Prof. Dr. Ahmet Hakan Birkent, yutma işlevinin birçok farklı kas ve sinirin koordineli çalışması ile oluştuğunu, insanın günde ortalama 600 ila bin kez yutkunduğunu belirtti. Yutma güçlüğünün sosyal ve psikolojik olarak kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini söyleyen Prof. Dr. Birkent, disfajinin aynı zamanda farklı hastalıkların da işareti olabileceğini vurguladı.
Sağlıklı bir yutma fonksiyonunun vücudumuz için son derece önemli olduğunu belirten Medicana Çamlıca Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Hakan Birkent, yutma güçlüğü hakkında açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Birkent, yutmanın tanım olarak yediğimiz ve içtiğimiz besinlerin ağızdan mideye olan yolculuğunu ifade ettiğini söyleyerek, "Gün içerisinde yüzlerce kez yaptığımız bu işlem onlarca kas, kıkırdak ve kemik yapının uyumlu bir şekilde çalışması ile ortaya çıkan oldukça üst düzey bir fonksiyon olup saniyeler içerisinde cereyan etmektedir. Besinlerin bu yolculuğu esnasında ortaya çıkan her türlü patoloji yutma güçlüğüne yol açabilmektedir” dedi.
"Yutma güçlüğünün nedenleri mutlaka etraflıca araştırılmalıdır"
Yutma güçlüğünün kesinlikle ihmal ve göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Birkent, “Her yutma problemi olan hasta mutlaka konu hakkında tecrübe sahibi bir KBB hekimi tarafından görülmelidir. Yutma güçlüğünün nedenleri mutlaka etraflıca araştırılmalıdır. Rutin KBB muayenesinin ötesinde gırtlak ve yutak endoskopik olarak değerlendirilmeli ve gereken olgularda hastaya endoskopik muayene esnasında besinler yutturularak yutma fonksiyonu gerçek zamanlı olarak ta izlenmelidir. Baryumlu yutma çalışması (hasta yutarken çekilen seri filmler) mutlaka yapılmalı ve gereken olgularda daha ileri düzey görüntüleme ve laboratuvar yöntemlerine de başvurulmalıdır" ifadelerini kullandı.
Yutma güçlüğünün tedavisi hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Birkent, “Tedavi yöntemleri ortaya çıkaran sebebe bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Sınırlı bir grup hastada ilaç tedavilerinden fayda sağlanabilmektedir. Reflü ilaçları, motilite düzenleyici ilaçlar bu grup içerisinde sayılabilir. Kronik yutma problemi olan hastalarda tedavide en önemli yardımcı yöntem yutma terapisidir. Besinlerin kıvamlarının değiştirilmesi, yutmada rol alan yapıların güçlendirilmesine yönelik özel egzersizler, yutma esnasında gerçekleştirilen birtakım özel manevralar gibi yaklaşımlarla yutma probleminin belirgin düzeyde ortadan kaldırılması mümkündür. Önemli bir grup hastada da cerrahi yaklaşımların düzeltici etkisi olmaktadır. Ağız kenarından salya akması, besinlerin genize ya da nefes borusuna kaçması, yemek borusu problemleri gibi noktalarda cerrahi tedaviler son derece yüz güldürücü sonuçlar vermektedir. Özetle, her yutma problemi olan hasta mutlaka konu hakkında tecrübe sahibi bir KBB hekimi tarafından görülmelidir” dedi.