Örgüt 12 Haziran’ı Masaya Yatırdı

CHP Silivri İlçe Örgütü’nün, genel seçimlerin ardından düzenlenen ilk genişletilmiş örgüt toplantısında, 12 Haziran seçimlerinin analizi yapılırken, 2014’te yapılacak yerel seçimler için şimdiden çalışma kararı alındı.

Örgüt 12 Haziran’ı Masaya Yatırdı
TAKİP ET Google News ile Takip Et

 

Toplantıda Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ın konuşması heyecan yaratırken, İlçe Başkanı Hüseyin Şahin tüm soru ve eleştirileri tek tek yanıtladı. 

12 Haziran genel seçimlerinin ardından ilk kez genişletilmiş örgüt toplantısı yapılan Silivri CHP’de, geride bırakılan seçimler ve ilerleyen günlerdeki süreç değerlendirildi. İlçe binasında yapılan toplantıya, İlçe Başkanı Hüseyin Şahin,Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, partinin yönetim kurulu üyeleri, kadın ve gençlik kolları yöneticileri, Belediye ve İl Genel Meclisi üyeleri, eski ilçe başkanları, eski belediye başkanları ve milletvekili aday adayları ile partililer katıldı. 

Toplantıda söz almak isteyen tüm partililere mikrofon uzatılırken, partililer genel olarak, 12 Haziran seçimlerinin sonucu, Silivri’de ortaya çıkan tablo, Selimpaşa ve Gümüşyaka’da sandıklardan çıkan seçim sonuçları, ilçe yönetimi ve belediye meclis üyelerinin seçim performansları, kadın kollarının çalışmaları ve önümüzdeki süreçte yapılması gerekenler üzerine fikirlerini beyan etti, sorular sordu. 

Örgüt toplantısında en uzun konuşmalardan birini partinin eski ilçe başkanı Selami Değirmenci yaparken, yerel adayın öneminden bahseden Selami Değirmenci, geçmiş referandum ve genel seçim sonuçlarıyla da karşılaştırmalı örnekler verdi. 

ÖZCAN IŞIKLAR : “KABUL EDELİM Kİ TÜRKİYE SAĞ BİR SEÇMEN YAPISINA SAHİP.” 

Toplantıda, Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar da söz alırken, Işıklar’ın konuşmasının kimi yerlerinde, partililerin gözlerinin yaşardığı gözlendi. Sık sık alkışlarla kesilen konuşmasında Işıklar, şunları söyledi : “Bugüne kadar kamuoyuna hiç bir demeç vermedim. Parti dışında,  partiyi temsil eden, partiyi bağlayan bir düşüncem olmadı. Ben partimde konuşmadan, başka yerde konuşmayacağım. Hepimiz dinledik, bütün yorumlara baktık, bu yorumlardan çıkardığımız sonuç; Türkiye’nin bir sağ ılımlı İslam cumhuriyetine gidiş doğrultusunda ittirildiğidir. Bunu gezdiğimiz bütün beldelerde, köylerde, bütün konuşmalarda tekrar ettim, vurgulansın en azından Silivri de bilinçlendirelim. Şunu kabul edelim ki Türkiye sağ bir seçmen yapısına sahip. 1977’lerde bu kırıldı, emanet bir oy almıştık Ecevit döneminde. 1984’ten bu yana 2011 yılına kadar aldığımız en yüksek oy 29.5’tur. Bu da Sosyal Demokrat Halkçı Parti’nin (SHP) yerel yönetimde aldığı  oylardır. Bu rakama özellikle kendini Kürt partisi olarak ifade eden, kimliğini ortaya çıkarmaya çalışan partinin oyları da dahildir. O zamanda Hakkari’de %85 oy aldığımızı hatırlıyorum. 

“%30 CHP İÇİN BİR KIRILMA NOKTASIDIR, GEÇERSEK İKTİDAR DEMEKTİR.” 

