Silivri'nin gururu Kezzo

Silivri'nin gururu Kezzo... Kendine has tavırları ve ortaya çıkardığı birbirinden muhteşem parçalarla milyonlarca rap müzik hayranına hitap eden Silivri'de bir müzik adamı… Silivri Haber Ajansı koordinatörü Chenay Kobak'a verdiği son röportajla kendisine dair bilinmeyenleri anlattı.

Silivri'nin gururu Kezzo
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Silivri Haber Ajansı koordinatörü Chenay Kobak, ünlü rap müzik sanatçısı Kezzo ile yapmış olduğu keyifli ve samimi röportaj;

Bilgisayar mühendisi olarak 2005 yılından beri müzikle uğraşıyorsunuz, ilk albümden bu yana ne değişti?

İlk albüm çok underground bir albümdü. Kendi imkânlarımızla yaptığımız bir albümdü, amatördü. İlk olarak şu değişti.Artık profesyonel yapıyoruz, eskisi gibi amatör değil. 2007’den bahsediyoruz, ilk albüm o zaman çıkmıştı. Artık daha profesyonel yapabiliyoruz. O zaman yazdığımız şeylerle şimdi yazdığımız şeyler daha başka, çünkü 17 yaşındaki bir çocuğun dünyaya bakışıyla 28 yaşındaki bir adamın dünyaya bakışı aynı olmadığı için yazdığımız şeyler de böyle daha olgunlaştı.  Şarkıları dinleyenlerde bunu fark edebiliyor. Daha olgunlaştı ve profesyonelleşti.

Bu konuyla ilgili ileriye dönük projeleriniz nelerdir?

Şimdi ileriye dönük Ocak’ta çıkacak bir albümümüz var. Ben, örnek: Ceza Candan Erçetinle duet yaptı, Sezen Aksuyla yaptı. Ben de o tarz sevdiğim sanatçılar var. Türkiye’de ve Dünya’da güzel müzik yapan onlarla birlikte birer projede bulunmak istiyorum. En büyük hedefim bu. Çok büyük kitlelerin önünde konser vermek istiyorum.

Peki, Kezzo ne tür müzik dinler?

İçinde gerçekten sanat olduğuna inandığım her şeyi dinliyorum. Bu adam bunu para kazanmak için yapmıştır diye ayırt edebiliyorum artık.  Ya da bu adam bunu ün kazanmak için yapmış diye ayırt edebiliyorum. Bu adam bunu harbiden içinden gelerek yazmıştır dediğim müzikleri dinliyorum. Rap, caz, pop. Mesela 90’ların poplarını çok seviyorum, eski poplar çünkü onlar daha ruhlu geliyor… Şimdikiler tüketim dünyası.

En büyük hayaliniz nedir?

Hiç düşünmedim, şu mutlaka olması gerekiyor dediğim, müzikten çok büyük maddi beklentim yok ama etrafımdaki eşimi, dostumu, ailemi gerçekten rahat ettirebilecek seviyeye gelmek istiyorum ekonomik olarak. Ben herkesin iyi olmasını ve etrafımda ki insanlarında bir yere gidip bir şey edinmek isterse hiçbir şey düşünmemelerini istiyorum.Müzikle dünyadaki bir şeyleri değiştirmek istiyorum.  Fakir- zengin uçurumunu insanlara fark ettirmek, bunlar için insanların bir şey yapmasını sağlamak.Savaşta askerin tetiğe basmadan önce parmağını belki kontrol edebilmesi, kurşunun nereye gideceği belli değil karşısında bir çocukta olabilir,kimsenin zarar görmesini istemiyorum.

Olgunluk çağına eriştiğinizden beri yaptığınız en büyük çılgınlık neydi?

Üniversite bittikten sonra geleceği olan ciddi bir firmada çalışıyordum. Bu işi bırakıp düzensiz bir hayata geçtim, yani ekonomik olarak kendimi uçurumdan aşağıya atıp sadece bunun peşinden koştum.  Aileden olumsuz eleştiriler aldım, işini neden bırakıyorsun düzenli bir gelirin var, sigortan var diye ama, ben öylesine sıragelmiş bir yaşamı yaşayamazdım az önce de dediğim gibi birine dokunmak amacım,bir olumsuzluğu veya bir kötülüğü önleyebilmek.

