Mektebim'den velilerin hayatını kolaylaştıracak tavsiyeler

Erken çocukluk döneminin bitmesi ile yaşadığımız dünyanın üzerimizde daha fazla merak uyandırdığı bir dönemde okul hayatımız başlar. Ailemizin her gün farkında olmadan yaptığı okuma yazma becerileri, okula henüz başlamamış çocuklar için olağanüstü bir durumdur. Tahmin edemeyeceğimiz kadar bilgiyi barındıran kitaplar ancak bir başkası bizim için okursa ulaşılabilir olmaktadır.

Mektebim'den velilerin hayatını kolaylaştıracak tavsiyeler
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Okul, tam da bu zamanda hayatımıza girer. Öğretmenlerimiz, arkadaşlarımız ve kitaplar artık dünyamızda yerini almıştır. Bu maratona ilk olarak okuma yazmayı öğrenerek başlarız. Bilgi dağarcığımıza ekleyeceğimiz her şey öğretmenlerimizle birlikte kitaplardan bize aktarılacaktır. Okul, dünyaya daha geniş ve daha anlaşılır bir pencereden bakmamızı sağlayacaktır. Üstelik bunu yaşıtlarımızla birlikte eğlenceli bir ortamda yapma fırsatı sunar.

Anaokulu, ilkokul, ortaokul, lise derken artık daha donanımlı ve bilinçli bireyler oluruz. Meslek seçimini yaptığımız üniversite döneminde düzenli ve istekli çalışmaların meyvelerini toplayarak araştırmacı ve bilgi sahibi bireyler halini alırız. Sosyalleşme ve bilinçlenme konusunda, okulun önemi her çocuk için hayatın ilk yıllarında sunulan bir fırsattır. Bizi, daha okuma yazma bilmediğimiz dönemden başarılı bir birey hale getirme potansiyeline sahip olan okul hayatımızın değerini bilmeli ve her imkânından yararlanmalıyız.

OKULA YENİ BAŞLAYACAK ÖĞRENCİ VELİLERİNE TAVSİYELER

Velilerimiz gibi biz eğitimciler için de her yılın başlangıcı yeni bir heyecan, “Acaba nasıl bir sınıfım olacak?” düşüncesi ile başlıyor. Her çocuk farklı olduğu gibi farklı çocuklardan oluştuğu için her sınıfın iç dinamiği de farklı oluyor.

• Okul başlamadan önce çocuğunuzla okulu ziyaret edin, hatta mümkünse öğretmeniyle tanışın/ tanıştırın. Okulun ilk günü siz “Acaba alışabilecek mi, ağlayacak mı?” diye endişelenirken, çocuğunuz da maalesef bunu hissediyor ve üzerinde ekstra bir baskı oluşuyor. Bu nedenle okulun ilk günü öncesi okulu ve öğretmeni görmek hem sizi hem çocuğunuzu ilk gün stresinden bir nebze olsun kurtaracaktır.

• Öğretmenle ilgili olumlu düşünün ve olumlu yaklaşın. Okula başlamadan önce okulla veya öğretmenle ilgili olumlu/olumsuz bir şeyler duymuşsunuzdur. Bunları kafanızdan atın. Karşınızdaki insan sizin yaklaşımınıza göre davranır. Şüpheci ve güvensiz değil, ümitli olun. Öğretmenler çocuklarla iyi anlaşır. Karşılıklı iyi niyet ve güven oluşturulabilirse, yıl her iki taraf için de mükemmel geçecektir.

• Okulun ilk günü mümkünse okuldan ayrılmayın. Zaten 1 hafta boyunca yarım gün eğitim oluyor. Uyum haftasında çoğu okul ilk gün velileri de sınıfa alıyor. Değilse de çocuğunuza onu nerede beklediğinizi gösterin. Sizi arada kontrol edebilir, bu nedenle oradan sakın ayrılmayın. Çocuğunuz sizin onu beklediğinize güvendiğinde okula uyum sağlaması kolaylaşacaktır. Net ve kesin olun. “Annelerin burada beklemesi gerekiyor.” gibi…

• Okulun ilerleyen günlerinde bekleme şansınız olmayabilir. Çocuğunuzu buna yavaş yavaş hazırlayın. Ona ASLA YALAN SÖYLEMEYİN. Velilerin en büyük hatasıdır “Ben seni bekliyorum” deyip gitmek. Geleceğiniz saati net bir şekilde söyleyin. Bazı öğrenciler ilk günler saati sorarlar, bir iki kere doğruluğu ispatlanırsa artık güvenir ve sormazlar.

• İlk gün genelde etrafı keşfetmekten endişelenmeye fırsat bulamazlar, ikinci gün daha zor olabilir. Hazırlıklı, güçlü ve kararlı olun. Alışamadı okuldan alalım diye hemen pes etmeyin. Çocuğunuz uzun yıllar okula gidecek, okulun “istemezse gidilmeyecek” bir yer olduğu düşüncesi oluşmasın. Çocuğunuzu bu deneyimden mahrum etmeyin, anaokulu o kadar keyifli bir yer ki inanın eğitim hayatının hiçbir kademesinde daha eğlenceli bir süreç deneyimleyemeyecek.