Ekmeğin pahalı, Emeğin ucuz olduğu zamanlardan Merhabalar!

Marketlerden bilmediğimizi almak yerine, gidip bildiğimiz yerlerden alma taraftarıyım her zaman. Hem emek veren, ocak başında ter döken insana destek, hem de sevdiklerimize katkısız, boyasız gıda sunabiliriz...

Ekmeğin  pahalı, Emeğin ucuz olduğu zamanlardan Merhabalar!
TAKİP ET Google News ile Takip Et

İyi olsun akşamınız güzel insanlar…

Yapılan araştırmalar sonucunda bu pandemi sürecinde bir çoğumuz üç dört kilo fazladan almış. Yine pandemiden dolayı birçok ülke insanında tükenmişlik sendromu saptanmış. Bizde ise çok az denilecek kadar azmış(kime göre neye göre) tartışılır lakin öyleymiş. Bu da uzmanlara göre bizler dert anlatıp dert dinlediğimiz için, paylaştığımız için daha azmış. Bak buna katılırım işte, çünkü Komşu anneler mobese kameraları gibi maşallah her sokağın başındalar, ne sendromu, gördüğümde sanki atomu parçalıyor mübarekler, çok çok tatlılar… Sevgiyle Sağlıklı günler dilerim hepsine...

Şimdi sevgili dostlar, gözlemlediğim bir şeyi paylaşmak istedim sizinle.

Geçenlerde köy pazarıyla ilgili yazı yazmıştım. Şimdi tekrar değinmek isterim. Ben kalabalığa girmiyor “Silivri köy pazarından” yapıyorum alışverişimi. Market ürünleri pek sevmiyorum da.

Orada bir kadın dikkatimi çekti. Masmavi gözleriyle, en önemlisi” samimi, temiz” etrafa sakin bakınan bir kadın. Bayılırımmm aklı başında kadınlara.

Genç, iki çocuklu bir anne, adı da “Emel’in mutfağı” imiş. Tezgâhında tertemiz insanı çeken ürünleri gördüğümde bilgi edinmek istedim hakkında. Birileri gelip alıp gidiyor, bir diğerleri bir diğerleri yabancılar dâhil. Sorduğumda meğer süt reçeli, Profiterol, magnolia, zerde gibi günlük tatlılar yapıp satıyor, evine de böylelikle ekmek götürüyormuş. Çok çok sevindim adına. Beni en fazla cezbeden ise; Sahile çaya inen insanlar tatlılarını ondan alıp öyle gidiyor deniz kenarına. Muazzam bir görüntü. Huzur verici. İnsanın kendi yaptığı gibi rahatlıkla tüketebileceği ürünlerin olması ne harika bir olaydır…

Süt reçeli. Arjantinli bir lezzet olup Orijinal adı “Dulce de leche”. Rivayete göre 1829'da bir asker kampında içilmek üzere ısıtılan bir sütün, düşmanların geldiğinin sanılması sebebiyle ocakta unutulması sonucu keşfediliyor.

Sonrasında bütün dünyaya yayılan bu tatlı, ekmek üzerine sürülerek tüketiliyor ya da kek ve pasta gibi lezzetlerin tariflerini süslemeye başlıyor. Ülkemizde de çok popüler olup sevilerek tüketiliyor…

Bana sorarsanız; ben tatlılardan uzak, (kendi tatlımız olan Trileçe dâhil) turşu delisi biri olarak sütün reçeli mi olur derim size lakin oluyormuş, hem de çok güzel oluyormuş. Tercihim tabi ki kahvede!

Süt tatlısı olan bu farklı lezzet, bolca süt içeren bir tatlı olması nedeniyle tatlı tüketirken sütün faydalı özelliklerinden yararlanmamızı da sağlıyor. Benim tercihim bundan yana oldu. Çünkü süt ve süt ürünleri her yaşta tüketilmesi gereken, kalsiyum bakımından çok zengin olmasındandır.

Tavsiye ederim güzel insanlar. Marketlerden bilmediğimizi almak yerine gidip bildiğimiz yerlerden alma taraftarıyım her zaman, hem emek veren ocak başında ter döken insana destek olarak sevdiklerimize de katkısız gıda sunabiliriz… Emek olmayan her bir şeyde ben lezzet aramam!

Yanında üreticisi, emekçisi olan; Tarlaya çizmelerle at üstünde gidip kontrol eden, traktörle tarlayı düzenleyen, fideden dikimine kadar yapıp sonrasında da, elinde tespihle deniz gibi dalgalan, alın teriylee sulanmış, elinle dikilmiş tarlaya bakarak kahvesini yudumlayan… Fideden ürüne kadar üretip, bizzat tüketiciye güler yüzü ve ürün hakkında bilgi ile sunan “Silivri’de Enginar’ın hanımağası” Funda hanım’ın yanındadır…

Bu Ataerkil toplumda çalışmak, ayakta kalmak hiç de kolay değil biliyorsunuz, lakin ben zorluk karşısında zırlayan insanlardan hiç hazzetmem…Dolayısıyla,” ağlamasını beklediğiniz kadınların bu elinizdeki mendillerle halay çekmesi olağanüstü gurur verici…”

Silivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz’ı bu konuda tüm içtenliğimle tebrik ederim. Sözelin eyleme dökülmediği sürece kimseye faydası olmaz düsturu savunucusuyumdur. Dolayısıyla Yılmaz, sözelci kalmayıp bir çok şeyi eyleme döktüğü için üretici ve emekçilerin gönlüne taht kurmuş bir Başkan olduğunu, onlarla konuşunca bunu net anlayabiliyorsunuz…

“Herkes alkış alır lakin herkes dua alamaz!”

Bu tatlı hakkında bir dip not geçeyim; Süt reçelinin 100 gramı 316 kaloridir arkadaşlar.

Sevgi ve Güzelliklerle kalın…Hazır satın alıp satan ile, üretip satanların farkına varmamız dileklerimle...

Chenay Kobak