Başkan Işıklar, 3.dönem için aday adaylığını açıkladı

Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, 31 Mart 2019'da yapılacak yerel seçimlerde belediye başkan aday adayı olduğunu açıkladı.

Başkan Işıklar, 3.dönem için aday adaylığını açıkladı
TAKİP ET Google News ile Takip Et

CHP Silivri İlçe başkanlığı önünde sloganlarla ve davullarla karşılanan Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, kurulan sahnede yaptığı konuşmada “Bu kentteki huzuru ve refahı, sevgiyle, barış içinde yaşamaya devam edeceğiz” dedi.

Silivri Belediye Başkanı Aday Adayı Özcan Işıklar, yerel seçimler için aday adaylığını açıkladı. Cumhuriyet Halk Partisi Silivri İlçe Başkanlığına dosyasını teslim eden Işıklar, CHP Silivri İlçe Başkanı Suna Göçengil, İlçe Yönetimi, Kadın ve Gençlik Kollarına teşekkür etti ve ardından adaylık açıklamasını gerçekleştirdi. CHP İlçe binası önünde muhtarlar, meclis üyeleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, oda başkanları, belediye personeli ve çok sayıda vatandaşın katılımı ile aday adaylığını açıklayan Işıklar’ın, ailesi de yanındaydı. 

IŞIKLAR: “BU ONURU YAŞAMAK BÜYÜK BİR MUTLULUK”
Işıklar açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Burada coşkulu bir karşılamayla beni onurlandıran bütün konuklarımız, hepinize gönülden teşekkür ediyorum. Bu onuru yaşamak büyük bir mutluluk. Başvurumun ilçemize hayırlı olmasını gönülden diliyorum. Sevgili hemşerilerim yerel yönetim demek; yerinden yönetim, halk için halkla beraber yönetmek demek. İlçemiz İstanbul’un en güzel, en kıymetli ilçelerinden birisi. Büyük bir toprağımız, büyük bir arazimiz ve çok büyük bir geleceğimiz var. Göreve başladığımda belki tarihimizin en zor dönemini yaşadık, o da bize nasipmiş. Geçenlerde bir yazı paylaştım “Allah insanı zor zamanda denermiş” ben zor zamanda denendim, Silivri de zor zamanda denendi ve bu zor zamanı çok sessiz sedasız atlattık. Sekiz belediye Silivri’de dâhil teslim alındı. Hiçbir ses çıkarmadan, hiçbir gürültü, hiçbir karmaşa, orada hiçbir boşluk yaratmadan hizmetleri devam ettirmeye çalıştık hiç kimse hissetmedi. Tarihinin görülmeyen hizmetlerini o beş yıl içerisinde tamamlamaya çalıştık. O beş yılda neler yapıldı? Merkezinde ne varsa, Celaliye sınırından tutun Gümüşyaka’dan Değirmenköy’e, Kavaklı’sına Ortaköy’üne o yapıldı. Günlük hizmetler aksamasın, beldeler kapandı, vatandaşlarımız çaresiz kalmasın, boşluk yaratılmasın diye çevreden merkeze doğru gelen hizmet anlayışı ile çalışmalarımıza başladık. Beldelerin kapatılması doğru muydu? Bugünde söylüyorum doğru değil! Bir gün yeniden düzenleme yapılırsa, beldelerde planlama yetkisi kaldırılsın ama orda bir belediye açılsın bir yerel yönetim, yerinde yönetim olsun iddiasını hala devam ettiriyorum. 

