Sihirli keman

Hiçbir şey, unutulmak kadar incitmez insanı.

Sihirli keman
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Bir zamanlar,genç bir kadın,kocasını ve küçük yaştaki oğlunu terk ederek ortadan kaybolmuş ve bir daha da geri  dönmemişti….

Kocası bir süre bekledi, sonra yeniden evlendi. Çocuk okula başladı ama derslerinde hiç mi hiç başarılı değildi. Yaşıtları arasındaki en başarısız öğrenciydi. O başarısız oldukça babası ve üvey annesi de onu daha fazla sıkıştırıyor, duygularını incitiyorlardı. Bu tavırlar onun daha da başarısız olmasına yol açıyor; bir kısır döngüdür yaşanıyordu.

Adı “aptal”a çıkmıştı, küçük delikanlının. Babası onun okumakta gözü olmadığını düşündü. Okuldan aldı ve bir ustanın yanına çırak verdi. Gelgelelim, çocuk bu meslekte istenileni gösteremedi. Hiçbir işi düzgün yapamıyordu. Sakar, kırıp döken bir tuhaf varlık haline gelmişti. Bu hal, ailesinin onu daha fazla aşağılanmasına ve incitmesinden başka bir işe yaramadı.

Ama bir gün, yıllar önce kendisini terk edip giden annesinden bir mektup ve bir paket geldi çocuğa. Annesi, mektupta oğlunu çok özlediğini ve hiç unutmadığını söylüyor; yıllar önce çekip gitmesinin mecburiyetten kaynaklandığını anlatıyor ve oğlundan özür diliyordu. Paketten bir keman çıkmıştı.

O günden itibaren çocuk bambaşka birisi oldu. Mektuba ve kemana çok sevinmiş, ama en çokta annesinin onu unutmadığından mutlu olmuştu. O günden sonra çocuk kemanı elinden neredeyse hiç düşürmedi. Babasına yalvararak dersler aldı. Kısa zamanda o kadar harika keman çalmaya başladı ki, herkes şaşırıp kaldı. Kemanı böylesine harikulade çalan o aptal, sakar, beceriksiz ve isteksiz çocuk olabilir miydi? Babası ve üvey annesi, neredeyse kemanda sihir olduğuna inanacaklardı.

Öyle ya, kemanda bir sihir olmasa, hiçbir şeyi beceremediklerini düşündükleri bu çocuk nasıl böyle güzel çalabilirdi.

Günler geçiyor, çocuk bir keman ustası olma yolunda hızla ilerliyordu. Bu arada, ailesi başta olmak üzere herkes aynı şeyin merakındaydı: Bu mucize nasıl mümkün olabilmişti? Nihayet, babası çocuğundan habersiz kemanı da yanına alıp durumu bir bilgeye anlatmaya ve ondan açıklama istemeye karar verdi. Sahiden de keman sihirli miydi yoksa?

Bilge öyküyü gözleri uzaklara bakarak dinledi ve sonunda babaya dönüp şöyle dedi:

“Aziz dostum! Ne kemanda sihir var ne de oğlunuz aptal beceriksiz! Onun yakın zamana kadarki başarısızlığı annesinin onu sevmediğini, unuttuğunu sanmasından ileri geliyordu. Hiçbir şey, unutulmak kadar incitmez insanı. Hiçbir şey sevilmediğini kadar yaralamaz bir kişiyi. Bugünkü büyük başarı ise, annesinin onu unutmadığını, aksine hala çok sevdiğini anlamasından kaynaklanıyor. Annesinin sevgisini hissetmesiyle içinde sabırsızlıkla bekleyen yetenekler yeşermiş ve hatta fışkırmış. İşte azizim hal bu !”

“Hiçbir şey, unutulmak kadar incitmez insanı. Hiçbir şey sevilmediğini kadar yaralamaz bir kişiyi.”

Sevdklerinize Sevgiyle Sarılarak Kalın...

Chenay Kobak