Partimizin tek başına iktidarını tabiî ki isteyeceğiz ama bir şeyde gerçekçi olmamamız lazım, oyumuz %29.5’un üzerine çıkamadı. Bu rakam bir kırılma noktası, bu rakamın üzerine çıkmak demek, iktidar demek. Bu çıtayı kırabilirsek bundan sonra ivme kazanacağımızdan hiç şüpheniz olmasın. Genel başkanımızın söylediği 28-32 bandında gezdiğimizi unutmayın. Türkiye’de beyin yıkayarak, açlıkla terbiye ederek, karnını doyurup kafa boşaltarak, biat kültürüyle 9 milyon yeşil kart dağıtarak seçmen sağ eksene oturtuldu. Kendimizi kandırmayalım, Türkiye yıllardır sağ eksende. Türkiye’deki oyları ne kadar toplarsanız toplayın, sosyal demokrat oyların %30 ekseninde olduğunu bir kenara yazalım. 25 yıldır fundamentalist, kökten dinci bir anlayış, özellikle kendini ifade edemeyen, korunacak, sığınacak liman arayan kesimlerin sığınacak yeri haline geldi. Bugün bu %30 olan oydan Kürt oyları çıktı. O oylar yok artık, bizim dışımızda. Eğer BDP parti olarak girseydi, barajı geçecekti. Bunu bir kenara yazın. Bu, bizden çıkmış bir oy. 

“HALKA GİDERKEN, HALK GİBİ DÜŞÜNMELİYİZ.” 

Seçimden önce İstanbul’un tüm belediye başkanları ile bir toplantı yapıldı. Amerika’da Obama’nın kazandığı seçimlerde çalışmış, etkisi olmuş bir uzman bizimle görüştü. Bize cumhuriyetçiliğinizden, temel değerleri koruma isteği ve tutarlılığınızdan, anayasanın değişmez maddelerine, ünitern yapıya inancınıza hiç halel getirmeden, 30 yıldır bilinçli bir şekilde beyni yıkanan, kökten dinci bir anlayışa, politikaya hapsolmuş kesimlere ulaşmanın bir yolu var dedi. Cumhuriyet mitingleri yaptığımız genel seçimlere bakın. Bir kenara koyuyorsunuz  altı oku, bayrağı, kırmızı rengi, 10. Yıl Marşı’nı, sanki öbürünün düşmanıymış gibi, diğer tarafa ittirilen bir anlayış meydana geliyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin çıkmazı buradaydı. Neden ikisi birlikte olmasın, hem cumhuriyet, hem demokratik bir anlayış, hem laik, hem cumhuriyetin temel değerlerini paylaşan refah içinde bir Türkiye… Bize şu söylendi; o insanları inandırmamız lazım. Bu insanlar mantoyla geldiler başları açıktı. Önce gittiler türbana girdiler. Mini etekli kızlarımız vardı. Şimdi çarşaf içerisindeler. Onları oradan alıp cumhuriyetin temel değerlerini anlatarak, onları toplumun aydınlık yüzüyle buluşturma konusunda siz onlara gideceksiniz. Ama onlara giderken onlara inanarak, onlar gibi paylaşarak, gideceksiniz. 

“ÖNCE BİZE İNANMALARI LAZIM, SAMİMİ OLMAMIZ LAZIM.” 

İnsanları cumhuriyet mitinglerinde ötekileştiren bir anlayışın oyu %19.5’da kaldı ki, o oyun içinde DSP’nin de oyu var. Yapacağımız nedir? Bu dönem cumhuriyet değerlerini içimizde yaşatacağız. Onları sakınacağız, gözümüz gibi koruyacağız. O kandırılmış, 1980’den bu yana 31 yıldır yoğun bir propaganda, güçlü bir para desteğiyle beyni yıkanmış insanlara yaklaşıp onlara anlatacağız. Ama önce bize inanmaları lazım, samimi olmamız lazım. 

“İNSANLARIN ÜZERİNE GİTME ANLAYIŞINDAN VAZGEÇMEMİZ LAZIM.” 

