Çocukların eğitimi ve sağlıklı gelişimi için ne tür oyunlar tercih edilmeli

Çocuk Gelişimi Uzmanı Dr. Celal Gülşen, bir çocuğun sevgiden sonra gelen en önemli ruhsal ihtiyacının 'oyun' olduğunu söyledi. Gülşen, çocukların oyunla duygularını anlatabildiğini, oyunla kalıcı öğrendiğini hatırlatarak sağlıklı gelişim için zekâya hitap eden ve dijital yalnızlıktan uzak olan geleneksel oyunların tercih edilmesi için anne babalara tavsiyelerini aktardı.

Çocukların eğitimi ve sağlıklı gelişimi için ne tür oyunlar tercih edilmeli
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Çocuk Gelişimi Uzmanı Dr. Celal Gülşen, bir çocuğun sevgiden sonra gelen en önemli ruhsal ihtiyacının “oyun” olduğunu söyledi. Gülşen, çocukların oyunla duygularını anlatabildiğini, oyunla kalıcı öğrendiğini hatırlatarak sağlıklı gelişim için zekâya hitap eden ve dijital yalnızlıktan uzak olan geleneksel oyunların tercih edilmesi için anne babalara tavsiyelerini aktardı.

Beykent Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Program Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Celal Gülşen, “Hangi çağda ve hangi kültürde olursa olsun, bütün zamanlarda ve mekânlarda çocuğun olduğu her yerde “oyun” da vardır.” diyerek, çocuğun dünyasında oyunun çok önemli yeri ve önemi olduğunu söyledi.

Eğitimde oyunun, çocuğu motive eden, içeriğe hâkim olmasını sağlayan ve çocuğu sürece aktif olarak katan bir yöntem olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Celal Gülşen, bu boyutuyla özellikle çocuk eğitiminin ayrılmaz bir parçası olduğunu şu sözlerle aktardı: “Oyun; çocuğun, bilişsel, duyuşsal ve psikomotor becerilerini geliştirmek için fiziksel ve zihinsel yetenekler ve etkinliklerle çocuğun sosyal uyum ve duygusal olgunluğa erişmesini sağlamak amacıyla, maddi bir çıkar sağlamadan, gönüllü katılım yoluyla toplumsal grup oluşturmasını ve katılanların tümünü etkisi altına alarak eğlenceli vakit geçirmelerini sağlayan eğitsel bir etkinliktir.”

“Çocuğun kişiliği oynadığı oyunlarla şekillenir”

Çocukların, yaşamında gerekli olan davranışları, duyguları, bilgi ve becerileri oyun içinde yaparak ve yaşayarak kendiliğinden öğrendiğini belirten Celal Gülşen, “Çocuğun kişiliği oynadığı oyunlarla şekillenir; oyunlar sayesinde yeteneklerine yön verilir; toplumsal yaşamın gerekleri olan insan ilişkileri, yardımlaşma, dürüstlük, paylaşma, kazanıp sevinme ve kaybedip hüzünlenme, kıskançlık, çatışma, hayaller gibi duygular, yenme ve yenilme olguları hep oyunlar yoluyla kazandırılır. Oyunda çocuk, kendisini bulur ve yapmacıksız bir şekilde oyuna egemen olduğu için her türlü kısıtlamadan uzak bir şekilde iç dünyasını dışa yansıtır. Bu sayede oyuna kendisinden de bir şeyler katarak, aslında kendisine ilerde ‘icat çıkartma’ diyeceklere inat üretkenliğini ve kâşif yeteneğini de ortaya koyar; oyun yoluyla, kendine olan özgüveni artar, duygusal tepkilerini kontrol etmeyi öğrenir. Oyun, çocuğu doğal haliyle tanımaya zemin hazırlar.” ifadelerini kullandı.

Gülşen, çocuk eğitiminde oyunun, sanıldığının aksine boş zaman etkinliği olmayıp, çocuğu hayata hazırlayan en önemli eğitsel faaliyetlerden birisi olduğuna vurgu yaparak, oyunların çocuk eğitiminde bir boş zaman değerlendirme etkinliği olarak görülmesi yanılgısından vazgeçilerek, oyunlara gereken önemin verilmesi ve oyunların çocuk eğitiminin vazgeçilemeyecek çok önemli bir parçası olduğunun unutulmaması gerektiğinin altını çizdi.

