Işıklar 'Biz Müslümanız, İslamcı değiliz'

Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, SHA'ya sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi. Özel açıklamalarda bulunan Işıklar, Meslek odalarıyla yapılacak olan protokol, Boğluca Deresi, Eski Devlet Hastanesi'nin durumu, alternatif yol düzenlemelerinin nasıl olacağı, Rumeli Üniversitesi'nin son durumu, Bezmialem Üniversitesi ile yapılacak olan protokolün içeriği, Sosyal Yardım Mağazası ve 1 Kasım seçimleriyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Işıklar  'Biz Müslümanız, İslamcı değiliz'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Silivri Haber Ajansı’nda yapılan ve İmtiyaz sahibi Yusuf Eker ile sohbet ortamında geçen ziyarette Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar, Silivri’yi ilgilendiren birçok konuda bilgiler verdi. 

14 CHP’li Belediyenin STK’ları güçlendirmek adına Meslek odalarıyla karşılıklı protokol imzalayacaklarını belirten Başkan Işıklar “Sekiz tane oda Türkiye şehir plancıları odası, harita kadastro mühendisleri odası, inşaat mühendisleri odası jeofizik mühendisleri odası, mimarlar odası, makine mühendisleri odası, elektrik mühendisleri odası jeoloji mühendisleri odası yani İstanbul’da temsilciliği olan sekiz tane oda ile bir protokol imzalayacağız. Bu saydığım 8 meslek odası direkt Belediye İmar müdürlüğü ile konularla bağlantılı olduğu için ana başlık olarak saydım. Biz tüm meslek odaları ile birlikte işlemlerin yapılması için odalardan onay alınması, bunların denetlenmesi, gözetimini sağlamak için bir protokol yapılmasını kararlaştırdık.14 Cumhuriyet Halk Partili belediye, odalarla bu protokolün yapılması için meclislerinden geçirip odalarla bu protokolü imzalayacaklar” dedi.

“STK’ları güçlendirmek için böyle bir karar alındı”

     STK’ları güçlendirmek için böyle bir karar aldıklarını belirten Işıklar sözlerini şöyle sürdürdü: “Bundan sonra onların denetimine ve gözetimine açık olacak. Hali hazırda biz Mimarlar odası, Elektrik mühendisleri odası, mühendisleri odası ile çalışıyoruz. Ancak geçtiğimiz 3 yıl önce odaların onayı vardı ilk müracaat esnasında, oda onayını hükümet kaldırdı. Oda onayını kaldırınca Odalara kimse uğramaz oldu. Küçük bir harç bedeli ödeyerek onay alınıyordu. Bize de geldiğinde oda onayı olduğundan daha güvenilir oluyordu. Herhangi olumsuz bir durumda muhatabımız oda oluyordu. Odalar siyasi bir hareket gibi algılanıyor zaman zaman ve iktidarlar sevmiyordu. Eleştiriyi sevmedikleri için odaları güçsüzleştirme projesi gibi bir şeydi bu. Biraz da bunu telafi etmek için STK’ları güçlendirmek için böyle bir karar aldı CHP İstanbul belediyelerine,14 belediye meclislerinden bu kararı geçirin dedi partimiz. Bizde bunu meclisimizden geçirerek karara bağlayacağız ve protokol imzalayacağız. “

 

“Molozu kaldırmak için de karar mı lazım ?”