Silivri’de Mahalle Evi kurduk, ilk gün gittim 7 tane bayan vardı,  hepsi beni görünce başını öne eğdi. Başörtülü olanlar, burkalı hemşehrilerimiz de vardı. Ben bir daha buraya gelmeyeceğim dedim. Ama size, çoluğunuza çocuğunuza iş bulacağız. Engellinize, yaşlınıza bakacağız. Size düzenli gıda yardımı yapacağız, size biz el uzatıyoruz. Bunu hiçbir siyasi münazarayla yapmıyoruz, yapmak zorunda olduğumuz için yapıyoruz … O gün 7 olan sayı şimdi 200’e çıktı. Orada yetiştirdiğimiz bayanlar, burkayla gezenler, çarşafı çıkarmış mantosuyla geldi belediyeye teşekkür etmeye. Şimdi beş tane daha mahalle evi kuracağız. O insanlara böyle kalkıp  ötekileştirmek, onun üzerine gitmek gibi, zulümmüş gibi gösterme anlayışından vazgeçmemiz lazım, Türkiye’nin böyle bir kırılgan durumu var. 

“ŞÜPHEMİZ Mİ VAR CUMHURİYETTEN LAİKLİKTEN, BUNLAR BU KADAR KIRILGAN MI?” 

Şüphemiz mi var Türklüğümüzden? Şüphemiz mi var cumhuriyetin temel değerlerinden? Şüphemiz mi var laiklikten? Bu olgular bu kadar kırılgan mı?  Ama o insanlara anlatmak için onlar gibi düşünmek gerekir. 30 senede  bir söylem biçimi oluşturmuşlar, bunu nasıl kırarsınız, onlar gibi yaşayarak. Bunu o mahalle evinde denedik. Oylarını attılar ve bunu ispat ettiler. 

“CHP’Yİ SIĞINILACAK BİR LİMAN HALİNE GETİRMELİYİZ.” 

Bu mozaiği,  kültürel ve siyasal zenginliği  bir arada tutmanın yolu, ortak bir dil oluşturacağız. Açlıkta, yoklukta, çaresizlikte, cumhuriyetin varlığını nasıl anlatacaksınız. 9 milyon yeşil kartlı var. Partimizi toplumun ötekileştirilmiş kısmına sığınılacak bir liman haline çevirmek istiyoruz. Emekle, bunu anlatarak çabalayacağız, işte bizim Silivri’de yapmaya çalıştığımız bu. Rakamların arkasına sığınmak istemiyorum. Başarının ölçütü bu rakamlar değil. Başarının ölçütü vicdanlarda başlayacak. Biz inanacağız önce. 

“HALKIMIZA VERDİĞİMİZ SÖZLERİ TUTACAĞIZ.” 

Oyumuz %31.5’tu 2007’de şimdi %40.5… Niye 9 puan arttı demiyor kimse. İki yıldır tarihimizin en zor dönemini yaşadık Belediye’de. Bizim iki yıl içinde yaptığımız en büyük iş sosyal çalışmalardı. Silivri tarihinde el atılmamış sorunlara el atıyoruz. Her ay 13 bin kişiye gıda yardımı yapıyoruz. Belediye koridorlarında ben açım diyen insan kalmadı. İş arayan kalmadı, 4 bin küsur kişi isim isim, girdiği fabrika belli. 1900 kişiye, 1300 yaşlı 600 engelli, düzenli bakım yapıyoruz. Kültür Merkezi etkinlik yapıyor, 3 bin, 4 bin kişi izlemeye geliyor. Sosyal projelerin derlenmesi 2 yılı alır. Benim mahalle evinde gösterdiğim sabrı hepimiz göstereceğiz. Bu seçimde, önceden bayrak asamadığımız yerlerde kadınlarımız ev ev gezdi oy istedi. Silivri’de yapılmış en büyük yatırımı yapıyoruz. Bir güven unsuru olacak. Bu dönemi tamamlayıp, halkımıza verdiğimiz sözleri tutacağız. 

“PARTİMİN ARKASINDAYIM, NE GEREKİYORSA YAPACAĞIZ.” 

Belediye seçimleri ile genel seçimleri ilişkilendirmemek lazım, Silivri’de önceki seçimlerde de sonuncu parti olmuştuk ama hemen sonrasında belediye seçimini almıştık. Belediye yönetimine seçtiğimiz arkadaşlara inanacağız. Seçim süresinde ilçe başkanımla beraber elimden geleni fazlasıyla yaptım, partimin peşinde, arkasındaydım. Yine arkasında olacağım. Bugün ilçe başkanı kim varsa, o benim başkanımdır. Ne gerekiyorsa bu parti için sonuna kadar yapacağız. Belediye’den arkadaşlarım da gelecek. Bu uğurda ne gerekiyorsa yapacağız. 

