Çarşı davası yeniden görüldü

Yargıtay'ın bozma kararının ardından İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne geri gönderilen Çarşı davası yeniden görüldü. Bozma kararına uyan mahkeme, Gezi Parkı davasıyla birleştirilip birleştirilmeme hususunun celse arasında değerlendirilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.

Çarşı davası yeniden görüldü
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Yargıtay’ın bozma kararının ardından İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne geri gönderilen Çarşı davası yeniden görüldü. Bozma kararına uyan mahkeme, Gezi Parkı davasıyla birleştirilip birleştirilmeme hususunun celse arasında değerlendirilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.

Yargıtay, 35 sanığın ‘darbeye teşebbüs’, ‘terör örgütü kurmak ve yönetmek’, ‘suç örgütü kurmak ve yönetmek’, ‘polise direnmek’ ve ‘gösteri ve yürüyüş kanununa muhalefet’ suçlarından beraat ettiği Çarşı davası kararlarını, yaptığı temyiz incelemesi sonucunda bozmuştu. Bozma kararının ardından İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yeniden gönderilen davanın ilk duruşması görüldü. Duruşmada 26 tutuksuz sanık ile avukatları hazır bulundu. Duruşmada CHP’li vekiller izleyici olarak yer aldı.

“Vereceğiniz karara saygı duyuyorum”

Bozma ilamını kabul etmediğini söyleyen tutuksuz sanık Arda Mutludoğan, “Bozma ilamını kabul etmiyorum. 6 sene önce beraat aldık. Aradan 6 sene geçti, zaten dava zamanında her şeyi anlattık. Davayı açan savcı FETÖ’den yurt dışına kaçtı. O yurt dışına kaçmışken bizim burada olmamız çok saçma ve anlamsız geliyor. Vereceğiniz karara saygı duyuyorum” ifadelerini kullandı.

“Her türlü mağduriyeti yaşadık”

Duruşmada bozma ilamına karşı konuşan sanık Ayhan Güner, “Geçen süreçte bize tazminat ödemeleri lazım. İnsanların hayatlarını mahvettiler. Mağdur olan Çarşı grubu oldu. Oluşturulan algıların sonucu nereye varacak kimse bilmiyor. Her türlü mağduriyeti yaşadık” dedi.

“Biz bu ülkenin evlatlarıyız”

Mahkemenin beraat kararında direnmesini talep eden tutuksuz sanık Cem Yakışan, “Mahkemenin aldığı kararın arkasında durmasını istiyorum. Çarşı taraftar grubudur. Bize bu suçlamayı yönelten savcı, emniyet müdürü şu an neredeler? Biz buradayız. Biz bu ülkenin evlatlarıyız. Biz sadece haksızlığın karşısında oluruz. Her zaman olacağız. Tabi ki Gezi parkına katıldık, doğrudur. Ama örgüt diyecekseniz ‘Mustafa Kemal’in askerleri’ deyin bize. Bu ismi verin bize” diye konuştu.

“Kırtasiyede fiş karşılığında verilen malzemeler”

Patlayıcı maddeden ceza aldığını söyleyen tutuksuz sanık Erol Özdil ise, “Meşale ve maytap buldular. Patlayıcı maddeden ceza verildi. Bunlar kırtasiyede satılan karşılığında fiş verilen malzemeler” diye belirtti.

“FETÖ’nün bize kurduğu kumpas”

