Vücut Hatlarınıza Uygun Göğüslere Sahip Olabilirsiniz

Memelerin ölçüsünden bağımsız bir ameliyat olan meme dikleştirme ameliyatında sarkan dokuların toplanması amaçlanıyor.

Vücut Hatlarınıza Uygun Göğüslere Sahip Olabilirsiniz
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Memelerin ölçüsünden bağımsız bir ameliyat olan meme dikleştirme ameliyatında sarkan dokuların toplanması amaçlanıyor. Her kadının isteği dik ve dolgun memelere sahip olmak olsa da kilo alıp verme, hamilelik, emzirme süreci ve genetik faktörler gibi bazı nedenlerden dolayı memelerde sarkma oluşabiliyor. Bu sorunun ortadan kaldırılması için uygulanan meme dikleştirme İstanbul ilinde pek çok kadın tarafından Op.Dr.Evren İşçi Kliniği aracılığı ile hayata geçiriliyor. Meme dikleştirme ameliyatı ile meme dokusuna şekil veriliyor. Cildin daha gergin ve memeyi daha yukarıda tutacak hale getirilmesi hedefleniyor.

Meme dikleştirme ameliyatı genel anestezi altında yapılıyor. Hastanın memesinde hafif derecede sarkmanın olduğu durumlarda meme altına protez koyulmasıyla sonuç alınabiliyor. İleri aşamada sarkma olan hastalarda ise meme küçültme ameliyatlarında olduğu gibi derideki fazlalıklar alınıyor. Bu sayede daha dik ve estetik bir görünüm sağlanıyor. Göğüslerinde fazla sarkma olan bazı hastalarda meme bezi miktarı yeterli değilse protez desteğiyle aynı zamanda meme dikleştirme ameliyatı da yapılabiliyor.

Meme dikleştirme ameliyatlarında farklı teknikler kullanılabiliyor. Kullanılan cerrahi tekniğe göre değişmekle birlikte yalnızca meme başında, meme başında ve meme altında düz çizgi şeklinde ya da meme başı ve ters T şeklinde iz oluşması söz konusu olabiliyor. İzler erken dönemde, her cerrahi müdahalede olduğu gibi daha belirgin oluyor. Zaman ilerledikçe izler silikleşiyor ve zor fark edilebilir bir hale geliyor. Bazı hastalarda en etkili sonucun alınabilmesi için yalnızca meme dikleştirme ameliyatının uygulanması yeterli olmayabiliyor. Bu durumda memelere istenilen şeklin ve boyutun kazandırılabilmesi için meme dikleştirme ameliyatı esnasında protez kullanımı da tercih edilebiliyor.

Prensip olarak meme küçültme ameliyatlarına benzeyen meme dikleştirme ameliyatlarında sarkık olan meme başı ve meme dokusu şekillendirilerek daha dik ve dolgun bir meme elde ediliyor. Meme başının, meme altı kıvrımının hizasında ya da daha aşağısında yer aldığı ve meme dokusunun da fazla olmadığı durumlarda meme dikleştirme ameliyatı uygulanabiliyor.

Meme dikleştirme ameliyatında öncelikle meme başları olması gereken yere taşınıyor. Meme dokusu şekillendirilip deri fazlası çıkartılıyor. Memeler büyükse meme dokusunun fazlası çıkarılıyor, küçük olduğu durumlardaysa silikon protezle destekleniyor. Meme dikleştirme ameliyatları, büyük ve sarkmış memeleri olan kadınlarda meme küçültme ameliyatlarıyla birlikte; doğum ya da kilo verme gibi etkenlerden sonra içi boşalmış ya da sarkmış hastalardaysa meme küçültme ameliyatlarıyla birlikte uygulanıyor.

Meme dikleştirme ameliyatları çoğunlukla doğum yapmış orta yaşlı kişilere uygulansa da yapısal olarak meme sarkıklığı bulunan genç yaştaki hastalara da yapılabiliyor. Bununla birlikte tüm estetik operasyonlarda olduğu gibi, 18 yaşından küçük hastalara özel bir durum olmadığı sürece meme dikleştirme ameliyatı uygulanmıyor.

Liposuction Tek Başına Bir Zayıflama Yöntemi Değildir

Liposuction İstanbul dışındaki illerimizde de sıklıkla uygulanmakta olup vücudun bazı bölgelerinde bulunan fazla yağ dokularının vakumla alınması yöntemi olarak tanımlanabiliyor. Bu sayede daha düzgün vücut hatlarının elde edilmesi amaçlanıyor. Bir zayıflama ameliyatı değil bir kontur düzeltme ameliyatı olan liposuction ile vücutta inatçı yağ birikimlerinin olduğu bölgelerdeki yağlar alınıyor. Bu sayede vücuda daha orantılı bir görünüm veriliyor.

Liposuction operasyonunun başarısı; hastanın cilt elastikiyeti, kilosu ve ameliyattan beklentisinin doğru şekilde belirlenmesine bağlı bulunuyor. Yapılan diyet ve egzersizler sonucunda vücuttaki yağ hücrelerinin hacmi azalırken yağ hücresi sayısında azalma olmuyor. Liposuction ameliyatlarında ise yağ hücreleri vücut dışına çıkarıldığından yağ hücresi sayısında azalma yaşanıyor. Liposuction ameliyatı ile yağ alınan bölgeler arasında; karın, kalça, diz, kollar, yüz, bel, basen, ayak bileği, meme ve gıdı yer alıyor. İdeal kilosuna yakın ancak idealden biraz fazla kiloda olmakla birlikte, vücudunun bazı bölgelerinde diyetle ya da egzersizle giderilemeyen yağ birikintisi olan hastalar liposuction ameliyatı için en uygun kişiler olarak kabul ediliyorlar.

Liposuction ameliyatından sonra hastanın kilosunu koruması durumunda sonuç kalıcı oluyor. Sonraki dönemlerde kilo alındığı durumlarda ise bu bölgelerdeki yağ hücrelerinin sayısı azaldığı için bölgesel fazlalıklar aynı oranda olmuyor. Liposuction ameliyatının süresi; ameliyatın uygulanacağı bölgeye ve işlemin büyüklüğüne göre değişiklik gösterebiliyor. Liposuction ameliyatı, yağın alınacağı bölgeye göre lokal ya da genel anestezi altında gerçekleştirilebiliyor.

Liposuction ameliyatı esnasında değişik boyutlarda kanüllerin kullanıldığı vakum cihazlarıyla uygulama yapılıyor. Bu kanüllerin girebileceği büyüklükte mm’lik kesiler yapılıyor. Bu nedenle operasyondan sonra belirgin bir iz kalması söz konusu olmuyor. Ameliyattan sonra çok ağrı görülmüyor. Hafif ağrı olduğu takdirde doktorun reçete ettiği ağrı kesiciler kullanılabiliyor. Ameliyatın ardından oluşan morluklar ve şişlikler ortalama 2 hafta içerisinde düzeliyor. Ameliyat bölgesindeki tüm şişliklerin inip bölgenin son şeklini alması yaklaşık 6 ile 12 ay arasında gerçekleşiyor. Liposuction ameliyatının etkili bir sonuç verebilmesi için ameliyattan sonraki bir aylık dönemde korse kullanılması önerilebiliyor. Ameliyat sonrası dönemde diyete ve egzersize dikkat edilmesi gerekiyor.


Detaylı Bilgi Almak İçin : https://drevrenisci.com/