“PARTİYİ ELEŞTİRMEK BİR İTİBAR KONUSU HALİNE GETİRİLİYOR.” 

Burada partiyi eleştirmek bir itibar konusu haline getiriliyor. Ben 31 yıldır bu partideyim, 1979 yılında üye oldum, 2009 yılında belediye başkanı oldum, 31 yıldır üyeyim. Ben en az bu arkadaşlar kadar bu partinin geleceğini düşünüyorum. Ben burada herkesin huzurunda söylüyorum % 50’yi aşan bir oyla yerel seçimi alacağız. Geçtiğimiz yerel seçimlere başladığımızda oy oranımız %28’di, %48’le bitirdik. İnançla giderseniz olur, insanlara onların inandığı projeler yaparsanız olur. Engelliler Merkezi’ni açtığımızda uykularım kaçtı. Geceleri kapısında dolaştım. Acaba hizmet verdiğimiz sayı 100’e ne zaman çıkar diye düşündüm. Şimdi Gıda Bankası’ndan yardım yaptığımız insan sayısı 13 Bin... Ben gidip bunları size ben veriyorum diye yüzlerine vurmadım. Ama hiç bir arkadaşım da bunları Belediye veriyor diye de söylemiyor. 

“ÖNEMLİ OLAN GÖNÜLLERDEKİ KOLTUKLARDIR.”

Türkiye’de örneği olmayan 4 projeyi birden yapıyoruz. 3100 belediyeden bir tanesi bile yapmıyor. Kapınıza koyduğumuz sistemin uygulanması konusunda bir tane destek görmüyorum. Ama daha 3 yıl var gelecek seçim meclis üyesi kim olacak liste yapılıyor. Daha içimizde kavgalı bir durumdayken nasıl inandırabiliriz insanları? Benim bir kardeşiniz olarak hiçbir ikbal beklentim yok. Sadece ve sadece bu kentte, bu yaşıma kadar yaşadığım bu kentte,  ideallerimizi, projelerimizi gerçekleştirmiş olmak, çağdaş, modern hizmet sektörlerinin geliştirdiği, üniversiteleriyle, kültürüyle, sanatıyla, refahıyla bir kent yaratma konusunda bir çabam olsun istiyorum, onun dışında bir beklentim yok. Önemli olan görünen koltuklar değil. O koltukları günü geldi mi biri gelir alır. Görünmeyen koltuğa oturacaksınız, asıl onu kaybetmemek lazım. Ben görünmeyen koltuğa sahip olmak istiyorum tek amacım o. 

“EV EV, KAPI KAPI BEN DOLAŞACAĞIM.” 

Bu kentte görev ve sorumluluklarımı yapmış olarak dolaşmaktan başka hiçbir idealim yok. Sizin bana güvenmenizi istiyorum. %40’ı başarı sayan arkadaşlarımız var dışarıda, ben %40’ı başarı saymıyorum. Ben kendimi de yeteri kadar başarılı saymadım. Ben bundan sonra iki yıl boyunca, ev ev, kapı kapı gezeceğim, seçimde nereye gittiysem dolaşacağım. Bütün projelerimi hayata geçiriyorum. Sahil ilk kazıldığında uykularım kaçtı. Her gece beşe kadar orada oturdum, ağlayacaktım sinirimden. Bir gece beni saat 5’te gördüler orada sandalyeleri düzeltirken. Bu kadar inançla başladık. Yaptıklarımız beğenilmeyebilir de. 

“PARTİSİYLE BELEDİYESİYLE TEK YUMRUK OLMUŞ BİR GÜCÜN ÖNÜNDE KİMSE DURAMAZ.” 

