Silivri Cezaevi'nde şok intihar

Ukrayna'nın İstanbul Başkonsolosluğu'na silahla girmek isterken vurularak etkisiz hale getirilen hükümlü Volkan Özbudak, Silivri Cezaevi'nde intihar etti.

Silivri Cezaevi'nde şok intihar
TAKİP ET Google News ile Takip Et

2010 yılında Ukrayna'nın İstanbul Başkonsolosluğu'na silahla girmeye çalışırken etkisiz hale getirilen hükümlü intihar etti.

Bakırköy'de bulunan Ukrayna’nın İstanbul Başkonsolosluğu’na 2010 yılında silahla girmek isterken vurularak etkisiz hale getirilen hükümlü Volkan Özbudak, Silivri Cezaevi'nde intihar etti.

Kardeşi Volkan Özbudak'ın küçüklüğünden beri şizofreni hastası olduğunu belirten Ebru Özbudak, "Adli Tıp Kurumu tarafından kardeşime sağlam raporu verildi. Biz Adli Tıp Kurumu'ndan ailece davacıyız" dedi.

Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde tedavi gören kardeşinin perşembe günü annesiyle görüştüğünü anlatarak, "Kardeşim, 'Anne beni oraya(cezaevine) gönderirlerse intihar ederim" diyor. Annem bunu aynı şekilde gidip doktoruna söylüyor. Doktoru 'Tamam göndermeyeceğiz' diyor. Kardeşimi Cuma günü doktoru cezaevine gönderiyor. Cumartesi günü sabah saat 08.00'de de bize öldü diye haberi geliyor" diye konuştu.

"KÖTÜ BİR AMACI YOKTU"

Üzerinde bomba olduğunu söyleyerek Florya’daki Ukrayna’nın İstanbul Başkonsolosluğu’na silahla girmek isterken vurularak etkisiz hale getirilen Volkan Özbudak, Cuma günü kaldığı SilivriCezaevi'nde intihar etti. Olayın ardından Volkan Özbudak'ın cenazesi Yenibosna'da bulunan Adli Tıp Kurumu'na getirilirken, Özbudak'ın ablası Ebru Özbudak DHA'ya konuştu. Kardeşi Volkan Özbudak'ın 2010 yılında konsolosluğa silahla girmek isterken 7 kurşunla etkisiz hale getirildiğini anlatan Ebru Özbudak, "Kardeşim 7 kurşunla Bakırköy Hastanesi'nde iki gün yoğun bakımda yattı. İki gün sonra hastaneden çıkarıldı. Hastaneden çıkarıldığında kardeşim kıpırdayamıyordu. Hatta polis memurları, "Bu adam nasıl cezaevine gidecek" demesine rağmen benim kardeşim gece sedyeyle çok geç saatlerde Bakırköy Adliyesi'ne çıkartıldı.Oradan Metris Cezaevi'ne gönderildi. Kardeşim orada 85 gün açlık grevi yaptı" diye konuştu. Kardeşinin Ukrayna'da işkence gördüğünü savunan Ebru Özbudak, "Oda onun karşılığında kötü bir amacı yoktu. Zaten o olayda hiçkimseye zarar vermedi. Sadece 7 kurşun kendisi yedi. Hatta bir kurşun hala üzerinde çıkarılamadı. Amacı sadece sesini duyarabilmekti. Şuan geldiği durumu görebiliyorsunuz" dedi. Ebru Özbudak kardeşinin şizofreni hastası olduğu için çalışmadığını anlatarak, "Kardeşim küçüklüğünden beri hasta olan bir insandı. Daha öncede hastaneye gidiyordu. Çapa'da falan raporları var. Ama tedavi görmüyordu, tedaviyi reddediyordu. Daha önce görüştüğü doktorlar mutlaka tedavi görmesi gerektiğini ve şizofeni hastalığının çok ilerlediğini söylemişti" dedi.

"KARDEŞİM ŞİZOFRENİ HASTASIYDI"

Kardeşinin şizofreni hastası olduğunu mahkeye söylediklerini belirten Ebru Özbudak, dava sürecinde Volkan Özbudak'ın Adli Tıp Kurumu'na gönderilmesine karar verildiğini anlattı. Ebru Özbudak, "Rapor için 3 hafta Adli Tıp Kurumu'nda kalması gerektiği söylendi. Benim kardeşimi Adli Tıp Kurumu'na geldiğinde sadece 3 gün tuttular. Ve kardeşime sağlam raporu verildi. Ancak benim kardeşim sağlam değil, şizofreniydi. Kardeşim Silivri Cezaevi'nde yatıyordu. Son bir aydırda Bakırköy Hastanesi'nde tedavi görüyordu. Doktorların elinde belgeleri var herşey ortaya çıkacaktır. Orada şizofreni tanısı konmuştur. Ancak bu raporu Adli Tıp Kurumu'nun vermesi gerekiyordu" ifadelerini kullandı. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ndeki doktorların kardeşi Volkan Özbudak'ın şizofreni hastası olduğunu anladığını belirten Ebru Özbudak, "Doktorlar şizofreni diyorlar. Kardeşim Volkan'ın kesinlikle ceza ehliyeti yok' derken, Adli Tıp Kurumu nasıl böyle bir hata yapıyor" dedi.

