Tarım Fuarında Trakya'nın Tarım Sorunları Konuşuldu

Silivri Belediyesi 30. Değirmenköy Domates Festivali ve 2.Tarım Fuarı kapsamında gerçekleştirilen panelde akademisyenler Trakya'nın tarım sorunlarını masaya yatırdı.

Tarım Fuarında Trakya'nın Tarım Sorunları Konuşuldu
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Silivri Belediyesi 30. Değirmenköy Domates Festivali ve 2.Tarım Fuarı kapsamında gerçekleştirilen panelde akademisyenler Trakya’nın tarım sorunlarını masaya yatırdı.

Silivri Belediyesi 30. Değirmenköy Domates Festivali ve 2.Tarım Fuarı’nın ilk gününde Trakya’da Tarım konulu Panel Programı gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Ziraat Yüksek Mühendisi Zehra Eyicil’in yaptığı panel, meydanda bulunan kahvehanede mahalle sakinleri ve üreticilerin yoğun katılımıyla düzenlendi. Söyleşiye Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Öğretim Görevlisi Profesör Doktor Halim Orta, Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Görevlisi Profesör Doktor Canan Sağlam, Ziraat Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık, Silivri İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Hasan Güven, Silivri Tarım Kredi Kooperatifi Müdürü İzzettin Esin, Silivri Ziraat Odası Başkanı Metin Gürsu, Silivri Önder Çiftçi Danışmanlık Derneği Başkanı Turgay Sakarya ile Silivri Köyleri Süs Bitkileri Üretim ve Pazarlama Kooperatifi Müdürü Necmettin Eren konuşmacı olarak katıldı.

EYİCİL; “IŞIKLAR ÇALIŞMALARIYLA ÇİFTÇİMİZE IŞIK OLMUŞTUR”

Ziraat Yüksek Mühendisi Zehra Eyicil; “Tarım sektörü Türkiye’de ulusal gelire % 9, istihdama da % 25 katkı sağlayan bir sektör. Dünyanın bütün ülkelerinden tarım sektörüne çok özel bir yer verilir. Avrupa ülkelerinin birbirlerine taviz vermediği tek sektör tarım sektörüdür. Maalesef son yıllarda uygulanan yanlış tarım uygulamaları ve sürekli verimli tarım arazilerinin azalmasıyla, ithalata çok fazla ağırlık verilmesiyle, Tarım sektörü adeta can çekişmektedir. Tarım ve Köy işleri Bakanlığı ve hükümetimiz uyguladığı yanlış tarım politikalarıyla köylüye arkasını dönmüş durumdadır. Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, tarım sektörünün çok zor günler geçirdiği bu dönemde Tarım Fuarını düzenlemekle, tarıma ne kadar önem verdiğini bir kere daha göstermektedir. Başkan Işıklar gerçekleştirdiği tarım çalışmalarıyla çiftçimize ışık olmuştur. Bir Ziraat Mühendisi olarak kendisine teşekkür ediyorum.

GÜVEN; “TÜRKİYE’NİN EN VERİMLİ TARIM ARAZİLERİ SİLİVRİ’DE”

