(Özel haber) Metin Öztürk: "Fatih Hoca'yı herkes yerden yere vururken, biz sahip çıktık"

Galatasaray Başkan Adayı Metin Öztürk, Teknik Direktör Fatih Terim ile ilgili niyetlerini Yeni Malatyaspor maçından sonra ifade ettiklerini söyleyerek, 'Maç gününün üstüne hoca hakkında konuşmak, sanki seçim kazanmak için PR yapmak gibi. Yaklaşık 2 ay önce yaptığım bir röportajda hocayı herkes yerden yere vururken, biz yine hocaya sahip çıktık. Önemli olan seçim ortamının dışındaki görüşleriniz. Popülarite nereye gidiyorsa ona göre görüş bildiriyorlar' dedi.

(Özel haber) Metin Öztürk: &quotFatih Hoca'yı herkes yerden yere vururken, biz sahip çıktık"
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Galatasaray Başkan Adayı Metin Öztürk, Teknik Direktör Fatih Terim ile ilgili niyetlerini Yeni Malatyaspor maçından sonra ifade ettiklerini söyleyerek, "Maç gününün üstüne hoca hakkında konuşmak, sanki seçim kazanmak için PR yapmak gibi. Yaklaşık 2 ay önce yaptığım bir röportajda hocayı herkes yerden yere vururken, biz yine hocaya sahip çıktık. Önemli olan seçim ortamının dışındaki görüşleriniz. Popülarite nereye gidiyorsa ona göre görüş bildiriyorlar" dedi.

Galatasaray Başkan Adayı Metin Öztürk, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine adaylık sürecini ve projelerini anlattı. Kendisinin hep 2021 Mayıs’ın adayı olduğu söylediğini belirten Öztürk, "Çünkü Galatasaray’a başkan adayı olduğunuz zaman bir kere hem ekonomik açıdan kendi olgunluğunu tamamlamış olmak gerekiyor ki aklınız aşınızda kalmasın. Tam konsantrasyon ile buraya zaman ayırabilesiniz. Galatasaray başkanlığı tam mesai gerektiriyor. Galatasaray’ın o kadar büyük sorunları var ki sadece futbolu yok. Basketbol, voleybol, su topu, esporu var. Başkansanız futboldan çıkıp, basketbola geçeceksiniz. Onun yöneticileri gelecek oturup bunları konuşacaksınız. Onun için ben bunun uzun hazırlık ve planlama gerektirdiğini düşündüm. Biz de 2 yılın sonunda hazırız. En önemlisi sadece futbol konusunda değil, biz koca bir aileyiz. Tüm amatör branşlarımızla hazırız. Bunların tamamına sponsorlarımız hazır. Biz seçimi kazanacağımıza inanıyoruz. Ola ki genel kurul bu teveccühü göstermeyebilir, biz buna da hazırız. O zaman tüm sponsorlarımızı seçilen başkanın hizmetine getireceğiz. O başkan bizim elimizde daha iyisi var der, o zaman onu değerlendirir. Biz en azından seçilen başkanımıza bir alternatif üretmiş olacağız. İnşallah biz kazandığımızda da diğer başkan adaylarımız aynı şekilde davranır. Bence her başkan adayı seçilmiş kadar önemlidir benim için. Çünkü emek, zaman, para harcamıştır. Biz onlara saygı duyacağız. Lütuf edip kahve davetimize icabet ederlerse onlardan da faydalanmak isteyeceğiz. Biz sadece 44 kişi ile değil, Galatasaray ailesi ile bu yükü kaldıracağımıza inanıyoruz. Komiteler olacak. Ada, Florya, Kemerburgaz, Taçspor, stadımızda yapılacak olan şeyler var. O kadar çok konumuz var. Onlarla beraber ayağa kaldıracağız. Kendileri kazanırsa bizim insan kaynağımızı sonsuza kadar kullanabilirler. Biz de, ben dahil Galatasaray’ın adamıyız" diye konuştu.

