(Özel) 4 metrekare atölyede 33 yıldır Büyükadalıların ayakkabılarını tamir ediyor

Büyükada'da kundura tamirciliği yapan Ali Tepe, kahvede arkadaşının ayakkabısını tamir etmesiyle başladığı mesleğini şevkle sürdürüyor. 4 metrekare atölyesinde 33 senedir Büyükada halkına hizmet vermeye devam eden Ali usta, Sultanbeyli'deki evinden çıkıp her gün Büyükada'ya giderek dükkanını açıyor.

(Özel) 4 metrekare atölyede 33 yıldır Büyükadalıların ayakkabılarını tamir ediyor
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Büyükada’da kundura tamirciliği yapan Ali Tepe, kahvede arkadaşının ayakkabısını tamir etmesiyle başladığı mesleğini şevkle sürdürüyor. 4 metrekare atölyesinde 33 senedir Büyükada halkına hizmet vermeye devam eden Ali usta, Sultanbeyli’deki evinden çıkıp her gün Büyükada’ya giderek dükkanını açıyor.

Çorum’da, annesinin yorgan iğnelerini kullanarak arkadaşının ayakkabısını tamir eden ve ardından bu işten para kazanabileceğini düşünerek ayakkabı ustası olmaya karar veren 64 yaşındaki Ali Tepe, Büyükada’da 4 metrekarelik atölyesinde mesleğini sürdürmeye devam ediyor. Ali usta 33 senedir mesleğini hevesle icra ediyor. Ali usta aynı zamanda yok olmaya yüz tutmuş meslekler arasında yer alan kundura tamirciliğinin Büyükada’da son temsilcisi. Her gün Sultanbeyli’den Büyükada’ya giden Ali Tepe, kundura tamiri ile başladığı mesleğine günümüzde her çeşit ayakkabı tamiri ile Büyükadalılara hizmet vermeye devam ediyor. Ali usta ayakkabı tamiri mesleğinin son ustalar ile biteceği görüşünde.

"Arkadaşımın ayakkabısını dikerek başladım"

Ayakkabı tamirciliği mesleğine başlama hikayesini anlatan Ali Tepe, “Bir gün kahvede otururken arkadaştan bir sigara istedim. Arkadaşım da ’benim ayakkabımı dikersen sana sigara vereceğim’ dedi. Ve ben ayakkabıyı aldım götürdüm. Evde nasıl dikebilirim ne yapabilirim diye düşündüm. Annemin yorgan iğnesi vardı. Birinciyle başladım iğne kırıldı. ikinciyle devam ettim. İğne yine kırıldı. Ve üçüncüyle ben bu ayakkabıyı diktim. Geri getirip teslim ettim. Sigaramı aldım. Ama tek yerine paket sigara aldım. Baktım ki bu işte az veya çok para var. Ben artık ayakkabı dikiyorum diyerek başladım. O sırada ayakkabıların derilerini ve altındaki topuklarını alacağım yer yoktu. Köyde daha önceden yapılmış, giyilmiş, kullanılmış, tavan arasına atılmış ayakkabıları toplayarak o ayakkabıların derilerini ve topuklarını değerlendirdim. 1986 yılında Büyükada’ya bulaşıkçı olarak geldim. Ama yerime insan alındığından dolayı, ayakkabı tamirat ve boya yapmak için yoluma devam ettim. Nihayetinde 1988’de dükkan açarak işlerime devam ettim. O gün bugündür devam ediyorum” dedi.

“Çırak yetiştiği müddetçe mesleğin ölmeyeceğine inanıyorum”

Mesleğin geleceği hakkında konuşan Tepe, “Bizim yaşadığımız yer malum yazlık sezonluk yer. Yazın hayli kalabalık. Ama kışın tabiri caizse çorbayı zor kaynatıyoruz. Gençlerimiz kesinlikle ilgi göstermiyor. Ustalar yok olduğu müddetçe meslek yok olmaya mahkumdur. Ama çırak olursa insanlar ayakkabı giydiği müddetçe bütün ayakkabılar tamir edilmeye mecburdur. Onun için, çırak yetiştiği müddetçe ben mesleğin ölmeyeceğine inanıyorum” diye konuştu.