Özür dilerim...

Birilerinin de bana karşı görevleri olduğunu hiçe saymışım oysa…

Özür dilerim...
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Eksik kalan dualarım için, bende yoksun olan duygularım, arşa el açıp yalvarışlarım, fanilere bağlanmışım, kördüğüm yanlarımı tamamlayamamışım. Ne varsa unutulan, kenarda köşede kalan şükür ve sabra varamayışım. Gidilmesi gereken gidemediğim ne kadar eksik varsa hep yarım kalmışım…

Hep kendi içimde gittiğim bu yolculuğa çıkmışım farkında olmadan…

Sesimi sadece kendime duyurmuşum. Yaşamım boyunca hep merhametimin arkasında yürürmüşüm, sıcağı beklerken ayazda kalmış üşümüşüm… Buz kesmiş kelimelerim bile, sevginin sıcaklığına hasret olmuşum. Sevildiğimi sanıp fanilerin sözde sevgisini sevgi sanmışım. Rab ’be adanmak gerekirken yalan dünyanın fani kullarına aldanmışım…

Beklentiler üzer dedim, kimseden bir şey beklemedim. İyisi de vardı, kötü diye tabir ettiklerimizde, imtihandı unutmuşum…

Yaşadıklarımı yaşayamadıklarımı içimde sakladım, insanlık bende kalsın dedim sustum…

Hep vermek istedim, sorgulamadan karşılığını alıp alamadığıma bakmadan. Ertelediklerim içinde ilk sırada ben vardım, kendimi hep erteledim…

Çocukların beni anlamadığını bildiğim halde hayatıma girenleri bana verilmiş bir vesile olarak gördüm. Birlikte Allaha ulaşmak için bir yol bildim sebep bildim. Herkesi mutlu etmek zorundayım zannettim, herkesin iyiliğini istedim…

Benimde mutlu olmam gerektiğini unutmuşum. Görevim neyse en iyisini yapmalıydım ki vicdanım rahat etmeliydi…

Birilerinin de bana karşı görevleri olduğunu hiçe saymışım oysa…

Vicdanım sadece bana vicdansızmış oysa…

Kusur görmek değildi niyetim, kusur arayan bulurdu, bulan değil, kusur öreten olmaya çalışırken, kaybedilmiş bir sürü iyi niyeti görmezden gelmişim…

İyi niyet etmemiş insanlar arasında kalmışım ve ne yazık ki; çırpındıkça benden gidenleri görmemişim…

Kimsenin, hiçbir şeyin beni üzmelerine bakmadan karşılığında ne aldığıma ne hissettiğime aldırış etmeden hep benden gitmesine göz yumdum…

Nasılda unutmuşum kendimi, unutturmuşlar aslında…

Mantığımın önüne geçen sebepler vardı benim farkında olmadığım…

Parçalanmış kalbime, doğruları söylemeye çalışan bir beynim vardı, tebessüm etmekten vazgeçmedim, mutsuz yanıma hep sus dedim. Sen sus! Sus!

En büyük haksızlığı kendime ettim ben kimseye etmediğim kadar… Rüyadan uyanırcasına bir halde kendime geldiğimde ise yorgun, yılgın, bitkin, gözyaşlarında boğulmak üzere olan bir çocuk olarak buldum kendimi…

Yeniden büyümek istediğim bir hayatım vardı şimdi geride ama içimdeki irkilmeme sebep ses ”Geçti” dedi… Geçti…

Sessizliğin içinde kendime sesleniyorum şimdi ”Seni bu kadar hiçe saydığım için, insanların seni bu kadar incitmelerine, üzmelerine müsaade ettiğim için, üzerine bu kadar sorumluluk yüklediğim için, hakkın olan bütün duyguları sana yaşatmadığım, tattıramadığım için…

Çok özür diliyorum…!

Galiba ben, aldanmış ve almadan vermenin Allaha mahsus olduğunu u utmuşum…!

Özür dilerim

(düşünenakıl)

Sevgiyle kalın...

Chenay Kobak