Karakaş:'Geniş kitlelerle hareket ediyoruz'

AK Parti Silivri İlçe Başkanı Metin Karakaş Selis Otel’de düzenlediği basın toplantısında, genel ve yerel siyaset üzerine açıklamalarda bulundu

Karakaş:'Geniş kitlelerle hareket ediyoruz'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

 

Kent Konseyi Başkanını göreve davet eden Karakaş, Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar’a da sordu “Bana bir tane somut proje gösterin. 3 yıl içinde yapacağınız projeleriniz nelerdir?”

          AK Parti Silivri İlçe Başkanı Metin Karakaş Selis Otel’de düzenlediği basın toplantısında, genel ve yerel siyaset üzerine açıklamalarda bulundu. Kent Konseyi Başkanını göreve davet eden Karakaş, Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar’a da sordu “3 yıl içinde yapacağınız projeleriniz neler? Bana bir tane somut proje gösterin” Havaalanının Silivri’ye yapılmaması yönünde beyanat veren Işıklar’a yüklenmeyi sürdüren Karakaş “Sayın Başkan, bundan birkaç ay önce mecliste birazda üzüntülü bir ifade ile havaalanının Silivri’ye yapılmayacağını kendisi söyledi. Hatta benim doğruları bildiğimi ve söylememi istediğinde de şaşırmıştım açıkçası. Bu açıklamaların zamanlaması çok ilginçtir. Tam karar aşamasında Belediye Başkanı çıkıyor “Havaalanı Silivri’ye değil Çatalca’ya yapılsın” diyor. Emredersiniz.” dedi. Silivri Belediyesi tarafından kamuoyuna açıklanan anket sonuçları hakkında da “Haberi o kadar asparagas gördüm ki okuma ihtiyacı dahi hissetmedim.” ifadelerini kullandı.

          Selis Otelde düzenlenen basın toplantısına Karakaş’ın yanı sıra, İl Genel Meclis Üyesi Halit Girgin, Silivri Belediyesi Meclis Üyesi ve İlçe Başkan Yardımcısı Yalçın Yönet, Yerel Yönetimlerden Sorumlu Naif Yıldızlar, Muhasip Üye Hüsnü Yaşar Yalman ve İlçe Yönetim Kurulu Üyelerinden Ülkenur Büke katıldı. Girgin ve Yönet çalışma alanları ve bütçeler konusundaki çalışmalar hakkında bilgiler verdi.

KARAKAŞ “GENİŞ KİTLELER İLE HAREKET EDİYORUZ”

Selis Otel’de düzenlene basın toplantısında açıklamalarda bulunan karakaş şunları söyledi  “Toplantılarımızda farklı arkadaşlarımıza yer vererek, ne kadar geniş kitleler ile birlikte hareket ettiğimizi de göstermiş oluyoruz. Bundan önceki toplantılarda da tek başıma çıkmak yerine, ekibimizle birlikte sizlerin karşısına çıkarak değerlendirmeler yaptık. Bugünde İl Genel Meclis Üyesi Halit Girgin, Silivri Belediyesi Meclis Üyesi ve İlçe Başkan Yardımcısı Yalçın Yönet, Yerel Yönetimlerden Sorumlu Naif Yıldızlar, Muhasip üyemiz Hüsnü Yaşar Yalman ve İlçe Yönetim Kurulu Üyelerimizden Ülkenur Büke hanımefendiyle birlikte karşınızdayız.

“ÇOK DA ŞAŞILACAK BİR OLAY YOK ORTADA”

Türkiye’deki siyaset gündeminin ne kadar hızlı geliştiğini görmekteyiz. Şimdi de İngilizce  Wikileaks. Bizim deyimimizle gizli belgelerin dışarıya sızdırılması şeklinde yorumladığımız bir gündem maddesi var. Aslında bakıldığında, çok da şaşılacak bir olay ortada yok. Ama bu belgelerin dışarıya sızdırılması noktasında, bu belgelerin dünya kamuoyuna düşürülmesi noktasında yine egemen güçlerin parmağı olduğunu görüyoruz. Bu egemen güçlerden kastım, Amerika, İngiltere, İtalya, Fransa ve İsrail gibi ülkeler. Bunun bir danışıklı dövüş olduğunu da açıklamak istiyorum. Zira bu kadar gizli belgelerin, iki tane hacker ile çalınarak ortalığa konacağı kadar bu ülkelerin güvenlik zafiyet içerisinde oldukları kanaatinde de değilim.

