerilerim olmak üzere buna katkı sağlayanlara teşekkür ediyorum.

“Hava şartları üretimi etkiledi”
Festivale katılan üretici sayısındaki düşüşün sebebinin olumsuz hava şartları olduğunu söyleyen Işıklar, konuşmasını şu şekilde noktaladı:
“Hava şartlarının kötü olması üretimi etkilemiş olabilir. Geçicidir. Sayın kaymakamımızın ve ilçe tarım müdürümüzün de girişimiyle “Tarım Üreticileri Birliği” kurulup bu çalışmalar tabi ki zorluklar ve sıkıntılar var ama aşılacak ve ben inanıyorum pazarla buluşturulması konusunda üretimin bir kalkınma aracına, maddiyata, bir ete kemiğe bürünmesinde çok önemli bir men hane de aşılmış olacak.”

Rant baskısına yenik düşüyoruz
Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ın ardından kürsüye davet edilen İlçe Kaymakamı Faruk Bekarlar da yine tarımın öneminden bahsettiği konuşmasında şunları kaydetti:
32. yapıldığı az önce belirtildiği Domates Festivali’mizin ilçemize, Değirmenköy’ümüze hayırlı ve uğurlu olmasını dileyerek sizleri sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Domates Festivali’nde ne konuşulacak? Aslında gündemle ilgili de gündemden bağımsız konuşma imkanımız olmamakla birlikte öncelikle domatesten başlamak gerekir diye düşünüyorum. Az önce Mümin Tuğlu ile yukarıda sohbet ederken bu festivalin ilk defa 1984 yılında başladığını ifade etti. Ve o yıllarda yaklaşık 15 bin ton rekolteye sahip olduğunu belirtti. Ben İlçe Tarım Müdürüme sordum az önce “Şu anda rekoltemiz ne kadar” diye… Yaklaşık üç bin dekar alanda bin ton domates üretiliyor. Yani 32 yılda üretim anlamında geldiğimiz nokta herhalde bu rakamlarla ifadesini buluyor. Bugün gerileme ve bir azalmanın göstergesi. Peki bu ne için azalıyor, ne için geriliyor? Tabi ki hepiniz takdir edersiniz ki bununla ilgili yapılan hemen hemen her programda bunun altını çizmeyi kendime bir görev edindim. İstanbul gibi bir dünya metropolünün tarımsal üretim gücünün en önemli yüzü ve temsilcisi olan Silivri ilçemiz maalesef ki büyüyen ve gelişen dünya metropolü İstanbul’un rant baskısı altında tarım topraklarını hızla arsalaştırmak yolunda devam ediyor. Aslında buna fren olabilecek en önemli mekanizma da burada yaşayan halkımızın elinde diye düşünüyorum. Çünkü tarımsal üretimden vazgeçip arsalarla, binalarla, betonlarla doldurmak İstanbul’a bana göre çok büyük değer katan tarımsal üretim gücümüzün azalmasına da sebep oluyor.
 
Bekarlar: Kendimize yetiştirdiğimiz domatesle festival olmaz
En iyi domatesin seçilmesi için yapılan müsabakaya katılan üreticisi sayısının azaldığı az önce ifade edildi. Rekoltenin azalmış olduğunu ben ifade ettim. İnşallah biz bu festivali hep kutlamaya devam ederiz. Ancak bahçemizde kendi evimizde yemek için yetiştirdiğimiz miktarda domatesle bunu gerçekleştiremeyiz. O yüzden biz azalmaya yüz tutan üreticiliği süratle eski seviyelerine çekmek için gayret etmeliyiz. Yine ilçemizde yapımı için hazırlıkları devam eden bir fabrikadan haber vermek  istiyorum. Bir domates ve ketçap fabrikasının kurulacağını geçen Çalıştayı yürüten kişilerle de görüştüm, haber verdiler. Bu aslında bizim burada üreteceğimiz domatesin müşterisinin de hazır olduğunu, sıkıntı yaşıyor olsak bile burada endüstriyel üretime satabileceğimizi sizlere bir müjde olarak paylaşmak, bu üretimle ilgili düşüncemize etki eder diye düşünüyorum. Tabi ne kadar verim alabiliyorsunuz diye birkaç çiftçimizle de görüştüm. Orada da ilginç rakamlar var. Dört yüz kilo, bir ton, üç ton gibi değişik rakamlar var. Ama ben doğru ve iyi tarım uygulaması yapıldığı zaman bir dekardan on tona kadar domates alınabileceğini de biliyorum. Bunu içinizde bilen arkadaşlar da uzmanlar da var. İnanıyorum ki önümüzdeki yıllarda bu azalma devam etmeden artışlar yeniden yakalanarak domates üretimimiz devam etsin ve adına düzenlediğimiz festivali de coşkuyla kutlamaya devam edelim.