Beşiktaş taraftarı olmaktan gurur duyduğunu söyleyen sanık Güray Sözmen, “Çarşı’nın üyesiyim bununla da şeref duyuyorum. Her 6 senede bir mahkeme bizim hakkımızdaki düzmecelerle yargılama mı yapacak. Bir Beşiktaşlı olmam, bir Çarşı üyesi olmam sebebiyle bunu neden yaşadığımıza hala anlam veremiyorum. FETÖ’nün bize kurduğu kumpas. Gözaltına alındığımda Nazmi müdüre (Nazmi Ardıç), ‘bu günlerde gelir geçer, bu devran böyle kalmaz’ dedim. Nazmi müdür de ‘devran bugün böyle dönüyor’ dedi. Gün oldu devran döndü, o ve Muammer Akkaş kaçtı yargılanıyor. Çok zor günler geçirdim ama fark etmez. Türk milletinin bir ferdiyim. Mustafa Kemal’in askerleriyiz biz, böyle bilinsin. Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı boynumuz kıldan incedir. Armamızda Türk bayrağı var ve biz bu bayrağı her zaman göndere çekmişizdir” dedi.

“Çarşı bu ülkenin yüz akıdır”

Çarşı grubunun terör örgütü olmadığını söyleyen sanık avukatı, “Çarşı ülkede kimin ihtiyacı varsa ona gider. Çarşı terör örgütü değil, bu ülkenin yüz akıdır” ifadelerini kullandı.

“Çarşı üyesi olmaktan onur duyuyorum”

Sanık avukatı Ali Rıza Dizdar ise, “Atatürk annesini ve kardeşini çarşı grubu üyelerine teslim ederek Samsun’a gitmiştir. Ambleminde Türk bayrağı olan tek takımdır. Çarşı grubuna üye olmaktan onur duyuyorum. Ben kararda direnilmesini, beraat kararı verilmesini talep ediyorum” diye belirtti.

Duruşmada beyanda bulunan diğer sanıklar ile avukatları da mahkemenin beraat kararında direnmesini ve Yargıtay’ın bozma ilamına uymamasını talep etti.

Yargıtay’ın bozma kararına uyulmasına karar veren mahkeme, duruşmaya gelmeyen sanıklar hakkında zorla getirme kararı çıkarılmasına hükmetti.

Sanıklar ile avukatlarına savunma hazırlaması için süre veren mahkeme, Gezi Parkı ana davası ile bu davanın birleştirip birleştirilmeyeceğinin celse arasında değerlendirilmesine karar vererek duruşmayı erteledi.

Davanın geçmişi

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Çarşı davası 29 Aralık 2015 tarihinde karara bağlanmıştı. Mahkeme, 35 sanık hakkında ‘darbeye teşebbüs’, ‘terör örgütü kurmak ve yönetmek’, ‘suç örgütü kurmak ve yönetmek’, ‘polise direnmek’ ve ‘gösteri ve yürüyüş kanununa muhalefet’ suçlarından beraat kararı vermişti. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, karara ilişkin temyiz incelemesini 18 Mart 2021 tarihinde tamamlayarak, yerel mahkemenin verdiği berata kararlarını oy birliğiyle bozmuştu.

Kararda, Taksim Gezi olaylarının gerçekleştirilme şekli ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde, ‘Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek’ suçu bakımından, Cumhurbaşkanlığının (o dönem için Başbakanlık) doğrudan zarar görüp davaya katılma hakkı bulunmasına karşın, usulüne uygun olarak duruşmalardan haberdar edilmeksizin, hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğu belirtilmişti.

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Gezi Parkı olaylarına ilişkin dava ile Çarşı davası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunun belirtildiği kararda, ‘örgüt üyeliği suçunun özelliği nazara alınarak, her iki dosyanın birleştirilmesi tarafına gidilmesi, sanıkların hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerekirken, yazılı şekilde eksik araştırma neticesinde beraatlarına karar verilmesi’nin bozma nedeni sayıldığı vurgulanmıştı.Öte yandan Gezi Parkı davasında 9 sanık hakkında verilen beraat kararı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesince yapılan inceleme sonucunda bozulmuştu. Davanın yeniden İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesinin ardından tutuklu sanık Osman Kavala ile CIA eski danışmanı Henri Barkey’in FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin ‘Anayasa’yı ihlal’ ve ‘devletin gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etme’ suçlarından İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandıkları dava da Gezi Parkı davasıyla birleştirilmişti.