“20 YIL ÖNCESİNE VE BUGÜNE BİR BAKIN”

Özellikle şunu belirtmek istiyorum. Mavi Marmara saldırısından sonra, Başbakanımızın, Cumhurbaşkanımızın, Dışişleri Bakanı başta olmakla birlikte bir çok siyasinin topyekûn hareket ederek, Obama’nın da İsrail’e çok net bir onlardan yana bir mesaj vermeyerek, Türkiye yanlısı bir görüntü çizmesi, B.M’den çıkmış olan kararların İsrail’in beklentilerine cevap vermeyişi, Amerika’daki yönetimin Yahudi lobilerinin elinde olduğunu ele alındığında, bu olayların arkasında bence bu lobilerin olduğunu ifade edebilirim. Obama’da, Türkiye’nin tarihten almış olduğu misyonla lider ülke olma yolunda atmış olduğu adımlardan dolayı da çok fazla ses çıkartmamıştır. Bence bu gidişata dur diyebilmek için, genel anlamda İsrail menşeli bu bölgelerde Türkiye’nin önünü kesmek amacıyla yapılmış olaylardır.  Sebebi de şu şekilde açıklayabiliriz. Bundan 20 yıl önce, böyle bir baktığınızda Türkiye tüm komşularıyla kavgalı.  Ama başbakanımız, Cumhurbaşkanımız ve Dışişleri bakanlarımızın yapmış olduğu sağlıklı görüşmelerle bugün birçoğuyla neredeyse vizeler ortadan kaldırılmış, çok rahat bir şekilde onlarla iletişim kurabilme noktasına gelmiş bulunmaktayız.

“2013 YILINDA IMF’YE OLAN BORCUMUZ BİTECEK”

Bugün dünyanın pek çok noktasındaki ülkeler iflas bayrağını çekme noktasındayken, Türkiye Cumhuriyeti özellikle bu krizi çok iyi şekilde idare etmiştir. Özellikle şunun altını çizmek istiyorum ki, 2013 yılında IMF’ye olan borçlarımız bitmiş olacak. Bizi bir zamanlar sömüren IMF’ye olan borcumuz 20013 yılında sona ererek, kaynakların da gerçek anlamda Türkiye Cumhuriyeti’ne veya bu anlamdaki diğer problemlerimize yöneleceğinin de altını çizmek istiyorum. Dolayısıyla bu gidişatın, daha bizim yüzyıl önce bir bayrak, bir sancak altında yaşadığımız bir çok ülkenin yine aynı misyon gereği bizlerle ki özellikle Sayın Başbakanımıza yurt dışında gösterilen sevgi gösterileri bunun en güzel ifadeleridir. Bununla övünüyor ve gurur duyuyoruz. 

“WİKİLEAKS BİR DEDİKODU MEKANİZMASIDIR”

Bu Wikileaks denen olayda, devletleri birbirine düşürme noktasında bir dedikodu mekanizmasıdır. Ben böyle düşünüyorum. Ama şunu çok iyi bilmek gerekir ki, aralarında tarihsel, coğrafi, dinsel ve kültürel bağları olan ülkeleri bu şekilde birbirine düşürmek için yapılanları çok ciddiye alınacak bir konu olarak görmemek gerekiyor. Sayın Başbakanımız da “Herkes somut olarak eteğindeki taşları döksün. Sonra değerlendiririz” derken de, magazin siyasetçiliği yapmadığını belirtmek istiyorum.

“ANAMUHALEFET VE MUHALEFET PARTİLERİNİN SÖYLEMLERİ HİÇ ŞIK DEĞİL”

Bu anlamda gerek ana muhalefet gerekse muhalefet partisinin söylemleri gerçekten de hiç şık değildir. Ortada somut bir belge yokken bu konuda söylenenlerin çok ciddi şekilde dile getirilmemesi gerektiğini birkaç gün sonrasında muhalefet ve ana  muhalefet partileri de dile getirmişlerdir.