“BU İLÇEDE SOSYAL BELEDİYECİLİĞİ BİZ SAĞLADIK”
Biz Türkiye’de ilk defa Gıda Bankası’nı kurduk. Gıda Bankası; bir kentte beton bir binanın üzerinde belediye yazmakla belediyecilik olmaz. Bir belediye başkanı ayın 28’inde şehirde normal bir vatandaş, 29’unda sandıktan çıkınca belediye başkanı olamaz! Bir belediyeyi belediye yapan içindekilerin düşüncesi, inancı ve değerleridir. Bir belediye başkanını başkan yapan da; hayalleridir, idealleridir, o memlekete düşüncesi ve bakışıdır.  İşte o beton binayı insanla sarmaya çalıştık. Gıda Bankası ile nerelisin? Nerden geldin? Ne giyiyorsun? Diye ayıran beyaz masaları kırmızı masalarını hepsini kaldırdık! Kimseye sormadan, nerden geldin? Ne yapıyorsun? Ne içiyorsun? Demeden, 3500’e yakın ailenin evlerine 9.5 yıldır ihtiyaçlarını biz teslim ediyoruz. Kapı kapı dolaşmalarına gerek kalmadan bir sosyal dayanışmayı sağladık. Acıyan yerin neresiyse, canın oradadır. Bugün Silivri’de yatağına aç giren yok. İşte biz bunu sessiz sedasız sağladık. Aileler, engelli çocuklarını sokağa çıkarmaya utanıyordu. Şimdi yaşlısına fizyoterapisti ile, hastasına acil yardım ambulanslarıyla, evde bakımından temizliğine kadar her anında, her ihtiyacıyla ilgilenilen bir Silivri var. İstihdam sorunumuz; gençlerimiz kapı kapı gezip iş arıyorlardı. O da kalktı 17000 kişiyi işe yerleştiren bir İstihdam Birimi kurduk. Fabrika müdürlerimiz burada eğitim alıyorlar. Çocuklarımız bizim belediyemize gelip hangi işe gireceklerini kendileri seçiyor. Bu Türkiye’de bir İlk! Kültür Merkezimizde, Silivri’mizin birçok bölgesinde 5000’e yakın çocuğumuz ücretiz kültürel hizmet alıyor. Bugün tarihi 400 bin yıllık binaları çarşı meydanımızda, köy köy taş toplayıp restore ettik. Bunun gibi 4 tane kompleksimiz ile kültür sokağı oluşturduk. Bu kültürel yapılardan bir tane merkezde, bir tane Selimpaşa, bir de Akören Mahallemizde yapacağız. Kültürle sanatla, gelenek göreneklerimizi koruyarak kalkınacağız. Doğumda yanınızdayız. Anne doğumda biz yanındayız, sütünü nasıl arttıracak ilacını getiriyoruz. Çocuklar okula başladığında skolyoz taraması yaptık. Çocuklarımızın kemik taramasını yapıp binlerce çocuğumuzun arşivini oluşturduk. Sırtında 24 kilo çanta ile 17, 18 yaşında kalp krizinden ölen çocuklar olmaya başlamıştı. Biz de kayıtları var. Çocuk hangi hastalıklara yakalanabilir? Aileleri bilgilendirdik. Çocuk okula başladığında sırasında kitabını, defterini bulur hale geldi Silivri’de. 10 yılda okula başlayan tüm çocuklarımızın kitabını, defterini, çantasını biz düşündük. 