     Boğluca Deresi’nin etrafındaki molozların ve ıslah çalışmalarının prosedüre çok fazla takıldığını belirten Işıklar “En sok yıktığım bina belediyemizin kamulaştırdığı binaydı. Mahkeme kararını bekliyorduk, karar gelir gelmez hemen onu yıktık. Ama maalesef orda davası devam eden aynı bizim gibi mahkeme kararı henüz gelmemiş dere yatağının yanı başındaki o bina acil yıkılması lazım. Çünkü bina çok çürük ki dere yatağının yanındaki köprünün tadilatı sırasında çok ciddi risk var. Şimdi bize şöyle diyorlar “Mahkeme kararı gelmedi” doğru mahkeme kararı gelmedi. Karar gelince yıkılabilir ama o binanın dükkânlarında mahkemesi devam ediyor, üst katlarında etmiyor. Dire kısımları aldı paralarını sadece dükkânlar kaldı. Biz diyoruz ki (Büyükşehre yazdık yazısını) hiç olmazsa o 5 katı indirsinler sadece dükkânlar kalsın, mahkeme devam ediyor orda, öyle bir ara çözüm önerdik, bakalım onu yaparlarsa en azından riski ortadan kaldırmış olacağız. Molozların kaldırılması da Kamulaştırdığımız yerin parasını ödedik yıktık molozunu da kaldırdık ve o arsayı Büyükşehir’e devrettik. Büyükşehirden yıkılan molozlarını birini kaldırdık, ertesi gün bir müfettiş geldi bize , “Oradaki demir zayiat ne kadar” ,tazminat, ceza filan böyle bir durumla karşılaştık. Büyükşehirden habersiz o molozları kaldıramıyoruz. Diyoruz buyurun burayı kaldırın bize seçimden sonra kaldıracaklarını söylüyorlar, Bir yağmur yağdı önüne katarsa o molozları ne olacak? Köprüyü tıkayacak, tıkayınca da sel basacak işte, son bir haftadır 3.oldu yazımız, biraz ağır, iş yoğunluğudur ama bizimde aciliyetimiz var. Buradan sizlerin aracılığıyla o binanın 6 katını yıkılması gerektiğini o molozların alınması konusunda 3 defa yazımız ve sayısını hatırlamadığım kadar da telefonla arayarak yaptığımız ikazlarımız var. Prosedüre çok fazla takılıyor bu konu, illa mahkeme kararı lazım, molozu kaldırmak içinde karar mı lazım? İçindeki demiri birine gönderecekler, firma içindeki demir karşılığında binayı yıkmış, alırsa gelip alacak, firmayı mı bekleyeceğiz, bir an evvel alsın. Çözüm bulmak istedikten sonra bulunur bir yolu. Bizim için dere yatağını bir an evvel açılması ve suyun deniz ile buluşması lazım. Her yağmur yağdığında E-6’nın üstü genişledi debisi arttı daha çok su alıyor üst taraf, çok güzel oldu orası tamam ama bu sefer oranın su kapasitesi arttı. Eskisinden en az on kat fazla, şimdi on kat fazla su alacak fakat uç daralıyor huni gibi oluyor. Bu daha büyük tehlike, daha büyük su gelip asfalta bariyere çarpıp dalgakıran etkisi yapıp bütün şehre yayılacak su, yani riski arttırdık. Tam tersi önce deniz tarafından genişleme başlamalıydı, denize ulaşırsa sel olmaz. Burada amaç suyun denize ulaşması, denize ulaşmadığından dolayı bunlar başımıza geliyor.”dedi.

“Otoparka yılbaşında başlıyoruz”

     “Boğluca deresinin ıslahı biter bitmez Hasan Özvarnalı Okulu’nun etrafını olduğu gibi o adayı ve Varnalı un ve yemin olduğu yerin etrafını o iki adanın alt yapılarını bitirip üst yapılarını yenileyeceğiz yolları dâhil ve bunun için programımız 6 ay,6 ay içerisinde aynı anda başlayıp tamamlayıp çıkacağız o bölgelerden. Yılbaşında da (Anıtlardan onayını bekliyoruz) otoparka başlayacağız. Şehir trafiğini aşağı almak gibi sıkıntımızda burada bitmiş olacak.”

 

“Orada mescide gerek yok “

     Eski Devlet Hastanesi’nin yerine bir cami projesi vardı. Eski 1938 yılına kadar orada bir cami varmış daha sonra yıkılmış, küçük bir mescitmiş. Simdi arkada Alibey cami var, yukarıda Karayollarının orda iki tane cami var, Sarıbekirlerde bir tane cami başladı onun için orada mescide gerek yok 200/250 metrede 5 cami var hepsi yürüyüş mesafesinde, biz dedik ki planda şehrin ana merkezi olsun orası geçiş, Alibey cami zaten yakınında diğerleri de ulaşım mesafesinde oraya cami yapmayalım aşağıdan E-5 ‘ten yukarı kadar giden yoldan hatta arkadaki evi de kamulaştıralım giriş yolu yapalım. Oradan gelsin oradan dağılsın istedik. Orası şu an için sağlık alanı olarak aldı planlarda. Bizim düşüncemiz sağlık alanı olarak ayrılan bu yerde hiç bir şey olmasın arkada kalan tek binayı da kamulaştıralım yıkalım yerin altına otopark yapalım üstü meydan olsun. Orayı koridor yapmayı düşünüyoruz. Aslında bir tane daha kaldırılması gereken toplu konutlardan alt geçide girerken tam karşıdaki üçgen bina var. Onu da kamulaştırmamız lazım. Bina sakinlerini mağdur etmeden bedelini ödeyerek hatta güzel bir yerden daire almakta olabilir.

