"Vertigo bir hastalık değil semptomdur"

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Mustafa Çelik, Vertigo'nun başka hastalıklarla karıştırıldığının altını çizerek, 'Vertigo aslında bir semptomdur. Bir hastalığın bulgusu olarak karşımıza çıkabilmektedir. Hastaların yaşam kalitesinde önemli düzeyde düşüşe yol açmaktadır' dedi.

&quotVertigo bir hastalık değil semptomdur"
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Mustafa Çelik, Vertigo’nun başka hastalıklarla karıştırıldığının altını çizerek, "Vertigo aslında bir semptomdur. Bir hastalığın bulgusu olarak karşımıza çıkabilmektedir. Hastaların yaşam kalitesinde önemli düzeyde düşüşe yol açmaktadır” dedi.

Beykent Üniversitesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Çelik, Vertigo’ya dair kritik bilgiler aktardı. Vertigo’nun ataklar halinde gelişen ve hastayı bu açıdan etkileyen bir durum olduğuna dikkat çeken Çelik, Vertigo’nun bir hastalık olmadığını belirterek, “Vertigo aslında bir semptomdur. Bir hastalığın bulgusu olarak karşımıza çıkabilmektedir. Farklı durumlardaki hastalarda görülebilirken, hastaların yaşam kalitesinde önemli düzeyde düşüşe yol açmaktadır” dedi.

COVID-19 ile karıştırılabiliyor

Çelik, Vertigo’nun farklı şekillerde kendini gösterebileceğini belirterek, bir alışveriş sırasında yukarıya bakan bir hastanın ani baş dönmesi yaşayabileceği gibi bazı hastalarda yatakta sağdan sola dönerken bile meydana gelebildiğini söyledi. Baş dönmesinin, COVID-19 hastalarında karşılaşılan bir semptom olduğunun altını çizen Çelik, ‘‘Vertigo ile karıştırılan hastalıklar ve semptomlar bulunmaktadır. Sersemlik hissiyatı (dizziness) en sık karıştırılan durumlardandır. Hastanın hissettiklerinin gerçek bir Vertigo olup olmadığı, uzman hekimler tarafından yapılan değerlendirmeler sonucunda ortaya çıkacaktır” diyerek Vertigo’nun başka hastalıklarla karıştırılmaması gerektiğinin altını çizdi.

İhmale gelmiyor

Vertigo’nun genel olarak santral (nörolojik kökenli) ve periferik (iç kulak kritalleri kaynaklı) olmak üzere ikiye ayrıldığını belirten Çelik, “Santral Vertigo, daha çok sinir sistemi hastalıkları sonucunda ortaya çıkarken, Periferik Vertigo iç kulakta yerleşik denge organı (yarım daire kanalları, sakkul, utrıkul) yapılarındaki patolojiler sonucunda ortaya çıkmaktadır. Vertigo ile başvuran hastanın hangi tip olduğu nöroloji ve kulak burun boğaz hastalıklarının birlikte değerlendirmesi sonucunda ortaya konulacaktır. Vertigo şikâyetinin göz ardı edilmemesi, hastaların bulguları olması durumunda hekime gecikmeden başvurması gereklidir. Unutulmamalıdır ki, bazen çok basit hastalıklar ihmallerle çok karmaşık bir hale gelebilmektedir” uyarısında bulundu.

“’Vertigo’nun tedavisi yoktur’ anlayışı yanlış"

Vertigo’nun tedavi edilmesi gereken bir hastalığın belirtisi olduğuna vurgu yapan Çelik, nedeni bulunduktan sonra sebep olan hastalığın tedavisi ile birlikte kaybolduğunu söyledi. Halk arasında sıkça dile getirilen ’Vertigo’nun tedavisi yok, boşuna uğraşma’ şeklinde bir durumun söz konusu olmadığını ifade eden Çelik, “Vertigo’ya birçok hastalık yol açabilmektedir. Şeker hastalığından, açlık, kan şekerinin kontrol edilememesi, hipertansiyon, beyin kanamaları, Multipl skleroz gibi demiyelizan hastalıkları, iç kulak kristallerinin yerinden oynaması ile karakterize Benign paroksismal pozisyonel vertigo (BPPV), Meniere hastalığı, akustik nörinom gibi denge sinirinin tümörleri, Vertigo’ya sebep olabilmektedir” bilgisini aktardı.

Vertigo şikâyeti ile başvuran hastalarda kan testleri, kulak MRI, pozisyonel manevralar, VNG, VEMP, kalorik testler ve işitme testleri gibi uygulamalarla doğru tanıya gidilebildiğini belirten Çelik, Vertigo’nun çok yönlü bir durum olduğunu ifade ederek, hastanın detaylıca değerlendirilmesi ve tetkik edilmesinin zaruri olduğunu belirtti.

“Vertigo’nun tedavisi ise altta yatan nedene bağlı olarak değişmektedir” diyen Çelik, “Yatak istirahati, ilaç tedavileri ve Vertigo egzersizleri başlıca tedavi yöntemlerindendir. Vertigo tedavisinde can alıcı nokta, doğru tanı konulmasıdır. Periferik Vertigo nedenlerinin araştırılmasında en sık başvurulan yöntem klinik şartlarda yapılan tanısal manevralardır. Dix-Hallpike manevrası en sık kullanılan manevra olup, yarım daire kanallarındaki patolojilerin ortaya konulmasını sağlamaktadır” ifadelerini kullandı.

Anksiyete ve depresyona dikkat

Hastaların Vertigo ile ilgilenen hekimlere başvurup, doğru tanı ve tedavi yöntemlerinden sonra korkmadan hayatlarına devam etmesinin mümkün olduğunun altını çizen Çelik, hastanın psikolojisinin de tedavide önemli bir rol oynadığını belirterek şu ifadeleri kullandı:“Doğru tanı ve tedavi konulamayan hastaların kronikleşen şikâyetleri sonucunda gelişen yaygın anksiyete ve depresyon ise doğru tedavinin başarılı olmasında engel teşkil etmektedir. Vertigo şikayeti olan hastaların bu dönemi iyi bir psikoloji ile atlatmaları, stresten uzak durmaları, hekimine güvenip önerilen tedaviyi uygulamaları sonucunda Vertigo şikayetinden tamamen kurtulacaklarını bilmelerinde fayda bulunmaktadır.”