Sular, seçimde en önemli unsur 'seçim güvenliği'

Görünen o ki önümüzde ya bir koalisyon hükümeti ya da erken bir seçim var. Gördüklerimiz ve izlenimlerimizin realitesi budur. Ama sonuç ne olursa olsun bütün bunların dışında daha büyük bir sorun yumağı var. Dileğim koordinasyon içerisinde oluşabilecek bir hükümetin kurulmasıdır. Ancak bu teknik ve işbirlikçi ruh itibariyle pekte mümkün gözükmüyor. Bu açıdan ülkede yeni bir seçim ise kaçınılmaz gözüküyor. 

Erken seçim öncesinde bir önceki seçimin istihbarat verilerini çok iyi değerlendirmek gerek. Çünkü önceki seçimde oy kullanan Kürt halkı değil, HDP olmuştur. Doğu ve Güney Doğu’daki kaynaklarımızla tek tek görüştüm. Sonuç ve veriler hep aynı. Yani bilinen bir gerçek var ki HDP/PKK işbirliği ile birlikte güvenlik zafiyeti çok iyi kullanmış ve koordine edilmiştir.   

Kabul etmeliyiz ki söz konusu bölgelerde Türk Bayrağı ve onu göklerde dalgalandıran direk dışında hiçbir variyetimiz yok. Halk HDP’nin ve dolayısıyla PKK’nın cirit attığı bu bölgelerde istediği gibi at koşturuyor. Var olan TSK ve Emniyet güçleri, sadece bayrak savunuculuğu ve olası toplumsal olayları TOMA’larla bastırmaktan öte bir faaliyette yürütmüyor, yürüttürülmüyor.   

Peki ne yapmak gerek? Öncelikle o bölgedeki PKK ve dolayısıyla HDP’nin illegal faaliyetlerini derdest etmek lazım. Örneğin; Doğu’da ve Güney Doğu’da seçim güvenliği için bir set oluşturmak… Güvenlikten kastım elbette ki her sandığın başına asker ve polis takviyesi yapmak değildir. Bunlar zaten yapılan ve her zaman uygulanan yöntemler olmuştur. Ben başka bir şeyden bahsetmek istiyorum. 

SEÇİM GÜVENLİĞİ GELECEĞİMİZİN DE GÜVENLİĞİDİR

Gerçekleri göz ardı etmek yeni hezimetlerle hazırlıklı olmak manasını taşıyor. Seçim güvenliği geleceğimizin de güvenliğidir. Bölge halkının korkularını, endişelerini ve en önemlisi can güvenliğini sağlamak devletimizin önceliği olmalıdır. Canını güvende hissetmeyen hiçbir birey özgür iradesini ne beyan edebilir nede sandıkta oy kullanabilir. 

HAİNLLERİN BAŞARISI TARİHE KARA BİR LEKE OLARAK GEÇMİŞTİR

Son seçimler ve dolayısıyla sonuçları da bunu teyit etmiştir. Yani mühür, çoğunluk adına tekelden basılarak bireylerin iradesi yok sayılmıştır. Meclise giren bu tekellerin oluşturduğu güç ise daha ilk günden Kandil ve PKK bayraklarını dalgalandırmış ve Öcalan’a özgürlük nidasıyla haddini ve hukukunu fazlasıyla çiğnemiştir. Sözde Türk aydınlarını ve jön Türklerin desteği, işbirlikçi muhalefetin ve cemaatin hainlik başarısı zaten tarihe kara bir leke olarak geçmiştir. 

GÜN BİRLİK GÜNÜDÜR VE TOY BİZDEN HAİNLERİ BERTARAF ETMEMİZİ İSTİYOR

Neyse, her şey şimdilik bir yana dursun. Biz bu son seçimlerle içimizdeki düşmanları, sinsi oyunları ve işbirlikçi hainlerini tek tek gözlemledik. En azından bildiğimiz ve sıklıkla dile getirdiğimiz hainliklerinin teyidi bakımından bu veriler bizim için önem arz ediyor. Ama biz işimize bakalım ve ne yapmamız gerektiği konusunda kollarımızı sıvazlayalım. Çünkü gün birlik günüdür ve Toy bizden hainleri bertaraf etmemizi istiyor. 

FUTBOL SAHALARI OY KULLANILABİLECEK SAHALARA DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR

Biz gelelim asıl meselemize… Muhalefetin işine gelmeyeceği aşikar, ancak hükümetin dikkate alması gereken hayati bir önerim var. Peki bu öneri nedir? Söz konusu bölgelerde oy kullanma işleminin tamamen illere taşınmasıdır. Her ilde hali hazırda kurulu bulunan futbol sahaları güvenli oy kullanılabilecek sahalara dönüştürülebilir. Bu saha olmazda başka bir yer olur. Neresi olursa olsun ama bu güvenlik bakımından lokal bir yer olmalıdır. 

Unutulmamalıdır ki köy, mezra ve ilçelerin oy potansiyeli bellidir, bölge halkının korkusu ve örgüt baskısı da… Yani PKK ve HDP’lilerin bölge halkı üzerindeki illegal baskıyı sıfıra indirebilmenin yegane yolu budur. Halkın oyunu hakkaniyetle kullanması demek meclisinde hakkaniyetle yönetilmesi demektir. Meclisin hakkaniyetle yönetilmesi demek bölge halkının da hakkaniyetle yönetilmesi ve hakkını alması demektir.