“ANAMUHALEFET VE MUHALEFET PARTİLERİNİN TUTARSIZ DAVRANIŞLARI DEMOKRASİMİZE DARBE VURUYOR”

Türkiye Cumhuriyeti’nin lider olma noktasında hızla ilerlerken, Füze Kalkanı projesiyle NATO tarafından üzerimize yerleştirilen tele kulak ya da jandarma görevi yapmamız noktasındaki imajın, komşularımızla birbirimize düşürülmek istendiğimiz bir hareket olduğunun altını da çizmek istiyorum. Cumhurbaşkanımız ve başbakanımız NATO’da etkin bir rol oynayarak, bu konudaki iradenin Türkiye’ye ait olduğu yönünde etkin bir karar çıkartmış, bu konuda da tuzağa düşmemişlerdir. Hem ana muhalefet hem de muhalefet partileri hiç bu konulara girmeyerek, bu konuları değerlendirmeyerek, birisi kendi iç tüzük meselesiyle ilgili mahkeme kararıyla yapmak zorunda kaldıkları, diğerleri de bu işten nasıl nemalanırız söylemleriyle Sayın Başbakan ve arkadaşlarını kötüleme noktasındaki söylemleriyle siyaset yapmaktadırlar. Siyaset sadece ülke içerisinde olmuyor. Ülke dışında da siyaset yapılıyor. Kim olursa olsun bu gibi konularda topyekun birlik içerisinde hareket edilmesi gereklidir.  Gerek ana muhalefet gerekse muhalefet partilerinin bu konuda da Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının yanında yer alarak topyekûn bunlarla mücadele edilmesi gerekliliğinin de altını çizmek istiyorum. Dolayısıyla, genel siyaset olarak, ana muhalefet partisinin kendi iç karışıklıklarından dolayı başkaldıramayışı, hala koltuk kavgaları ve bu anlamdaki tüzüklerinin kendi içerisinde doğurduğu sıkıntılardan kaynaklı yönetim biçimini düzeltmeyişi, muhalefet partilerinin istikrarlı bir şekilde siyaset yapmayışı, bizim tek başına iktidar olmamızdaki en büyük etkenlerden birisidir. Bir iktidar partisinin ilçe başkanı olarak şunu da samimiyetimle ifade etmeliyim ki, bu tutarsız davranışlar bu şekilde devam ederse demokrasimiz çok ciddi şekilde darbe alacaktır. Demokrasinin en güzel yanı, hem ana muhalefet hem de muhalefet partisinin hem gündemlerle ilgili hem de demokrasinin gelişimiyle ilgili daha olumlu, bu anlamda da daha anlamlı çalışmalara imza atmasıdır. Ülke gündeminin de, dünya gündeminin de bu bahsettiğim siyasi partilerin gündeminde olmadığını hep birlikte görmekteyiz.  

“ÜLKE BÜTÇESİ 2-3 YIL SONRA 500 MİLYARLARA ÇIKARSA ÇOK ŞAŞIRMAMAK GEREKİR”

T.B.M.M’de Türkiye’nin çok ciddi bir şekilde bütçesi yapıldı. 350 milyara hitap edecek olan bir bütçenin aslında bir hayal gibi görüneceğini ben kişisel olarak tahmin ediyordum. Bundan 2-3 yıl sonra bir toplantıda Türkiye bütçesinin 500 milyarlara çıktığını görürsek çok şaşırmamız gerektiğini de ifade etmek istiyorum.

“EN BÜYÜK PAYI MİLLİ EĞİTİM ALDI”

Rahmetli Bülent Ecevit, IMF’den 2-3 milyar dolar kredi almak için kapısında beklemiş, alamayınca da Türkiye’de kriz patlak vermişti. Bugün ise Türkiye Cumhuriyeti, böyle devasa bir bütçe ile sorunların üzerinden gelebilmek için çok hızlı şekilde projeler üretmeye başlamış ve bunları hayata geçirmeyi başarmıştır. Yine uzun yıllardan sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin bütçesinden en büyük payı Milli Eğitim almıştır. Eskiden askeri ve savunma sanayi bu payı alırdı. Bu noktada hükümetimiz tavrını koymuş ve Milli Eğitim’e en büyük payı ayırmıştır.

