KOAH hastaları Covid-19'u daha ağır geçirme riskine sahip

DÜNYADA ÖLÜM NEDENLERİ ARASINDA DÖRDÜNCÜ SIRADA YER ALAN KOAH (KRONİK TIKAYICI AKCİĞER HASTALIĞI) HASTALARI, COVİD-19'U DAHA AĞIR GEÇİRME RİSKİNE SAHİP.

KOAH hastaları Covid-19'u daha ağır geçirme riskine sahip
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Dünyada ölüm nedenleri arasında dördüncü sırada yer alan KOAH (Kronik Tıkayıcı Akciğer Hastalığı) hastaları, Covid-19’u daha ağır geçirme riskine sahip.

Türk Toraks Derneği 23. sanal kongresine katılan KOAH Çalışma Grubu Sekreteri Doç. Dr. Aylin Alpaydın, KOAH’ın akciğerdeki hava yollarının mikrobik olmayan iltihaplanması ile ortaya çıkan; bronş ve/veya hava keseciklerinin harabiyetine neden olan yaygın, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir akciğer hastalığı olduğunu söyledi.

KOAH’ın tüm dünyada önemli bir halk sağlığı sorunu olmasına karşın, yeterince bilinmediğinin altını çizen Alpaydın, "KOAH’ın görülme sıklığı dünyada 40 yaş üstü yetişkinlerde yüzde 8.4-15.0, Türkiye’de ise yüzde 5.3-19.1 arasındadır. Yani Türkiye’de 40 yaş üzerinde her 5 kişiden birinde KOAH olduğu tahmin edilmektedir. KOAH, dünyada ölüm nedenleri arasında dördüncü sırada yer almaktadır. Nüfusun yaşlanması ve KOAH risk faktörlerine maruziyetin artarak sürmesi nedeniyle hastalık yükü ve hastalık nedeniyle ölüm giderek artmaktadır. Türkiye’de solunum sistemi hastalıkları ölüm nedenleri arasında üçüncü sıklıktadır ve bu ölümlerin yüzde 60 kadarı KOAH nedeniyle ortaya çıkmaktadır" dedi.

Alpaydın, "KOAH gelişimi için tüm dünyada en yaygın görülen risk faktörü tütün ürünlerine (sigara, nargile, puro, ısıtılmış tütün ürünleri) maruziyettir. Çevresel tütün dumanı da KOAH gelişimine katkıda bulunmaktadır. KOAH gelişiminde etkili olduğu gösterilen diğer risk faktörleri, genetik (sınırlı ölçüde), akciğer gelişiminde yetersizlik ile ilişkili hasta faktörleri (düşük doğum ağırlığı, çocuklukta sık geçirilen solunum yolu infeksiyonları), sağlıkta eşitsizlik, biyomas (odun, tezek, benzeri yakıt) kullanımına ikincil iç ortam hava kirliliği, tozlu, dumanlı işyerlerinde çalışma, son yıllarda önemi giderek vurgulanmaya başlayan fiziksel aktivitede azalma. KOAH’da en sık görülen yakınmalar nefes darlığı, öksürük ve balgam çıkarmadır. Sigara içen kişiler öksürük ve balgamı kanıksarlar ve bu nedenle doktora başvurmazlar. KOAH’ın tanısı, basit ve ağrısız bir test olan ’nefes ölçüm testi’ ile kolayca konabilmektedir" dedi.

