"Koronavirüs musibetinin gölgesinde bir Ramazan Bayramını idrak ediyoruz"

GIDA VE İHTİYAÇ MADDELERİ DENETLEME VE SERTİFİKALANDIRMA ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ BAŞKANI (GİMDES) DR. HÜSEYİN KAMİ BÜYÜKÖZER, RAMAZAN BAYRAMI DOLAYISIYLA BİR MESAJ YAYINLADI.

&quotKoronavirüs musibetinin gölgesinde bir Ramazan Bayramını idrak ediyoruz"
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği Başkanı (GİMDES) Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, Ramazan Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayınladı.

GİMDESBaşkanı Dr. Hüseyin Kami Büyüközer, yaptığı yazılı açıklamasında tüm İslam âlemini bayramını kutladı. Koronavirüs musibetin gölgesinde buruk, mahzun, hüzünlü ve eski bayramlardan çok çok farklı bir Ramazan Bayramı’nın karşılandığını belirten Dr. Büyüközer, "Yine de yaşama sevincimizi kaybetmeden bütün gücümüzü ortaya koyarak bayramımızı çoluk çocuklarımızla sosyal mesafelerimize dikkat ederek sevinçle ve sürûrla kutlamaya çalışmalıyız." ifadelerine yer verdi.

"Bayram bir sevinç ve neşe günüdür"

Bayram insanları kaynaştırıp bir araya getiren en güzel vesilelerden biri olduğunu dile getiren Dr. Büyüközer, "Bayram bir sevinç ve neşe günüdür. Yüce duyguların coştuğu, sevgi ve saygı, hislerinin müminler arasında alabildiğine canlandığı güzel günlerden biridir. O günde yardımlaşma ve kaynaşma son sınırına varır. Öyle ki bayramda şahlanan yardımlaşma ve hediyeleşme ruhu yalnızca hayatta olanlara bağlı kalmaz, dünyadan gidip kabirlerinde bir fatiha bekleyenlere kadar uzanır. Onların bu dileğini yerine getirmek için müminler bayramda kabirleri ziyaret ederler; ruhlarına Kur’ân’lar, Fatihalar ve dualar okuyarak onları da sevindirirler.” dedi.

Ramazan Bayramı’nın müminler arasında ayrı bir yeri olduğunu söyleyen Dr. Büyüközer, "Çünkü Ramazan Bayramı, her gün tutulan orucun iftar vaktindeki sevinci gibi, tutulan bir aylık orucun toplu bir iftar sevincini ifade eder. Bir ay gibi uzun bir süreyle, özellikle Ramazanın yaz mevsimine denk geldiğinde sıcak günlerde nefislerine oruç tutturan müminler, sabır imtihanını vererek manevi sorumluluktan kurtulmanın sevincini Ramazan Bayramı’nda yaşama imkânına kavuşurlar. Ramazan ve Kurban Bayramları hicretin ikinci yılından İtibaren kutlanmaya başlanmıştır. Ramazan orucu da ilk defa bu yıl farz kılınmış, bu ayı oruçla geçiren müminler, sonraki ayın ilk üç gününü bayram olarak kutlamışlardır. Bu sebeple bu bayrama Ramazan Bayramı denmiştir. Bayram sabahı müslümanlar, namaz için camilerde toplanınca, Allahü Teâlâ, meleklere, "İşini yapıp ikmal edenin karşılığı nedir?" diye sorar. Melekler de, "Ücretini almaktır" derler. Allahü Teâlâ da "Siz şahit olun ki Ramazandaki oruçların ve namazların karşılığı olarak kullarıma kendi rızamı ve mağfiretini verdim. Ey kullarım, bugün benden isteyin, izzet ve celâlim hakkı için istediklerinizi veririm" buyurur." ifadelerini kullandı.

Dr. Büyüközer, sözlerini şöyle tamamladı: "İslam ümmetinin daha şuurlu, daha güçlü, koronavirüs musibetinden gerekli dersi almış, daha bir tasasız ve dertsiz, daha mutlu nice bayramlara erişmesi dileği ile Allah’ım gönlümüzde olanı hakkımızda hayırlı eyle, hakkımızda hayırlı olana gönlümüzü razı eyle." ifadelerini kullandı.