Yaptığımız zaman hepinizin gururlanacağı projeler yapıyoruz, biz bunlardan bir beklenti içinde değiliz. Ancak ve ancak ne verebiliriz diye uğraşımız bu. Böyle bir ekibe sahip çıkacağız. Hata varsa yüzümüze vurulacak. Bugün yaptıklarımızı küçümseyen, onu anlatmaktan utanan veya sıkılan anlatmak istemeyen arkadaşlarıma bir kırgınlığım yok ama üzülüyorum. Ben yaptıklarımı anlatamadıysam kusur benimdir. Anlatacağız, kapı kapı dolaşacağız. Bu belediyeye sahip çıkan, çalışkan, dürüst, çağdaş, aydın ve birbirine kenetlenmiş, partisiyle belediyesiyle tek yumruk olmuş bir gücün önünde kimse duramaz. Ben inancımı hiçbir zaman kaybetmedim. Yerel seçimle genel seçimin şartlarını her zaman ayırmışımdır. Benim beklentim bu seçimde %42 ile %45 arasındaydı. %40.5 olmuş, bunu bir sıkıntı olarak değil, fırsat olarak görmek zorundayız. Çünkü biz sahaya yeni çıktık, yeni başladık projelerimizi anlatmaya, yeni insanlara ulaşıp, projelerimizi anlatıp neler yapabileceğimizin örneklerini vermeye başladık. 

“ÖNÜMÜZDE 34 AYIMIZ VAR, %50 İLE SEÇİMİ ALACAĞIZ.” 

Şimdi önümüzde 34 ayımız var, gecesiyle gündüzüyle, kapı kapı dolaşıp anlatacağız insanlara. CHP’ yi yerden yere vuran anlayışla değil, bir olarak, kenetlenerek bunu yapacağız. Bunları aşacak kültüre hepimiz sahibiz. Partili kadınlarımızın hepsinin ellerinden öpüyorum. Ev ev gezdiler, biz de gezeceğiz öyle tek taraflı olmaz. En büyü kazancımız sizlerin inancı olacak. Esas çalışma şimdi başlıyor. Sizler bize güvendiniz, gösterdiniz, ben de sizlere güveniyorum. Buradan %50 leri geçen  bir direnci, bir enerjiyi ortaya oymak zorundayız. Oturup kırılıp birbirimizi eleştireceğimiz günler bitti. İş yapacağız. Neler yapabileceğimizi ortaya koyacağız. Burası hepimizin, bu kapı herkesin.” 

HÜSEYİN ŞAHİN : “ANALİZDEN ÜÇ TEMEL SEBEP ÇIKARDIK.”

Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar’ın sık sık alkışlarla kesilen konuşmasının ardından, CHP Silivri İlçe Başkanı Hüseyin Şahin de söz alarak, örgütten gelen soru ve eleştirilere cevap verdi. Şahin, konuşmasında şunları kaydetti : “Biz belediye başkanımızla bu sonuçları tahlil etmiştik. Bunu neden böyle olduğunla ilgili de yargıya varmıştık. küçük bir yeriz, yerel adaylarımızın olmayışı bir oy kaybına neden oldu. İkincisi belediyemiz 2 yıllık hazırlık döneminden geçmişti. Bu 2 yıllık dönemde bütün projelerini hayata geçiremediğinden, bazı kesimlere anlatamadığımızdan böyle oldu. Üçüncüsü, genel başkanımız konuşmasında bir yerel özerklikten bahsetti. Bu Türkiye’de ve genellikle Trakya’da bölgesel özerklik gibi anlaşıldı, bundan dolayı partimiz içindeki milliyetçi oylar da MHP’ye gitti. 

“BAZI ARKADAŞLARIMIZ KIRGINLIK YAŞADI.” 

Şimdi bunun tespitini yaptıktan sonra tedavisini de hep birlikte yapacağız. Bundan sonra belediye kapı aralayacak, parti de o aralıktan propaganda yapacak. Bundan önceki çalışmalarımıza katılamamış veya bizim yanlışlığımızdan katılmamış arkadaşlarımız var. Farklı olabilirdi ama şimdi bir şey diyemiyoruz. Hepiniz buradasınız, geliyorsunuz konuşuyoruz ama iş çalışmaya gelince biraz az kalıyor. Ben 10 Ocak’tan sonra görev aldım. Örgütte de, yönetimde de bazı arkadaşlar kırılganlık yaşadılar. Listelerin böyle olmasını istemiyorlardı. Her bölgeden 2-3 tane milletvekili adayımız olsa iyi olurdu. Yapacak bir şeyimiz yok. O zaman çalışmaya devam edeceğiz. Eleştirileri saygıyla karşılayacağız ve ne yapacağımıza beraber karar vereceğiz. 