“Kat karşılığı iş yapmayı düşünüyoruz”

     “Şimdi kat karşılığı iş yapmayı düşünüyoruz arsalarımız, Bunu yeni yeni gündeme getiriyorum. Şöyle düşünüyoruz. Belediye bu 18 uygulamalarından çıkan arsalarını ihale açalım mümkünse Silivri’nin müteahhitleri girerse kat karşılığı arsayı biz öyle değerlendirelim. Çünkü o arsalar konut. Verelim kaç tane daire alıyorsa belediye ya da gelir paylaşımı yapalım, o daireleri daha makul daha uygun fiyatlarla vatandaşa satılsın. Mesela 300/400 daire yapsın hiç evi olmayandan başlayarak noter huzurunda kura ile satışı sağlanabilir. Belediyenin arsalarını kat karşılığı verdirerek yapmayı düşünüyorum. Üniversitelere çizdirdiğimiz alt geçit trafik projelerini genel müdürlüğe götürdük. Genel Müdürlük şimdi çalışmasını yapıyor. Ama seçimin girmesiyle adeta hayat durdu. Bütün devlet kuruluşları bekleme moduna geçti. Kimse yetki kullanmak istemiyor. “

“İmza atacak adam bulamıyoruz”

     “Türkiye bu seçim atmosferinden dolayı zaman kaybediyor. Bir an evvel şu seçim ne olacaksa olsun, çıksın herkes işini yapsın, Sanayicisi yatırımını yapmıyor, elimizde ruhsatını almış 30’dan fazla işletme var, içinde bulunduğumuz durumdan dolayı kimse yatırım yapmıyor, gittikçe bir kasılma ve daralma söz konusu, bir an evvel hayırlısıyla bu çıkar bizim E-5 karayolundaki düzenleme işinin bekleme süreside aniden bu seçimin verdiği sıkıntıdan kaynaklanıyor. Muhatap bulamıyorsunuz bu durum iktidar ve muhalefet içinde geçerli. Geçiş süreci yaşıyoruz. İnşaallah hayırlısıyla bu seçimi de atlatıp işlerimize devam edeceğiz. Bizim oraya yapacağımız iş çok basit. Bir göbek yapacağız. Tüm trafik o göbeğin etrafından sağlanacak. Bunu biz yapabiliriz ama karayollarından izin almamız gerekiyor. Ama altına imza atacak adam yok bulamıyoruz”

“Rumeli Üniversitesi canlılık katacak”

     “Kısa bir süre önce cinayete kurban verdiğimiz Mehmet beye Allah’tan rahmet diliyorum. Üniversitenin rektörü ile görüştük. Çok heyecanlı çok yakın gördüm kendisini gerçekten bu işi yapabilecek inandığım değerli bir bilim adamı, çok memnun olduk, böyle bir bilim adamının Rumeli Üniversitesi rektörü olması bizleri sevindirdi. Kendisinin ifade ettiği2016 yılı itibari ile öğretime başlayacak, YÖK’ten onayları alındı, hiçbir sıkıntı yok prosedür açısından, sadece kontenjanın verilmesi, çalışmalara başlanması ve tercih listesine girmesi gerekiyor ki öğrenci onu tercih edebilsin. Tercih listesine ancak bu yılın sonunda girebilecek,1500-2000 civarı bir kontenjan bekliyorlar. Üniversitenin Silivri’de öğretime geçmesi Silivri’yi inanılmaz derecede canlılık katacak, Şimdi beklemede olan Fenerbahçe Üniversitesi var, Tarım ve yaşam bilimleri üniversitesi var. O girişimleri başlattık, seçimden sonra daha da hız kazanacak girişimler. “

“Bezmialem Üniversitesi çiftçimizin önünü açacak”

