BBP Genel Başkanı Destici'den AİHM'nin Demirtaş kararına tepki

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, pandemi sürecinde zor günler yaşayan esnaf ve işsizler için siyasi partilere ve hükümete çağrıda bulundu. Destici, AİHM'nin Demirtaş kararı için 'Adil bulmuyoruz' ifadelerini kullandı.

BBP Genel Başkanı Destici'den AİHM'nin Demirtaş kararına tepki
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, pandemi sürecinde zor günler yaşayan esnaf ve işsizler için siyasi partilere ve hükümete çağrıda bulundu. Destici, AİHM’nin Demirtaş kararı için “Adil bulmuyoruz” ifadelerini kullandı.

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, partisinin Şişli’de bulunan il başkanlığı binasında basın açıklaması gerçekleştirdi.

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, pandemi döneminde zor günler yaşayan esnaf ve işsizler için ortak bir fon oluşturulması gerektiğini ifade ederek, “Bu dönemde toplumsal bağışıklık sağlanmadan ekonomik önlemlerin yeterli olmayacağını gördük. Bu yüzden önümüzdeki 3 aylık dönemde Büyük Birlik Partisi olarak, devletin aldığı önlemlerin yanında bizlerin de destek sağlamamız gerektiğini söylüyoruz. Vatandaş olarak bu zor dönemde paylaşmamız lazım. Meclisten sadece 2021 yılı için hazineden 491 trilyon yardım alacak beş siyasiye partiye bu parayı zorda olan esnafımıza bırakın, zaten şu an bile kasalarınızda trilyonlarca para var diyoruz. Hepimiz haklı olarak esnafa, çiftçiye, işçiye yardım yapılsın diye çağrı yapıyoruz. O zaman siyasi parti olarak buna öncülük yapmamız gerek. Buradan bir çağrı da hükümete ve yüksek düzeyde maaş alan kesime yapıyorum. Gelin, maaşı 10 bin TL’nin üzerinde olanlar yüzde ellisini bu dönemde zorda olan esnafa, işsize, yoksula bıraksın. Hepimiz bırakalım. Bir fon oluşturulsun ve zorda olan esnafa, işsize bu paralar gitsin. Üç ay beş ay ne ise hepimiz katlanalım. Herkes elini taşın altına koysun. Asgari ücretliden vergi alınıyorsa 50 bin TL maaş alan da yarısını bıraksın. Bu dönemde yardımlaşmayacaksak başka ne zaman yardımlaşacağız. Bunu gerekiyorsa bir kanun teklifi olarak meclise sunacağız. Ama bunu öncelikle hükümetin meclise teklif etmesi lazım. Meclisteki tüm partilerin de bunu oy birliğiyle kabul etmesi lazım” ifadelerini kullandı.

“AİHM’nin Demirtaş kararını doğru bulmuyoruz”

AİHM tarafından Selahattin Demirtaş kararını eleştiren Mustafa Destici, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bugüne kadar Türkiye’ye yönelik kararlarında adil olmadı, hep taraflı davrandı. Türkiye içerisinde terörist faaliyetler gösteren terör örgütünün ve onun siyasi uzantısının yanında yer aldı. Yalnızca Avrupa İnsan Hakları mahkemesi değil, tüm Avrupa bunu yaptı. Elimizde Avrupa ülkelerinin PKK’ye desteğinin belgesi var. Avrupa Parlamentosu, PKK’nin yöneticilerini, PYDlileri, YPG’lileri parlamentosunda ağırladı. Biz Avrupa’nın PKK’ya terör örgütüne bakışını biliyoruz. Bunlarla ilgili hiçbir endişemiz yok. Bu sebeple Avrupa Parlamentosu’nun vermiş olduğu karara şaşırmıyoruz. Bugüne kadar hep taraflı davrandılar. Selahattin Demirtaş bir siyasi suçlu değil, siyaseten söylediği şeyler yüzünden yargılanmadı ya da bu yüzden tutuklu değil. Halkı, özellikle de PKK sempatizanlarını devlete karşı ayaklanmaya çağırdı. Bu çağrı üzerine PKK’lılar, PKK sempatizanları, HDP taraftarları masum insanların evlerini basmış, Yasin Börü gibi gencecik çocuklarımız başta olmak üzere onlarca insanımızı katletmiş, yüzlerce polisimizi yaralamıştır. Aynı Selahattin Demirtaş kamuya açık bir mitingde terörist başı için heykelini dikeceğiz demiştir. İnsan Hakları Mahkemesi adil değil, Türkiye’ye karşı hiçbir zaman adil olmadılar, hep taraflı oldular. Bu yüzden kararı yanlış buluyor ve Türkiye’nin uygulamaması gerektiğini ifade ediyorum” şeklinde konuştu.

“Parlamenter sistem, Türkiye’yi durduran bir sistemdi” Parlamenter sistem tartışmaları hakkında da konuşan Destici, “Bugün Türk demokrasisi adına önemli bir gün, 23 Aralık 1876 birinci meşrutiyetin ilanının yıl dönümü. Türkiye’de ilk defa Osmanlı devleti döneminde meclis açılarak demokrasiye adım atıldı. Önemli bir gelişmeydi. O günden bu güne baktığımız zaman demokrasimiz ileri mesafeler aldı. Ancak zaman zaman kesintilere uğradı. Bu kesintilerin en baştaki sebebi de darbedir. 1960 darbesiyle başlayan süreç 12 Mart muhtırası, 1980 darbesi, 28 Şubat Postmodern Darbesi, 27 Nisan e-muhtıra, 15 Temmuz FETÖ’nün darbe girişimi olaylarıyla devam etti. Türkiye’nin hem darbelerden kurtulmak hem istikrarı sağlamak hem de adaleti güçlendirmek için yeni bir sisteme ihtiyacı vardı. BBP olarak biz bu sistem değişikliğine 2017 yılındaki referandumla evet dedik. Bunun temel gerekçesi demokrasiye yapılan müdahalelerden kurtulmak içindi. Arzu ettiğimiz ve istediğimiz, bu şartlarda demokratik adil bir başkanlık sistemidir. Bazı siyasiler güçlendirilmiş parlamenter sistem diye bir şey tutturdular. Direkt parlamenter sisteme döneceğiz diyemiyorlar çünkü bu şekilde bir karşılık bulamayacaklar. Halktan tepki görecekler. Bu sistem Türkiye’yi durduran bir sistemdi. Bugün faizler yüksekse enflasyon yüksekse bütçemiz hala açık vermeye devam ediyorsa, bana göre bundan geçmiş sistemin büyük bir rolü var ve bu olumsuzluklara sebep olmuştur. Biz demokratik ve adil başkanlık sisteminden yanayız” ifadelerini kullandı.