Üç damlalık özet: Kan, ter ve gözyaşı!

Acaba tersten gelseydik daha iyi mi çözerdik hayatı? Ölümden doğsaydık hayata. Önce yaşlılığı yaşasaydık. Sonra orta yaşı. Sonra gençliği. Sonra çocukluğu. Sonra da bebek olup doğumla ölseydik. Neden olamasın ki?

Üç damlalık özet: Kan, ter ve gözyaşı!
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Hem yaratıcı, hem yıkıcı taraflarımız var. Kendimizi bir yandan inşa, bir yandan tahrip ediyoruz. Cesaret İle korku, bilgelik ile cehalet, zarafet ile zorbalık, iyilik ile kötülük, şefkat ile şiddet aynı anda içimizde yaşıyor, çatışıyor, bize egemen olmaya çalışıyor. İçimizdeki dengesizliklere rağmen dengeli bir hayat kurmaya çalışıyoruz.
Kendin yap mobilyalar gibi hayatımız. Evine aldığı modüler mobilyayı kendi başına monte etmeye çalışanlar gibi yaşıyoruz. Biraz kılavuza bakıyoruz, biraz birbirine uyan malzemelere. Elimiz alıştıkça akltmtza güveniyoruz, kafamız karıştıkça kılavuzlara. Hepimizin derdi, parçalan doğru birleştirip, anlamlı ve işe yarar bir şey ortaya çıkarmak.
Beynimiz hayat dekoderi gibi çalışıp olan biteni çözmeye çalışıyor. Acaba tersten gelseydik daha iyi mi çözerdik hayatı? Ölümden doğsaydık hayata. Önce yaşlılığı yaşasaydık. Sonra orta yaşı. Sonra gençliği. Sonra çocukluğu. Sonra da bebek olup doğumla ölseydik. Neden olamasın ki? Şimdiki gibi önce yaşayıp sonra anlamazdık hayalı, önce anlayıp sonra yaşardık. Acaba hangisi daha iyi olurdu?2
Birçoğumuz bunu basaramıyoruz. Neden başarılı bir hayat yaşamak bazılarıimza bir filin dört ayağıyla bir basket topu üzerinde durabilmesi kadar zor geliyor?
Bir düşünün, şu yaşlı gezegende bugüne kadar kaç insan yaşadı? Bazı tarihçilere göre 100 milyar kişi!
Bunların ne kadarı başarılı olmayı istedi? Muhtemelen, yüzde doksanı!
Ne kadarı bunu başarabildi? Ne kadarı hayal ettiğim hayatında görebildi? Belki yüzde onu, belki yirmisi! Yapabilenler nasıl yapabildi? Yapamayanlar neden yapamadı?
35 yaşına kadar Makedonya’dan Hindistan’a her yeri fetheden Büyük İskender’i, Korsika’nın bir köyünden çıkıp Avrupa’yı yerinden oynatan Napolyon’u, babasına çocukken verdiği sözü tutmak için 50 bin askerle Alp dağlarındaki kayaları eriterek aşıp Roma’ya saldıran Kartacatı Hanibal’i, 21 yaşında gemileri karadan yüzdürüp İstanbul’u fetheden “Fatih” Sultan Mehmet’i bu kadar büyük başarıya götüren iç güçler nelerdi acaba?
Az değil, 100 milyar insan yürüdü bu dünyanın üzerinde. Kimimiz sürdü, kimi iz bıraktı. Geldiler, kendilerince yaşadılar ve gittiler. Baz ilan kum tanesi kadar önemsenmediler, bazıları adlarına kumdan anıtlar diktirdiler. Bazıları sadece geçinme derdindeydi, bazıları ise ismini tarihe geçirme. Tarih, ne görkemli bir i asan galerisi. Üç damlalık özet: Kan, ter ve gözyaşı!

YAŞINIZ BÜYÜDÜKÇE HAYALLERINIZ KÜÇÜYOR, HAYALLERINIZ KÜÇÜLDÜKÇE KISKANÇLIKLARINIZ  BÜYÜYOR. Mümin Sekman

Kahvenizi Eyülün son günlerini izleyerek için bugün de :)

Güzel bir Cumartesi olsun Güz Güzelleri...

Chenay Kobak