CHP'li vekilden Silivri ziyareti

Süreci konuşmak için mi geldiniz, bundan sonra ne yapacağız onu konuşmak için mi geldiğiniz sorusuna" Gök, "Hayır. Benim milletvekili arkadaşlarım. Ben partimin kararına uyarak partimin almış olduğu 28 Haziran ve 5 Temmuz kararlarına uyarak bu arkadaşlarıma milletin vekili olarak mecliste yemin etmelerinin yolu açılıncaya kadar bir direnme başlatmıştım. Yemin etmiyordum. Onun devamı olarak arkadaşlarıma bir insani ziyaret. Milletvekilliği arasında Türkiye'nin sorunlarını konuşma Türkiye'yi konuşma ve tabi ki meclisteki çalışmayı konuşma. Bunları konuştuk" dedi.

"Benim tavrım konusunda herhangi bir konuşma olmadı"

"Size bir telkinde bulunuldu mu? Siz Mecliste CHP'den yemin etmeyen tek milletvekilisiniz?" şeklindeki sözler üzerine, "Hayır. Balbay'da, Haberal'da bu konuda son derece nazik bilgili görgülü hakikaten milletvekili insanlar. Benim tavrım konusunda herhangi bir konuşma olmadı. Çünkü benim tavrımdır o. Yalnızca teşekkürlerini, saygılarını ilettiler. Hepimiz bir partinin milletvekiliyiz. Şundan mutluluk duydum. Haberal bu ülkeye borçlu olduğunu, bu ülke insanlarına borçlu olduğunu profesörlüğünü ve milletvekiliğini bu ülkeye hizmet için kullanacağını beyan etti. Bu güne kadar hayatının böyle geçtiğini söyledi. Balbay gazeteci olduğunu halka gerçekleri anlatma görevi ve borcu olduğunu, bunun devamı olarak milletvekiliği hakkı kazandığını ve bu görevini ömrünün yettiği yere kadar götüreceğini beyan ettiler. Bunlar aslında sağlam beyinlerden çıkan, sağlam tutarlı çok güzel görüşler. Tabi bu görüşler karşısıda saygı duymamak mümkün değil" diye konuştu.

"Yapılacak süreci aslında yargı ve hükümet çok iyi biliyor"

"Süreçle ilgili bundan ilgili ne yapılabiliri konuşmadınız mı?" sorusuna Gök, "Yapılacak süreci aslında yargı ve hükümet çok iyi biliyor. İnanın sizden benden çok daha iyi biliyorlar. Burada aslında asıl sorumluluk bir yargısal faaliyet sürüyor ama siyasi otoritenin de burada doğrudan sorumluluğu vardır. Başbakanın doğrudan sorumluluğu vardır. Çok net olarak söylüyorum. Eğer ki burada herhangi bir şekilde ama hukuk ama beden. Bir cinayet var ise bunun sorumlusu ister kabul edelim ister etmeyelim sayın başbakan olacaktır. Çünkü tarih ama hukuki ama bedeni cinayetin katili olarak sayın başbakanı gösterecektir. Bence böyle bir şeye izin vermemek lazım" ifadelerini kullandı.

"Bu insanların yemin etmelerinin engellenmesini ben hukuka aykırı buluyorum"

'Yemin etmemeniz devam edecek mi Haberal ve Balbay bırakılmazsa ?' sorusuna Gök, "Şuan için yemin etmeme eylemi sürdürüyorum. Çünkü bu bir demokrasi mücadelesi. İçerde bulunan milletvekili arkadaşlarım. Olayı biraz geniş düşünmek lazım benim için elbette ilk planda CHP milletvekilleri olan Haberal ve Balbay ilk planda. Elbette onun dışında başka tutuklu milletvekilleride var. Sayın Engin Alan'da var. KCK'dan tutuklu milletvekilleride var. Bu bir genel perspektiftir. Yani milletin oy verdiği, milletin vekil yaptığı bu insanların yemin etmelerinin engellenmesini ben hukuka aykırı buluyorum. Türkiye'nin imzalamış olduğu ve Anayasamızın 90. maddesinin son fıkra değişikliğiylede Türkiye'nin taraf olduğu tüm uluslararası anlaşmalar ve AİHM'in kararlarına aykırı olduğunu söylüyorum. Bu insanlar vekil olmuşlardır. Vekil olan insanların çalışma yeri cezaevi değildir. Çalışma yeri meclistir. Bu insanların mecliste yemin etmelerinin önü açılmalıdır. Mecliste çalışmalarının önü açılmalıdır. Bu çok nettir. Bu bir demokrasi tavrıdır. Hukuki tavırdır. Hukukun üstünlüğü tavrıdır. Bu milletin iradesine saygı tavrıdır. Bu saygıyı ben İsa Gök gösteriyorsam başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ında göstermesi lazım. Hükümetin tüm üyelerinin göstermesi lazım. Tüm Türkiye'nin göstermesi lazım." şeklinde konuştu. İsa Gök konuşmasının ardından aracına binerek cezaevinden ayrıldı.