“ŞİŞLİ’DE ABDİ İPEKCİ CADDESİ’NDE NE VARSA, SİLİVRİMİN TÜM MAHALLELERİNDE DE O VAR”
Söylemek istediğim; belediyeciliği beton- demir, mühendislik işleri sanan, yolun üstüne döşediği 20-30 katlı binaları, yolun altına döşediği kanalı hizmet sanan, rüzgârını kesen, güneşini karartan anlayışı belediyecilik anlayışından çıkararak; merkezine insanı, onun geleceğini, Silivri’de yaşamayı umut sayan, hemşeri bilincini, birbirine sevgiyi, saygıyı, insan onurunu, insan olmayı, onun için yaşamayı, var olmayı koyan anlayışı oluşturduk. Sosyal Belediyecilik anlayışının ilk örneklerini Silivri’de başlattık. Belediyecilik, günlük işlerin yanında, kentte gelecek umutları yeşertmektir. Adalet sadece mahkeme salonlarında mı olacak? Şehirde yaratacağın değerleri dağıtırken, hizmeti sunarken de adalet olacak! Şehrin Piripaşa Mahallesi’nde granit taş, Gazitepe Mahallesi’nde toprak. Yok öyle bir şey! Dolaşın göreceksiniz. Şişli’de Abdi İpekci Caddesi’nde ne varsa, benim Silivrimin Gazitepe Mahallesi’nde de, Sayalar Mahallesi’nde de aynısı var. İşte adalet kent rantlarının dağıtımında olacak. Biz de bunu sağlamak için uğraştık.  Kıyı balıkçılığını geliştirdik. Sahilimizde gitmeye korktuğumuz yerlerde şimdi insanlarımız oturuyor, nefes alacak yerler açtık. Esnaf çocuğu olarak, saydım 450 sandalye olan yerde şimdi 15.000 kişi oturabilir hale getirdik. Daha da açacağız, bu huzur daha da devam edecek. Din ve Kültür Turizmi Silivri’mizin potansiyelini söyleyeyim, yıllık 3milyon turist! O değerler yok olmuş. Fatih Mahallesi’nden başladık 400 yıllık binaları restore etmeye. Tarihi Yapılar Birimi kurduk, şimdi müdürlüğe çevirdik. 105 tane çeşme 160 tane tarihi binayı restore edip koruma altına aldık. Kale Surlarının projelerini tamamlatıyorum. 3 milyona yakın turizmi buraya getirerek, hizmet sektörünü geliştirmek için çok az zamanımız kaldı. 

“BUGÜN MEMLEKETİMİZİN YAŞADIĞI KRİZİN, PAPAZLA İMAMLA ALAKASI YOK, SORUN ÜRETMEMEKTEN..!”
20 milyonluk bir şehirde yok olmaya yüz tutmuş, yağmalanmak istenen tarım arazilerimiz var. Bir karış İsrail bize hem tohum satıyor, tohum satan aynı firma kanser ilacı da satıyor. Bakın etrafınıza kanser, nezle gibi oldu. Ülkemizde bir tane tohum yok, köylerimizde Domates Festivali yapıyoruz İsrail tohumu, Karpuz Festivali yapıyoruz İsrail tohumu. Kavun Festivali yapıyoruz o da İsrail tohumu, nerde bizim tohumlarımız! Bir ülkeyi işgal etmeniz için topla tüfekle girmenize gerek yok. Tohumunu kurutacaksınız ki açlıkla karşı karşıya kalsın..! Şeker fabrikalarımız, basma fabrikalarımız, fındık TARİŞ kooperatifi nerede? Buğday, samanı ithal eden ülke haline gelmemiz tesadüf mü! Göreve geldim 4 Nisan 2009, 17 Nisan’da Gümüşyaka’da Tarımsal Üretim ve Araştırma Merkezi’nin açılış çalışmalarını başlattım. Dediler ki “Bu sana oy mu getirecek kardeşim?” Kimse farkında olmasa bile bu memlekete seçilmiş bir belediye başkanı olarak, yarın görevim bittiğinde; “Kardeşim sende hiç mi Allah korkusu yoktu? Bu toprakları korumak için ne yaptın sen?” dedirtmeyeceğim! Bugün memleketimizin yaşadığı krizin, papazla imamla alakası yok, üretmemekten! Peki toprak nerede, ektiğin buğdayın dönümüne 350 kilo 85 kuruş. Bir traktör mazotu 1.25’e dolacak şimdi bakın bakalım ekilebilir mi? Kriz falan değil, üretmemekten yoksulluk ve açlıkla karşı karşıya bırakılarak teslim alınan bir ülke haline getirildik! Ne üretiyoruz da krizden çıkacağız! İşte üretmenin yolunu bu; 500 km 2 toprak üzerinde, ispat ettik yaşayarak gösterdik. Eğer üretirsek, bizim 1500 yıllık toprak hafızamızdaki ürünleri çıkarırsak, bu toprakları da korursak burası bir vaha olacak. O toprağın üstündeki zenginliğin altındakinden çok daha büyük bir zenginlik olduğunu gösterdik.