“İHRACATTAKİ ARTIŞIN HAYAL OLMADIĞINI HEP BİRLİKTE GÖRECEĞİZ”

130 milyar lira civarında ihracatımız vardır. 100 milyar lira ihracatın hayal edilemediği bir dönemde, bundan 2-3 yıl sonra belki 200-300 milyar liralık ihracatlardan bahsettiğimiz zaman, bunun hayal olmadığına hepimiz şahit olacağız.

GİRGİN “ASLAN PAYI MİLLİ EĞİTİM’İN”

Toplantıda söz alan İl Genel meclis Üyesi Halit Girgin “2010 yılı İl Genel Meclisi bütçesi 310 milyon lirayken, 2011 bütçesinde yüzde 5’lik bir artış ile 325 milyon rakamına ulaşıldı. Bu bütçenin yüzde 76,8’i yatırımlara ayrılmış durumda. Tabii ki bu mütevazı bütçe içerisinde aslan payı Milli Eğitim’e ayrılmış durumda. İ.B.B’nin bütçesinin bizim bütçemizin 66 katı büyüklüğünde olduğunu da ifade etmek isterim ki, ne kadar mütevazı bir bütçeyle çalışmalar yaptığımızı ortaya koyabileyim. Avrupa’nın 23 ülkesinden daha büyük bir nüfusa sahip olan İstanbul’da bu kısıtlı bütçe ile hizmetlerimizi sürdürmeye çalışacağız.” dedi.

KARAKAŞ “SİLİVRİ KÖYLERİ BİRÇOK BELEDİYENİN ALAMADIĞI HİZMETLERİ ALDI”

Girgin’in ardından tekrar söz alan Karakaş da şunları söyledi “Silivri köyleri birçok belediyenin alamadığı hizmetleri aldı. Bu zaman dilimi içerisinde, sadece AK Parti döneminde 17 okuldan 61 okula rakam çıkartılmıştır Silivri’de. Ve hala yatırımlarımızda okullar vardır. Örneğin geçen Öğretmenler Günü’nde okulları dolaştık. Eskiden birkaç okulla iş biterken, şimdi çok daha kalabalık ekipler halinde çalışmak durumundayız. Bu da okul sayısındaki bizleri mutlu eden artışından kaynaklanıyor.”

“AMAN BELEDİYE BAŞKANIMIZ DUYMASIN, KİRAYA VEREBİLİR”

Çeltik, Beyciler, Çayırdere, Kurfallı ve Fener Köyleri’ne çok amaçlı kullanılabilecek sundurmalı mekanlar yapılacak. Buralar çok amaçlı kullanılabilecek. İnsanlar buralarda ürünlerini satabilecek, asker uğurlama ve nişan gibi programlar içinde kullanılabilecek. Belediye başkanımız duymasın oraları da kiraya verebilir bu arada.

YÖNET “İSTANBUL DÜNYA ÖLÇEĞİNDE ALGILANAN BİR KENT”

Silivri Belediyesi Meclis Üyesi ve İlçe başkan yardımcısı yalçın Yönet’te toplantıda söz alarak, İ.B.B çalışmaları ve bütçesi hakkında bilgiler verdi. Yönet açıklamalarında şu ifadelere yer verdi “İstanbul dünya ölçeğinde algılanan bir kent. Dolayısıyla da hükümetimizin, AK Partimizin, İ.B.B nazarında İstanbulluya vermiş olduğu öneme istinaden İ.B.B’de İstanbul’un büyüklüğüne yaraşır 2011 yılı bütçesini 18 milyar 548 milyon lira olarak belirledi. Tabi bu bütçe dünyadaki 73 ülke ve ülkemizdeki 12 bakanlıktan daha büyük bir ekonomik gücü içermekte. Bu bütçeden yatırımlara ayrılan payları kalem kalem incelediğimizde, yüzde 67’lik payın ulaşıma ayrıldığını görüyoruz. Bunu da, hükümetimizin ve İ.B.B’nin en çok sıkıntı yaratan ulaşıma ne kadar önem verdiğini ortaya koyan bir rakam olarak algılıyorum. Bu süreçte Silivri’mizi ilgilendiren çok önemli bir süreç de gerçekleşti. Tarım Orman ve Köy İşleri Komisyonu geçtiğimiz yıl içerisinde bu süreçte kuruldu. Silivri’miz için çok önemli hizmetleri içereceğine inandığım 2011 yılı bütçesi başta Selimpaşa’daki Adnan Menderes Bulvarı’nın E-5 geçişli olarak, E-5’in kuzeyine bağlayan alt geçidin bitirilmesi yönünde son hamleyi içermektedir. Kangren haline gelmiş dere ıslahlarını da gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Dere ıslahları Silivri’nin olmazsa olmazıdır. Bu konuda İ.B.B gerekli kararlılığı ve siyasi iradeyi göstermektedir. Bunlara ek olarak İSKİ kapsamında Silivri, Selimpaşa ve Çanta ileri biyolojik arıtma tesislerini de kapsayacak çalışmalara hız katacak bir vizyonu ortaya koyuyoruz.

