9 Kasım son 24 saat

9 Kasım Çarşamba sabahı Atatürk'te adale kasılmalarıyla istençdışı hareketler ve inlemeler görüldü. Sık sık öksürdü. Terledi.

9 Kasım  son 24 saat
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Öğle üzeri saat 11.00’den sonra 3 dakika süreyle oksijen verildi.

13.10’da bu, tekrarlandı. Bayar ve Dr. Arar, saraya geldiklerinde karşılaştıkları manzara şuydu:

Dr Asım İsmail Arar( doktoru)

“Atatürk derin bir uyku içinde idi. Nefes alma ve kan devranı faaliyetleri muntazamdı. Etrafındaki doktorlar son tıbbi vazifelerini yapmak için feragat ve gayretle çalışıyorlar ve her çareye başvuruyorlardı. Bu doktorlar, her iki saatte bir değişmek üzere ikişer ikişer nöbet bekliyorlar ve hastalığı seyrine ait müsaadeleri ve tetbik edilen tedbirleri ve ilaçları kayıt ederek vazifelerini kendilerinden sonra nöbete girecek olan arkadaşlarına terk ediyorlardı.

Hastanın halini görünce her şeyin bitmiş olduğuna kani oldum. Yalnız  bütün hayatı bitmez tükenmez mücadeleler ve Türk vatanını kurtarmak için icabında katlandığı mahrumiyetler ve heyecanlar içinde geçen ve bir seneye yakın bir zamandan beri en ağır bir hastalığın pençesinde ızdırap çeken bu büyük adamın kalbi o kadar sükûn ve intizam içinde çalışıyor ki, devam edip giden komaya rağmen artık önü alınması kabil olmayacak kötü akabetin ne vakit gelip çatacağını tayin etmek mümkün olamıyordu.

Akşama doğru Atatürk yeni bir komaya girdi. Gözbebekleri ışığa cevap verse de tabandan artık refleks alınamıyordu. Nefes borusundan hırıltılar işitilmeye başlandı. Başucundaki doktorlar Müşahede Defteri’ne “Agoni” diye not düştüler.”

“Agoni, can çekişme demekti”

9 Kasım  -Saat 20.00… Resmi tebliği:

“Bugünü yorgun ve dalgın geçirdiler. Umumi ahvaldeki ciddiyet biraz daha ilerlemiştir”

Artık tıbbın yapabileceği bir şey kalmamıştı. Dr.Akil Muhtar Özden bu resmi tebliğin yayımladığı saatlerde Atatürk’ün başucunda onun ölüm döşeğinin karakalem resmini çiziyordu.

9 Kasım Saat 24.00… Resmi tebliği:

“Saat 20.00’den itibaren dalgınlık artmıştır. Umumi ahval vahamete doğru seyretmektedir”

“Atatürk güpegündüz fani hayata veda edip gidiyor, herkes ellerini kavuşturmuş, büyük bir acı içinde duruyor, kimsenin elinden bir şey gelmiyordu”