“DOĞU KÖKENLİ VATANDAŞLARIMIZDAN OY ALAMADIK.” 

Belli ki Silivri de doğu kökenli arkadaşlardan oy alamıyoruz. Bu seçim böyle oldu ki bu sonuç önümüzdeki seçime rehber olacak. Seçmen alışkanlığını kişisellikten particiliğe getirdiğimizde işimiz kolay olacak. Bizim o zaman, doğu kökenli arkadaşlarla çalışmalar yapmamız gerekiyor. Gerek partide, gerek belediyede, belediye meclis üyelerimiz ve danışmanlık görevi yapan arkadaşlar  bu konuları iyi bilecekler. Bu arkadaşların organizasyonunu yapacaklar, bize partiye gelecekler, belediyeye gidecekler, bu vatandaşlarımızı kazanacağız. 

“BEN %50 OYA İNANMIYORUM, BU İŞTE BİR İŞ VAR.” 

Benim içimde kuşku var arkadaşlar, ben %50 oya inanmıyorum. AKP kaybetmesi gereken yerde oy alıyor. Burada bir eksiklik, bir yanlışlık var. Bu durum matematiğe uymuyor. Biz %30’u koymuştuk kendimize, AKP de %40 olur diye bekliyorduk. Orta Anadolu’da partimize oy verenler sadece aleviler. Oy alabilmek için iki tane milletvekili koymanın doğru olmadığını gördük. Yeni CHP söylemine katılmıyorum. Milletini arkasına almış, savaş kazanmış mücadeleci bir partiye yeni kimliği vurmak doğru değil. Geliştiririz, projelerimizi geliştiririz, anlatırız ama şimdi sanki CHP’nin  değerlerini değiştiriyormuşuz gibi bir muhabbete girmememiz gerekiyor. 1923 yılındaki CHP ayakta, yıkılmıyor. 

“KAYBETTİĞİMİZ YERLERE BAKACAĞIZ.” 

Dün güneydoğudan oy alan partimiz, alamaz duruma geldi. Ege’den Akdeniz’den oy alan partimiz alamaz duruma geldi. Biz halk partisiyiz. İstanbul’un Anadolu’nun bütün varoşlarında bizler vardık. Özeleştiri yapmak zorundayız. 50 yıldır insanlar bu partiye oy veriyor ve parti ayakta duruyor. Kendimizi geliştirmemiz lazım. Ola ki burada bir arkadaşımız yanlış söyledi. Bunu ilan etmeyeceğiz, arkadaşımızın fikrine saygı duyacağız. Tez, antitez, sentezi çıkaracağız. Kaybettiğimiz yere bakacağız. 

“KIRILANLARI, ÇALIŞMAYANLARI TOPARLAMAK BİZİM GÖREVİMİZ.” 

Biz tüm üyeler olarak belediyemizin, partimizin arkasında bu projeleri anlatacağız. Birlik beraberlikten şaşmadığınız zaman yerel yönetimi alırız. Tüm çalışmayan, kırılgan kademeleri toplamak bizim görevimiz. Kızgınlıkları, dargınlıkları bir yerde bırakmazsak birilerine mahkum oluyoruz. Partimizin geliştirilmesi yönünde fikir verelim. İnsanlar çalışıyor bir yere geliyor, sonra kaybediyor, kırılgan olabiliyor. Biz örgütümüze sahip çıkmak zorundayız.” 

KURULTAY İMZALARI GÖRÜŞÜLDÜ 

Toplantının sonunda, eski ilçe başkanı Selami Değirmenci söz alarak, olağanüstü kurultay toplantısı için imza verdiğini açıklarken, bir başka delege Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar ise, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na güveninin tam olduğunu vurgulayarak, kurultay için imza vermediğini belirtti.