“TÜRKİYE’DE BİR İLK; TARIM LİSESİ!”
Türkiye’de ilk defa bir Tarım Okulu’nu açtık. Nasıl ekeceğiz, bu zenginliği nasıl yaratacağız? 9.5 yıldır yüzlerce ürünü denedik, merkezimizde 41 ayrı ürün yetiştiriyoruz. Babadan kalma usullerimiz var bilmiyoruz kim yapacak? Lisesimizi kurduk. Şimdi 200’e yakın çocuk daha ekmeden nasıl satarım, depolama teknikeri, pazarlama teknikeri, koku eksperi, nanoteknolojiyi kullanarak, depolayıp bekletme, paketleme ambalajlama mühendisliği, gen teknikeri, ilk defa duyduğumuz meslekleri bizim evlatlarımız yapacaklar. Açtığım da dediler ki tarlada çapa mı öğreteceksin? Onları bilmeyen cahillere burada söylüyorum; Avrupa’dan önce Hollanda’dan geldiler, gördüler. Bizim çocuklarımız buna layık. Lisesinden sonra Tarım ve Hayvancılığı Geliştirme Merkezi ile Tarım ve Yaşam Bilimleri Üniversitesi kurmak için kollarımızı sıvadık. Silivri bu teknolojilerin merkezi olacak. 

NELERİ YAPTIRTMADIK? 
Bu toprakları korumak için, üstündeki zenginlikleri açığa çıkarmak, ranta kurban etmemek için günlük işleri yaptık. Bu kentin gündüzüne çalıştık, ikinci dönem ise geleceğine çalıştık. Şimdi ikisini birleştireceğiz. 4 tane üniversite alanını tescil ettirdik birinci dönemimizde. Bu kente rezidansları diktirmek çok kolaydı, yanı başımızda birçok örneği var. Gökyüzünü göremez hale getiren binalar. Arazi rantına, mafyasına kenti teslim etmek çok kolaydı. Muhtarlarımız burada, mahallelerimizde uygulanmak istenen projeleri biz durdurduk. Bu kentin demir ve betonla çevrilmesine izin vermedik..! Fenerbahçe Üniversitesi bu yıl açılacaktı ama yönetim değişti. Önümüzdeki yıl öğrenci alacak, 80 dönüm Alipaşa’da yer tahsisinde bulunduk kampüs alanı için ve şimdi de Kavaklı’da bir yeri daha üniversitemize vereceğiz. Gümüşyaka’da ve Fener’de üniversite yerlerimiz var. Tarım ve Hayvancılık Merkezinin çok yakında protokolünü meclise getireceğiz.  Bir konu daha var ki bunu çok dikkatli dinlemenizi istiyorum. Türkiye’de ilk defa olacak. Nasıl ki Süleymaniye Camisi sit, Ayasofya, Selimiye Camisi, ilk defa Türkiye’de tarım sit alanını ben yürürlüğe soktum.! Gazeteye bir demeç verdim ve bir ay sonra Tarım Şurasında bu konunun yasalaşması tam da benim önerdiğim şekliyle kabul ediliyor. Bu benim için bir onurdur. Sonrasında dedim ki bu yetmez, Organize Tarım Bölgeleri yapalım, Çerkezköy, Çorlu, Tekirdağ’da organize sanayi bölgeleri var, ama ben tarım olsun dedim. Tarım derken yanlış anlaşılmasın, kimya, kozmetik, ilaç sanayi vs. birçok konuyu içinde barındıran bir bölgeden söz ediyorum. Uzay teknolojisindeki çelik liflerin bile ısırgan otundan yapıldığını biliyor musunuz? 

