Osmanlı'da padişahın Ramazan hassasiyeti

Osmanlı'da ramazan nasıl yaşanıyordu? Osmanlı'nın Ramazan Tenbihnamesi'nde ne gibi ayrıntılar var? Peki Ramazan başlamadan kimler, neden ödüllendirilirdi?

Osmanlı'da padişahın Ramazan hassasiyeti
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Ramazan'a büyük ehemmiyet veren Osmanlı, hazırlıklarına Şaban'ın 15'inde başladığı mübarek ay için çok detaylı çalışmalar yapmış.

Ramazan Tenbihnamesi', hazırlıklara padişahın bizzat nezaret ettiğini gösteriyor. Ramazan'a yönelik yayımlanan fermanda, 'Nan-ı Aziz' diye nitelenen ekmek için kullanılacak buğdayı ve nan-ı azizi pişirecek keresteyi bile padişahın seçtiği görülüyor. Ekmek, lezzet testini geçerse halk için üretiliyor. Vaizler aracılığıyla camilerde, tellallar sayesinde mahalle ve hanlarda duyurulan tenbihnamelerde, gündelik hayatla ilgili yapılması gerekenler de yer alıyor: Davetsiz olarak misafirliğe gidilmeyecek, ev sahibi davet ederse o vakit icabet edilecek. Sokak ortasında bir şey yenilip içilmeyecek. On Bir Ayın Sultanı'na herkes gereken hassasiyeti gösterecek.

On bir ayın sultanına yönelik hazırlanan fermanda, Türk toplumunun temel besin maddelerinden biri olan ekmeğe, Osmanlı döneminde de büyük bir önem verildiği belirlendi. Zira günlük hayatta da üzerinde durulan ekmek üretimindeki hassasiyet Ramazan-ı Şerif'te ise daha da artmış. Fermanda yer alan bilgiye göre Nan-ı Aziz, yani ekmek için kullanılacak buğdayı ve Nan-ı Aziz'i pişirecek keresteyi padişah seçiyor. Üretilecek ekmeğin gramına hatta tuz miktarına da padişah karar veriyor. Nan-ı Aziz, pişirildikten sonra padişahın testinden geçiyor. Ekmeğin kaliteli ve tadının çok güzel olması elzem. İş bu kadarla da kalmıyor. Fırının da ekmeği iyi pişirmesi gerekiyor. Ekmek kızarmamış, rengi esmer, tam pişmemiş veya gramajı düşük olmuşsa fırıncı çok ağır cezalara çarptırılıyor. Padişahın ekmeği beğenmesi durumunda ise halk için üretim başlıyor ve o ekmek Ramazan ayında halkın sofrasına konulmuş oluyor. Ekmeğin yanında, Ramazan çörekleri ve simitleri de Ramazan ayında fırın tezgâhlarını süslüyor. Ramazan gelmeden önce yiyecek fiyatları kontrol altında tutulup bunların denetlenmesine önem veriliyor. Halkın gıda sorunu yaşamaması için olası fiyatların artışlarına karşın sıkı önlemler alınıyor.

Davetsiz misafirliğe gidilmiyor

Halka duyurulan tenbihnamelerde, bu ayda halkın gündelik hayatıyla ilgili olarak yapılması gereken bazı bilgiler de yer alıyor. Ramazan ayı süresince vatandaşlar, davetsiz olarak bir eve misafirliğe gitmiyor. Ancak, ev sahibi davet ederse o vakit icabet edilebiliyor. Sokak ortasında bir şey yenilip içilmiyor. Ramazan ayında namazlar mümkün mertebe cemaatle kılınıyor. On bir ayın sultanı Ramazan'da ibadetle meşgul olunması ve herkesin gereken hassasiyeti göstermesi telkin ediliyor. O zamanlarda Ramazan ayının tam olarak ne zaman başlayıp biteceği şimdiki gibi aylar öncesinden belli olmuyordu. Bu yüzden halk, ayın doğuşunu bekliyordu. Yeni ayın doğuşu ile birlikte Ramazan başlıyor. Bunu ilk görenler yüklü miktarda ücretle mükâfatlandırılıyordu.

Osmanlı dönemine ait fermanların tercümesiyle devletin işleyişi kadar günlük yaşam hakkında bilgi edinmek de mümkün oluyor. Devlet arşivlerinde bulunan Osmanlıca belgelerin Osmanlıca Türkçe çevirilerinin profesyonel bir tercüman tarafından yapılması gerekiyor. Bu çeviri hizmeti için doğru ve güvenilir bir tercüme firmasına buradan ulaşabilirsiniz: https://www.protranslate.net/tr/turkce-osmanlica-ceviri/