Özgürlüğün bedeli...

Hz. Ali'nin ağabeyi Cafer b. Ebu Talib'in oğlu Abdullah, sıcak bir günde, bir kabilenin hurmalığına inmişti.

Özgürlüğün bedeli...
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Hz. Ali’nin ağabeyi Cafer b. Ebu Talib'in oğlu Abdullah, sıcak bir günde, bir kabilenin hurmalığına inmişti.

Abdullah burada dinlenirken, hurmalıkta çalışan köleye, yemek vakti üç parça ekmek geldiğini gördü. Adam ekmeklerden birini ağzına götürmek üzereydi ki, birden önünde açlığı her halinden belli bir kopek belirdi. Köle elindeki ekmeği kopeğin önüne attı. Kopek ekmeği derhal yedi. Köle ekmeğin ikinci parçasını da attı. Kopek bunu da bir kerede sildi süpürdü. Köle bunun üzerine üçüncü parçayı da köpeğe verdi. Kalkıp, yeniden isine dönmek üzereydi ki, olup biteni uzaktan seyreden Abdullah, yaklaşıp

sordu:

"Ey köle, bugünkü yiyeceğin ne kadardı?"

Köle sıkılarak cevap verdi:

İşte bu üç parça ekmek."

"O halde neden kendine hiç ayırmadın?"

"Baktım ki, hayvan çok aç. O halde bırakmak istemedim."

"Peki, sen ne yiyeceksin simdi?"

"Oruç tutacağım."

Bunun üzerine, Abdullah b. Cafer, köleden sahibini, evinin nerede olduğunu sordu. Sonra da gidip adamdan bu hurmalığı içindeki köleyle birlikte satın aldı.

Sonra dondu, köleye bu tarlayı ve onu sahibinden satın aldığını söyledi ve ekledi:

"Seni azad ediyorum. Bu hurmalığı da sana hediye ediyorum."

Cömertliğiyle meşhur Abdullah b. Cafer, kendisinden daha cömert birini tanıyıp tanımadığı sorulduğunda, bu olayı anlatır ve:

"Ama o kopeğe topu topu üç parça ekmek vermiş; sense ona koskoca bir hurmalığı ve hürriyetini vermişsin" dediklerinde, su karşılığı verirdi:

"Ama o elindeki herşeyi verdi; ben ise elimdekinin bir kısmını..."

Evet dostlar...

Bedenlerimizin tıka basa doyduğu bu günümüzde,ruhlarımızın böyle güzel, böyle ince düşünce ve davranışlara aç mı aç olduğu da aşıkar...

Hepimize güzel düşünceli saatler ve haftalar dilerim...

Sevgiyle kalın...

Chenay Kobak