“SİLİVRİ SADECE TÜRKİYE’NİN DEĞİL, AVRUPA’NIN YILDIZI OLACAK”
Bakın ne fırsatlar var Silivri’de. Ben gecem gündüzümle, okuyarak, araştırarak ortaya çıkardım bunları. Ben bir silikon vadisinden bahsediyorum. Her şeyiyle geleceğe hazır bir kentten bahsediyorum. Tarım alanları, ileri teknoloji alanları, eğitim alanları, fuar alanlarını korumak için uğraştım tam 9,5 yıldır. Silivri sadece Türkiye’nin değil Avrupa’nın yıldızı olacak. Silivri’nin geleceğine bir bakın. Her şeyiyle hazır, silikon vadisiyle geleceğe hazırlanan bir kent, bu vizyonu söyleyen, anlatan başka bir belediye başkanı, başkan adayı duydunuz mu? 9,5 sene bu şehre adanmış bir hayat var karşınızda, bu şehre adanmışlık var, bu şehre akıtılmış alınteri var. Organize tarım bölgesini ve tarım sit alanını hallettik. Şimdi sırada bir şey daha var. Burada konut arsaları var, sanayi arsaları var değil mi? Şimdi ise tarım arsaları olacak. Hemşerilerime söylüyorum. Tarlalarınızı sakın satmayın, kesinlikle satmayın..! Sanayi arsalarından on kat daha pahalı olacak, müthiş bir değerlenme olacak. Bir hedef var, Güney Kore nasıl teknolojide geliştiler, bizler de endüstri bölgeleriyle gelişeceğiz. Bunun kanunu geçecek. 2-3 yıl içinde bölgemizde Tarımsal Endüstri Bölgesini kuracağız. Silivri büyük bir hedefe kilitlendi, yürüyeceğiz.

“BU KENTTEKİ HUZURU VE REFAHI SÜRDÜRECEĞİZ”
Bu ilçede hiçbirimizin birbirimizden bir farkı yok. Açlığın, yokluğun, çaresizliğin ve yarın daha iyi yaşamak istiyorum demenin siyaseti olur mu? Bu şehirde barış içinde, kardeşlik içinde, huzur içinde yaşamanın partisi olur mu? Olmaz, olmayacak. Bizim yapacağımız, toplumsal mutabakat hareketini yeniden başlatmak olacak. Özgürlükçü bir demokrasiyi sağlayacağız. Cumhuriyet hepimizin şemsiyesi, milliyetçilik hepimizin, bayrak hepimizin, din hepimizin. Artık refahta, zenginlikte, üretimde, tarımda yarışacağız. Tarımın doğduğu toprakların üzerini ot bitmez hale getiren anlayıştan bu ülkeyi kurtararak, artık bereketin fışkırdığı bir ülkeyi yeniden inşa etmeliyiz. Bizi biz yapan değerlerimizi ben Silivri’de yaşatmaya çalıştım. Halayı da horonu da aynı meydanda oynatmayı başaran tek belediyeyiz. Silivri’yi İstanbul’un hemen yanı başında yağmalattırmadan, gökyüzünü karartmadan, rüzgârını kestirtmeden, bu toprakları koruyarak Silivri’yi yeni bir geleceğe hazırlayacağız. Yeniden birlikte yürüyeceğiz. Ben sadece bir partinin adayı değilim. Yaptıklarımız da yapamadıklarımız da ortada. Bundan sonra da aynı yaşantım ve şerefimle bu kente ekibimle birlikte hizmet etmeye devam edeceğim. Göreceksiniz, Silivri bundan sonra da Türkiye’ye örnek olmaya devam edecek. Artık Silivri modeli, tarımda yerel kalkınma modeli olarak üniversitelerde okutuluyor. Bununla gurur duyuyorum. Bundan sonra da devamı için tek tek dolaşacağım, bütün partileri ziyaret edeceğim. Bu kentteki huzuru ve refahı, sevgiyle, barış içinde yaşamaya devam edeceğiz.”