Bekarlar: Festivallerimizi buruk yaşıyoruz
Konuşmasının son bölümünde ülkemizdeki terör olaylarına değinen İlçe Kaymakamı Faruk Bekarlar, güzel günlerin gelmesi temennisiyle sözlerini noktaladı. Bekarlar konuşmasının sonunda şunları söyledi:
“Tabi 2015 Temmuz ayından beri ilçemizde birçok festival düzenleniyor herkesin bildiği gibi. Karpuz festivalimiz, bamya topatan kavun festivalimiz, yoğurt festivalimiz, domates festivalimiz… Ama maalesef festivallerimizi biz geçen seneden beri buruk kutluyoruz. Geçen seninin temmuz ayından beri ülkemizde yükselişe geçen terör eylemleri, 15 Temmuz’da bir grup vatan haini, içimizde yetiştirdiğimiz, milletin alın teriyle aldığı silahlarla milleti kurşunlayan hainlerin girişimiyle hepimizi büyük bir moral çöküntüsüne soktu. Çok şükür milletimizin ve devletimizin dik duruşu, kararlı tavrıyla kısa sürede bertaraf edilen o hainler, bu hainlerle iş birlikçi diğer terör örgütleri işte hepinizin bildiği gibi ülkemizde meydana getirmeye çalıştıkları kaos ve kargaşa ortamı yine milletimizin ve devletimizin dik duruşuyla bertaraf ediliyor ama biz geçmiş yıllarda alıştığımız gibi konserlerle, sahne gösterileriyle daha coşkulu ve daha eğlenceli düzenlemeye alıştığımız festivallerimizi ortada şehitlerimizin ve gazilerimizin acıları dururken yapamıyoruz. Ben inanıyorum ki bu azim ve kararlılıkla devam ettiğimiz müddetçe inşallah bu kara günlerde geçecek. İnşallah o aydınlık günlere, şen şakrak bir şekilde coşkuyla, sahne gösterileriyle, konserle, eğlenceli ruh haliyle bu festivalleri tekrar kutlamaya devam edeceğiz. Ben hem müsabakaya katılan domates üreticilerimizi, onların yaptıkları yarışmaya katkı sağlayan arkadaşlarımızı ve bu etkinliğin geleneksel olarak sürdürülmesinde katkısı olan Silivri Belediye’mizin Başkanını ve ekibini tebrik ediyorum. Tüm Değirmenköylü ve Silivrili vatandaşlarımıza hayırlı ve uğurlu olması dileklerimle saygı ve sevgiyle selamlıyorum.”

Yılın ilk üreticisine ödül
Bu senenin ilk domates üreticisi olan Şaban Uzun’a konuşmaların ardından altın hediye edildi. Uzun’a hediyesini Değirmenköy eski Belediye Başkanı Mümin Tuğlu takdim etti.

Jüriye hediye paketi
32. Değirmenköy Domates Festivali kapsamında yarılmaya katılan domatesleri tek tek tadarak puanlandıran ve yılın en iyi domatesini seçen jüri üyelerine Silivri Belediyesi’nin hazırlamış olduğu hediye paketleri, İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Kemal Benli tarafından takdim edildi.

Tüm katılımcılara altın
32. Değirmenköy Domates Festivali’nde en iyi domates yarışmasına katılan tüm üreticilere Silivri Belediyesi tarafından gram altın hediye edildi. Üreticilere hediyeleri programa katılan CHP’li ve AKP’li Belediye Meclis Üyeleri tarafından takdim edildi.

3.  olan yarışmacı: Gökçe Aydın
Festival programı dahilinde yapılan en iyi domates yarışmasında üçüncülüğü Gökçe Aydın alırken kendisine hediyesi de Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan tarafından verildi.

2.  olan yarışmacı: Aşkın Ergun
Yarışmada ikinciliği Aşkın Ergun kazanırken, kendisinin yerine babasına ödülünü Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar verdi.

Şampiyonun adı Tunay Ceylan
Geçen yıla oranla katılımın daha az olduğu 32. Değirmenköy Domates Festivali’nde yılın en iyi domatesini üreten çiftçi Tunay Ceylan olurken, eşi ve çocuğuna ödülünü İlçe Kaymakamı Faruk Bekarlar takdim etti.
Dereceye giren yarışmacılara ayrıca Ziraat Odası adına oda başkanı Metin Gürsu, Muhtarlar Derneği adına dernek Başkanı Ömer Ercan, SİBESO adına başkan yardımcısı Arif Kanık altın hediye ettiler.
Dereceye giren yarışmacılara hediyelerinin takdim edilmesinin ardından da Değirmenköy’de bu yıl yenilenen festival alanı, ilçe protokolü tarafından gezildi. Burada çektirilen hatıra fotoğrafıyla birlikte 32. Değirmenköy Domates Festivali de son buldu.