(Özel) Üsküdar'da parktaki kıble taşını görenler, mezar taşı sanıp şaşırıyor

Üsküdar'da Selimiye Parkı'nın içerisinde bulunan 1823 yılında Hacı Mustafa Ağa tarafından vakfedilen Mustafa Ağa Namazgahı kıble taşını görenler, bu taşı mezar taşı zannederek şaşırıyor. Kimi vatandaşlar ise park içerisinde bulunan taşın yanında ailesi ve arkadaşlarıyla beraber oturup sohbet ediyor.

(Özel) Üsküdar'da parktaki kıble taşını görenler, mezar taşı sanıp şaşırıyor
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Üsküdar’da Selimiye Parkı’nın içerisinde bulunan 1823 yılında Hacı Mustafa Ağa tarafından vakfedilen Mustafa Ağa Namazgahı kıble taşını görenler, bu taşı mezar taşı zannederek şaşırıyor. Kimi vatandaşlar ise park içerisinde bulunan taşın yanında ailesi ve arkadaşlarıyla beraber oturup sohbet ediyor.

Üsküdar’da Selimiye Parkı’nın içerisinde bulunan 1823 yılında Hacı Mustafa Ağa tarafından vakfedilen Mustafa Ağa Namazgahı, diğer adıyla Selimiye Namazgahı kıble taşını gören bazı vatandaşlar mezar taşı zannediyor. Kimi vatandaşlar taşın varlığından haberdar değilken, kıble taşını mezar taşı zanneden vatandaşlar ise bu taşın park içerisinde olması sebebiyle şaşkınlık yaşıyor. Kimi vatandaşlar da park içerisinde yeşilliklerin arasında bulunan taşın yanında ailesi ve arkadaşlarıyla oturup sohbet ediyor.

Kent araştırmacısı Berk Erkent, "Üsküdar İstanbul’un en tarihi ilçelerinden birisi. Selimiye de bu ilçenin en tarihi semtlerinden birisi. Arkamızda tarihi bir namazgahtan bugüne ulaşan tek iz olan bir kıble taşı duruyor. Çoğu insanın farkında olmadığı, farkında olanların da mezar taşı zannettiği bir tarihi taş bu. Şahsen ben kendim de geçtiğimiz aylarda buradan geçerken gördüm. Hatta ben de ilk başta mezar taşı olduğunu düşündüm. Daha sonra araştırınca özellikle Sinan Yılmaz’ın Üsküdar kitabı çok detaylı bilgi verir bu konu hakkında. Bunun 1823 yılında Sultan 2. Mahmut döneminde Hacı Mustafa Ağa tarafından yaptırılan bir namazgaha ait kıble taşı olduğu bilgisine ulaştım. Namaz kılmak isteyen insanlarımız burada bu taşın yönünden kıbleyi tespit ederek ibadetlerini gerçekleştirebiliyorlardı. İstanbul’da 153 civarında namazgah mevcuttu eskiden. Bugün bu namazgahların birçoğu ne yazık ki yok. Bazıları da tıpkı bu örnekte olduğu gibi sadece bir kıble taşı hatıra olarak, iz olarak bugüne gelebilmiş. Çeşmeli namazgahlar var. Çeşmeli namazgahlarda da çeşmenin üzerinde namaz kılınırdı ve yine bir kıble taşı olurdu onun bir kaç örneği var İstanbul’da hala mevcut. Burası şu anda bulunduğumuz Selimiye Parkı. Hacı Mustafa Ağa namazgahıymış, eskiden namaz kılınan bir alanmış ve bu da bu taş da şu anda tam 200 yıllık taş. Hacı Mustafa namazgahından bugüne kalan tek iz. Eskiden bu alanda bir tane tarihi kuyu bir de su terazisi mevcutmuş. Ne yazık ki ne su terazisi ne de kuyu günümüzde mevcut değil. Sadece geriye kalan tek iz 1823 tarihli bu kıble taşı. Bunun korunması gerektiğini düşünüyorum. Yanına hiç değilse küçük bir plaket, plaka konularak halkımıza ne olduğu anlatılabilir. Çünkü insanlar haklı olarak ne olduğunu bilmiyorlar. İnsanlar bu konuda bilinçlendirilebilir ve koruması sağlanabilir. 200 yıllık hepimize ait bir kültürel miras çünkü” dedi.