Silivri, Madımak'ı unutmadı

Silivri Alevi Kültür Derneği üyeleri ve STK üyeleri,Madımak otelinde yanarak can verenleri anmak için Uğur Mumcu Meydanı'nda toplandılar.

Silivri, Madımak'ı unutmadı
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Madımak Oteli’nde can veren "CAN'ları" anmak için Uğur Mumcu Meydanı’na gelenler arasında CHP Silivri İlçe Başkanı Mümin Tuğlu, CHP Silivri İlçe Yöneticileri,CHP İl Meclis Üyesi Şerif Sezen, CHP İlçe Meclis Üyeleri Rafet Keskin, Süheyl Kırkıcı, Nazif Konuk, Yılmaz Kandemir, CHP Gençlik Kolları Üyeleri ve sendika temsilcileri vardı.

 

Basın açıklamasını  Silivri Alevi ve Bektaşileri adına Ali Kalender yaptı.Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;

“2 Temmuz’da Madımak Oteli’nde işlenen insanlık suçunun 19. Yıldönümünü yaşamaktayız. Üzerinden 19 yıl geçmesine rağmen acımız ilk gün olduğu kadar büyük ve tazedir.

Katliamları gerçekleştirenler bir kısmı kaçtı, bir kısmı bulunamadı, bir kısmı beraat etti. Katliam sanıklarından Cafer ERÇAKMAK’ın daha düne kadar AKP’ye ait bir belediyede çalıştığı tespit edildi. Katliamları gerçekleştirenler ve Madımak’ın aydınlanmasını istemeyenler ve bu sebeple zaman aşımına uğratanlar hala iktidarlar, halen milletvekili görevini yapıyorlar. Unutturarak rahat etmek isteyenlere bu fırsatı vermeyeceğiz.

Yobaz ve geri kalmış zihniyetlerin armağanıdır bize 2 Temmuz. 33 aydının, şairin, sanatçının katledildiği Sivas’ta yapılan saldırı aslında o gün 33 devrimci yüreğe değil bir ulusa yapılmış bir saldırıdır. Fakat ölen insanların siyasi görüşünden, ideolojik duruşundan olsa gerek ki; sadece bizler bu insanları unutmuyor ve unutturmuyoruz.

Ölümün, zulmün dili, dini, ırkı rengi olmaz. Bugün Filistin’de ölen Müslüman kardeşlerimize nasıl destek çıkıyorsak, Somali’de açlık ve kıtlıktan ölen kardeşlerimize nasıl yardım eli uzatıyorsak, kendi ülkemizin insanlarına daha da çok bu eli uzatıp destek vermemiz gerekirken, biz tam tersini yapıyoruz. Kendi insanımızı en sona bırakıyoruz. Hatta hiç umursamıyoruz ve yakıp yıkıyoruz. Bu zihniyet, bu yobazlık devam ettiği sürece bizin yaramız hiçbir zaman kapanmaz.

1993 yılında Madımak’ta 33 can alındı. Diri diri yakıldı. Müslümanlıkta insan öldürmek ve yakmak yoktur. Maraş’ta, Çorum’da, Gazi’de, Sivas’ta insan öldürmek, dininden ırkından dolayı insanları yargılamak; insanların görevi değildir.  Bütünleşmeyi, herkese eşit davranmayı, insan sevgisi bütünlük içinde yaşamayı diliyoruz.

Stadlarda meşale yakmanın, kapalı alanda sigara içmenin cezası var. Ama diri diri 33 insanı yakmanın cezası yok. İşte sözün bittiği an.

Artık insanlar yanmasın, canlar acımasın, analar ağlamasın istiyoruz biz. Madımak’ı 19 yıldır unutmadık. Hangi görüşte, hangi ideolojide olursa olsun bundan sonra insanlar yanmasın, ölmesin diye de unutturmayacağız. Tek temennimiz var artık. Bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşcesine yaşayacağız.

Emeğinden, dininden, inancından, kimliğinden ötürü ezilen, sömürülen, ötekileştirilen, asimile edilen canlar, dostlar her ayrımcılığa karşı eşit yurttaşlık haklarımızı istiyoruz.

Alevilerden alınan vergilerin belli bir kesime hizmet etmesini, bütçe ayrılmasını kabul etmiyoruz, helal de etmiyoruz. Şiddet ve nefretli duyguların yerine dostluk, beraberlik, kardeşlik sağlanması hepimizin görevidir. İnsanlık uğruna şereflerini, canlarını veren, onur mücadelesi veren, zalime boyun eğmeyen, kerbela şehitleri, Pir Sultanlar, Abdal Musalar, Nesimiler, Kaygusuz Abdallar, Emrahlar, Kulümetler, Fuzuliler, Yunuslar, Deniz Gezmiş ve arkadaşları, sizler Sivas şehitleri! Ölmediniz, kalbimizde yaşıyorsunuz. Unutmadık, unutmayacağız. Bir ölür bin diriliriz.