“Oyunla duygularını anlatır, oyunla öğrenirler”

Oyunun, çocuğu gerçek hayata hazırladığı gibi, iç dünyanın dışa vurumunda çok önemli etkiye sahip olan eğitsel bir araç olduğunu söyleyen Gülşen, ‘‘Çocuk yaşadıklarını, sevinçlerini, isteklerini, korkularını, duygularını oyunla dışa vurur; oyun sırasında üstlendiği rollerle dünyayı algılamaya çalışır; oyunda üstlendiği rolle özdeşim kurar ve böylece kişiliği oluşmaya ve gelişmeye başlar. Oyun, çocuğun eğlenirken deneme yoluyla düşünme biçimidir. Oynarken edindiği bilgiler daha kalıcı ve etkilidir. Çocuk deneyimlerini oyun yoluyla kazanır; hayatı için gerekli olan bilgi, beceri ve deneyimleri oyun içinde çoğu zaman farkına varmadan kendiliğinden öğrenir. Bu nedenle çocukların eğitiminde ‘oyun’ olmazsa olmazlardan biridir. Oyunlar, çocuğun yaparak, yaşayarak ve eğlenerek öğrenmesinde ilk ve önemli bir basamak olduğundan, çocukların pasif durumdan aktif duruma geçmelerini de sağlamakta ve çocuğun dünyasında diğer öğrenme tekniklerine göre daha etkili olduğu görülmektedir.” Sözleriyle, bu etkinin, göz ardı edilmemesini, oyunların seçilmesine de gereken önemin verilerek, ailelerin bu konuda bilinçli hareket etmesinin önemine dikkat çekti.

“Oyun oynayan çocuklar daha sağlıklı ve çabuk gelişir”

Çocukların oyun oynarken yaşadığı çevredeki kişi, nesne ve olayları taklit ederek insan yaşamı için önemli olayları, davranışları, duyguları deneyimlemeye başladığını ifade eden Gülşen, ‘‘Bu deneyimleme sonucunda da olayları algılaması ve kavraması gelişerek motivasyonu yüksek, girişken, bağımsız düşünüp, bağımsız hareket edebilen bireyler olabilmeleri kolaylaşır. Oyun oynayan çocuklar, daha sağlıklı ve çabuk gelişir. Çünkü, oyun sırasında çocukların hareket etmesi, beden ve duygu kontrolünü geliştirmesi, böylece de dikkat süresi de uzayarak çevresini daha kolay algılaması mümkündür’’ diye konuştu.

Gülşen, dijital çağın gerekleri olan ve çoğunlukla çocukları dijital yalnızlığa iten oyunların tercih edilmesinin çok yaygınlaştığını hatırlatarak, bunun yerine, çocukların her yönüyle gelişimine katkı sağlayacak oyunların tercih edilmesi gerektiğini belirtti ve anne-babalara, çocuklarına nasıl oyunlar oynatmaları gerektiğine dair tavsiyeler verdi.

‘‘Oyunlar, zekâya hitap etmeli’’

Çoklu zekâ alanlarına hitap eden akıl ve zekâ oyunlarının öncelikle tercih edilmesi gerektiğini söyleyen Gülşen, ‘‘Ayrıca kültürel mirasımız olan oyunlarımızın da seçilip oynattırılmasına gereken önemin verilmesi gerekir. Bunun için gerek okullarımızda ve gerekse okul dışı yaşam alanlarında unutulmaya yüz tutmuş, geçmişten gelen çocuk oyunlarımızın da yaşattırılmasına gereken önem ve özen gösterilmelidir. Bu konuda Beykent Üniversitesi Çocuk Gelişimi Programı olarak, mezuniyet sonrası okulöncesi eğitimde görev alacak öğrencilerimizi, özellikle milli değerimiz olan geçmişten günümüze çocuk oyunlarımızı yaşatma konusunda da önemli misyonları olduğu bilinciyle yetiştirmeye çalışıyoruz” dedi.Gülşen oyun tavsiyelerini ise şu sözlerle aktardı: ‘‘Çocuklarımızı dijital oyunların esaretinden ve yalnızlığından kurtararak, onlara körebe, ip atlama, deve-cüce, halat, nesi var, kabak, kulaktan kulağa, yumurta, mendil kapmaca, yakar top, istop, dokuztaş, birdirbir, seksek, vb. geleneksel oyunlarımızın da öğretilmesi ve bu oyunların birlikte oynayarak oynatılmasının teşvik edilmesi gerekir.’’