KOAH’ın tedavisi

KOAH’ın önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirten Alpaydın, "KOAH tanısı konulan kişilerin bu hastalığa neden olan ve hastalığın kötüleşmesine ve ilerlemesine yol açan sigara kullanımını bırakmaları, zararlı toz, gaz dumanından, hava kirliliğinden uzak durmaları gereklidir. KOAH tedavisinde nefes açıcı özellikte “inhaler” olarak adlandırılan solunum yolu ile uygulanan ilaçlar ile hava yollarındaki daralmanın ve mikrobik olmayan iltihaplanmanın önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. Bu sayede nefes darlığının ve alevlenme riskinin azaltılması hedeflenmektedir. Solunum yetmezliği olan KOAH’lı hastalarda evde oksijen tedavisi ve/veya evde solunum cihazı tedavisi gibi tedavilere ihtiyaç olabilmektedir. Hastalığın kötüleşmesi ve seyrini etkileyen, hatta ölümlere neden olan ataklardan ve zatürreden korunmak için grip ve zatürre aşılarının yaptırılması ve nefes yoluyla alınan ilaç tedavilerinin düzgün uygulanması gerekir. Bu tedavilerin yanı sıra fiziksel aktivitenin ve gerekirse akciğer rehabilitasyonu uygulanması hastaların günlük yaşamlarının daha kaliteli hale gelmesini sağlar. Son yıllarda KOAH hastalığının özgün bir alt grubunda, tüm tıbbi tedavilere rağmen yakınmaların fazla olduğu hastalarda, ayrıntılı incelemeler yapıldıktan sonra bronkoskopi ile yapılan sarmal tel veya valf yerleştirme veya termal uygulama tedavileri, akciğerlerde ortaya çıkan aşırı derecede havalanmanın (hacim artışının) azaltılması için önerilen girişimsel işlemlerdir. Ancak, daha önce de belirtildiği gibi bu tedaviler her KOAH hastası için uygun değildir. Tedavinin gerekliliği değerlendirilmeli ve yarar görecek hastaların belirlenmesi için ayrıntılı incelemeler yapılmalıdır. Bu tedavilerdeki en önemli husus hastalığı değil etkilerini geçici bir süre giderebilecek tedaviler olmalarıdır, yani hastalığın ortadan kaldırmazlar. Son zamanlarda ‘KOAH’da bronkoskopik balon tedavisi’ hakkında haberlere basın yayın kuruluşlarında sık yer verildiği görülmektedir. KOAH hastalığının uluslararası kabul gören tanı ve tedavi rehberlerinde yer almayan, yayınlaşmış iki çalışmayla etkili olduğu ifade edilen balon tedavisinin kamuoyuna hastalığın tedavisi bulundu şeklinde yansıtılması, hastaların yanlış yönlendirilmesine ve hasta mağduriyetlerine sebep olmaktadır. Bu nedenle, KOAH tedavisinde etkinliği ve güvenilirliği birçok çalışmayla gösterilmiş bilimsel kanıtlar ışığında, uluslararası rehberlerde kabul edilen ve önerilen tedavi yaklaşımlarının hastalarımıza uygulanmasının hayati önemde olduğunu belirtmek isteriz. Tüm bu bilgilerden anlaşılacağı üzere KOAH’lı hastaların tedavilerinin gereğince planlamasında, bilgi ve kanıta dayalı olarak ayrıntılı bir değerlendirme gerekmektedir. Bunun için yeterince zaman şart olup, yine bu yıl kongrede sunulacak bir çalışmada KOAH’lı hasta değerlendirmesinde en önemli sorunlardan birinin yetersiz hasta bakım süresi olması çarpıcıdır" dedi.

KOAH hastalarında Covid -19’un daha sık görülmemekle beraber, KOAH hastalarının Covid -19’u daha ağır geçirme riskine sahip olduklarını kaydeden Alpaydın, "KOAH hastaları da toplumun tüm bireyleri gibi Covid-19’a karşı standart önlemeler almalıdır.

KOAH atak ile ilişkili yakınmaları COVID-19 enfeksiyonunda da görülebilir. Bu nedenle, risk faktörleri varlığında ayırıcı tanı mutlaka yapılmalıdır. Kortizon tedavisinin alevlenmelerde kullanımı Covid-19 varlığında bile önerilmektedir. KOAH hastalarında temel hedef hastalığı mevcut idame tedavisinde değişiklik yapmadan (pandemi öncesinde kullanılan KOAH ilaçlarına yanı şekilde devam ederek) stabil halde tutabilmektir. Oksijen ve ev noninvaziv ventilatör tedavilerine yine yanı şekilde devam edilmelidir. Yapılan çalışmalarda, pandemi nedeniyle yüz yüze klinik ziyaretlerin azaldığı tespit edilmiş, aynı şekilde pulmoner rehabilitasyon programları kesintiye uğradığı gözlenmiştir. KOAH hastaları alevlenme dönemlerini evde geçirmeyi tercih etmişlerdir. Bu süreçler için telesağlık ”Uzaktan ya da Online” sağlık uygulamaları geliştirilmeye çalışılmaktadır. KOAH önemli bir toplum sağlığı problemidir. Tüm kronik hastalıklarda olduğu gibi KOAH hastaları da pandemi sürecinden etkilenmiştir. Ancak, KOAH hastalarının bakımı tüm dünyada uzaktan süreçlerle desteklenerek devam ettirilmektedir" diye konuştu.