"Biz yönetme listesi yaptık"

Seçim döneminde kullandığı ’Daha Güçlü Galatasaray’ sloganını anlatan Metin Öztürk, "60 yaşında biriyim. Adım Metin Oktay’dan geliyor. Demekki bugüne kadar her başkanımızın, yöneticimizin, sporcumuzun katkılarıyla Galatasaray buraya gelmiş. Türkiye’nin bence en büyük markası. Türkiye’nin en büyük markasıysa daha iyisini yapmaya çalışırsınız. Çünkü çağ değişiyor. ’Daha Güçlü Galatasaray’ sloganı da buradan çıktı. Bugün büyük bir üzüntü içerisindeyiz şampiyon olamadık diye. Averajla ikinci olduk. İşte Galatasaray güçlü. Hocasıyla, oyuncusuyla, takımıyla, seyircisiyle, insan kaynağıyla güçlü. O zaman aklına gelen slogan ’Daha Güçlü Galatasaray.’ İyi var zaten. Biz bunu daha ileri nasıl götürürüz. Dünya değişirken, Galatasaray’ın değişmemesi mümkün değil. Biz hazırlıklarımızı buna göre yaptık. Biz seçim kazanma listesi yapmadık. İlk defa bir aday seçim kazanma listesi yapmadı. Buna dev transatlantik diyorum artık. Bunu yönetme listesi yaptık. Yönetim kurulumuzdaki iki kişi dijitalden geliyor. Biz icat çıkaranlarla bir aradayız. Galatasaray’ın, Türkiye’nin, dünyanın icat çıkaranlara ihtiyacı var. Biz Galatasaray’da pek çok konuda yapabildiğimiz oranda devrimleri gerçekleştireceğiz. Öncelikle kurumsallaşma. Biz Atatürk devrimlerinin peşindeyiz. Ekonomisi batık haldeyken, ekonomi batık diye oturup, ağlamamış. Ne yapmış, bu ülkenin kaynaklarını kullanmış. Harf devrimi yapmış, kadın hakları konusunda bir takım devrimler getirmiş. Baktığınız zaman hayata gözlerini yumduğunda da 57 yaşındaymış. Benden 3 yaş küçükken o günün kötü koşullarında bir devrim yapmış. Osmanlı’yı kötülememiş. Osmanlı’dan gelmenin yaptığı gelenekleri, vizyonu taşımış. Ama ne yapmış, Osmanlı’daki hantallığı bırakmış, çünkü çok büyüyünce hantallık geliyor. Ama devlet terbiyesini taşımış. Onların olumlu taraflarını almış ama oradaki yükleri de orada bırakmış. O yükleri bırakmazsanız ilerleyemezsiniz. Biz de Galatasaray’da öze döneceğiz. Galatasaray Lisesi’nden çıkan bir kültür yumağı var. Galatasaray Lisesi de Cumhuriyet’ten eski. 400-500 yıla dayanıyor. Kurucu başkanımız Ali Sami Yen, şu takımı bu takımı yenin dememiş, Avrupa’daki takımları yenin demiş. O günden o vizyonu koymuş. Biz onun için Galatasaray Lisesi’nden çıkan kültürel değerlerle, Atatürkçü devrimleri harmanlayıp, şu anki dijital dünyayı da işin içine katıp, Galatasaray’ı başka bir yere getireceğiz. Siyasi ideolojiden uzak, liseli-lisesiz kavgasından uzak, tamamen taraftarla iç içe, sadece belli taraftar dernekleriyle değil" açıklamasını yaptı.

"Florya’ya eşofmanla gitmeyiz"

"Biz sahaya eşofmanla inip, hocanın işine karışmayacağız" diyen Öztürk, "Bazı yöneticilerimizi gördük. Şimdi aday olacağını duyuyoruz. Eşofman giyeceksen tribünde giyeriz, taraftarla beraber. Ama Florya’ya eşofmanla gitmeyiz, tarzımız değil. Hoca eşofmanını giyecek, biz takım elbiseyi giyeceğiz, seyircimiz de tribünde olacak. Roller karışmayacak. Biz tabi gerektiği an taraftarımıza destek olacağız. O gün takımın başında hangi hocamız varsa, hangi futbolcularımız bizim ekibimizdeyse onların maaşlarını zamanında yatıracağız. Hocanın istediği futbolcuyu, bütçe içinde zamanında kampa yetiştireceğiz. Biz hiç bugüne kadar kampa futbolcu yetiştirememişiz. Bugün 12 futbolcumuz ya kiralık ya kontratı bitti. Kalktık hepimiz Manchester United’ı tutuyoruz. Niye? Bir tane ön eleme eksik oynayalım diye. Niye kendi göbeğimizi kendimiz kesmedik. O bataklık gibi sahada 2 haftada 5 puan kaybetmemiş olsaydık hem uzak ara şampiyonduk hem 30 milyon Euro cebimizdeydi hem de elin İngilizini desteklemeyecektik. Elin İngilizi bizi desteklesin. Şu an saçma bir yerdeyiz. Hoca yok, seçim 19 Haziran’da. Mazbata 25’inde alacaksınız. Takım 30’unda kampa gidecek. Kimle gidecek? Hocası kim, futbolcusu kim? Parasını nasıl bulacaksınız? Garip bir durum yani" şeklinde konuştu.

