'Dedenin mirasını yemeyi bırak Silivrispor'a sahip çıkmaya bak'

Silivrispor'a alacakları karşısında icra takibi başlatan Burhan Soyaslan'ın açıklamasına karşı Silivrispor Başkanı Ümit Kalko bugün bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

'Dedenin mirasını yemeyi bırak Silivrispor'a sahip çıkmaya bak'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Dün kulübün resmi internet sitesinde Silivrispor’un borcuna karşılık Soyaslan Köfte sahibi Burhan Soyaslan tarafından icraya verildiği haberi yer almıştı. Bunun üzerine Soyaslan da bir açıklama yaparak kulüp yöneticilerini durumdan sorumlu göstermişti.
Bugün oynanan Silivrispor- Çatalcaspor müsabakası sonrasında basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Silivrispor Kulübü Başkanı Ümit Kalko, çarpıcı iddialarda bulundu.
Öncelikle göreve geldikleri günden bu yana yaptıkları ve bundan sonra yapacakları şeyler hakkında bilgi aktarımında bulunan Kalko, sonrasında Burhan Soyaslan’ın iddialarına cevap verdi. Burhan Soyaslan’ın geçmiş dönem belediye başkanlarından olan dedesini kullandığını belirten Kalko, “Dedenin mirasını yemeyi bırak Silivrispor’a sahip çıkmaya bak” diyerek de Soyaslan’a tepkisini dile getirdi.
 
Borç 2,7 milyon TL olsa sevinecek miydik?
Silivrispor Kulübü Başkanı Ümit Kalko, göreve geldiklerinden bu yana yönetim anlayışının tamamen değiştiğini ve geçen sene kümede kalır mı diye düşünülen takımın bu sene şampiyonluğa oynadığını belirtti açıklamasının ilk bölümünde kulübün borçlarına da değindi. Borç konusunda kendisine 2,7 milyon TL olarak ibra edilen borcun aslında 3,3 Milyon TL olduğunun belgeleriyle ortada olduğunu belirten Kalko, borcun 2,7 milyon TL olduğunu savunanlara da “Velev ki borç 2,7 milyon TL olsa sevinecek miydik?” diye sordu. Kalko’nun konuya ilişkin açıklamaları şu şekilde:
Silivrispor, geçen sene kümede kalmaya oynayan bir takımdı, bu sene şampiyon olur mu olmaz mı diye düşünülen bir takım. Demek ki burada bir yönetim farklılığı var. Farklı bir bakış açısı var. Silivri’de de bir kenetlenme var. Bir heyecan var. Takımda da var, hocada da var, yönetim olarak tamamında olmasa da önemli bir kısmında var bu heyecan. Keza taraftarda var. Tabi ki her zaman için her camiada o camianın daima başarılı olmasını isteyenler olduğu gibi bu başarıdan rahatsızlık duyanlar da olacaktır. Bizim temennimiz herkesin Silivrispor’un çatısı ve başarısı altında toplanması. Herkesi kucaklamak isteriz ama herkesle aramızın iyi olması gibi bir imkânımız yok. Herkesle arası iyi olan adam adam değildir zaten. Ben burada Ümit Kalko olarak değil Silivrispor Başkanı olarak, Silivrispor’un menfaatleri doğrultusunda hareket ediyorum.
 
Kalko: “Yalan mı söyleyelim?”
Şu ana kadar da mali yapısıyla ilgili sıkıntılı bir kulübü devraldık. Biz bunu söylediğimiz zaman da “enkaz edebiyatı” yapıyor oluyoruz. O zaman bir şöyle diyeceğiz: “Kulübün borcu yoktu, her şey güllük gülüstanlıktı. Biz de güllük gülüstanlık yönetim yapıyoruz.” diyerek yalan mı söyleyelim? Mevcut durumu anlatmak ne zamandan beri enkaz edebiyatı olmuş? Ben zaten kulübün borcunun belli bir rakam olduğunu biliyordum. 2,7 milyon TL idi 3,3 milyon TL olmuş. Kimileri dedi ki enkaz edebiyatı yapma 2,7 milyon TL borç. 3,3 milyon TL olduğu belgeli ama velevki 2,7 milyon TL olsaydı borç sevinecek miydik? Sonuçta bu borç bizim çok rahatlıkla bu kulüp bütçesiyle ödenebilecek bir borç mudur? Değildir. Biz özellikle ben sahip olduğum kurumumdan gerek yan kuruluşumuzdan ciddi bir fedakârlık yaptım. Bugüne kadar 1.2 milyon 350 bin TL kasaya ödenek sağlamışım. Bunun 500 bin TL’sini bağışlamışım geri kalan kısmını da ne zaman geri alacağımı bilmediğim bir tarihle alakalı borç vermişim. Sistem artık dönsün diye.
 
