Sürdürülebilir ihracatın yolu e-ihracattan geçiyor

4 milyar dolara yakın hacimsel büyüklüğü olan armatür sektörü 1,5 milyar dolarlık ihracatını artırmak için çalışmalara başladı. Sürdürülebilir ihracatın yolu E-ihracattan geçiyor.

Sürdürülebilir ihracatın yolu e-ihracattan geçiyor
TAKİP ET Google News ile Takip Et

4 milyar dolara yakın hacimsel büyüklüğü olan armatür sektörü 1,5 milyar dolarlık ihracatını artırmak için çalışmalara başladı. Sürdürülebilir ihracatın yolu E-ihracattan geçiyor.

1,5 milyar dolara yakın ihracatı, 1 milyar dolarlık iç piyasa hacmi ve 1,5 milyar dolar civarı ithalatı olan armatür sektörü, ihracatta kilogram başı 10 dolar satış fiyatı ve yaklaşık 10 bin çalışanı ile Türkiye’nin cari açığının kapanması adına verdiği desteği aralıksız sürdürüyor. Armatür sektörünün küresel büyüklüğü 110 milyar dolar. Türkiye’nin bu pastada payı hali hazırda yüzde 2,5 seviyesinde.

Armatür Derneği Başkanı Gökhan Turhan, dünyanın dengelerini alt üst eden Covid-19 salgınının armatür sektörüne etkilerini değerlendirerek, “Kademeli bir iyileşme yaşıyoruz. Tam ‘v’ olmasa da ’u’ şeklinde geriye dönüş yaşadık. Sektör olarak iş sürekliliği ve sürdürülebilir bir tedarik zinciri için alternatif kaynakları değerlendirdik. Sanayide teknolojiye yapılan yatırımlarla dünyadan alacağımız payın artacağını düşünüyoruz. Bir ülkenin gücü sanayisinin gelişmişliğine bağlı. Büyüme, yeni pazarlar kadar yeni ürün, üretim sistemi ve tedarik zinciri kurmakla gerçekleşiyor. Güney Amerika, Asya Pasifik, Sahra Altı Coğrafya, Avrupa ve Amerika Kıtası pazarlarının gittikçe artan bir öneme sahip olacağını bilerek çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

Turhan, e-ihracatın geçici bir çözüm olmadığını, aksine dünya ticaretine yakın gelecekte yön verecek en önemli araç olacağını belirterek, “Makine sanayinde dijitalleşme, tam otomasyon ve akıllı makineler süreci hızla gelişiyor ve yaygınlaşıyor. Bu nedenle Türkiye’de Armatür sanayisi de dijital dönüşüm konusuna gelişme ekseni olarak öncelik vermeli. Firmalarda, tüm süreçlerde, dijitalleşmenin yanı sıra üretilen ürünlerin de bu özelliklere sahip olması ana hedef olmalı. Covid-19’dan dolayı bu yıl fotoselli ürünlerde yüzde 150-200 arası bir satış artışı yaşandı. Bu rakam önceki yıllara göre 2 kat artış anlamına geliyor. Ürünlere özellikle resmi dairelerden, belediyelerden ve okullardan talep söz konusu. Özel sektörlere bakıldığında ise yeme-içme sektöründen fazlasıyla talep alınıyor. Bireysel kullanım için göze çarpan bir artış yok. Bu bağlamda e-ihracatın da Türk sanayisi için yakın gelecekte vazgeçilmez bir unsur olacağını düşünüyorum” dedi.Turhan, "Yapılan araştırmalara göre dünya genelinde perakende e-ticaret satışları 2014 yılında 1.336 trilyon dolar olarak gerçekleşti. 2019 yılında 3.535 trilyon dolar olan perakende e-ticaret satışlarının 2023 yılında 6.542 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Sınır ötesi E-ticaret diye adlandırılan E-ihracatın ise küresel e-ticaret içindeki payı 2016 yılında yüzde 15. Bu oranın 2022 yılında yüzde 22 oranına ulaşması bekleniyor. Sınır ötesi e-ticaret hacminin 2020 yılında 994 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor. Yunanistan’da bile 36 milyar dolar ihracatın yüzde 16’sı e-ihracattan gelirken; Türkiye’nin 2019 yılında dünya genelinde ihracatının 180 milyar 468 milyon dolar olduğunu, fakat e-ihracat’ın bunun içindeki payının 2 yüzde 1 (yüzde 0.5) civarlarında olduğunu biliyoruz. E-İhracat, 300 kilogram ve 15 bin Euro limitine kadar ETGB ile yurtdışı edilen bedelli ihracatlara verilen isim. E-ihracat sınır tanımıyor, ülke tanımıyor, marka tanımıyor. Adaletli bir sistem. Öncelikle hız ve ulaşılabilirlik ön planda. Maliyeti de düşük. Konunun devlet politikası haline getirilerek bütünlük içinde ele alınması gerektiğini düşünüyorum. E-ihracat için devlet destekleri daha da artmalı. İhracatçının sırtındaki yük azaltılmalı” dedi.