Fatih'te 13 bin Euro ile keçiboynuzu hırsızlığı davasında sanık hakim karşısında

Fatih'te bir kişinin kardeşlerine yardım etmek için kenara bıraktığı 13 bin Euro ile keçiboynuzu bulunan çantayı çaldığı iddia edilen sanık hakim karşısına çıktı. Sanık, ifadesinde çantanın içerisinde para olmadığını iddia ederken, müşteki 13 bin Euro'nun çantada olduğunu öne sürdü.

Fatih'te 13 bin Euro ile keçiboynuzu hırsızlığı davasında sanık hakim karşısında
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Fatih’te bir kişinin kardeşlerine yardım etmek için kenara bıraktığı 13 bin Euro ile keçiboynuzu bulunan çantayı çaldığı iddia edilen sanık hakim karşısına çıktı. Sanık, ifadesinde çantanın içerisinde para olmadığını iddia ederken, müşteki 13 bin Euro’nun çantada olduğunu öne sürdü.

Fatih’te 22 Haziran 2020 günü, ayakkabıcılar çarşısında kamyondan yük indiren kardeşlerine yardım eden Abdullah Yaman’ın yol kenarına koyduğu çantayı, çaldığı iddiasıyla 3 yıla kadar hapsi istenen tutuksuz sanık E.Y. hakim karşısına çıktı. İstanbul Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada tutuksuz sanık E.Y., müşteki Abdullah Yaman ve tarafların avukatları hazır bulundu.

“Müşteki poşeti alırken bana baktı”

Duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık Yıldız, “Olay yerine yakın olan Mimar Hayrettin Camii’nin temizlik işlerine bakmaktayım. Maddi durumum olmadığı için de bazen etraftaki çöplerden hurda malzemeleri toplar satarım. Geçimimi bu şekilde sağlarım. Olay günü akşam 19.00 civarında çevrede dolaşırken bir tane poşet gördüm. Siyah poşetin içinde bir çift ayakkabı ve bir de çanta vardı. Ben siyah poşeti alırken müşteki benim bir metre yanımda idi. Müştekiyi camiye gelip gitmesinden dolayı tanırım. Müştekiyi görünce selam verdim, o da ben poşeti alırken bana baktı ve güldü. Ben siyah poşeti alırken bu poşetin biraz ilerisinde beyaz bir poşet vardı, onu da aldım” ifadelerini kullandı.

Sanık suçlamaları kabul etmedi

Aldığı beyaz poşetin içinde keçiboynuzu olduğunu söyleyen sanık, “Siyah poşetin içindeki çantayı yanımda bulunan başka bir beyaz poşete koydum ve 5 metre ilerideki çöp kutusuna attım. Daha sonra yarım saat caminin temizliğini yaptım. İşim bittikten sonra 20.00 civarı otobüse bindim ve eve gittim. Daha sonra polisler geldi. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatımı talep ediyorum” şeklinde konuştu. Sanık, hakkında hapis cezası verildiği takdirde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul ettiğini söyledi.

“Çantamı poşetin içerisine koydum”

Müşteki Yaman ise beyanında sanığın savunmasını kabul etmediğini belirterek, “Biz, kardeşlerimle birlikte Ayakkabıcılar Çarşısı’nda çalışıyoruz, hamallık yapıyoruz. Olay günü 18.30 civarında biz kardeşlerimle mal indiriyorduk. Yardım amacıyla aşağıya indim. Nakliye arabasının yanına, elimde bulunan bir çanta ve iki poşeti, çantamı poşetin içerisine koyarak bıraktım. Poşetlerin bir tanesinde keçiboynuzu özü diğer poşetimde keçiboynuzu vardı. Keçiboynuzu özü olan poşetin içine de çantamı koydum ve poşetleri kenara bıraktım” diye belirtti.

“3-4 senede biriktirdiğimiz tüm paramızdı”

Sonrasında bıraktığı yere baktığında poşetleri bulamadığını söyleyen müşteki, “Kamera kayıtlarını incelediğimizde huzurdaki sanığın aldığını gördük. Daha sonra durumu polise bildirdik. Çantamın içerisinde iki adet sipariş fişi, kulaklığım, kimliğim, dükkan kartlarım, 13 bin Euro param vardı. Bu para, kardeşlerimle birlikte çalışarak, hamallık yaparak 3-4 senede biriktirdiğimiz tüm paramızdı. Paranın bir kısmını da borç olarak almıştım. Parayı mal aldığımız fabrikalara ödeme yapmak için yanımda tutuyordum. Bütün birikimimiz sanık tarafından alınmıştır. Sanığın cezalandırılmasını talep ederim” diye konuştu.