“SİLİVRİ’NİN KAYBETTİĞİ ZAMANA ÜZÜLÜYORUM”

Yönet’in ardından AK parti İlçe Başkanı Metin Karakaş tekrar söz alarak açıklamalarına devam etti. Silivri’nin kaybettiği zamana üzüldüğünü ifade eden Karakaş şöyle konuştu “Yalçın kardeşimizin anlattığı bu kadar vizyonel çalışmalardan sonra, dönüp kendi ilçemize baktığımız zaman, nasıl kısır döngülerle, soyut kavramlarla Silivri’nin  zaman kaybettiğini de üzülerek ifade ediyorum. Silivri Belediyesi’nin bütçesi yaklaşık 75-76 milyon lira. Halit bey ve yalçın bey’in açıkladıkları bütçelerin gerçekleşme olasılığı yüzde 90. Yani tahmini bir bütçe yapıyorsunuz ve biz 2011 yılında gerçekleşmesi noktasında böyle bir oran koyuyoruz ortaya. Silivri Belediyesi2nin ortaya koymuş olduğu ki bir şeyin altını çizmek istiyorum, tahmini bütçe yaparken yine CHP klasik bir mantıkla ret oyu verdi. Peki dedik alternatif bütçe sunun. O da yok ortada. Ama Silivri Belediyesi’nin 76 milyon liralık tahmini bütçesine biz evet oyu verdik. Ama belediyenin bütün arsalarını satsalar dahi bu bütçeyi gerçekleştirmekte çok zorlanırlar. Çünkü imar harçlarını çok geriye götürdük.   

“BAŞKANIN AÇIKLAMALARINA İNANAMADIM”

Beni üzen bir konu oldu. Bir arkadaşım gece yarısı beni arayarak “Sizin Belediye Başkanınız havaalanının gelmesini istemiyor” dedi. İnanamadım ben. Finans isimli bir dergide bu açıklamayı yaptığını öğrendim. Açıklamasında Silivri’de tarım arazileri olduğu için havaalanının Çatalca’ya kurulmasını istediğini belirtiyor. Boşluğuna mı geldi diye düşündüm. Ardından bir sivil toplum örgütü de aynı şeyleri söyledi. Sayın Başkan, bundan birkaç ay önce mecliste birazda üzüntülü bir ifade ile havaalanının Silivri’ye yapılmayacağını kendisi söyledi. Hatta benim doğruları bildiğimi ve söylememi istediğinde de şaşırmıştım açıkçası. Bu açıklamaların zamanlaması çok ilginçtir. Tam karar aşamasında Belediye Başkanı çıkıyor “Havaalanı Silivri’ye değil Çatalca’ya yapılsın” diyor. Emredersiniz. Niye?  Havaalanı konusunda daha önceki karar vericiler düşünememiş mi? İstanbul’un havaalanı yapılması için hazır olan tek yer Silivri. Bu havaalanını hararetle bekleyen bir de kitle var. İki nesil öncesinden arazisinin bekçiliğini yapmış olanlar var. Biz zaten baştan beri arazilerinizi satmayın dedik. Bir Florya gibi yerler olacak dedik. Silivri’nin cezaeviyle gölgelenen ismini parlatmanın yollarından biri de havaalanıdır. Tam karar aşamasında yetkili bir ağızdan böyle bir açıklama yapılması Silivri adına bir handikaptır, ihanettir. Artı ve eksileri oturulup konuşulabilir ama 2 ay önce mecliste havaalanı Çatalca’ya yapılacak diye üzüldüğü gözlenen ve çözümü noktasında bizden yardım talep edilirken, birden böyle bir açıklama yapmasını anlayabilmiş değilim. Bunun kararını siyasilerin değil, uzmanların yapması gerektiği düşüncesindeyim.

