Silivri'nin Antik Çağdan Günümüze Uzanan Tarihi

Antik dönemde Selymbria olarak bilinen Silivri, stratejik konumu ve doğal limanıyla tarih boyunca önemini koruyan bir yerleşim merkezi oldu.

Silivri'nin Antik Çağdan Günümüze Uzanan Tarihi
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Antik dönemde Selymbria olarak bilinen Silivri, stratejik konumu ve doğal limanıyla tarih boyunca önemini koruyan bir yerleşim merkezi oldu.

Bir Liman Şehri: Selymbria
Silivri'nin bilinen en eski adı Selymbria ya da Selybria’dır. Doğal bir limana sahip olması ve önemli ticaret yolları üzerinde bulunması, bu kentin her çağda stratejik bir merkez olmasını sağlamıştır. Şehir, Marmara’ya hâkim dik bir tepe üzerine kurulmuş, zamanla çevresi surlarla çevrilerek korunaklı hale getirilmiştir.

Traklar ve Yunan Kolonizasyonu
Antik kaynaklara göre, Trakya M.Ö. 3000'lerde Troia ile akraba kültürlerin yaşadığı bir bölgeydi. “Selymbria” adındaki bria eki, Trak dilinde "şehir" anlamına gelmektedir. M.Ö. 750-550 yılları arasında ise Yunanistan'ın Megara kentinden gelenler tarafından kolonize edildi.

Pers, Atina ve Bizans Etkileri
M.Ö. 5. yüzyılda Persler tarafından ele geçirilen Selymbria, ardından Atina'nın önderliğindeki Attika-Delos Deniz Birliği’ne katıldı. Kısa süre sonra birlikten ayrılıp Bizans’a bağlanan şehir, M.Ö. 4. yüzyılda Byzantion’un kontrolüne geçti. M.Ö. 280’lerde Galatlar tarafından yağmalandı. Roma İmparatoru Constantinus’un başkenti İstanbul’a taşımasıyla birlikte Selymbria, Bizans’ın önemli şehirlerinden biri haline geldi.

Orta Çağ’da Silivri
Bizans İmparatoru Arkadius’un eşi adına yaptırdığı kaleyle şehre kısa bir süre Evdoksiyapolis adı verilse de bu isim benimsenmedi. 479’da Kral Anastasius, kuzey saldırılarına karşı Uzun Sur’u inşa ettirdi. 558’de Hun istilasında şehir büyük zarar gördü.

yüzyılda Silivri; ipekçilik, şarapçılık ve tarımda gelişmiş zengin bir ticaret merkeziydi. II. Haçlı Seferi sırasında ise bölgede konuşlanan Alman ordusu sel felaketinde büyük kayıplar verdi.

Osmanlı Öncesi ve Sonrası
1344’te Sultan Orhan, Silivri'de Bizanslı Kantakuzenus’un kızıyla evlendi. Bu evlilikle Osmanlılar Trakya’ya adım attı. Bu dönemde yerleşen Türklere “Gacal” denildi. 1453’te İstanbul’un fethinden 15 gün sonra Silivri, Dayı Karaca Bey tarafından Osmanlı topraklarına katıldı.

Silivri Depremleri ve Dönüşüm
1509’daki “Küçük Kıyamet” olarak bilinen büyük depremde Silivri surları da zarar gördü ancak II. Bayezid tarafından kısa sürede onarıldı. Zamanla ticaret merkezi olma vasfını yitiren kent, ekonomik olarak zayıflamaya başladı.

Yakın Tarih: İşgaller ve Kurtuluş
1912’de Balkan Savaşları sırasında Silivri 9 ay boyunca Bulgar işgalinde kaldı. Ardından Osmanlı yönetimi geri geldi. Kurtuluş Savaşı yıllarında ise Yunan işgali başladı ve 2 yıl 3 ay sürdü. 22 Ekim 1922’de Yunanlar, 1 Kasım’da ise İtalyanlar çekildi ve Silivri tekrar Türk yönetimine geçti.

Silivri, tarih boyunca birçok medeniyetin etkisi altında kalmış, limanıyla, ticaret yollarıyla ve kültürel zenginliğiyle her zaman önemli bir yerleşim alanı olmuştur. Bugün hâlâ bu kadim geçmişin izleri, ilçenin mimarisinde, kültüründe ve halkının belleğinde yaşamaktadır.