Türk'ün hürriyetine dokunulamaz.

İstikal Marşımızın, yokluk içinde yok olmak üzereyken küllerinden doğan bir mücadelenin bir anısıdır bizlere. Bağımsızlığımızın, dim dik ayakta kaldığımızın sembolüdür.

Türk'ün hürriyetine dokunulamaz.
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Üstat, uzun bir hicretten sonra memlekete dönmüştü. Gurbet illerinde sevgili yurdunun hicran ve hasreti  onu yakmış, kavurmuştu. Ciğerleri şişmiş, vücudu bir külçe kemik halinde kalmıştı. Beyoğlu’nda Mısır Apartmanı’nın loş ve sakin bir odasında son günlerini yaşıyordu. Sevdiği bazı arkadaşları  kendisini ziyarete gelmişlerdi. Milli Mücadele günlerinden bahsediliyordu. Söz İstiklal Marşı’na intikal etti.

İstiklal Marşı denince üstadın gözleri büyümüş ve parlamıştı. Hastabakıcının yardımıyla doğruldu,anlatmağa başladı:

“– İstiklal marşı... O günler ne samimi, ne heyecanlı günlerdi. O,milletin o günkü heyecanının bir ifadesidir. Bin bir fecayi karşısında bunalan ruhların, ıstıraplar içinde halas dakikalarını beklediği bir zamanda yazılan o marş, o günlerin kıymetli bir hatırasıdır. O şiir,bir daha yazılamaz... Onu kimse yazamaz... Onu ben de yazamam... Onu yazmak için o günleri görmek, o günleri yaşamak lazım. O şiir artık benim değildir. O, milletin malıdır. Benim millete karşı en kıymetli hediyem budur...”

Bunu söylerken Üstat yorulmuştu. Başı yastığa düşüyordu. O kemik külçesini yavaşçacık itina ile yatağına uzattık. Misafirler veda ettiler. Üstat gözlerini kapadı. Sakin, sessiz uyumaya başladı.
Bir gün Üstat’a sordum:
“– İstiklal Marşı’nı niçin Safahat’a koymadınız?”
“– Onu millete hediye ettim, dedi; artık o, milletindir. Benimle alakası kesilmiştir. Zaten o, milletin eseri, milletin malıdır. Ben yalnız gördüğümü yazdım. 

Kurtuluş Savaşı sırasında, vatan şairi Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılan İstiklal Marşı hakkında Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk şu sözleri söylemiştir:

“Bu marş bizim inkılabımızı anlatır, inkılabımızın ruhunu anlatır.

Bunu ne unutmak ne de unutturmak lazımdır.

İstiklal Marşında, istiklal davamızı anlatması bakımından büyük bir manası olan mısralar vardır.

Benim en beğendiğim yeri de burasıdır:

‘Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır Hakk'a tapan milletimin istiklal!'

Benim, bu milletten asla unutmamasını istediğim mısralar, işte bunlardır.

Hürriyet ve istiklal aşkı bu milletin ruhudur.

Tarihe bakın, bütün milletlerin bir esaret ve hürriyetsizlik devri geçirdikleri bir hakikattir.

Dünya tarihinde, fasılasız, hürriyet ve istiklalini muhafaza ve müdafaa etmiş bir millet vardır:

Türkler İstiklal Marşının bu pasajını oluştururlar.

Asırlar boyunca söylenmeli ve bütün yar ve ağyar anlamalıdır ki;

Türk'ün Mete hikayesinde olduğu gibi her şeyi hatta en mahrem hisleri bile tehlikeye girebilir; fakat hürriyeti asla!

Bu pasajı her vakit tekrar ettirmek, bunun için lazımdır.

Bu demektir ki efendiler, Türk'ün hürriyetine dokunulamaz.”

Mustafa Kemal ATATÜRK

Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü, İstiklal Marşı ve Mehmet Âkif Ersoy, (CD yayınından alıntıdır.)

Minnettarız...Sevgi ve özlemle anıyoruz...Mekanı cennet ruhu şad olsun...! 

Ne Mutlu Türküm Diyene

SEVGİyle kalın...

Chenay Kobak