Kucağında Kuzusu Köylü Güzeli Hediye!

Hani bayıra çayıra, doğaya çıkarsınız ve onlarca açan çiçeklere bakarak mest olursunuz ya. Onlarca çeşit ve güzellik... Aralarında yürür gülümseyerek ona bakar buna dokunur ve baktıkça dokundukça mutlu olursunuz ya çimenlerin üstünde…

Kucağında Kuzusu Köylü Güzeli Hediye!
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Hani bayıra çayıra, doğaya çıkarsınız ve onlarca açan çiçeklere bakarak mest olursunuz ya. Onlarca çeşit ve güzellik... Aralarında yürür gülümseyerek ona bakar buna dokunur ve baktıkça dokundukça mutlu olursunuz ya çimenlerin üstünde…

Fakat orda, biraz uzakta tek bir çiçek dikkatinizi çeker ve sizi ona çeken bir şey olur ya hani, işte öyle tanıdım Hediyeyi…

Adı Hediye evet. Çok güzel, çiçeklere benzeyen bir kız… Hani masallarda okurduk ya almış kuzuyu koşuşturuyor mutlu bir şekilde çiftliğin etrafında, tamda öyle bir yaşantısı var. Kuzusu, kedisi köpeği buzağısı, tavukları ördekleri var…Gözleri bir başka bakıyor, ruhunda ki sevgiyi duruluğu sadeliği çok net görebiliyorsunuz. Odasına girdiğinizde yığın yığın makyaj malzemeleri yok, ama odanın birçok yeri kitap dolu. Kitap okumayı çok fazla seviyor. Siz bir şey söyleyin hemen bilimsel açıklamasını yapıyor…

Çıktık onla çiftliğin etrafına oturduk anlattık anlattık ve konuştuklarımızdan bazılarını sizinle de paylaşmak istiyorum izninizle;

-Çok sevdiğin bir şeyi ve nedenini söyler misin Hediye?

-Benim bir değil abla birkaç şeyi çok sevmem var dedi. Mesela ben kitap okurum, çok okurum, mesela hayvanlara dokunmadan olamam, sabah akşam doğaya selam vermeden, gökyüzüne bakmadan olamam. İnsanları çok sevmiyorum ben diye devam etti. Köyde de evimiz var ama ben orayı sevmiyorum, insanlardan uzak doğa hayvanlar annem ve babam çok güzel ve çok yeterli inan dedi.

-Neden insanları sevmiyorsun?

Çünkü günümüz insanlarını samimi bulmuyorum, birçoğu kendi çıkarlarında doğayı bile temiz tutmaktan aciz, korumasız acımasız bir toplum olduk, hele ki hayvanlara yapılan işkenceler deyip gözleri doldu ve buzağının kaldığı yere odaklandı… Nasıl olur abla diye devam etti, ben sabah Ali’ye (yavru buzağı)selam verip Ayşegül’e (ineğe) vermezsem suçlu hissediyorum çünkü bekliyor biliyorum dedi… Haklıydı, sevgiyi perçinleyen ilgi ve alakadır.

-Peki, doğanın önemi sende ne kadar Hediye?

Doğa tabi ki bizim için çok çok önemli, çünkü doğa demek doğayı korumak demek, geleceğimizi korumak demektir…

 Eğer bizler doğamızı korur isek temiz tutar isek gelecek nesil temiz bir şekilde yaşamını sürdürür…

Özellikle çocuklara kötü örnek oldu insanlık…

Üzülüyorum ben. Çok zordu değildi yaşam aslında, iç içe paylaşarak bölüşerek yaşamak… Zorlaştıran bizleri dedi. Bana çok zor gelmiyor hayvanlarımın yemini suyunu vermek. Düşünsene abla dedi gözleri parlayarak, ben onlara yiyecek hazırlamıyorum ki doğada olanı onlara sadece sunuyorum, ama onlar bize hazırlıyorlar, sütü yumurtası vs. aynı şey değil abla aynı şey değil, saygı duymamız lazım bu emeğe. Ama bizde onların bu emeğine saygı hiçbir zaman olmadı… Hayvanlar demek benim için her şey demektir. Beni yeri geldiğinde tek anlayan canlı diyebilirim. Canım sıkıldığında onlarla vakit geçiriyorum mesela. Hayvanların yeri önemi çok, hayvan sevgisi olmayan insanlar ise kalpleri gözleri körelmiştir inanın…

Hayvanların bakımını üstlenen yabancı bir gurbetçi çalışanınız var galiba deyince, evet var dedi.

Babam ona çok güzel bir oda yaptı, alışagelenmiş bir durum vardı dedim hani ahırın yakınlarında falan kalıyorlardı deyince. Hayır abla olur mu öyle şey o bizim kölemiz değil bizim iş paylaşımcımız. Biz ona gel bak dedi hemen odasına ve gittim. Bir el yapımı prefabrik, odası banyosu mutfağı ve lavabosu. Çok şaşırdım doğrusu. Yatakları düzenli ter temiz her yer terlikler yana konmuş masada kitaplar bir sürü. Ben onlara hep kitap getiririm onlarda okurlar dedi. Çok gurur verici bir davranış gerçekten. Onlar ailelerinden ayrı ve bizim misafirimiz demez mi? Bu nasıl bir duruluktur, nasıl bir insani davranış? Aslında şaşırmam anormal, normal olanı onun yaptıydı şaşıracak bir şey yoktu. Ama maalesef günümüzde herkes herkesin iliğini çekmekte ve sömürmekte. Birkaç kuruş veriyorum diye satın almakta olduğu için şaşırdım…

Peki, hayattan beklentin nedir desem?

 Hayattan beklentim, ne dersek birçok şey deriz tabi. Ama hepimiz şunu da halledeyim bunu da halledeyim deriz ya, aslında tek kelimedir; herkes için en başta sağlıklı bir ömür derim… O yoksa hiçbir isteğimiz olamaz çünkü…

Mesleğini seçerken maddi mi manevi olmasına mı dikkat edeceksin?

 Mesleğime gelince abla, çocukluğumdan beri insanlara, özellikle yaşlılara faydalı biri olacağıma söz vermişimdir kendime. Ne zaman bir insan veya bir hayvan hasta olsa çok üzülürüm, o yüzden maaş için değil çok sevdiğim için yapacağım işimi… Ve bir ömür boyu çalışmamış yorulmamış olacağım.

Son olarak hepimize ne demek istersin?

İsteğim ve dileği bu dünya hepimizin, insanlarımız onlara aitmiş gibi davranmayıp, çocuğuyla, yaşlısıyla, doğasıyla hayvanıyla iç içe paylaşarak barış içinde yaşamak...

Bizde sana uzun ömürler dileyerek tüm hayallerin gerçek olsun diyoruz. Ülkemizin senin gibi gençlere çok ihtiyacı var Hediye. Göğsünde vatan sevgisi, yolu Atatürk yolu, düşüncesi hür çağdaş, laik ve demokratik bir genç olarak, geleceğin akıllı ve ayakları yere sağlam basan bir kadın olarak, bu değerlerin en değerli olduğunu bilerek kal…Ömrün güzel olsun güzel kız…Sevgiyle kal…

Röportaj: Chenay Kobak