Kelime hazneniz çok geniş bu çok kitap okumanızdan mı kaynaklanıyor yada okuyorsanız ne tür kitaplar tercihiniz?

Ben hiç kitap okumayan bir adamım, kelime haznem gözlemlemekten geliyor. Dünyayı, insanları gözlemlemek, insan ilişkilerimin iyi olmasından.  Okursam Kişisel gelişim kitabı, anatomi, psikoloji tarz kitaplar okumayı seviyorum.  Genelde insan gelişimi üzerine kitaplar.

Rap yapan insanların karakter yapıları, ruhları nasıldır sizce?

Dışarıdan ne kadar sert gözükse de çok duygusal insanlar, benim örnek aldığım rapçiler öyleler. Çok gaddar olanlar da var, bunlar zaten müzikleri de kalitesiz olanlar. Türkiye’de de çok fazla var bunlardan. Zaten internette bulabilirsiniz, bakarsınız 7-8 milyon dinlenmiş tıklanmış ama bir bakarsınız içeriğe sizi veya beni doyuramayacak şekilde daha çok kişisel birbirlerine saldıran şeyler, dünyayla alakalı olmayan şeyler bence rap- hip hop kültürü kutsal bir şey. Dünyaca da artık kabul edildi. Bence bu kültür bir şeye hizmet etmeli, dünya da eşitliğe, barışa, iyi niyete hitap etmesi lazım. Bence rapçiler duygusallar, iyiyi yazabilen adamlar, vicdanlı insanlar karakterleri duruşları o şekilde.

Bu tür müzik yapanlar daha dik ve doğrucu olduğunu biliyoruz ki adından belli “Ağır eleştiri”sizce de öyle mi? Mesela sizinde sözleriniz insanları doğruyu düşünmeye itiyor.

Kesinlikle öyle ve diğer sanatçılara göre biraz daha cesurlar. Cesaret sorgulanmaz, bu kişiye bağlı bir şey ama ne olacaksa olsun bu değsin kafasında insanlar. Doğrucular kesinlikle.

Rap müziğinin hakettiği saygıyı görmediğini düşünüyor musunuz?

Son bir iki yıldır yükseliş var, müzik şirketleri önceden bizi kapıdan içeri almıyordu, şimdi bize kendileri geliyorlar. Türkiye’de de maalesef bu böyle, Almanya da 22 yıl önce bu böyleydi. Hollanda da Amerika’da daha eskiden son iki yıldır bizde böyle daha da iyi olacağını düşünüyorum. Türkiye’de hiphopı hiç bu kadar iyi görmemiştim. Firmaların destekleri, televizyonun, radyoların desteği bütün kurumsal firmaların bizi desteklemeleri, konser vermemizi sağlamaları bize VİP araç tutup bir yerden bir yere götürmeleri hayaldi, şimdi hepsi artık gerçek oluyor.

Rapçilik size ne öğretti yaşamınıza ne kattı?

Kendi kendimize hiç destek olmadan bir şeyler yapabileceğimizi öğrendik. Kendi kendine çabalamanın sonunda hayatta her konuda kendimiz yapabileceğimiz öğrendik. Hayatta bir şeyleri çok istersen çok peşinde koşarsan gerçekten onun için kendini verirsen kesinle sonunda bir reaksiyon bir geri dönüş olacağını öğrendik. Ben birçok işi kendim yaparım mesela.

Peki, size doğa desem?

Nefes derim, yeşil doğa.

Kadın?

Ana, üretici, fabrika, öğretmen, doktor, psikolog her şey çok fazla kelime var…

Çocuk?

Yarın, gelecek

Hayvan?

İnsan

Renk?

Tabi ki siyah

Burcunuz?

Balık ama yükselenim ikizler

Yalnız kaldığınız kendinizle baş başa kaldığınız zamanda ne yapıyorsunuz ne düşünüyorsunuz?