"ANNE BENİ ORAYA GÖNDERİRLERSE İNTİHAR EDERİM"

27 Aralık Perşembe günü kardeşiyle annesinin görüştüğünü aktaran Ebru Özbudak, "Kardeşim, 'Anne beni oraya(cezaevine) gönderirlerse intihar ederim" diyor. Annem bunu aynı şekilde gidip doktoruna söylüyor. Doktoru 'Tamam göndermeyeceğiz' diyor. Kardeşimi cuma günün doktoru cezaevine gönderiyor. Cumartesi günü sabah saat 08.00'de de bize öldü diye haberi geliyor. Cezevinde kendini asarak öldürüyor. Cezevi kardeşimi nasıl koruyor. Biz Adli Tıp Kurumu'ndan ailece davacıyız. Çünkü benim kardeşim hasta olduğu halde sağlam raporu verildiği için. Cezaevinde herkes kardeşimin hastalığını biliyordu. Ancak hiçkimse buna bir önlem almadı. Ben kardeşimi cezaevine sağlam teslim ettim. Ben şuan Adli Tıp Kurumu'nda kardeşimin ölüsünü almaya geldim. Bunun sorumluları her kimse herkesin ortaya çıkmasını istiyorum. Mutlaka bu sorumlular ortaya çıksın ki benim kardeşimin başına gelenler bir başkasının başına gelmesin" diye konuştu.

"KARDEŞİMİ GÖZ GÖRE GÖRE ÖLÜME GÖTÜRDÜLER"

Adalete artık güvenmediğini belirten Ebru Özbudak,"Kardeşim cezavinde lavabo kırıyormuş dava açıyorlar. Cam kırıyor dava açıyorlar. Benim şuan kardeşimin hakkında açılan bir sürü davaları var. Şimdi ölüsünü mü çıkaracaklar mahkemeye, ölüsüne mi ceza verecekler. Ben kardeşimi sağlam teslim ettim. Benim kardeşimi göz göre göre ölüme götürdüler. Benim kardeşimi Adli Tıp Kurumu, Bakırköy'deki doktorlar ve cezaevindeki herkes ölüme götürdü. Bunun sorumluları lütfen çıksın. Herkes bunun peşine düşsün başka anneler, babalar yanmasın. Biz yandık ateş bizi yaktı" şeklinde konuştu.

"HAKKIMIZI SONUNA KADAR ARAYACAĞIZ"

"Hakkımızı sonuna kadar arayacağız" diyen Ebru Özbudak, "Adli Tıp Kurumu'na davamızı açacağız. Cezaevine de açacağız, Bakırköy'e de açacağız. Aradığım hak benim kardeşimi geri getirmeyecek ama sonuçta başkalarıda yanmasın. Ben bu hakkımı sonuna kadar arayacağım" ifadelerini kullandı.

"BU MEMLEKETTE BÖYLE Mİ ADALET SAĞLANIYOR"

Kardeşinin konsolosluk olayına ilişkin davada 12 yıl hapis cezası aldığını ve bu kararın Yargıtay tarafından onandığını söyleyen Ebru Özbudak, "Benim kardeşim adam mı öldürdü? Adam öldürenler elini kolunu sallaya sallaya dışarda geziyor. Kardeşim kimseye zarar vermemiş. 7 kurşun yemiş ve 12 yıl ceza alıyor. Bu memlekette böyle mi adalet sağlanıyor" dedi.

"AKLIMIZDA BİR SÜRÜ VAR BİZİM"

Volkan Özbudak'ın yakını Nurdan Akbıyık, "Aklımızda bir sürü var bizim. Bu soruları niye cevaplamıyorlar. Ne zaman öldü, saat kaçta öldü? Sonra hasta olduğunu biliyorsunuz. Bakırköy'den oraya gidiyor. İnsan iki saatte bir üç saatte bir gider kontrol eder" dedi. Annesinin de olayı öğrendikten sonra rahatsızlandığını söyleyen Ebru özbudak, kardeşinin intihar ettiği sırada odasında tek olduğunu sözlerine ekledi.

"BÖYLE BİR HASTAYI NASIL TEK BAŞINA BIRAKABİLİRSİNİZ?"

Volkan Özbudak'ın dayısı Adnan Tavas, "Volkan geri gelmeyecek. Ama bu cezaevinin iç yüzünü ortaya çıkarmak amacıyla bunları söylüyoruz. Cezaevlerinin denetim altına alınmasaı lazım. Benim yiğenim bizzat kendisi görmüş. Dayı diyor, "Çok daha kötü durumda olan insanlar orada hapis yatıyor" diyor. Bunların hepsinin hastanede tedavi edilmesi lazım. O hapishane koşullarında yaşayamaz bunlar. Belki orada yüzlerce hasta intiharı düşünüyor. Olanak bulsa hepsi kendini asacak demek ki. Siz böyle bir hastayı nasıl tek başına bırakabilirsiniz?" diye sordu. Hayatını kaybeden Volkan Özbudak'ın Adli Tıp Kurumu'ndaki otopsi işlemleri ise hala devam ediyor.