Dervişin biri

'-Sen doğru ol kem belasını bulur. Sen doğru ol kem belasını bulur.' Diye diye dolaşıyormuş...

Dervişin biri
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Padişahın biri tebdil-i kıyafet çarşıda gezerken dervişin sözlerini duymuş, ilgisini çekmiş ve dervişe:

-‘Her gün sarayıma gel seninle muhabbet ederiz’ demiş.

Derviş ertesi gün…

Sarayın kapısına gitmiş padişahın karşısına çıkarılmış sohbet muhabbet zaman geçmiş saraydan ayrılırken padişah dervişin cebine bir altın konulmasını emretmiş.

Sarayın dışında dervişi takip eden sahte derviş kılıklı biri yanına yanaşmış,
-‘Ya arkadaş, Padişah seni neden saraya davet etti? Derdi neymiş?’ falan filan bir yığın sorgu suale tutmuş. Her  gün bir altın aldığını da öğrenince. ‘Onun yaptığı işi ben de yaparım’ diye düşünmüş. Sormuş,

-‘Ya kardeş, her gün ben de seninle gelsem rahatsız olmazsın değil mi?’ demiş ‘belki Padişah bana da bir altın verir çoluk çocuğum nasiplenir.’

Derviş:

-Padişahım kabul ederse neden olmasın sen de gelirsin tabii‘ demiş.
Gel zaman git zaman padişah her muhabbet sonrası bir ona bir öbürüne birer altın verdirir olmuş.

Sahte derviş bir sabah gerçek dervişi çorba içmeye davet etmiş. Garsona da gizlice arkadaşının çorbasına bol sarımsak koymasını tembihlemiş.

Gerçek dervişin

-Padişah’ımla muhabbet ederken kötü kokarım ‘sözlerine sözüm ona çare de üretmiş

-ağzına mendil tutarsın kardeşim ‘demiş.

Derviş onun dediği gibi ağzını mendille örterek padişahla söyleşisini sürdürmüş. Bu arada sahte derviş fırsat bulduğunda Padişahın kulağına eğilip,

– efendim arkadaşım ağzını mendille neden kapatıyordu biliyor musunuz, ağzınız kokuyormuş o kokuyu duymamak için’ demiş.
Padişah çok sinirlenmiş çağırın o dervişi diye emir vermiş. Ve gerçek dervişe sarayın fırıncısına verilmek üzere bir pusula uzatarak

-Al bunu fırıncıya götür’ demiş. Dervişin okuma yazması yokmuş. Tam kapıdan çıkıp fırıncıya gidecekken sahte derviş yanaşmış:

-İstersen ver o pusulayı ben götüreyim fırıncıya, belki Padişah ekmek lütfetmiştir çocuklara götürürüm senin ekmeğe ihtiyacın mı olur?’ demiş.

Onunda okuması yokmuş, pusula böylece sahte dervişin elinden fırıncıya ulaşmış. Fırıncı kâğıtta yazılan ‘bunu sana getireni kızgın fırına at’ emrini hemen yerine getirip sahte dervişi küt alev alev yanan kızgın fırına yollamış

Ertesi gün gerçek derviş yine saraya gelmiş. Padişah şaşırmış:

-Hayrola sen dün fırıncıya gitmedin mi ?’diye sormuş.

Derviş de olanları bir bir anlatmış. Padişah dervişin kulağına eğilmiş:

- SEN DOĞRU OL, KEM BELASINI BULUR‘ demiş.

GÜNAHLARA KEFARETTİR GÖNÜLDEKİ KEDER NİYETLER HALİS OLUNCA AMELLER OLMAZ HEDER,
BİRAZ DAHA SABREYLE NELER GÖRECEKSİN NELER...
MEVLAM İHMAL DEĞİL İMTİHAN EDER...

SEVGİYLE VE DOĞRUKLA KALIN...