“Borçların hepsi bizi ilgilendirir ancak gerçekten o borç varsa…”
Kalko açıklamasının devamında kulübün borçlarının tamamını üstlendiğini ifade ederken bir şeyin de altını çizdi: “Tabi gerçekten o borçlar varsa…”
“Esnaflarımızla bir feda yaptık. Topçularımızla, çalışanlarımızla feda yaptık. Bu fedadan da sağ olsun Silivri esnafımızın bir iki tanesi hariç tamamına yakını desteklerini sağladılar. Borçlarının yarısını ben ödedim, yarısını da sağ olsunlar kulübe bağışladılar. Böylelikle birçoğuyla sulh oldu. Futbolcu kardeşlerimizin ödemelerini kapattık. Geçmiş dönemden kimsenin benden 100 TL alacağı yoktur. Geçmiş dönem bizim dönem diye bir ayrım yok. Bunlar Silivrispor’un borcudur ve hepsi bizi ilgilendirir ancak gerçekten o borç varsa. Böyle bir borç varsa gerçekten bu bizi ilgilendirir. Biz “Sen bu borcu geçmiş dönem yönetime yapmışsın. Git bu borcu onlardan al.” deme hakkına sahip insanlar değiliz. Böyle bir temenni ve beklentimiz de zaten kimseden yok. Ama bazı konularda da Silivrili, hele hele yedi göbekten Silivrili olduğunu belirten arkadaşların da biraz daha kulübün yanında destekvari bir duruşta olmasını beklemek Silivrispor Başkanı olarak en doğal hakkım.”
 
“Koltuk sevdalısı değilim”
Geldiğimiz günden bu yana 3,3 Milyon TL borcu 1,8 Milyon TL’ye kadar düşürdük. Geldiğimizden bu yana diyorum çünkü biz geleli daha 4-5 ay oldu olmadı. Şimdi benden 4-5 ayda 3-4 Milyon TL’lik borcu bitirmemi bekliyorlarsa artık bilmiyorum. Bitirecek bir adam varsa ben koltuğumu devretmeye hazırım. Keza her zaman aynı şeyi söylüyorum. Koltuklar ve makamlar geçicidir. Silivrispor başkanlığı kıymetli bir koltuktur. Talip olan, daha iyi işler yapmak istiyorum diyen, bu mali yükümlülüğü üstlenecek ve daha iyi noktalara getiririm diyen varsa ben kesinlikle koltuğa yapışacak kalacak bir başkan değilim. Yarın böyle birisi gelsin yarın bırakırım. 2 yıllık başkanlık sürem var diyerek bu koltuğa yapışmam. Ama böyle birisi olmadığı müddetçe de ben bu kulübün başkanıyım. Tek yetkili ismim.  Herkes de ona göre hesabını yapacak. Kulüp sahipsiz değil.
 
“Yedi göbekten Silivriliyim diyorsan gereğini yapacaksın”
Kulüp ve yönetim hakkında bilgileri paylaşan Başkan Kalko, konuyu Soyaslan Köfte’ye olan borca getirdiğinde, Burhan Soyaslan’ın ödeme gününü beklemeden kulübü icraya verdiğini belirtiyor. Ayrıca Burhan Soyaslan’ı bire birde tanımadığını ancak ismini duyduğunu söyleyen Kalko, “Ben yedi göbekten Silivrili değilim ama sen yedi göbekten Silivriliyim diyorsan bunun gereklerini yapacaksın.” diyerek de tepkisini gösterdi.
“Mesele 13-15 bin TL’lik köfte parası meselesi değil. Mesele bir duruş meselesi. Mesele Silivrispor şampiyonluğa oynarken bu kadar zor zamanlardan geçerken, bu kadar mali yükümlülüğü kulüp başkanı olarak ben üzerime alıp borçları azaltma yolunda ciddi fedakarlıklarda bulunurken, kendilerini yedi göbekten beri Silivrili olarak tanıtan kişilerin ödeme gününü beklemeden kulübü icraya verme yoluna gidip topçulara verilecek olan prim paralarının, topçulara verilecek olan maç paralarının bu denli maçlar öncesinde bankalara haciz koydurarak almaya çalışmalarıdır. Mesele bu duruş meselesidir. Ben yedi göbekten Silivrili değilim ama sen yedi göbekten Silivriliyim diyorsan bunun gereklerini yapacaksın. Silivrispor’a en çok desteği sen vereceksin. Mesele Silivrili olma Silivri’de doğma meselesi değil Silivri’ye değer katma meselesidir. Yoksa benim gözümde, ben büyük Atatürk milliyetçisiyim. Atatürk milliyetçiliğinin özünde şu vardır: benim vatanım, toprağım, milletim için yaşayan, çalışan, bu uğurda mücadele eden herkes benim milletimdendir. Ben bunu Silivri milliyetçiliği için de söylüyorum. Silivri’de de Silivri’ye değer katan, Silivri’de taş üstüne taş koyan kim varsa benim gözümde Silivrilidir. Öyle yedi göbekten Silivriliyim demekle orada doğdun orada büyüdüm demekle olmaz. Benim dedem Silivri Belediye Başkanı ise tabi ki de insanların saygı duymasını beklerim ama dedemin mirasıyla da yaşamam. Eğer öyle yaşayacaksam da bunun sorumluluklarını bilirim, Silivri’nin en güzide kulübü olan Silivrispor’u icraya verme yoluna gitmem. Biz kimseye paranı ödemeyeceğiz demedik. Kimseye icra yoluyla alın da demedik. Öyle desek bugüne kadar 2 milyon TL’ye yakın ödeme yapmış olan bir kulüp 15 bin TL mi ödeme yapmayacak? Mesele 15 bin TL meselesi değil ki. Bizim sadece bugün topçulara dağıttığımız rakam 150 bin TL para dağıttık.”
 
