Her nefes darlığı akciğer kaynaklı olmayabilir

Özellikle pandemi sürecinde nefes darlığı yaşayanların aklına ilk olarak akciğer kaynaklı problemler geliyor. Oysa her nefes darlığı akciğerlerden kaynaklanmıyor olabilir. Bu noktada akla gelmesi gereken bir diğer konu ise kalp sağlığı. Yaşanılan nefes darlığı, sıklıkla kalp kapak hastalıklarından da kaynaklanıyor olabilir. İlk olarak akciğerlerin akla gelmesi ve akciğerlere yönelik tedavi ile izlem sürelerinin kimi zaman çok uzun sürmesi, kalp kapak hastalıklarının teşhisini geciktiriyor.

Her nefes darlığı akciğer kaynaklı olmayabilir
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Özellikle pandemi sürecinde nefes darlığı yaşayanların aklına ilk olarak akciğer kaynaklı problemler geliyor. Oysa her nefes darlığı akciğerlerden kaynaklanmıyor olabilir. Bu noktada akla gelmesi gereken bir diğer konu ise kalp sağlığı. Yaşanılan nefes darlığı, sıklıkla kalp kapak hastalıklarından da kaynaklanıyor olabilir. İlk olarak akciğerlerin akla gelmesi ve akciğerlere yönelik tedavi ile izlem sürelerinin kimi zaman çok uzun sürmesi, kalp kapak hastalıklarının teşhisini geciktiriyor.

Kalp ve Damar Cerrahı Prof. Dr. Cengiz Köksal, “Nefes darlığı şikâyetlerinin pandemi sürecinde ilk olarak akciğer problemlerini akla getirmesi, kalp kapak hastalıklarının teşhisini geciktirerek kalpte yorulma ve kasılma gücünde azalmaya neden olabilir. Teşhiste gecikme ve buna bağlı kalp kasılma gücünde azalma, uygulanacak ilaç veya ameliyat tedavisinin riskini artırır. Sıklıkla kasılma gücü azalan kalp eski haline dönemez ve kalp kasılma gücü azalan hastada geciken kapak ameliyatı, hayati risk en az 3-4 kat arttırır. Erken teşhis sayesinde yüzde 1-2 riskle kapak ameliyatı olabilecek hastaların gecikme ile kapak ameliyatı şansını kaybetmesi ve kalp nakline aday olmaları söz konusu olabilir” dedi.

“Dinlenmekle geçen nefes darlığı kalp kapak hastalığını akla getirmeli”

Akciğer ve kalp kaynaklı nefes darlığı sorunlarının genel anlamda ayrıştığını belirten Prof. Dr. Köksal, “Nefes darlığının dinlenmekle geçtiği durumlarda akla kalp kapak hastalıkları, nefes darlığına eşlik eden ateş, öksürük ve balgam çıkarma durumlarında ise akla akciğer sorunları gelmelidir” dedi.

Köksal, kalp kapak hastalıklarında risk faktörlerinin doğuştan olabileceği gibi çocukluk dönemi veya yaşlılığa bağlı olabileceğinin de altını çizerek, “Mitral kapak hastalığı için en büyük risk faktörü küçük yaşlarda geçirilmiş boğaz enfeksiyonu sonrası gelişen ateşli romatizmadır. Bu durum maalesef ülkemiz için hala en önemli mitral kapak problem nedenidir. Çocukluk döneminde ateşli romatizma geçiren hastalar 30-40’lı yaşlarda mitral kapağın etkilenmesi sonrası nefes darlığı yaşayabilir. Bunun yanında aort kapağı doğuştan iki yaprakçıklı olan bireylerde, özellikle 40’lı yaşlardaki erkek hastalarda aort kapakta darlığa bağlı nefes darlığı yaşanabilir. Aort kapak darlığının diğer bir önemli nedeni de yaşlılığa bağlı kapaktaki kireçlenmedir. 70 yaş ve üstü hastalarda nefes darlığı varsa akla aort kapak darlığı gelmelidir” dedi.

“Nefes darlığınız varsa mutlaka kalbinizi de kontrol ettirin"

Kalp kapak hastalıklarının en önemli belirtisi yürümekle, iş yapmakla, merdiven çıkmakla, yokuş çıkarken olan ve hastayı durduran, dinlenmesini zorunlu kılan nefes darlığı ve çarpıntıdır. Mitral veya aort kapaktaki yetmezlik veya darlıkla kalbin vücuda pompalaması gereken temiz kanın bir miktarının akciğerde toplanarak nefes darlığı yapmasıdır. Halk arasında ‘akciğerde su toplanması’ diye tabir edilen bu durumun çözümü ise ameliyatla kanın akciğerlerde birikmesinin önlenmesidir.

“Aort ve mitral kapak ameliyatları göğüs kafesi açılmadan küçük kesi ile koltuk altından yapılabiliyor”

Amerika’da mitral kapakta ileri yetmezliği olan hastaların yüzde 85’ine kapak tamir ameliyatı uygulandığını ve bu oranın Türkiye’de yüzde 20 civarında olduğunun altını çizen Köksal, “Maalesef ülkemizde tamir ameliyatlarının sayısı düşük ve mitral kapak tamirinin koltuk altından yapıldığı merkez sayısı çok az. Mitral kapağında yetmezlik tanısı ile kalp ameliyatı olan ve kapağının koltuk altından küçük kesi ile tamir edildiği hasta sayısı ise çok çok az. Bazen kalp kapak hastalığı tanısı konulur ancak hasta ameliyattan korktuğu için tedavisini geciktirir. Kalp kapak hastalığı olan hastalarımızın bilmesi gereken, kapak ameliyatlarının artık göğüs kafesi açılmadan yüzde 1-2 riskle yapılabildiğidir. Önemli olan hastaların kalp kapak ameliyatı konusunda uzmanlaşmış ekipleri ulaşabilmesidir. Tüm mitral kapak ameliyatları sağ veya sol koltuk altından 4 cm’lik küçük kesi ile yapılabiliyor. Mitral kapak yetmezliğinde, kapak değişimi yerine tamir edilmesi ise sayısız avantaj sunuyor. Vücuda yabancı bir maddenin girmemesi infeksiyon riskini azaltırken, kapak değişimi yapılan hastaların kullanmak zorunda olduğu kan sulandırıcıyı da kullanmaları gerekmiyor. Ayrıca kapak tamiri yapılan hastaların ameliyat sonrası kalp fonksiyonları daha iyi korunabilirken, mitral kapağı tamir edilen hastaların beklenen yaşam süresi, sağlıklı insanlarla aynı durumda. Bu ameliyatlar estetik avantajların yanında normal hayata daha hızlı dönülmesine de olanak sağlıyor. Ayrıca mitral kapakta çökme olan hastalarımızın ameliyatı, kalbi durdurmadan sağ koltuk altından mini kesiyle de yapılabilmektedir" dedi.