Silivri ilçe Tarım, Gıda ve Hayvancılık Müdürü Hasan Güven; “Silivri tarımı 424 bin dekar arazi üzerinde tarım yapıyoruz. Yaklaşık 220 bin dekarı buğday ekimi, 100- 110 bin dekarı ayçiçeği ekimi, 20-30 bin dekarı kanola ekimi. Maalesef sulanan tarım arazilerimiz az, en şanslı olan Değirmenköyümüz. 10-15 bin dekar sulanabilen araziye sahip. Sulama kanallarımız ve sulama kooperatifimiz var. Gerek seracılık, domates ve sebze üreticiliği yapan en büyük köyümüz Değirmenköy’dür. İlçemizdeki mera alanlarının toplamı 20 bin dekardır. Tarım ve verimlilik olarak Türkiye’nin en büyük arazileri Silivri’de. Bu yılki buğday rekoltemiz dekara 500-600 kilogram arası. Ayçiçeği üretiminde 200- 300 kilo arası değişen verimler var. Bu sene verimlilik açısından çok önemli bir yıl yaşıyoruz. Tarımda en büyük eksiğimiz istatistikî verilerimiz tam değil. Planlama yapılabilmesi için her şeyin kayıtlı olması gerekmektedir. Tarımsal üretim kayıt sistemi üzerinden kayıt tutmamız gerekiyor. Çiftçilerimizden bu konuda bize yardım etmelerini istiyoruz. Bu istatistiki verileri toplayarak, tarım planlaması ve doğru stratejiler üretmeliyiz. Tarım Bakanlığı olarak, tarladan sofraya üretimin her aşamasında varız. Türk çiftçisi çok ilaç kullanıyor diye eleştirilir, çok şükür Silivri’de olumsuz bir duruma rastlamadık. Üreticilerimizi bu konuda tebrik ediyorum. Seralarımızdan aldığımız hiçbir üründen olumsuz bir sonuç almadık. Sayın Belediye Başkanımıza Silivri’de verdiği desteklere teşekkür ediyorum. Silivri tarımının içerisinde her şey var. Başta Belediye Başkanımız olmak üzere, tüm meslektaşlarımı ve çiftçilerimizi kutluyorum. Daha iyi olmak için daha iyi üreteceğiz. Üretmek de yetmiyor, daha çok pazarlayacağız.”

ESİN; “ÇİFTÇİLERİNİN SOSYAL VE EKONOMİK GÜVENCESİ OLMAK İSTİYORUZ”

Tarım Kredi Kooperatifleri Müdürü İzzettin Esin; “Kooperatifçilik birlikten kuvvet doğar demektir. 1883 yılından günümüze kadar sahip olduğu yaygın kuruluş ağıyla tarımsal üretim yapan üreticilerimizin, ekonomik haklarını korumak ve özellikle meslekleri seçimleri ile ilgili ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kısa ve orta vadeli krediler kullandırmaktayız. Kısa vadeli işletme kredileri; ortakların, tarımsal işletmenin tohumluk, fidan, fide, gübre, zirai ilaç, yem, yakıt gibi giderlerin temini ve nakit ihtiyaçların karşılanması ile bir yıl vadeli verilen kredilerdir. Orta vadeli yatırım kredileri; tarımsal işletmenin canlı ve cansız demirbaş unsurlarını oluşturan, her nevi tarımsal araç sağlanması amacıyla en çok dört yıla kadar kullanılan kredilerdir. Silivri Tarım Kredi Kooperatifi’nin bu yıl ortaklarına kullandırdığı kredi 13 Milyon TL’dir. Tarım Kredi Kooperatifleri misyon olarak ortaklarının ve genel anlamda Türk çiftçisinin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik, mal ve hizmet üretme anlamında kaliteli, güvenilir ve uygun şartlar sağlamayı, ürünlerini pazarlamayı, çevreye ve doğaya saygılı en üretken sektör olmayı amaçlar. Vizyon olarak da Türkiye’nin tarımsal kredi ve girdi lideri çiftçilerinin sosyal, ekonomik güvencesi olmak istedik. İnşallah yaptığımız hizmet ile siz değerli çiftçilerimize layık bir kuruluş olmuşuzdur. Değirmenköy Domates Festivali ve Tarım Fuarı’nın hayırlara vesile olmasını diler, kurumum adına bizi bir araya getiren Silivri Belediye Başkanımıza teşekkür ederim.”

ATALIK; “SAĞLIKLI GIDA İÇİN BAĞIRMALISINIZ”

Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık; “Cumhuriyetin ilk döneminde nüfusun büyük çoğunluğu köylerde yaşadığından dolayı lokomotif sektörü olarak tarım seçildi. Tarım çeşitli yöntemlerle geliştirilmeye çalışıldı.1923- 38 dönemi Türkiye’de tam bir lokomotif dönem oldu. Tarım üzerinden bir kalkınma sağlandı. Bu çalışkanlığımız ve hızlı kalkınma örneklerimiz, birçok ülke tarafından ilgiyle izlendi. 1950’lere kadar nüfusumuzun çoğunluğu köylerde iken, makineleşmenin etkisi ile yavaş yavaş kentlere yönelmeye başlandı. Tarlada insan gücüne ihtiyaç azalmaya başladığı için, 1963’de Türkiye planlı döneme geçerek devlet ağırlıklı planlar yapılıyor. Önce tarım ağırlıklı planlar yapılırken daha sonra sanayi ağırlıklı planlara dönüşmeye başlıyor bu hedefler.. 24 Ocak 1980 ekonomi kararları, tarım açısından baktığımızda çiftçinin aleyhine bir sürece girildiğini gösteriyor. Ardından gelen 12 Eylül 1980 askeri darbesi, bizleri olumsuz etkileyen kararların uygulanmasını kolaylaştırıcı bir faktör olarak Türkiye’nin önüne geliyor. 1997 yılında Türkiye’ye bir Dünya Bankası heyeti geliyor mevcut tarımsal destekleme politikalarını değerlendirmek ve reform için öneriler başlıklı rapor hazırlanıyor. Dünya Bankası 2004 yılında bize verdiği reformların etkilerini konu alan bir rapor yayınlıyor. Bu rapor çiftçimizin nasıl mahvolduğunu, gelirinin ne kadar düştüğünü, çiftçinin gübre ve tarım ilacına ne denli ulaşamaz olduğunu ve yeni desteklemelerin çiftçiyi nasıl zarara uğrattığını açık açık itiraf ediyor. Bizim bizden başka dostumuz var mı? Dış nasihatlerle kalkınmış bir ülke var mıdır bilmiyorum! Bize gelen nasihatler bizim tarımımızı geri götürdü. Küçük çiftçilik Avrupa Birliği’nde desteklenirken, biz hala kovucu politikalar ile uğraşmaya çalışıyoruz. Bizi çökerten Dünya Bankası bile bunu destekliyor. Gençlere, aile tarımına özel destekler veriyor. Küçük çiftçinin yerini tarım şirketleri almaya başladı. Çok uluslu şirketlerin etkisi var. Bizim yerli şirketlerimizi ele geçirmeye başladılar. Çiftçiye destekten çok krediler verilmeye başladı ve böylece yabancı bankaların payları da artmaya başladı. Geçen Trakya’da bir tur attım belge yok! Bankaların verdiği kredileri ödeyemeyen çiftçinin tarlalarını, bankaları bir iş adamı topluyor! Hacze düşen tarlaları satın alıyor, 1000 dönüme ulaştığını duydum. Bakıyoruz girdiler kimin elinde diye tohumculuk, mısır tohumlarının yarıdan çoğu yabancı şirkette. Ayçiçeğinin % 90’ı yabancı şirketin elinde, pamuğun yarısı yabancı şirketin elinde! Arkadaşlar bu rakamları bilgi edinme çerçevesinde istiyorum gelmiyor! Tarım ilacı piyasasında da üç tane yabancı şirket pazara hâkim. Artık kendi ulusal şirketlerimizde kaybolmaya başladı, çiftçimiz gibi! En son kırmızı et fiyatlarını konuşmaya başladık. Türkiye’nin bugünkü konumuna baktığımızda tarımda kendi kendini besleyen ülkemizin eksilerde dolaştığını görüyoruz. Ağlamayana kimse emzik vermiyor, ben sağlıklı gıda yemek istiyorum diye bağıracaksınız! Ben diğer ülkelere göre neden daha az destek alıyorum diyeceksiniz! Kapıları aşındırmadıkça kimse ilgilenmiyor. Hakkımızı aramalıyız.”

GÜRSU; “BİZ ÇİFTÇİMİZİN EMEĞİNİ, ALIN TERİNİ İSTİYORUZ”