“SADECE MUHALEFET YAPMIYORUZ”

Silivri’de, İ.B.B olarak belediyenin gücünün yetmediği yerlere müdahalede bulunduk. Asfaltlama çalışmalarıyla ilgili zaman zaman sizlere de bilgilendirme haberlerini attık. Kavaklı’daki çalışmalarının ardından Selimpaşa Fen Lisesi ve etrafındaki alanın asfaltlama çalışmaları yapılacak. Beycilerde bir kısımda daha asfaltlama çalışmaları devam etmekte. Sadece muhalefet yapmadığımızın en önemli göstergelerinden biri de bu çalışmalarımızdır. Belediye yönetimine de bu konularda haber verilmektedir.

“KENT KONSEYİ BAŞKANINI GÖREVE DAVET EDİYORUM”

Kent Konseyi olayı çok farklı boyutlara getiriyor. Sayın Kent Konseyi Başkanından da bu olaylara dur demesini istiyorum. Silivri’de sanki dere ıslahı konusunda bir şey yapılmıyor. Haftanın bir gününde de eylem yapıyorlar. Kimi memur kimliğiyle CHP’yi destekleyen bir dünya görüşünü ortaya koyuyor, kimisi gerçekten aktif olarak CHP’de görev yapan insanlar. Dolayısıyla bu işi siyasi platforma çekmenin şık olmadığını düşünüyorum. Ben bu konuda Kent Konseyi başkanını göreve davet ediyorum. Israr edilirse bu konudan zararlı çıkanın Kent Konseyi kimliğinin olacağını belirtmek istiyorum. 

“3 YIL İÇİNDE YAPACAKLARI PROJELER NELERDİR?”

Ben şu soruyu bir kez daha sormak istiyorum. 3 yıl içerisinde Silivri Belediyesi’nin yapacağı projeler nelerdir? Bir tane somut proje nedir? diye soruyorum. 3 tane sıradan projeden bahsediyor. Silivri’ye çok vizyon katacak projeler değil. İstihdamı bizde sağlıyoruz. Engelliler için bizim de çalışmalarımız var. İSÖM geldiğinde, bugüne kadar yapılanların ne kadar yetersiz olduğunu göreceksiniz. Gıda Bankacılığını sizin takdirinize bırakıyorum. 

“BELEDİYE BAŞKANI PAZAR YERİ OLAYINI PROMOSYON BOYUTUNA TAŞIDI”

Gümüşyaka pazarındaki sıkıntıların hala bitmediğini, pazarcılar a baskı yapıldığını ve pazarcıların buna rağmen topyekun bir direniz gösterdiğini, hukuki süreçleri başlattığını biliyoruz. İşin ilginç yanı Belediye Başkanının “Gümüşyakadan Pazar yeri alana Selimpaşadaki, Çantadaki bedava” gibi söylemlerle olayı promosyon boyutuna getirdiğini ifade etmek istiyorum. Halkın sesini dinlemeden, metazori olarak yapılan projenin nasıl çalışmadığını da çok net bir şekilde görmekteyiz. Bu arada pazar mafyasını da Silivri’ye bulaştırmamak gerekiyor.  Bu konudaki söylemler hiç hoşumuza gitmiyor. Kimdir, nedirler, necidirler bilmem ama, bu Silivri’mize zarar verir. Bu konuda da Sayın Belediye Başkanını daha dikkatli davranmaya davet ediyorum.

BASIN TOPLANTISI SORU CEVAPLARLA SON BULDU

AK Parti İlçe Başkanı Metin Karakaş’ın düzenlediği Selis Otel’deki basın toplantısı, soru cevap bölümüyle son buldu.