Sultanahmet patlaması davasında gerekçeli karar

Sultanahmet Meydanı'nda 12 Ocak 2016 tarihinde DEAŞ tarafından gerçekleştirilen canlı bomba saldırısına ilişkin karara bağlanan davada gerekçeli karar açıklandı.

Sultanahmet patlaması davasında gerekçeli karar
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Sultanahmet Meydanı’nda 12 Ocak 2016 tarihinde DEAŞ tarafından gerçekleştirilen canlı bomba saldırısına ilişkin karara bağlanan davada gerekçeli karar açıklandı.

Sultanahmet Meydanı’nda 12 Ocak 2016 tarihinde terör örgütü DEAŞ üyesi Nabil Fadlı tarafından gerçekleştirilen, 12 Alman vatandaşının öldüğü, 16 kişinin ise yaralandığı canlı bomba saldırısı davası, İstinaf Mahkemesi’nin bozma kararının ardından yeniden görülerek karara bağlanmıştı. İstanbul Bölge Adliyesi 2’nci Ceza Dairesi’nin bozma kararının ardından 25 Mart’ta karara bağlanan davada, mahkeme 4 sanığı ağırlaştırılmış müebbet ile 328 yıl 4’er ay, bir sanığı ise 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırmıştı.

“Terörizm hesaplı bir şiddettir”

Karara bağlanan davanın 168 sayfalık gerekçeli kararı açıklandı. Gerekçeli kararda, “Terör eylemlerinde, psikolojik sonuçlar fiziksel hedeflerden çok daha önemlidir. Terörizm hesaplı bir şiddettir. Amacı, olabildiğince çok insan öldürmek değil, kitlelerin eylemlerinden etkilenmesini sağlamaktır. Kitlelerin dehşete kapılmasını, bir umutsuzluk içinde ‘teröristin isteklerine boyun eğmesinden başka çare olmadığını’ düşünmesini sağlamaktır. Bu özelliği ile terörizm, uluslararası bir nitelik kazanmış olup çok sayıda devlet tarafından politikalarını yaşama geçirme yöntemi olarak yaygın şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Yine terörizm özellikle 11 Eylül 2001’de ABD’deki Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon’a yapılan terörist saldırılardan sonra küresel bir boyut kazanmıştır” ifadelerine yer verildi.

Canlı bombanın uzun süre saklandığı vurgulandı

DEAŞ’ın Türkiye’de gerçekleştirdiği beş eyleminin anlatıldığı gerekçeli kararda, Sultanahmet’teki eylemi gerçekleştiren canlı bomba Nabıl Fadlı’nın DEAŞ saflarında çok sayıda çatışmaya katıldığı, son olarak ise DEAŞ’ın Halep Kuveyris Havaalanı civarında gerçekleştirdiği operasyonlara katıldığı vurgulandı. Fadlı’nın uzun süre saklandığının belirtildiği kararda, 2015 yılı Aralık ayının ilk haftası içerisinde Minbiç’te görülmesine karşın, Sultanahmet Meydanı’nda gerçekleştirdiği saldırıya kadar geçen sürede ortaya çıkmadığı anlatıldı.

Kalabalığın yoğun olduğu yerlerin fotoğrafları ele geçirildi

Nabıl Fadlı’nın kaldığı yerde ele geçirilen dijital materyaller arasında İstiklal Caddesi, Sultanahmet Meydanı, Ayasofya Camii, Dikilitaş ve kilise gibi insanların kalabalık olduğu turistik, tarihi ve dini mekanların fotoğraflarının olduğunun kaydedildiği gerekçeli kararda, eylemin gerçekleştirildiği bölgeye yakın olan Ayasofya Camii’nin farklı açılardan çekilmiş fotoğraflarının da olduğu, fotoğrafların üzerinde Ayasofya giriş-çıkış kapısı ve emniyet arabaları şeklinde işaretlemeler yapıldığı vurgulandı.

DEAŞ’ın amacının Müslüman devletleri yıkmak olduğu kaydedildiGerekçeli kararda, sanıkların üyesi oldukları silahlı terör örgütü DEAŞ’ın amacının dünya üzerinde Müslüman devletlerin yönetimlerini yıkıp, yerine radikal selefi görüşler doğrultusunda bir devlet kurmak olduğunun anlatıldı. Kararda, sanıkların eylemlerinin bir bütün olarak ‘Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar’ başlığı altında düzenlenen ‘Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek’ suçunu oluşturduğu kaydedildi.