Atatürk'ün titizliği imzasından belli

O kadar titizdi ki, imzasını bile bir sanatçıya çizdirmişti.Atatürk'ün imzasının bilinmeyen öyküsü.O günlerde henüz küçük bir çocuk olan Çerçiyan, evde yaşananları şöyle anlatıyor: 'Saat sabah 8:30 sularıydı. Kapı çalındı annem açtı. Endişeli bir suratla odaya dönüp, 'Vahram kapıdaki komiser ve bir sivil adam seni görmek istiyor' dedi…

Atatürk'ün titizliği imzasından belli
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Hagop Vahram Çerçiyan bugünkü adıyla Boğaziçi Üniversitesi olan Robert Kolej’de elli beş yıl boyunca öğretmenlik yaptı, 25 bin öğrenciyi mezun etti. Robert Kolej’de matematik ve coğrafya dersleri veren Hagop Vahram Çerçiyan 1920’li yılların ortalarında ABD’ye giderek Palmer Method Okulu’nda güzel yazı yazma konusunda uzmanlaştı; bu konuda Robert Kolej’de dersler verdi. “Babamın öğrencileri TBMM'de vekil olmuşlardı. 1934 yılında Soyadı Kanunu’nun kabul edilmesiyle birlikte Mustafa Kemal’e Atatürk  soyadı verildi” diyen Dikran Çerçiyan şöyle devam etti: “Babamın öğrencileri Atatürk’e güzel bir imza numunesi armağan etme kararı alır. Karar öğrencileri tarafından Atatürk’ün hususi kalemi vasıtasıyla Boğaziçi’ndeki Bebek semti Komiserliği tarafından babama bildirildi.” 

Atatürk'ün titizliği imzasından belli

Beş imza 24 saatte hazırlandı 
O günlerde henüz küçük bir çocuk olan Çerçiyan, evde yaşananları şöyle anlatıyor: “Saat sabah 8:30 sularıydı. Kapı çalındı annem açtı. Endişeli bir suratla odaya dönüp, ‘Vahram kapıdaki komiser ve bir sivil adam seni görmek istiyor’ dedi. Önce okulda bir hadise  olduğunu sandık.” Hagop Vahram Çerçiyan evden ayrıldıktan kısa bir süre sonra geri döndü ve olanları ailesiyle paylaştı. Çerçiyan o günü net hatırlıyor. “Babam hemen masa başına geçti çünkü imza numunelerini hazırlamak için sadece bir günü vardı sabah saat 8:30’da imzaları teslim etmesi gerekiyordu. Bütün gün babamı seyretmekten yorulmuştum. Bir süre sonra uykuya daldım. Sabah uyanıp yanına gittiğimde masasında beş hazır imza numunesi gördüm, istenildiği üzere sabah saat 08:30’da numuneler bir gün önce kapımıza gelen komisere teslim edildi. Babam Atatürk’ü canı gibi severdi bend e öyle ve yaptığı işten dolayı büyük kıvanç duyuyordu.” Çerçiyan Türkiye’de uzun yıllar bu konunun üzerine sünger çekildiğini bundan dolayı büyük bir üzüntü yaşadığını söyledi...