Ben uzun yola çıkarım araçla, dolaşır dinlenirim. Yalnızlığa kaçıyoruz, Araçla uzun bir yolculuğa gitmeyi çok seviyorum.Çünkü yol akıyor düşünceler rahatlıyor, deşarj olabiliyorsun ama çok fazla sık sık örneğin ormana gidiyoruz, ateş yakıyoruz bir gece kalıyoruz. Kumsala gidiyoruz ateş yakıyoruz, telefona çok fazla bakamadan takılıyoruz yani. Yalnızlık, bazen iyi bir şey…

Hiç bu tarz müzik dinlememiş birine ne söylemek istersiniz?

Gerçekleri biraz duymak ister misin diyebilirim. Mesela yeni albümümde bir şarkı var Günün önemini anlatayım içinize biraz gerçek damlatayım mı, Ak deyim kara anlatayım kafanızı sallatayım mı, RAP’ingözü kara bozulur bugün de. Gerçek bir şey duymak ister misin diyebilirim yani. Bazıları da sözlerini dinlemeyip ritmini seviyor ama Hip hop çok özgür geniş bir şey rap her şeyden bahsedebiliyorsunuz yani.

Dünyada çok saygın olan bu müzik türü neden Türkiye de çok fazla dinlenmiyor sizce?

Biz coğrafyamızdan Araplara yakın bir kültürdeniz Osmanlı nerden gelmiş daha doğudan gelmişiz. Hip hop müzik de caz ve bluz müzikten çıkmış onlardan temel almış. Biz daha arabesk bir kültürdük, Araplardan gelen müziklerimiz vardı falan. Bence Hiphop’ın yeni yeni dinlenmesi kültürle alakalı. 1995 yılında tamamen Türkiye’ye girdi.O zamanlar çocuktum, bizler büyüdük bizler üretime başladık.  Bizim arkamızdan gelenler bizi dinlemeye başladı. Kitle git gide büyümeye başladı.Yaşların geçmesiyle, zamanın geçmesiyle insanlar kabul etmeye başladı yani tamamen coğrafyayla alakalı olduğunu düşünüyorum.

Türkiye’de Müzik yarışması oluyor sadece rap müzik yarışması olmasını ister miydiniz?

Oldu, ama sonuç hüsran kötü oldu. Sanatçıları özgür bırakmadılar, kısıtladılar, hep işin içine bir arabesk soktular.  İnsanlara doğruyu anlatmadılar.

Rap bir sokak kültürüdür, bir isyandır aslında, sokaklarda ki yaşantıları, istekleri vs. anlatmaktadır. Bol giysiler de buradan gelmiyor mu zaten? Ama artık sanki daha çok pahalı bir hayatı, arabalar, bol para vs. gibi lansediliyor siz ne düşünüyorsunuz?

Dünyada bu kıyafetler üzerinde ki yatırımlar artık endustruel olarak üretiliyor. Yurtıdışında bu modayı yönlendiren ciddi markalar var. Dolayısıyla bu kültüre ait bu bol giyim de zamanla markalaşıyor ve değişiyor ama bu kültürün çıkış kıyafeti olarak da korunuyor.

Türkiye’de rapçilere serseri gözüyle bakılıyor. Mesela bir anneye çocuğu ben rapçi olacağım dediğinde annenin otomatikman kafasında şu bol giysi, serseri bir hayat, sabah çık gece gelme gibi bir algı oluşuyor. Böyle misiniz gerçekten?

Normal bir memurun hayatı nasılsa bizim de öyle. Biz buraya geliyoruz çalışıyoruz, akşam evimize gidiyoruz yemeğimizi yiyoruz, tamam gece geç vakte kadar da çalışıyoruz. Ama çalışıyoruz yani. Bana gece 2’de ilham gelirse stüdyoya gelirim müziğimi yaparım giderim. Bu algı yıllarca yaratılmış.  Ben hiçbir zaman bu şekilde olmadım yani. Bu aslında her müzik dalında var popçuda da var ama bu rapçilerin üzerine söyleniyor.  Serseri bir yapım olsaydı 7 yıl bilgisayar mühendisliğini bitirip, üstüne endüstri mühendisliğini bitiremezdim 2 tane dil öğrenemezdim. Özellikle bu konu üzerinde biz çok dururuz Uyuşturucu kullanmayın diyoruz sözlerimizde hangi sanatçı kullanmayın, almayın diye müzik yapıyor, biz bunu yapıyoruz. Rapçiler bunu yapıyor ama baronların üstlerine yapıştırdığı bir damga gibi düşünelim bunu, öyle bir şey yok. Tamam, asiyiz ama biz yanlışa yanlış dediğimiz için asiyiz boynumuzu eğmiyoruz.

