8 Kasım 1938 Salı

Atatürk'ün Müşahede Defteri'nden 7 Kasım 8 Kasıma bağlayan gece: 'Gece yarısı etrafındakileri tanımıyor. Saat 02.10'da uyanıyor. Bay Rıdvan'ı çağırıyor, uyuyamadığından şikâyet ediyor:

8 Kasım 1938 Salı
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Gözleri açık. Ama dalgın. Derece alınıyor: 36,5 deniyor. Bir şey söylemiyor. 08.20’de Bay Rıdvan giriyor. Sütlü çay getiriyor. İstemediğini anlatmak istiyor. Sözleri bulamıyor. Başka bir şey istiyor, adını bulamıyor. Birçok maddelerin ismi söyleniyor. Nihayet poriçte duruyor. Saat 10.00’da verileceği söyleniyor.

Hasan Rıza Soyak (genel sekreteri)

“Saat 18.35’te telefonla fenalaştığını bildirdiler. Telaşla hususi daireye koştum. Yatak odasının iç içe olan iki kapısı arasındaki boşlukta Kılıç Ali duruyordu. Odaya girdiğim zaman Atatürk yatağın ortasında oturmuş, iki elini yanlarına dayamış mütemadiyen öğürüyordu.

Nöbetçi doktur Abravaya ile o sırada yetişen Prof. Neşet Ömer İrdelp kendisine yine bir taraftan bazı ilaçlar enjekte etmeye, bir taraftan da buz parçaları yutturmaya başladılar. Bir suali iki defa soruyordu. Biraz sükûnet bulunca yatağa yatırdık. Başucuna sokuldum:

“Biraz rahat ettiniz, değil mi efendim” diye sordum.

“Evet…”dedi. Ama nafile artık söyleneni anlamıyordu. Başını biraz sağa çevirerek Dr. İrdelp’e dikkatle baktı ve:

“Aleykümselâm” dedi. Son sözü bu oldu.

8 Kasım Salı akşamı saat 19.00’da,yani dördüncü ponksiyondan tam 30 saat sonra Atatürk son sözünü söyledi ve ikinci ağır komaya girdi.

Bu komadan bir daha çıkmayacaktı. O gece Anadolu Ajansı şu açıklamayı duyurdu:

“Bugün saat 18.30’da hastalık birdenbire normal seyrinden çıkarak şiddetlenmiş ve sıhhi vaziyetleri yeniden ciddiyet kesbetmiştir ”.

Artık bütün ülke onun son saatlerini yaşadığını biliyordu. Ama ağlamak ve dua etmekten başka kimsenin elinden bir şey gelmiyordu.

Atatürk’ün bu son günlerinde, içimiz kan ağlayarak sarayın matem dolu havası içinde yine de yarınki vaziyetin ne olacağı fark ediliyordu.

Atatürk’ün son komasına girdiği anlaşılınca Dr. Asım Arar, duyurumu telefonla Başbakan Celal Bayar’a bildirdi. Bayar, Ankara’da bulunan Arar ’ı evine çağırttı. Evde Dışişleri bakanı Tevfik Rüştü Aras da vardı. Ata’nın durumu hakkında ayrıtlı bilgi istediler. Durumun vahameti anlaşılınca gece yarısı Bakanlar Kurulu acele toplantıya çağırıldı. Çağrılılar arasında Atatürk’ün iki eski silah arkadaşı da vardı:

Mareşal Fevzi Çakmak ve eski kavgalar yerine Atatürk’ün sağlığı konuşuluyordu. Hazır bulunanlar, Dr. Asım Arar ’ın açıklamalarını derin bir sükût içinde dinlediler. Alınacak önlemler konuşuldu ve Başbakan’ın Dr. Arar ’la birlikte acilen İstanbul’a gitmesi kararlaştırıldı.

Bayar,9 Kasım sabahı Dolmabahçe’ye geldiğinde Atatürk son 24 saatine girmiş bulunuyordu.