“Yemek yenmiş deniyor ama ne faturası ne fişi var”
Şunu özellikle vurgulamak isterim ben icra olayı olduktan sonra arkadaşlarıma sordum dedim ki “Bu kişinin alacağı nereden doğmuş?” Eğer bir alacak varsa alacağın karşılığında bir evrak vardır, alacağın karşılığında mutlaka bir fatura vardır. Ne hizmet alınmış diye soruyorum. Yemek yendiği söyleniyor. Faturası nerede diye soruyorum, başkanım fatura vermiyor diyorlar. Bir sene nasıl yemek yendi?
 
“Senet çok daha fazla miktarda imzalanmıştı”
Başka bir şey daha söyleyeyim mevcuttaki ilgili köfteci arkadaşa senet verilirken fazladan senet verilmiş. Kendisi daha sonra “Aa pardon fazladan senet verilmiş” dedi ve düzelttirdik. Biz bunları hiç kamuoyuna açıklamadık ama bugüne kadar. Yani fazla senet aldım diyen kişi azalttığı senedi icraya veriyor ama faturası yok. Yani kulübün ona borcu var diye eski kulüp başkanı imzalamış ona senet vermiş. Diyoruz ki tamam biz bunu ödeyeceğiz de neye karşılık bu senet verildi? Vergi Usul Kanunu’na göre burada bir yemek yenildiyse bunun bir faturası olur. Doğru mudur? Faturasız bir alacak olur mu? Olmaz. Soruyorum muhasebeye fişi var mı? Yok. Faturası var mı? Yok. Senet… Aa fazla verilmiş düzeltelim. O yanlışı fark etmesek ne olacaktı? Silivrispor’un parası Silivri’nin parası değil mi? Düne kadar yedi göbekten Silivriliyim diye ortaya çıkan kişiler fazla senet alırken bunu niye ortaya çıkarmadılar? Yazık değil mi bu takıma?
 
 
“15 bin TL’yi ödeyemeyecek durumda değiliz”
“Şu anda arkadaşlarıma şu talimatı verdim: Bu senet bize bu sene ibra edilen Silivrispor hesap dökümünde var mı yok mu? Evet, varsa bu borç benimdir diyip öderim ama faturası nerede diye Vergi Dairesi’ne şikayet dilekçesi vereceğim. İcrayı durduracağız, icraya itirazımızı edeceğiz. Tekrar ediyorum. Biz 15 bin TL’yi ödeyemeyecek durumda değiliz. Evet, kulübün borçları var ama çok şükür hamdolsun bir yönetim var burada. Biz takımımızın başındayız.
Bizim Burhan Soyaslan’ın belediye başkanlığı yapmış dedesine de saygımız sonsuzdur, kulübe destek veren alacakları olan ancak henüz alamamış vatandaşların da tepki ve serzenişlerine saygımız sonsuzdur. Haklılar. Bir iş yapmışlarsa karşılığını almak en doğal hakkı ama burası bir ticaret hane değil. Burası Silivrispor. Alacağın kalmaz ama bunu günü geldiği zaman alırsın.”
 