Bir Barış Manço hayranısınız neden?

Evet, küçüklüğümde anne babadan da kaynaklı onu dinledik onunla büyüdük. Cem Karaca’yı da çok severim mesela Londra BCC ‘ de bir röportaja çağırıyorlar onu, diyorlar ki ‘’Geçen bir konser yapıldı burada, nasıldı? ‘’ diye soruyorlar ‘’ Bence konser çok güzeldi ama organizatörler çok kötüydü işte buradaki Türklere hitaben biz buraya geliyoruz 10 pound yapılmış diyor buradakiler işçi 2-3 pound yapılması gerekirken neden 10 pound yarınki harçlığını beni dinlemek için harcadı.’’ diyor işte ben bu tarz adamlara hastayım. Bana araban var, marka giyiniyorsun neden fakir edebiyatı yapıyorsun diyorlar.  Ben de önemli olan bunların içindeyken yokluk içinde olanları söylemek diyorum.

İstermisiniz veya hiç düşündünüz mü Barış Manço’dan Cem Karaca’dan bir parça seslendirmek?

Düşündüm, seslendirdim de zaten.Kayıt yapmadım ama arkadaş ortamında falan. Çok da isterim sevdiğim parçalarını tekrardan yapılandırmayı.

 Kitleniz sizi en fazla sosyal medyadan takip ediyor, kendinizi ve yaptıklarınızı oradan duyuyorsunuz doğru mu?

Evet, doğru diğerlerinden daha önce kullanmak zorunda kaldığımız için. Çünkü bizi televizyonda radyo’da istemedikleri için bizde onu kullanıyorduk. Youtube’ye yüklüyorduk klipimizi şarkımızı oraya koyuyorduk.

Peki, Silivri’de her yıl festival yapılıyor siz katıldınız mı veya festivale katılmak ister misiniz?

Silivri’de festivale katılmadık, böyle bir teklif de gelmedi ama Silivri’de 2 mekânlarda 2 gece eğlendik çok da güzel geçti… Ama Silivri’mizin festivalinde tabi ki sahne almak isterim.

Menajeriniz İlyascan Çalış doğru mu?

Evet doğru o benim çocukluk,gençlik arkadaşım dostum adamım ya.

Son olarak sevenlerinize ne söylemek istersiniz?

Yeni çıkan albümümüzü dikkatle dinlemelerini istiyorum. Çünkü 2009 yılında bir albüm çıkarmıştım benim iç dünyamla ilgili şeyler vardı. Bu albüm de onun gibi daha kaliteli oldu, daha profesyonel oldu iyice dinlesinler. Konserlerimize davet ediyoruz eğlencelerimize davet ediyoruz biletlerimiz çok pahalı değil, parası olmayanları da alıyoruz.

Ocağın 1. yâda 2. Haftası albümün ilk klipi”karanlık”çıkacak. Ocağın sonunda ya da Şubat’ın başında da kliple ilgili ön sipariş alacağız. Albümümüz de Şubat gibi çıkacak. Özak Sanat sütüdyolarında yapıldı her şey kayıtlar burada yapıldı sanaçtılar buraya geldi, düetler burada oldu yani yılan gibi albüm oldu güzel oldu.Onlara da buradan bir kez daha  teşekkür ediyorum ağabeylerim dediğim Mustafa ve Ozan 

Sevgimiz evrensel olsun, barış huzur asilikle doğruluğun karşısında ve beni takip ederek kalın diyorum… Hoşça kalın takipte kalın ;)