"Akademik çalışacağız, demokrat çalışacağız"

Nasıl başkanlık yapacağını anlatan Öztürk, "Emre Alkin ile çalıştaylar yaptık. Başından beri aslında nasıl çalışacağımızın numunelerini ortaya koyduk. Akademik çalışacağız. Demokrat çalışacağız. Herkesin fikrini soracağız. Seçime doğru giderken bakıyorsunuz, eldeki yönetimler bu yönetimi suçlamak için söylemiyorum, 2.5 kişi ile kulübü yönetiyor. 2.5 kişi ile basketi mi yöneteceksiniz, parayı mı yöneteceksiniz? Mümkün değil. Onun için biz bu işi tamamen kurumsallaştırıp, sadece 44 kişi ile değil, komiteler, mağazacılık, Taçspor, sportif, bunların hepsinin çalışmalarını tam gaz devam ediyoruz. Dijitalleşmenin belki 2-3 aylık bir şeyi kaldı ama onun dışındaki bütün projeleri bitirdik" ifadelerini kullandı.

"Galatasaray’ın elinde Kemerburgaz gibi bir hazine var, 110 dönüm"

Öztürk, süratle Kemerbugaz’a geçmeleri gerektiğini vurgulayarak, "Şu an inanamıyorum, taraftarın hoşuna gitsin diye bir yöneticimiz, ‘Biz Florya’yı aldık, yuvamıza geri kavuştuk. Biz bunun altında tesisler yapacağız’ dedi. Şimdi de diyorlar, Florya çağ dışı kaldı. 6 ayda mı çağ dışı kaldı? Biz daha evvel de söylüyorduk. Galatasaray’ın elinde Kemerburgaz gibi bir hazine var, 110 dönüm. Otur, sıfırdan buraya mükemmel tesisler yap. Kemerburgaz’da stada 4 dakika mesafe harika bir yer varken, Florya diye tutturmak akıl tutulması. Hep ileriye doğru gidersiniz, geriye doğru gitmezsiniz. 30 sene önce Florya yapıldığında, bizim 2000 yılındaki Fatih Hoca ile UEFA şampiyonluğu ile Süper Kupa’da arkasından gelen Dünya Kupası’nda Milli Takımımızın üçüncülüğü de hep Florya’da atılan adımların meyveleridir. 90’larda orası yapılınca herkes toprak sahada oynarken biz Avrupa standartlarında sahaya kovuştuk. Galatasaray şampiyon olunca orada yetişen oyuncular Şenol Güneş hocamızın elinde, gerçekten kendisi de çok kıymetli bir hocadır. Biz her Türk hocamızla büyük gurur duyuyoruz. Milli Takım’daki oyuncuların yüzde 70’i Galatasaray’dandı. Dünya üçüncülüğü geldi. Hiçbir şey tesadüf değil. Onun için bu işlere akademik yaklaşmak lazım. Biz diyoruz ki 8 ay içinde, yok sözü tutamadık 10 ay içinde yok tutamadık 12 ay içinde 4 tane antrenman sahası yapacağız diyoruz. Oradan futbolcularımız maça gelirken dinlenmiş olarak gelecek. Florya’dan stada 40 dakika otobüsün içinde geliyor. Onların 1 dakika fazla dinlemiş olmaları maçtaki skoru değiştiriyor. Yorgun vücut sakatlanmaya daha müsait" değerlendirmesinde bulundu.