     Şimdi Bezmialem üniversitesi ile yaptığımız protokolün içeriği şu; Dolu dolu 6 yıldır TURAM’da Silivri’nin topraklarında arazilerinde yetişebilecek uzun yıllar sorun çıkarmadan, hastalık yaratmadan, temiz ürünleri bulduk önce, öyle başladık oraya. Namık Kemal Üniversitesinden bütün bilim adamları yaklaşık 20 kişi oradaki bütün toprak tahlillerini       araştırarak burada hangi ürünlerin yetişeceğini, hangilerinden verim alabileceğimizi hangisinden fazla gelir alabileceğimizi ve uzun yıllar sorun çıkarmadan ürün verebilecek ürünlerin toprak tahlil ettiler, ondan sonra ürünleri test ettiler,1-2-3 ürün alıp artık emin olunca tavsiye edebilecek duruma geldik. Ürünü yetiştirdik bitti mi iş bitmedi bunun birde pazarlanması var. Şimdi pazarlama konusunda ürünün alıcısına ulaşması noktasında çözüm bulmak lazımdı. Bu aromatik ürünlerde uçucu yağlarını özlerini çıkaran sektörler gelişti.1200’e yakın işletme müracaatı var. Bu ürünler ilaç sanayinde kapış kapış gidiyor. Bazı ilaçlar bu ürünler olmadığından üretilemiyor. Bezmialem üniversitesi bununla ilgili Türkiye’de ilk olan bir birim kurdu. Ürün var, ilaca kullanılacak vasıfta olup olmadığını bir ölçümleme yapılması gerekiyor. Ürünün her türlü analizi yapacak tescilini yaparak alıcılara ulaştıracak bir kurum yoktu. Bezmialem üniversitesinin bu birimi kurması bu işin önünü açacak şimdi. Gittik gördük biz, mükemmel bir tesis laboratuar yapmışlar. Türkiye’nin herhangi bir yerinde yetişen ürünü onun özünün ne kadar değeri olduğunu, ilaç sanayinde kullanılabilirliği var mı yok mu, onun tescilini yapacak, gittiğimizde 1200 firmanın müracaat ettiğini öğrendik. Tescil bekliyorlar bu ürünü üretin tescilini yapın alıcısı biziz, üniversiteye kayıtlarını yaptırmışlar. Bezmialem üniversitesi bize ne yapacak? Yetiştirdiğimiz ürünleri ve köylülerin ürünlerinin yetişmesini, tescilini yapıp pazarlanmasını sağlayacak bir mekanizma kuracak. Bezmialem Üniversitesi ve Silivri Belediyesi ortak bir şirketinde kar amacı gütmeden faaliyetini sürdürecek.”

“Yardımseverlerle ihtiyaç sahiplerini buluşturuyoruz “

     “Mağazamızda birçok firmanın ürünleri var. Silivri’de faaliyet gösteren bu firmalar kendi bünyelerinde bu yardımları yapıyorlardır mutlaka ama bu konuyu duyurduğumuzda yüzlerce koli ürün gönderdiler. Mağazadaki ürünlerin tek farkı hiç kullanılmamış olmaları, sıfır ambalajında olmaları. Başta engelliler olmak üzere bir sosyal yardım mağazası oluşturduk. Bu işin toplanması da sosyal dağıtımı da sosyal, birçok firma sosyal sorumluluk projesi gibi bakarak yüzlerde koli ürünü teslim etti. Bizde mağazada cinsine yaşına bedenine göre ayrıştırmasını yapıyoruz. Bağışta bulunan tüm firmalarımıza teşekkür ediyorum. İhtiyacı olan vatandaşımız gelecek oradan ihtiyacı olan ürünü seçecek beğenecek ve alacak. Bu şekilde daha çok amacına uygun faydalı olacağını düşündük. Belediyenin buradaki konumu organizasyonu yaparak katılımcıları sağlamak, o kadar çok var ki bu işi yapmak isteyen duyarlı ve gönüllü insanımız. Bizim durumumuz ben yapıyorum edasına bürünmeden sessiz sedasız amacına ulaştırmak, insanlar daha çok güven gösteriyorlar. Yardımseverlerle ihtiyaç sahiplerini buluşturuyoruz bir nevi.”

