İstanbul Tabip Odası'ndan şarbon vakalarına dair açıklama

İstanbul Tabip Odası'nda düzenlenen basın toplantısında uzmanlar İstanbul'da görülen şarbon hastalığıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

İstanbul Tabip Odası'ndan şarbon vakalarına dair açıklama
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Geçtiğimiz haftalarda şarbon hastalığına yakalanmış hayvanların etlerinin piyasaya sunulması skandalının ardından İstanbul’da 6 kişiye şarbon teşhisi konulmasıyla ilgili İstanbul Tabip Odası'nda bir basın toplantısı düzenlendi.

İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, Türk Klinik Mikrobiyoloji Hastalıkları Derneği YK Başkanı Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz ve İstanbul Veteriner Hekimler Odası Başkanı Prof. Dr. Murat Arslan, basın toplantısında şarbon vakalarını değerlendirdi.

Sağlıkta dönüşümle beraber sağlık sisteminin ticarileştiğini söyleyen İstanbul Tabip Odası Başkanı Pınar Saip, koruyucu hekimlik önlemlerinin yaygınlaşması gerektiğine dikkat çekti. Şarbonun bildirimi zorunlu bir hastalık olduğunu belirten Saip, şarbon konusunda bir panik havasının oluştuğuna dikkat çekti. Denetimin yetersiz olduğunu kaydeden Saip, Sağlık Bakanlığı tarafından sürekli bilgilendirmelerin yapılması durumunda sürecin daha iyi işleyebileceğini söyledi.

ŞARBON HASTALIĞI NEDİR?

Bakteriyel bir hastalık olan şarbon, özellikle sığır, koyun, keçi, deve gibi ot yiyen hayvanlardan insanlara bulaşan bir hastalıktır. Ülkemizde çoban çıbanı ve karakabarcık gibi isimlerle de anılmaktadır. Şarbon hastalığının mikrobu Bacillus antracis denen bir bakteridir.

ŞARBON HASTALIĞI NASIL BULAŞIR?

Şarbonun bulaşma yolları çeşitlidir;
 

  • Şarbonlu hayvanlarla doğrudan ya da dolaylı olarak temas edilmesi, hasta hayvanlara, bunların dokularına veya bu hayvanların mikrobu bulaştırdığı eşya ve malzemelere temas edilmesiyle (Deri şarbonu)
  • Şarbon mikrobuyla bulaşmış gıdaların, özellikle de şarbonlu hayvanların etlerinin iyi pişirilmeden yenmesiyle (Bağırsak şarbonu)
  • Şarbon mikrobuyla bulaşık tozların veya hayvan tüylerinin ve kıllarının solunmasıyla (Akciğer şarbonu)

HASTALIK DAHA ÇOK KİMLERDE GÖRÜLÜR?

Hayvancılıkla uğraşanlar, çobanlar, kasaplar, mezbaha işçileri, dericilik sanayinde çalışanlar, veteriner hekimler, hastalığın yaygın olduğu bölgelerde ölen hayvanların kesildiği veya yerleşim birimlerine yakın ölen hayvanların gömüldüğü yerlerde oynayan çocuklar şarbon yönünden risk gruplarını oluşturmaktadır.

HASTALIĞIN BELİRTİLERİ NELERDİR?

İnsanlarda akciğer, deri ve sindirim sistemi şarbonu olmak üzere 3 tip şarbon hastalığı vardır. İnsanlar ve hayvanlardaki belirtiler benzerdir. Belirtiler hastalığın klinik şekline göre değişiklik gösterir.


Deri Şarbonu: Hayvanlardaki bakterilerin deriyle temas etmesi sonucu ortaya çıkan ve en çok görülen şarbon tipidir. Deride bir yara ya da kesik varsa mikrop buradan vücuda girer. Şarbon mikrobunun deriden girdiği yerde, ilk önce böcek ısırığına benzer biçimde kabarık, kaşıntılı bir şişlik oluşur.  Birkaç gün içerisinde o yara, içi sıvı dolu 'bül' adı verilen bir şekle dönüşüp sonrasında patlar. Bundan sonra yara orta bölgeden siyahlaşmaya başlar, kabuklaşır ve ortasında da ülser meydana gelir. Birkaç gün içinde bu yaranın ortasında 1 ila 3 cm çapında ölü dokudan oluşan tam bir siyahlık oluşur. Buna kara çıban ya da çoban çıbanı da denir. Bu yara ağrısızdır. Etrafı tahta gibi sert ve şiştir. Ülkemizde görülen şarbon hastalığı genelde deri şarbonu şeklindedir.

Bağırsak Şarbonu: Şarbonlu hayvanların etlerinin yenmesiyle ortaya çıkar. Etlerin iyi pişmemiş olması ya da çiğ tüketilmesi önemli bir faktördür. En çok öldüren şarbon tipidir. Çünkü sindirim sisteminde kanamalara yol açar. Bulantı, kusma, iştahsızlık, ateş gibi belirtilerle başlar, bunu karın ağrısı, kanlı kusma ve kanlı ishal izler. Tedaviye rağmen öldürücü olabilmektedir.

Akciğer Şarbonu: En nadir görülen formdur. Genellikle biyoterörizm sonucu gelişir. Soğuk algınlığına benzeyen belirtilerle başlar. Yüksek ateş ve titremeler görülür. Birkaç gün sonra ağır solunum güçlüğü ve şok gelişir. Hastalık genel olarak ölümle sonuçlanır. 

HASTALIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR?

Şarbon tedavisi için etkili antibiyotikler vardır. Tedavinin başarılı olabilmesi için mümkün olan en kısa sürede tedaviye başlamak gerekir.

HASTALIKTAN NASIL KORUNULUR?

Şarbonlu olduğundan şüphelenilen veya şarbondan ölen hayvanlar asla kesilmemeli, derileri yüzülmemeli ve etleri tüketilmemelidir. Eğer kurban etinde şüphe varsa tüketmemek gerekir.  Özellikle çiğ etle temastan sonra ellerin sabunla yıkanması korunmada çok önemlidir. 

Hastalık bıçaklardan da bulaşabilir. Bu nedenle ete temas eden bıçakların deterjanla yıkanması gereklidir.

Hasta hayvanların bulundukları yerler ve taşındıkları nakil vasıtaları temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir.

Hasta hayvanların temas ettiği yem maddeleri, altlıklar ve gübre gibi bulaşık materyaller yakılarak imha edilmelidir.

Şarbondan ölen hayvanlar 2 metre derinliğinde çukurlar açılarak gömülmelidir.

Riskli bölgelerde bulunan hayvanlar şarbona karşı aşılattırılmalıdır. Hayvanlarda kullanılan aşılar son derece etkilidir.

Sağlıklı insanların aşılanmasını önerilmez çünkü bir buçuk yıl süren ve altı defa yapılan bir aşılama söz konusudur. Dolayısıyla sadece temas eden kişilere aşı önerilmektedir. Ancak korunmada en önemli şey özellikle temas sonrası ellerin iyi bir şekilde yıkanması ve çıplak elle temastan kaçınılmasıdır Şarbona neden olan bakteri özellikle sabundan, dezenfektanlardan etkilenmektedir.

Ayrıca şarbon insandan insana bulaşmadığından hastanın yakınlarına herhangi bir tedavi uygulanmasına gerek yoktur.