Kutlu: 'Bu darbe teşebbüsünü bu millet unutmayacak'

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü kapsamında düzenlenen programda konuşan Adalet ve Kalkınma Partisi İlçe Başkanı Rıfat Kutlu, meydanları dolduran vatandaşlara teşekkür etti.

Kutlu: 'Bu darbe teşebbüsünü bu millet unutmayacak'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü kapsamında Uğur Mumcu Meydanı’nda düzenlenen programda konuşan Adalet ve Kalkınma Partisi İlçe Başkanı Rıfat Kutlu, 15 Temmuz 2016 tarihinde Silivri’de yaşanılanları özetlediği konuşmasında “Bu millet 15 Temmuz darbe girişimine kontrollü darbe diyenleri de unutmayacak” diyerek devam etti.

Kutlu’nun yaptığı konuşma şu şekilde:

“15 Temmuz vatanı işgal girişimiydi”

Bundan tam bir yıl önce yine bu meydanda Cumhurbaşkanımız, Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın “Meydanlara inin” hareketiyle yaklaşık 30 gün boyunca bu meydanı hınca hınç dolduran çocuğuyla, eşiyle, Kur’an-ı Kerim’i ile al bayrağı ile bu meydanı dolduran çok kıymetli Silivrili hemşerilerime saygılarımı, sevgilerimi, hürmetlerimi iletiyorum. Hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.

Bugün 15 Temmuz darbe teşebbüsünün yıl dönümünde hem o günleri bir daha yaşamamak adına, hem de şehitlerimize ve gazilerimize olan saygımızı tekrar bütün Silivri’ye yansıtmak adına bugün tekrardan sizlerle bulunduk. 15 Temmuz aslında bir darbe teşebbüsünden ziyade, bu vatanı, bu aziz toprağı bir işgal girişimiydi. Bu işgal girişimini belki de tarihte eşi ve benzeri olmayan bir kararlılıkta kendisini, vücudunu, kellesini; evinden çoluğundan çocuğundan helalleşerek vatanı ve bayrağı için sokağa çıkan siz kıymetli yurttaşlarımızı, siz değerli vatandaşlarımızın direnişi ile Elhamdülillah bastırmış olduk. O günü ülkemiz ve milletimiz için Allah bir daha yaşatmasın.

“1960-1980 darbelerinin hikayeleri ile büyüdük”

Bizler, 1960 darbelerinin 1980 darbelerinin hikayeleri ile büyümüş bir nesiliz. Bugünkü bu nesil öyle bir güzel anı bıraktı ki inşallah nasıl Çanakkale Savaşı’nda ecdadımızın o günkü Başkomutan’ımız Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği mücadeleyi yıllar sonra torunlarının tekrardan şaha kalkarak aynı mücadeleyi verdiğine hep birlikte şahitlik ettik. 15 Temmuz darbe teşebbüsü hadisesi yaşandığında saat 22.30 civarında arkadaşlarımıza “Meydanlara inelim. Meydanlarda olmamız lazım. Gerekirse ölelim ama evlerimize girmeyelim” dediğimizde hiç kimse tereddüt etmeden sabahlara kadar meydanlarda, sabahlara kadar kaymakamlığımızın önünde, emniyet binamızın önünde ve teşkilat binalarının önünde görevlerini yerine getirdiler. O gün daha henüz tanklar sokaklara yeni çıktığında yine Emniyet Müdürü’müzün direktifleri doğrultusunda Kınalı bölgesinde vatandaşlarımızla yolları kestik. Araçlarımızı koyduk. Gerekirse canımızı veririz ama toprağımızı, vatanımızı ve bayrağımızı vermeyiz dedik. Eğer buralarda tekrardan toplanabiliyorsak, buralara çıkıp konuşabiliyorsak; bugün o 249 şehidimizin ve gazilerimizin yüzü suyu hürmetinedir. Bugün burada tekrardan her birisini şükranlarımla ve saygılarımla selamlıyorum. Allah mekanlarını cennet etsin. Allah ailelerine sabırlar nasip etsin inşallah. Allah bütün gazilerimizin bir an önce yaralarının tedavilerinin olmasını nasip etsin.