“Biz Müslümansız, İslamcı değiliz “

     1 Kasım seçimlerinde ne çıkarsa çıksın milletin takdiri bizim için başımız üzerinde. Sandıktan şaibesi olmamak kaydıyla Kimse bir şey diyemez, sandıktan çıktı mı bitti. Halkın iradesini kimse itiraz edemez. Hayılrısı olsun, ama ben şuna inanıyorum herhangi bir partinin tek başına iktidara gelecekmiş gibi bir atmosferin şu andaki ortamda pek mümkün görünmüyor, eskisinin tekrarı gibi olacak. Bir partinin tek başına % 40-45 arası bir oyla Türkiye’nin içinde bulunduğu sorunu içinde bulunduğu krizi, ülkenin kan gölüne dönmesini ve bu coğrafyada özelikle İran’ın 1 Kasım itibariyle ambargosunun kalkarak büyük bir güç haline dönüşmesi, İsrail’in bu arada güçlenmesi, Rusya’nın oyun kurucu olarak geri dönmesi buradaki büyük dengeleri değiştirdi. Bizim de hükümetin şu anki Başbakanımızın kitabındaki yazdığı gibi Ortadoğu hâkimi olan siyaseti çökmüş durumda Onun geleceğinin olmadığı gördü. Rusya’nın kalıcı bir şekilde oraya girmesi bütün dengeleri bozdu. İranın ambargosunun kalkmasıyla İran’ın müthiş bir oyuncu olarak sahaya dönmesi ve ekonomik güç olarak gelmesi bizim çok dikkat etmemiz gereken bir şey, Kan kaybediyoruz, ekonomik gücümüzü korumak zorundayız. Üniter yapımızı korumak zorundayız. Ortadoğunun o sarmal ilişkilerinde biz en az yara alarak çıkmalıyız ki ayakta kalabilelim yoksa ülkeyi Serv dönemine götürüp iki üç tane devlet çıkarma rüyasındalar. O işin peşine takılmış durumdayız maalesef. Biz bakla bir hülya içindeyiz. Şam’da namaz kılarız Emevi camisinde derken gidip Moskova’da Putin’in camisinde kılıyor namazı, demek o rüya tutmuyor öyle. 1 Kasım’da ki İran’ın ambargosunun kalkmasıyla gerilmiş bir yay gibi kaybettiklerini çok çabuk geri getirecek bütün ekonomik dengeleri ve siyasi dengeleri değiştirecek güç haline gelebilir. Onun için Türkiye aklını başına toplayacak, rüyaları bırakıp, yurtta barış dünyada barış, komşularıyla iyi geçinen, kendi iç gücüne dönmüş üretimini ekonomisini ve iç barışını huzurunu sağlayan güçlü bir ülke konumuna geri dönmesi lazım. Bizim kimsenin toprağında kimsenin huzuruna kimsenin coğrafyasında gözümüzün olmaması lazım. Biz bu memlekette Türküyle, Kürdü ile Lazı ile Çerkezi ile barış içine yaşadık yaşıyoruz da. Biz Müslümanız, İslamcı değiliz. İslamcılık ayrı bir şey Müslüman ayrı bir şey, mesela ben Türk’üm ama Türkçü değilim. Bir işin siyasetini yapmak doğru değil. Bir etnik kökenin dini kökenin siyasetini yapmak doğru değil. Müslümanız İslamcı değiliz. İslam teröristi olmayız o İŞİD'in işi, yani işi terörize etmemek lazım. Artık dini kökenden etnik kökenden dayalı siyaseti bir kenara bırakmamız lazım.1 Kasım ülkenin içinde bulunduğu sorunları çözmek için %40’lar yetmez artık, eski den yeterdi belki huzurun olduğu dönemlerde yeterdi ama içinde bulunduğumuz şartlar     % 75 hatta % 85 desteği arkasına alan güçlü bir hükümet kurulması lazım. En az iki yıl istikrarlı CHP, MHP ve AK Parti’nin içinde olacağı bir koalisyon, herkesin rahat bir nefes alacağı bir hükümetin kurulmasına ihtiyaç var. Kendi partimin olmasından yana bile değilim bu şartlar altında. Önce bu yenileme dönemi geçmeli, ondan sonrada yeni bir anayasa yaparak yoluna devam etmesi gerekir. Düşmanlıktan ötekileştirmeden hiçbir sonuç alamayız. Biz bu memleketin evlatlarıyız. Düşüncelerimiz farklı olabilir ama birbirine saygı duyarak bir birimizle yaşama kültürünü geliştirmemiz lazım.1 Kasım seçimlerinin hu başlangıcı olmasını temenni ederim. Ülkemize barış ve huzur getirmesine vesile olsun.