Silivri Ziraat Odası Başkanı Metin Gürsu; “Silivri Ziraat Odası olarak çiftçilerimize en ucuz alım gücünü sağlayarak, ilaç, gübre tohum gibi girdileri düşürüp onların hizmetine sunmaktayız. Silivrimiz’de ilaç kalıntısız doğal kaliteli ürünler üretiyoruz. Çiftçimizi bilinçli tarıma teşvik etmeye çalışıyoruz. Bundan iki yıl önce Saygı Değer Belediye Başkanımız ve Meclis Üyeleri desteği ile bilinçli tarım uygulaması ve toprakların tamamen ihtiyaçları doğrultusunda tahlilleri yapılsın diye Silivri’de bir Toprak Tahlil Laboratuvarı açtık. İstanbul’un tüm ilçelerinde yaşanan sıkıntıları genel merkezimize, Tarım Bakanlığına ve ilgili kurumlara ulaştırarak çiftçimizin sorunlarına çözüm üretmeye çalışıyoruz. Yetiyor muyuz hayır yetemiyoruz! Biz hep dışa bağımlıyız. Bin bir türlü sıkıntıya rağmen üretiyoruz ama hasatta yüzü gülecek çiftçiyi bulmak zor! Nedeni de girdideki yüksek fiyat. Ben 35 yıldır çiftçilik yapıyorum. Yüzü gülmeyen insan gördüğümde gerçekten üzülüyorum. Emeğinin, alın terinin karşılığını alamamış insanlar, her türlü zorluğa sağlıklı ürün üretebilmek için büyük mücadeleler veriliyor. Fakat neticede taban fiyat yok, alış fiyat yok, karşımızda bir muhatap yok! Ben işin siyasi yanına bakmıyorum. Sadece emeğe saygı duyuyorum. Bu emeklerin zail edilmemesini, üretilen her ürünün hakkının ve çiftçinin alın terinin verilmesini istiyoruz. Silivri Ziraat Odası olarak, mevcut çiftçilere 6 aylık 0 faizsiz ürün vermeye çalışıyorum. İnanın çiftçilerimiz bunu bile öderken zorluk çekiyor. Sayın Vekilim bugün ‘Çiftçiler isyancı gibi değil de, kurumlara protesto şeklinde boykotlar yapmalı’ dedi.  Güzel şeyler söyledi ama olayları görüyoruz. Türk tarihinde çiftçi; milletin efendisidir! Biz bunu böyle bilir, böyle yorumlarız. Biz biber gazı yemeye alışık değiliz! Biz emeğimizi, hakkımızı çalışarak alın teri ile pazara çıkarıyoruz. Bu pazarda da gerçek hakkımızı emeğimizi istiyoruz. Bunu da her yerde dile getiriyoruz. Biz çiftçimizin emeğini, alın terini istiyoruz. 2014 yılında da çalışacağız ekmeğimizi çıkaracağız. Vermeyenler utansınlar! Bu programları düzenleyen çok değerli olan Silivri Belediye Başkanımıza, hocalarıma ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.”

ORTA; “TOPRAĞINA VE SUYUNA SAHİP ÇIKAMAYAN, HÜRRİYETİNE VE ZÜRRİYETİNE SAHİP ÇIKAMAZ”

Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisi Öğretim Görevlisi Profesör Doktor Halim Orta; “Trakya Türkiye coğrafyasının yaklaşık % 3 ünü oluşturan ancak üzerinde barındırdığı nüfus itibarı ile % 20 ye yakın bir bölge. Böyle bir tepsiyi dengede tutmak zor iş. Ben geçen yıl burada Sayın Işıklar ile karşılaştığımda kendisine sormuştum. Silivri de stratejik planlamanız nedir? Burayı bir tarım mı, sanayi mi, turizm bölgesi olarak mı öngörüyorsunuz? Dedi ki hepsi birden. Çok hoşuma gitti. Yani Başkan şunu söylüyor, ürettiğin yumurtayı kümesin kapısında satmayı sağlayalım diyor. Böyle algıladım mesajı. Şimdi nerelerden nerelere geldik. Ben 50 yıldan beri ailemle bu topraklarda tarımla uğraşırım. Almanya’dan dönen Türk işçilerin otomobillerinden çok etkilendik herhâlde, biz de bir traktör sevdası başladı. Kazandığımız paraların dışında dolarlarla yüksek beygirli traktörleri almaya başladık. Bazen Tekirdağ’dan Edirne’ye giderken Uzunköprü üstünden köylere uğrarım. Saçak altına oturmuş iki üç amca, duvarları yıkılmasın diye dayakla tutturduğu kerpiç evin önünde garajı bile yok ama 100 beygirin üzerinde, klimalı, kabinli çok donanıma sahip ithal traktörü durur. Arkasındaki takıma bakarsınız, o traktöre aynı takımdan bir tane daha bağlasanız onu da çeker. Sorarım kaç yaşındasın, - 60, traktör ise 120 beygir. Nasıl aldın? - Dolar bazında, 5 yıl borçlanarak. Dolmabahçe sarayını gördün mü? Yok, hiç çiçek pasajının önünden geçtin mi? Yok,  hiç İstanbul’da bir maça gittin mi? Yok, traktörü niye aldın? -Oğlanı everelim diye aldım. Traktör iyi olmazsa kız da bulamıyor! İğneyi kendimize batırmazsak, çuvaldızı yanımızda oturan kamu kurum ve kuruluş temsilcilerine hiç batıramam. Bilim adamı kimliği ile batırayım kendime. Biz bugüne kadar bilim adamı olmak için, bilim için bilim yaptık. Yani yazdık çizdik. Sümen altına koyduk, doçent olduk, üst kademelere çıktık ama elde ettiğimiz verilerin birçoğunu üretim artışında ve hizmet ettiğimiz kesimin refahı için kullanılabilir değerlere sokamadık. Dolayısıyla bilim adamları böyle yaptı, üretici traktör sevdasına düştü. Silivri’de oturup Değirmenköy’de çiftçilik yapmaya kalktı.  Fransızlar der ki kayığın varsa kıçında, çiftliğin varsa içinde oturacaksın! Çorlu da sabah kalkarsın, camı açıp bakarsınız ‘Aa yağmur yağıyor bugün gitmeyim!’ Hâlbuki Seymen’de hiç bir şey yağmıyordur. Olmaz o iş arkadaşlar. Bu toprakları boşaltırsanız, meraları boşaltırsanız birileri buraları sahiplenir. Biz bu hataları yaptık günü kurtaralım diye ama unuttuk günü kurtaran geleceği satar! Hemen fren yapmamız gerek. Toprak Mahsulleri Ofisi önünde kara gün dostu yazar. Derhal yarın yazıyı silmeleri lazım. Ben 50 yaşındayım biz buğday fiyatı geciktiği zaman ‘Vah Adana’da harman bitti’ diye düşünürken, bugün Toprak Mahsulleri Ofisi fiyat açıklamayı bırakın, 1 kg ürün almadı. Tarım Kredi Kooperatifleri ‘Ayçiçek alımı bitmek üzere, ürün alıyoruz’ dedi, sağ olsunlar ne fiyatı belli, ne alan belli! Babam da 82 yaşında beni çok eleştiriyor. Ben doğruyu bulmak için bu eleştirileri yapıyorum. Patenti bana ait bir söz var inşallah benden sonraki nesillerde bu sözü kullanır. Toprağına ve suyuna sahip çıkamayan, hürriyetine ve zürriyetine sahip çıkamaz! Bu topraklarda hür olmak ve sağlıklı nesiller yetiştirmek için, bu gerçekleri yüksek sesle dile getirmeliyiz. Doğru teşhisle, doğru tedavi yapmalıyız. Bizim artık çok fazla kaybedecek şeyimiz olduğuna inanmıyorum. 2014 yılı tarım işletmeciliğinde aile yılı olarak belirlendi. Bizler ne yapmalıyız? Kavunu, karpuzu sokaktan alın. Market satmasın onu. Sütü sokak sütçüsünden alın. Yağda ayçiçek yağı kullanın. Trakya’da oturuyorsunuz, bu bölgedeki üreticiye destek olun. İnadına üreteceğiz,  çiftliğin içinde yaşayacağız. Tarımdan para kazanmaya çalışıp üç askeri olmazı bir araya getireceğiz; iyi mekanizasyon kullanacağız, mümkün olduğunca girdi çıktıyı depolayıp peşin alıp satmaya özen göstereceğiz, traktörün üstüne kendimiz bineceğiz!  Örgütlenelim çok çalışalım.”