Müşteki avukatı sanığın beyanlarının çelişkili olduğunu söyledi

Müşteki avukatı, sanığın beyanlarının çelişkili olduğunu ve olayın ardından camiye gidip çalışmadığını belirterek, çantanın nasıl bir çanta olduğunun sorulmasını talep etti. Müşteki avukatı beyanında, “Sanık maddi durumunun olmadığını söylemesine rağmen olay gecesi taksiyle gelmiş ve kendisine avukat tutmuştur. Davaya katılmak istiyoruz, sanığın cezalandırılmasını talep ederiz” ifadelerini kullandı.

“Cami imamı çalışmamı istemedi”

Olaydan birkaç gün sonra camiye gittiğini söyleyen sanık, “Eşyalarımı almak için camiye gittiğimde cami imamı hırsızlık olayına ismimim karışması nedeniyle çalışmama devam etmemi istemedi. Ben de bir daha gitmedim. Siyah poşetin içinde siyah deri çantayı buldum. Onu aldım. Siyah çantanın içinde bir şey yoktu. Sadece bir defter vardı. 2-3 tane fermuarı olduğunu hatırlıyorum. Ancak çantanın içerisinde para yoktu” dedi.

“Çok parası oluğu için avukat tutmuş değildir”

Sanık avukatı ise savunmasında, “Sanık, geçimini 11 yıldır cami temizliğini yaparak sağlamaktadır. İş çıkışında da çevredeki poşetleri toplayıp işe yarar şeyleri satarak geçimini sağlamaktadır. Müşteki ve vekilinin iddiaları tamamen soyut iddialardır. İş yerleri kapandıktan sonra etrafta bulunan poşet ve malzemeleri bir kısım insanların toplaması hayatın olağan akışına uyduğu halde, yılların birikimi olan 13 bin Euro paranın bir çanta ve poşet içerisine konularak kaldırım üzerine bırakılması hayatın olağan akışına aykırıdır. Müşteki ve vekili, çantanın peşine düşecekleri yerde sürekli müvekkilim olan sanıkla uğraşmaktadırlar. Sanığın, olaydan sonra camiye gitmemesi, can güvenliği nedeniyledir. Polis tarafından karakoldan acilen çağrılması nedeniyle taksiyle gitmek zorunda kalmıştır. Karşı tarafın iddiaları gibi müvekkilin çok parası olduğundan avukat tutmuş değildir” diye belirtti.

Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet savcısı, eksikliklerin giderilmesini talep etti.

Mahkeme, taraflara ellerindeki delilleri dava dosyasına sunmaları için süre vererek duruşmayı erteledi.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, olay tarihinde müşteki Abdullah Yaman’ın hamallık işi ile uğraşan yakınlarına yardım etmek amacıyla elinde bulunan poşet ve çantasını kaldırım üzerine koyduğu, olay yerine gelen şüpheli E.Y.’nin siyah renkli poşete yöneldiği ve içerisinden ayakkabı çıkardığı, daha sonra müştekiye ait beyaz poşete koyduğu ve geldiği istikamete geri döndüğü aktarıldı.

Şüphelinin Mimar Hayrettin Camii’ne girdiğinin görüldüğünün anlatıldığı mütalaada, savunmasında camide çalıştığını, olay günü ayakkabıcıya gittiği esnada yerde birkaç tane çöp, poşet ve ayakkabı bulunduğunu, ayakkabıyı ve orada bulunan iki poşeti aldığını, daha sonra poşetleri açtığını ve poşetlerin içerisinden keçiboynuzu özü ve eski bir çantanın çıktığını, poşetin içerisinden çıkan çantayı tekrar çöp konteynerinin içine attığını, daha sonra ikametine gittiğini, suça konu olan 13 bin Euro’yu görmediğini ve bulduğu poşetlerin çöpe atıldığını düşündüğünü, bu sebeple poşetleri ve içerisinde bulunan çantayı aldığını söylediği belirtildi.

İçerisinde keçiboynuzu olan poşetin müştekiye teslim edildiğinin anlatıldığı iddianamede, ancak içerisinde para olduğu iddia edilen çantanın olduğu poşetin aramalara rağmen bulunamadığı kaydedildi. Şüpheliye atılı suçun uzlaşmaya tabi olması nedeniyle Uzlaştırma Bürosu’na gönderildiğinin anlatıldığı iddianamede, tarafların uzlaşamadığı aktarıldı. İddianamede, şüphelinin ‘hırsızlık’ suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar cezalandırılması talep edildi.