Duruşu bozuk olan davranışlarla karşı karşıyayız
Benim genel kurulda bir şeref sözüm var: Benim dönemimle alakalı borçlar ben velev ki bu kulüpten ayrılsam bile ben ödeyeceğim. Geçmiş dönemdeki borçları da imkân oldukça bu kulüp ödeyecek zaten. Ama 4 yılda yapılan borcu 4 günde ödenmesini beklemek de biraz vicdansızlığa sığar. O yüzden bu kulüp şampiyonluğa giderken bu denli duruşu bozuk olan davranışlarla karşı karşıya kalmak Silivrispor’un başarısına çelme atmaktan ibarettir. Ama bütün bunlara rağmen Silivrispor’la ilgili sözüm var: 2 yıl içerisinde bu takım şampiyon olacaktır. Vaktimi de nakdimi de bu uğurda harcıyorum. Topçu arkadaşlarımız bu sene şampiyon olsun istiyorlar ve bu uğurda gidiyorlar. Ben de her türlü desteği sağlıyorum.
 
Varlığından hayır gelmeyenin yokluğundan zarar gelmez
Başkan Ümit Kalko açıklamalarının devamında yönetim içerisinde de uyum sağlayamayan isimlerin olduğunu ve bu isimleri kendi içlerine çok da sokmak istemediklerini söyledi. Gelecek yönetim seçiminde bu isimleri temizleyeceğini de sözlerine ekleyen Kalko bu isimler için “Varlığından hayır gelmeyenin yokluğundan da zarar gelmez” dedi.
 
Tüzük değişikliği geliyor
Kulübün tüzüğü üzerinde bir değişiklik planladığını da sözlerine ekleyen Kalko, bu tüzük değişikliği ile bir daha kulübü borç batağına düşürmemesi için bundan sonraki yönetim kadrolarının kendi döneminde yaptığı borçlardan kendilerinin sorumlu olacağını söyledi.
 
Biz Silivrispor’dan nemalanmıyoruz
Sosyal medyada kendisine yönelik Silivrispor’dan nemalanıyorsunuz tepkilerine de değinen Kalko, gerçek hayatta karşımıza geçip iki söz edemeyecek kişiler, sosyal medya silahşörü kesiliyor diyerek bu tepkilere karşı da net tavır koydu. Bu zamana kadar Silivrispor’dan nemalananların aksine Silivrispor’u bir yerlere kaldırmaya çalıştıklarını söyleyen Kalko, Silivrispor’u var olan yerinden daha yukarılara taşıma amacında olduklarını söyledi.
 
“Bize istinaden diyor ki sen ahlaksızsın”
Ümit Kalko açıklamalarının son bölümünde meselenin sadece alacak verecek meselesi olmadığını belirterek, Atatürk’ün vecizelerini açıklamasında kullanan Soyaslan’a yönelik de “Dedenin mirasını yemeyi bırak Silivrispor’a sen de sahip çıkmaya bak.” diye tepki gösterdi.
“Söz konusu köfte meselesi değil alacak meselesi değildir. Yedi göbekten Silivrili misin diye kimseye sormadım. Deden belediye başkanı mı diye de kimseye sormadım. Benim babam çaycıydı, çay ocağı vardı ama ben Silivri’de yatırım yapıyorum. 300 kişiye istihdam sağlıyorum. Silivrispor’u da daha iyi yerlere taşıyorum. Ne yapalım? Benim dedem belediye başkanı değildi diye ben gelmeyeyim mi Silivri’ye? Yedi göbekten Silivri’de doğmadım, büyümedim günah mı? Suç mu? Ben düşman mıyım? Bu ibarelerle Silivrili olmanın ne anlama geldiğini bilmeyen kişilerin bu ibareleri kullanmaları doğru değil. Atatürk’ün vecizelerini paylaşmışlar bir de. Ulu önder Atatürk’ün “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda da ahlaklısını severim.” sözünü bize istinaden diyor ki sen ahlaksızsın. Parasını vermiyorsun vatandaşların. Atatürk’ü istediği gibi istediğiniz zaman, işinize geldiği gibi kullanamazsınız. Atatürk kullanılacak bir kişi değildir. Atatürk ülkemizin kurucusudur. Atatürk ulu önderimizdir. Sen eğer Atatürk’ün milliyetçilik kavramını kavrayabilseydin Silivrili olduğunu dile getirmek için yedi düvelden Silivrili olduğunu belirtmene, dedenin belediye başkanı olduğunu belirtmene gerek yoktu. Saygı duyarız senin dedene taş üstüne taş koyduysa başımızın üzerinde yeri vardır. Ama dedenin mirasını yemeyi bırak Silivrispor’a sen de sahip çıkmaya bak.”

Eyüp Can BALABAN