SAĞLAM; “SİLİVRİ ALTERNATİF ÜRÜNE AÇIK BİR BÖLGE”

Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitki Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Canan Sağlam; “Tıbbi aromatik bitkiler daha yeni yeni önem kazanan bitkiler. Bu bitkiler çok yönlü kullanıma sahip. Yalnızca diğer bitkilerdeki sorunlar nedeninin dışında, ilaçların yan etkilerinin bilinmesi ile gündeme gelmeye başladı. Tıpta kullanılan, halk ilacı olarak kullanılan, baharat olarak parfümeri olarak kullanılan son derece renkli bitkiler bunlar. Ben özellikle Belediye Başkanımıza teşekkür ediyorum. Bu bitkiler diğer bitkiler gibi düşünülürken, belediyeye ait Tarımsal Üretim ve Araştırma Merkezi bünyesinde bu bitkilere yer vermek istediklerini söyledi. Bizdeki bitki sayısı Avrupa’nın bitki tür sayısı kadar ama çoğumuz ne yazık ki pek farkında değiliz. Çok ciddi tahribata uğruyor. Gerek karayollarının yapılması, gerek yerleşim alanları, turizm tesisleri bunların yok olmasına neden oluyor. Mesela kekik yıllarca doğadan toplanarak ihraç ürünü olarak da kullanılmış. Tahrip olan yalnız kekik değil. Adaçayında da sorun var, oda yurt dışına satılıyor. Toplama sırasında da fiyat yüksek olduğu için tahribat ortaya çıkıyor. Silivri bu yönden neden şanslı? Alternatif ürüne açık bir bölge burası. Bu nedenle tıbbi bitkileri burada çok kolay yapabileceğini düşünüyorum. Tarımsal Üretim ve Araştırma Merkezi bunların pek çoğu üretiliyor. Kudret narı, melisa, biberiye, kekik çiftçilerimiz bunları burada yetiştirerek, sorunları görerek devam ettirebilir. Pazar olanaklarını araştıran çiftçiler karşılıklı anlaşma yaparak rahatlıkla üretim yapabilirler. Zambak mesela sizin için çok önemli olabilir. Dünyada sadece bu alanları görmek için turizm yapılıyor. Burası bir pilot ünite gibi, herhangi bir sorunda bize ulaşılabilir. Ben burada Başkanımıza ve tüm emek verenlerimize teşekkür ediyorum.”

SAKARYA; “ÜRETİCİLERİMİZE EKONONİK KAZANÇ SAĞLAYACAK UYGULAMALARA ÖNDERLİK YAPIYORUZ”

Silivri Önder Çiftçi Derneği Dernek Başkanı Turgay Sakarya; “Derneğimizin kuruluş amacı Ziraat Mühendislerimizin önerileri ile toprak tahlilinden başlayarak bölgeye uyum sağlayan, verimi yüksek olan ve hastalıklara dayanıklı, tohumları bulup çıkartmak, bu tohumları ekerek verimliliğimizi daha iyi seviyelere çıkarmaktır. Bölgemizde doğru ilaçlamayı, doğru gübrelemeyi, doğru zamanda ve doğru dozda kullanılmasına öncülük etmekteyiz. Doğru tohum bulmak için de Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü ile ortaklaşa tohum çeşitleri denemeleri yaparak bölgeye uygun, verimli, hastalıklara dayanıklı, tohum çeşitlerini bulmaya çalışıyoruz. Derneğimiz 2014 yılında Silivri’mizin köyleri ve merkezi olmak üzere 153 üye sayısına ulaşmış yaklaşık 90 bin dekar alanda hizmet vermektedir. Çiftçimizi bilgi bakımından donanımlı hale getirmek için her yıl en az altı seminer düzenleyerek, fuarlara katılmak suretiyle çeşitli organizasyonlar yapıyoruz. Üye üreticilerimiz ile birlikte ekonomik yönden kazanç sağlayacak tarımsal uygulamalara önderlik yapmaktayız. Silivri’mize bu güzel organizasyonu kazandıran Belediye Başkanımız Özcan Işıklar’a çok teşekkür ederim.

