'Maraş'ı unutmadık, unutturmayacağız!'

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Gençlik Kolları, dün Uğur Mumcu Meydanı'nda düzenledikleri basın açıklamasıyla 36. yılında 19 Aralık ile 26 Aralık 1978'de yaşanan Maraş Katliamında hayatını kaybedenleri andı, katliamı yapanları ve soruşturmayanları protesto etti.

'Maraş'ı unutmadık, unutturmayacağız!'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

 Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Örgütü başta olmak üzere sivil toplum kuruluşlarının destek verdiği eylemde ‘Maraş’ı unutma, unutturma!’, ‘Karanlığa teslim olmayacağız!’, ‘Faşizme karşı omuz omuza!’ sloganları yükseldi.

ARAS: SENARYONUN EN ÖNEMLİ PARÇASI KATLİAMCILARIN ÜZERİNİ ÖRTMEKTİ

Gençlik Kolları’ndan Gamze Aras’ın okuduğu basın açıklaması aynen şu şekilde: "Maraş Katliamının üzerinden 36 yıl geçti. Bu katliamda sorumluluğu bulunanlar ya hiç yargılanmadan "kurtuldurlar” ya da göstermelik dava dosyaları ile yargılanıp beraat ettirildiler. Çünkü, Maraş Katliamı tasarlanırken senaryonun en önemli parçası; katliamcıların önde izole edilmesi, sonra bu izolasyon yardımı ile "suçsuz ilan edilmesi” idi.

"BAŞ AKTÖR DERİN DEVLET!”

Katliamcıların amacı 12 Eylül askeri darbesine zemin hazırlamanın yanında, halklar ve inançlar bahçesi olan Maraş’ta Alevi, solcu, demokrat insanları kıyıma uğratmak ve sağ kalanları da baskı, sindirme, korku psikolojisi ile göçe zorlamaktı. Böyle büyük ölçekli bir senaryonun devletin derin güçlerinden icazet alınmadan yapılması mümkün değildi. Zaten katliamda baş aktörün "DERİN DEVLET” olduğu yıllar sonra Başbakanın çekmecesinden çıkan "bilgi notu”nda ortaya çıkmadı mı? Sivas’ta 33 canımızın yakıldığı katliam için "Biz Sivas’ta ki şeriatçı örgütlenmenin gücünü ve herhangi bir kalkışmada ne kadar sürede kontrol altına alabileceğini görmek istedik. Ama ipin ucu kaçtı, saldırganlara hakim olamadık.” diyen "DERİN DEVLET” anlayışı tarih boyunca gerici, şeriatçı, faşist güçlerle kol kola idi. Madımak Katliamı’ndan 15 yıl önce Sivas’ta ve Çorum’da idi. Zira bu anlayışın var olma sebebi yaşamsal dayanakları ve hizmet amacı karakteristiğini ayan beyan ortaya koymaktadır.

"İKTİDAR BU ORGANİZE GÜÇLERİ KORUMAKTADIR”

Baba İshak ve Yarenleri’nden, Yol Ulumuz Pir Sultan Abdal’a, Deniz Gezmiş’ e 12 yaşında semah dönmek için gittiği Sivas’ta yakılan Koray Kaya’dan, 12 yaşında 13 kurşunla Doğu’da öldürülen Uğur Kaymaz’ a kadar yaşanan tüm cinayet ve katliamların sorumlusu aynı organize güçlerdir. Bu organize güçleri örten perde, gelip geçen çeşitli hükümetler ve şuanda iktidarda bulunan AKP Hükümeti tarafından özenle korunmuştur, açılmamıştır. Yaşanılan bu katliam ve vahşetlere karşın katliamları yapanlar değil, katliamları gündeme getirenler suçlu görünmekte; "yarayı kaşımayın, tarihi tarihçilere bırakın!” gibi katliam ve katliamcılar unutturulmaya çalışılmaktadır. Kuşkusuz, katliamda yitirdiğimiz canlar yüreğimizde karanlığa bir ışık olmaya devam ediyorlar. Ama artık karanlığa ışık tutmak bedenlerin ateşlerde külleşmesiyle değil bilimle, teknikle, akılla olmalı…

"KARANLIĞA TESLİM OLMAYACAĞIZ”

Bunun için geçmişte yaşanan katliamları unutturmayarak, katliamların yenilenmesini önleyerek, farklılıkların zenginlik olduğu bilincini beyinlere kazıyarak ve hepsinden önemlisi vicdanlarımızla, geçmişimizle, ayıplarımızla, suçlarımızla yüzleşerek ışığı çoğaltmalıyız.

"MARAŞ’IN UNUTTURULMASI YENİ KATLİAMLARIN OLUŞMASI DEMEK”

Bu nedenle Maraş’ta insanlık dışı kıyımın vicdanlarımızda yarattığı utancı hep birlikte temizlemek gerektiğine inanıyoruz. Madımak’ın toplumsal belleğimizde açtığı yarayı da demokrasiye, insan hak ve özgürlüklerine, eşitliliğe, çok kültürlülüğe inanan, kesimlerle sarabileceğimizi biliyoruz. Katliamlarla yüzleşmenin ve gerçek faillerin bulunmasının gerekliliğine inanıyor, Maraş’ın unutulması halinde farklı kimlik ve inançtaki her insanın can ve mal güvenliğine yönelik tehditlerin artarak edeceğini görüyoruz.

"DEVLET BU UTANCI AYDINLATMAK ZORUNDA”

Türkiye geçmişindeki bu utancı temizlemek, geleceğini de aydınlatmak zorundadır. Bizce bunun çözümü katliamın gizli arşiv belgelerinin açıklanması, karanlıkta kalmış gerçek faillerinin bulunması ve Alevilerden özür dilenmesidir. Yeni katliamlar yaşamamak için Maraş’ın unutturulması yönündeki girişim ve çabalara set çekmek, toplumun ve devletin yüzleşmesini sağlamak bu açıdan önem taşımaktadır.

"FARKLI KÜLTÜRLERİN VE İNANÇLARIN BİR ARADA YAŞAYABİLECEĞİ BİR TÜRKİYE İÇİN MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”

Vakıf ve derneğimiz, kararlı bir şekilde bir arada yaşama kültürünü tahrip eden, karanlıkta kalmış bütün katliamların aydınlığa kavuşturulması için mücadele veriyor ve laikliği, bireyin ve emeğin özgürleştirilmesini, devletin demokratikleşmesini savunan güçlerle omuz omuza olmayı önemsiyor. Vereceğiniz desteğin farklı kültürlerin ve inançların bir arada yaşayabileceği bir Türkiye özleminin gerçekleşmesine katkı sunacağını, Maraş katliamını unutturmak isteyen çevrelere etkili bir cevap olacağına inanıyoruz.

"GERÇEK FAİLLER YARGILANMALI”

21. yüzyıl insan hakları, özgürlükler ve bilim çağı olmalıdır. İnsan hakları, özgürlük ve bilim gibi kutsal değerlere ve katliamlarda yitirdiğimiz canlarımıza, yaşam ve varlık gerekçemiz olan kültürümüze saygının bir gereği olarak diyoruz ki; devletin derin çekmecelerinde gizli arşivler açılmalı, katliamların yaşayan tanıkları dinlenmelidir. Arşivlerin, yaşayan tanıkların, kitap, belge ve o dönemdeki mahkeme tutanaklarının ışığında katliamda suçu, hatası ve ihmali bulunan birey ve kurum her kim varsa evrensel hukuk verileri çerçevesinde yargılanmalı, gerekli cezalar verilmelidir.”