Atatürk’ün verdiği mücadelenin benzeri

249 şehidimizin olmuş olduğu darbe teşebbüsünü bu millet tarihinde hiçbir zaman unutmayacak. Bunu aslında o acıları yaşamakla birlikte belki bugün bu tarihten itibaren kendi çocuklarımıza, kendi torunlarımıza anlatacağımız çok güzel hikayeleri geride bıraktığımıza inanıyorum. Tıpkı Kurtuluş Savaşı’nda Mustafa Kemal Atatürk’ün ve ekip arkadaşlarının verdiği o mücadeleyi elhamdülillah benzerini milletimiz tekrar bu alanlarda verdi. Tıpkı Fatih Sultan Mehmet’in geçmişte İstanbul surlarına at sırtında dayandığı gibi o mücadeleyi verdiği gibi bugünkü millet o mücadeleyi verdi. Tıpkı Kanuni Sultan Süleyman’ın at sırtında taa Avrupa kapılarına dayandığı gibi bu millet bu ülkede bayrağını dalgalandırmaya devam etmek için, minarelerde ezanlarını dalgalandırmak için o mücadeleyi verdi. Ve biz bu güzel ecdadımızdan kalan yurdu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten, Fatih Sultan Mehmet’ten bize emanet etmiş bu şehri, gerekirse canımızı veririz ama bir damlasını, bir karışını, bir santimini dahi vermeyiz diyerek meydanlara çıktık. Bugün bu kalabalık o günkü kalabalığın tekrardan sağlamasıdır. Bir daha vermeyeceğiz ve bu milleti bölmeye bir daha hiç kimsenin gücü yetmeyecektir, diye düşünüyorum.

“Bu millet unutmayacak”

15 Temmuz darbe teşebbüsünün yaşandığı ilk geceden bu güne kadar verilen mücadelenin, 250’ye yakın şehidimizin olduğu bir darbe teşebbüsünün yaşandığı bir anıyı bu millet unutmayacak diye düşünüyorum. Biz o gün unutmadık. Uğur Mumcu Meydanı’nda daha darbenin yaşandığı ilk saatlerde elinde Kur’an-ı Kerim’i ile gelip oturan vatandaşımızı unutmadık. Elinde bayrağı ile Boğaziçi Köprüsü’ne çıkan vatandaşlarımızı unutmadık, unutmayacağız. Akıncı Üssü’nde, Gölbaşı’ndaki Özel Harekat’ta şehit polislerimizi unutmadık, unutmayacağız. Onların kadim ailelerini unutmadık, unutmayacağız.

“Hiçbirinin yüzünde pişmanlık yok”

İşte hemen yanı başımızda Silivri Cezaevi’nde darbe teşebbüsünde bulunan komutanların duruşmalarına hep birlikte tanıklık ediyoruz. Emin olun hiçbirinin yüzünde bir pişmanlık ifadesi okuyamazsınız. Her birisi hukuku çok profesyonel şekilde kullanan ve yaptığından da pişmanlık duymayan, adeta bu milletin aklıyla dalga geçercesine saatlerce savunmalarını uzattıkça uzatan bir anlayışın içerisinde. Ama bu millet onu da unutmayacaktır diye düşünüyorum.

Bu millet 250 tane şehidimizin olduğu bir darbe teşebbüsüne kontrollü darbe diyenleri de unutmayacak. Öyle bir darbe teşebbüsü yaşandı ki bu ülkede eğer ki bu millet meydanlara çıkmasaydı, bu millet şehit olmasaydı, bu millet gazi olmasaydı; bugün hiç kimse o meydanlarda, o sokaklarda olamayacaklardı.