Ambalaj sektörü 'sürdürülebilir' büyümeye odaklanacak

Geçen yıl 5 milyar doları aşkın ihracatla 2 milyar dolardan fazla dış ticaret fazlası veren ambalaj sektörü, Türkiye ekonomisine de dolaylı olarak çok ciddi bir katkı sağladı. Sektör, Türkiye'de yaklaşık 400 milyar dolarlık bir ekonomik hareketi ambalajlarla mümkün kılıyor. Geleceğin en önemli gündem konusu olan sürdürülebilirlik için ciddi çalışmalar başlatan ambalaj sektörü, önümüzdeki yıllarda da ülke ekonomisine daha fazla dış ticaret fazlası vererek katkı sağlamayı amaçlıyor.

Ambalaj sektörü 'sürdürülebilir' büyümeye odaklanacak
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Geçen yıl 5 milyar doları aşkın ihracatla 2 milyar dolardan fazla dış ticaret fazlası veren ambalaj sektörü, Türkiye ekonomisine de dolaylı olarak çok ciddi bir katkı sağladı. Sektör, Türkiye’de yaklaşık 400 milyar dolarlık bir ekonomik hareketi ambalajlarla mümkün kılıyor. Geleceğin en önemli gündem konusu olan sürdürülebilirlik için ciddi çalışmalar başlatan ambalaj sektörü, önümüzdeki yıllarda da ülke ekonomisine daha fazla dış ticaret fazlası vererek katkı sağlamayı amaçlıyor.

Ambalaj Sanayicileri Derneği Başkanı Zeki Sarıbekir, 2019 yılında 23 milyar dolar olan cironun 2020 yılında 25 milyar dolara ulaştığını söyledi. 2021 yılı hedeflerinin 28 milyar dolar olduğunu belirten Sarıbekir, “2023’te 30 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşacağımızı düşünüyoruz. Türkiye’de yaklaşık 400 milyar dolarlık bir ekonomik hareketi ambalajlarımızla mümkün kılıyoruz. Ürünlerimiz dünyada 180 ülkeye direkt olarak ihraç ediliyor. Geçtiğimiz yıl 2 milyar 28 milyon dolar da dış ticaret fazlası verdik. 2020 ihracatımız 5 milyar 147 milyon dolardı. 2021’in ilk altı ayında da 3 milyar 44 milyon dolarlık bir ihracat yaparak, 1 milyar 222 milyon dolarlık dış ticaret fazlası verdik. Ülke ekonomimizin yüzde 21,7 olarak gerçekleşen ikinci çeyrek büyüme rakamında ambalaj sektörünün payı büyük. Bu sene ihracat olarak hedefimiz 6 milyar dolar. Türkiye’de kişi başı ambalaj tüketimi son 15 yılda 2 kat arttı. Dünya ortalaması 120 dolar fakat biz 272 dolarlara ulaştık. Avrupa’da bu rakam 400 doların üzerinde, Amerika’da 500 dolar civarında, Japonya’da ise 550 doların üzerinde seyrediyor. Ambalaj tüketimini aynı zamanda da gelişmişlik sembolü olarak görüyoruz” diye konuştu.

Önümüzdeki dönemin konusu: Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirliğin önümüzdeki dönemin en önemli konusu olduğuna dikkat çeken Sarıbekir, “Türkiye ambalaj sektörü güçlü bir altyapıya ve dünyadaki rakiplerimizle yarışacak bir yetkinliğe sahip. Ama global pazarlarda çok büyük bir rekabet var. Bu rekabete de ayak uydurmak için önümüzdeki dönemin en önemli konusunun sürdürülebilirlik olacağını ısrarla söylüyoruz. Sürdürülebilir bir dünya için çalışmamız lazım ve sürdürülebilir ambalajlar yapmamız lazım. Sürdürülebilir kalkınma hedefleri, döngüsel ekonomi ve yeşil mutabakat çok önemli bir konu haline geldi ve sürekli bizim de gündemimizde olacak" dedi.

Türkiye’yi bekleyen iki senaryo

Ilımlı bir büyümeye karşı yüksek enflasyon ya da düşük büyümeye karşı yüksek enflasyon olmak üzere iki farklı senaryonun Türkiye’yi beklediğini dile getiren Prof. Dr. Emre Alkin ise “Türkiye’nin bir cari açık sorunu var. Bu da yapısal. Yani Türkiye’nin ithalatının yüzde 85’inden fazlası ham madde. Türkiye üretmek için ithal etmek zorunda. İthal ettiğimiz ürünlerin bir kısmını Türkiye’de üretirsek dış ticaret fazlası bile verebiliriz. Bu da döviz kurları üzerindeki baskıyı azaltacaktır. Açıkça söylemek gerekirse döviz kuru fırlarsa faizin düşme yerine çıkma eğilimi içine girme ihtimalinin altını çiziyorum. Ayrıca, gençlere sürekli öğüt vermek yerine onları da biraz dinlemek lazım” dedi.

Ambalaj sektörünün avantajlı bir sektör olduğuna dikkat çeken Psikolog Prof. Dr. Acar Baltaş, “İş hayatı açısından 2030’larda gündeme gelecek olan birçok konu, bugün konuşulur oldu. Çalışma ortamı değişiyor, çalışma biçimi değişiyor ve çalışan davranışları yeniden tanımlanıyor. Bu noktada performans değerlendirmesinin yerine insanların potansiyelini değerlendirme öne çıkıyor. Artık marifet insanların potansiyelini değerlendirebilmek. Yeni düzene zorlanmadan geçiş iki şeye bağlı; birincisi değerlere dayalı güçlü bir kurum kültürüne sahip olunması ve ikincisi liderlerinin empatik olma özelliğinin ağır basması. Liderin psikolojik sağlamlığının olması, birlikte çalıştıkları insanların da psikolojik sağlamlığını arttırıyor. Ambalaj sanayicileri; zihinsel, entelektüel, teknolojiye yatkınlık olarak Türkiye’nin en gelişmiş sanayicileridir. Çünkü yapılan işin tabiatı bunu gerektiriyor” dedi.