Doğanın uyanışı simgesi 'Marteniçka'

Marteniçka takmak da baharın gelişini kutlayan, kutsayan bir Bulgar âdetidir. Eski bir pagan geleneğinin günümüze neredeyse hiç bozulmadan ulaşmış şeklidir.

Doğanın uyanışı simgesi 'Marteniçka'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Baharın gelişi her coğrafyada başka türlü kutlanır. Değişmeyen tek şey vardır, kışın sona ermesi, baharın gelmesi.

Bahara girilişi simgeleyen, Bulgaristan, Sırbistan ve Yunanistan gibi doğu Avrupa ülkelerinin kültüründe var olan ve günümüzde de halen itinayla sürdürülen bir gelenektir Marteniçka takmak.

Marteniçka takmak da baharın gelişini kutlayan, kutsayan bir Bulgar âdetidir. Eski bir pagan geleneğinin günümüze neredeyse hiç bozulmadan ulaşmış şeklidir.

Bir Bulgaristan geleneği olan Marteniçka, Her yıl 1 Mart günü kırmızı-beyaz renklerde olan bir bilekliğin bileklere takılmasıdır. Aslında Marteniçka sadece bileğe takılan bir bileklik değil aynı zamanda istenildiği takdir de yakalara da takılabilen bir simgedir... Birçok hikâyesi olan Marteniçka 'nın gerçekçi olanı ise Bahar Ayının gelmesinin kutlanmasıdır. Marteniçka bilekliğe takıldığı gibi birde bazı kaynaklara göre çıkarılma zamanları vardır. Bu zamanlar ilk kırlangıç veya bir leylek gördüğünde olur. Tarihi ile ilgili birçok söylentiler vardır. Rivayete göre:

 Bir kış aylarından zamanın birin de, Bulgar erkekleri savaşa giderler. Erkeklere savaş ile ilgili bilgi vermek amacıyla "Savaşı kazanırsanız bir kuşun ayağına beyaz, eğer savaşı kaybederseniz siyah bir bez parçası bağlayın derler. Savaşa giden Bulgar erkekleri, savaşı kazanırlar ve bir kuşun ayağına kanlı bir beyaz bez parçası bağlarlar. Bunu görenler, savaşı kazandıklarını ama çok kan kaybedildiğini anlarlar. Diğer bir rivayet ise şöyledir ki; Baba marta veyahut marta nine diye bilinen kişinin baharın gelişini simgelediğini ve bu nedenle bileklik takıldığını bilinir. Bulgarlarca bilinen ve biraz daha yaygın olan bu hikâye dolayısıyla, bu baharın geldiği dönemlerde 1 Mart günlerinde insanlar birbirlerine “Çestita baba marta “derler. Günümüzde bu Marteniçka geleneği hala devam etmekte olup, uzun yıllar önce ülkemize göç eden Bulgaristan Türk göçmenleri tarafından tamamen iyi niyetlerince bu geleneği sürdürmektedirler. Bu farklılık, bu geleneğin temelinde birazda Hıristiyanlık diniyle ilgili bir kaç bağlantısı olmasına rağmen birçok kişi tarafından sadece baharın başlangıcı doğanın uyanışı olarak kabul edilir. İyi niyetle yapılan her şey güzeldir. Güzellik din, dil, ırk, mezhep, tanımamalıdır, güzel olan, insanlığa faydalı olan her dinde güzeldir ve emirdir. Bu gelenek, Sadece Baharın gelişini kutlamak maksadıyla olmakla beraber, dileklerimizi tutmamızı ve Marteniçka'nın dilek tutanların, ona inananların kötülüklerden koruduğu gibi aynı zamanda da şans getirdiği söylenmekte ve bilinmektedir.

Marteniçkalar el yapımı olup, içindeki beyaz huzuru, kırmızı hayatı temsil eder.

Asla satın alınamaz, yalnızca hediye edilebilir,

Mütevazı bir dilekle bileğe bağlanır ve ilk leyleği görene kadar bilekte bağlı kalır.

İlk leyleği gördüğünde, çiçek açan ilk ağaç dalına bağlanır ve yeterince beklenirse dilek mutlaka gerçekleşir…

Marteniçkalarınızı bileklerinize bağladıysanız eğer dilekleriniz kabul olması dileklerimle…

Ufak bir hatırlatma; İnanışa göre leyleği nasıl bir halde görürseniz yılınız öyle geçecektir. Örneğin, yolculuk sırasında görürseniz yıl boyunca gezeceksiniz anlamında veyahut otururken camdan görürseniz yıl boyunca öyle hareketsiz olacaksınız demektir, ama rivayete göre ;) Rivayetler ne olursa olsun,kalplerimiz güzel ve sevgi dolu olsun …!

SEVGİyle kalın…