EREN; “SİLİVRİ’NİN PARASI SİLİVRİ’NİN KÖYLERİNDE KALIYOR”

Silivri Köyleri Süs Bitkileri Pazarlama Kooperatifi Müdürü Necmettin Eren; “Biz Seymenköy’ü olarak Silivri köyleri adına bu kooperatifi kurduk. Yedi yıl önce süs bitkilerini araştırdık ve şuan iyi bir konumdayız. Çiftçilerin ek bir gelir sağlanması için bu işi yapması gerekiyor. Biz senelik 3 milyon adet mevsimlik çiçek, 5 milyon lale üretiyoruz. Bu da çiftçiliğimize hiç engel olmuyor. Sağ olsun Silivri Belediye Başkanımız caddelere süslediği çiçekleri de bizden aldığı için Silivri’nin parası Silivri’nin köylerinde kalıyor. Bu konuda çiftçilerimize biraz da ek gelir olarak alternatifler düşünmemiz gerek. Seymen köyünde 14 tane üreticimiz var, 500 metrekare seradan, yıllık 20.000 TL para kazanıyor. Çalıştığımız üç ay. Süs bitkisinin pazarı çok. İstanbul’dan, İzmir’den, Yalova’dan çiçek geliyor, biz İstanbul’dayız fakat İstanbul’a çiçek satamıyoruz. Yetiştirmediğimiz için satamıyoruz. Borçları ödemek için ayçiçeği, buğdayı yok paraya veriyoruz. Mevsimlik çiçekler çok kısa bir dönemde isterse karını % 200’e katlayabilir. Azami bir buçuk ay çalışıyorsunuz. Bölge çiftçimiz de yetiştirsin, İstanbul’a gelen çiçek, İzmir’den değil Silivri’den gelsin.”

IŞIKLAR; “TARIM BİZİM GELECEĞİMİZ”

Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar; “İlçemizde 430 km2’ye yakın tarım toprağımız var. Bunlar bizim yarınlarımız, geleceğimiz. En büyük zenginliğimiz, refahımız, ulusal bağımsızlığımız, burada yaşama sebebimiz. Bir belediye olarak daha çok reklama dönük şeylere zaman ayırabilirsiniz, yol yapabilirsiniz bunlar olması gereken belediye hizmetleridir. Fakat ben belediyeciliğin yaşamsal alanına, bu toprakların korunmasına yönelik şeyler yapmak istiyorum. Tarihi eserleri, kültür turizmi, yenilenebilir enerji ve tarımıyla, Silivri’de artık yol yapmanın daha ötesinde, yaşamımıza, refahımıza dönük, topraklarımızı koruyarak bir şeyler yapmamız gerektiğine inanıyorum. Fakirleşmeye, gelir dengesinin adaletsiz dağılımına hepsine çözüm Silivri’de. Bazı bölgeler şanssız olabilir ama benim ilçemin böyle bir zenginliği, farklılığı var. Farklılıkları açığa çıkarmak için de var gücümüzle çalışacağız. Üç, dört kişi ile başladığımız toplantılarımız olmuştu. Bilmek acıyı arttırır. Sorunlarımızı bilmiyoruz bilsek, farkında olsak acımız artabilir. Şu tarımla ilgili neler kaçırdığımızı anlasak, tüylerimiz diken diken olur. Benim acımın sebebi mesleğim olmamasına rağmen, beş, on yıldır tarımla ilgili okumaya çalışıyorum. Bunu yapmamın sebebi yöneticisi olduğum ilçenin 430 km2’ye yakın tarım alanının olmasıdır. Bu sorunlara emek vermeye, kafa yormaya çalışıyorum. Köylerimizde toplantılar yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. İlçemizde tarıma dönük çalışmalarımızı Tarımsal Üretim ve Araştırma Merkezimiz’de aynı kararlılık ile sürdürmeye devam edeceğiz. Tarım bizim geleceğimiz, topraklarımız bizim sahip olduğumuz zenginliğimiz. Bunun yağmalanmasına yok edilmesine el birliği ile karşı çıkmalıyız. Mezarlıktan başka yeşil alanın kalmadığı acıları çevre ilçelerde yaşadık.  Kaynağımız, zenginliğimiz bölgemizde kalsın. Köylerimizde buna benzer iyi tarım örnekleri yapılabilir. Biz bunları ön alım şartı ile destek olmaya da devam edeceğiz.”

KONUŞMACILARA PLAKET TAKDİM EDİLDİ

Gerçekleşen söyleşinin sonunda Başkan Işıklar, tüm konuşmacılara teşekkür plaketi takdim etti.