"Spor salonu mutlaka yapılması gereken bir konu"

Spor salonu projesiyle ilgili de bilgi veren Metin Öztürk, "Spor salonu mutlaka yapılması gereken bir konu. Orası arena. Yani arena derken bir sürü kompleksin olduğu bir yer. Basketbol sahası olacak. Elde bir proje var. Belediyeden de izni alınmış bir proje var. Belki onun üstünden günün ihtiyaçlarına göre ufak tefek revizyonlar olabilir ama basketbol, voleybol ve espor da aynı yerde olacak. Kaynağı bir şekilde bulacağız. Bulmadığınız zaman çatı konusu gündeme gelir. Biz Adnan Polat başkanımız döneminde stadı bir an önce devralmak için devletimize, ‘Çatıyı yapma, bir an önce locaları, koltukları yap. Biz maç oynamaya başlayalım. Gelir elde edelim. Sonra biz çatıyı yapalım’ demişiz. Devletimiz de aynen diğer kulüplere olduğu gibi Galatasaray’a da olumlu yaklaşmış. Tamam demiş, biz bir sözleşme yapmışız. Çatıyı yapmamışız, parasını da vermemişiz. Çatıyı yapmamakta haklıyız, sonra bilirkişi de inceledi ki oraya çatı yaptığınız takdirde orada futbol oynamanız mümkün değil, çimler kuruyor. Tüm statların arazileri devlete ait. Bizim de rakiplerimizin de. Biz üst kullanım hakkını kiralıyoruz. Sonraki dönemlerde bir başkanımızın döneminde, ’Biz parayı ödeyemiyoruz. Spor salonu yapalım. Galatasaray burada maçlarını yapacak, üst kullanım hakkını da bizim olacak, çatı davasından vazgeçer misin’ demişler. Devlet de tamam demiş. Sonra yönetimler değişmiş, biz gene onu yapmamışız. Tabelası duruyor sadece. Onun için bunu yapmadığınız zaman 30-40 milyonluk çatı işi bugün faiziyle gelir 150 milyona. Devlet de sizden talep eder. Bu konuda da yüzde yüz haklı. Yapılacak şey, biz stadın isim hakkını konuşurken, tabiki o sahayı yapabilecek başka bir firma bulabilirsek, bakacağız. Şu anda elde yok. Diğer adaylar bulmuşsa, getirirlerse bize değerlendireceğiz. Ama bizim basketbol sahası yapabilecek adayımız şu an yok. Orada düşündüğümüz proje, stadın isim hakkıyla, basketbol sahasını aynı firma ile konuşmak, orayı ona yaptırmak, hem basketbolda modern, Avrupa’daki rakiplerimizle mücadele edebileceğimiz bir alan yapmak. Basketbol benim çok önem verdiğim alanlardan biri. Çünkü orada çok geride kaldık. Ne para harcarsanız harcayın o farkı kapatamazsınız. Anca tesisleşme ile kapatırsınız. Biz basketbolu ayrı bir anonim şirket yapacağız. Futbolda olduğu gibi. Gene Galatasaray Spor Kulübü Derneği’nin patronajında ama futbol dışında kendi kaynakları ile kendini koruyabilecek ve Avrupa’da mücadele edebilecek önemli branşımız basketbol. Bu voleybolda yakalanamayabilir. Yine dernek yapısı içinde kalacak ama basketbolu anonim şirket yapacağız. Mustafa Cengiz yönetiminde genel kurula getirdiler, geçmedi. Biz de genel kurula getireceğiz. Biz her şeyi genel kurula getireceğiz. Bugün genel kurulun onayı olmadan yatırımları yapmak mümkün değil. Genel kuruldan geçmemesinin sebebi sunuştu. Biz getiririz, anlatırız, geçiririz" dedi.

"Fatih Hoca’yı herkes yerden yere vururken, biz yine hocaya sahip çıktık"

Teknik Direktör Fatih Terim ile ilgili görüşlerini de dile getiren Metin Öztürk, "Şu an elde bir yönetim var. Ne zamana kadar, biz seçilene kadar. Niyetlerimizi biz zaten maç günü bildirdik. Maç gününün üstüne hoca hakkında konuşmak, sanki seçim kazanmak için PR yapmak gibi. Niye o zaman yüzmenin, basketbolun, voleybolun hocasını konuşmuyoruz? Benim ve ekibimin her zaman şahsi görüşü vardır. Biz bunu kendi sosyal medyamızdan duyuruyoruz. Onun için haber kanalları üzerinden tekrar tekrar konuşmak doğru değil. Yaklaşık 2 ay önce yaptığım bir röportajda hocayı herkes yerden yere vururken, biz yine hocaya sahip çıktık. Önemli olan seçim ortamının dışındaki görüşleriniz, daha objektif. Çünkü seçim döneminde söylenenlere kusura bakmayın çok da itibar etmiyorum. Çok popülarite nereye gidiyorsa ona göre görüş bildiriyorlar. Makyajlı bir görüş bildiriyorlar tüm başkan adayları ve başkan adayı olacaklarla ilgili" açıklamasında bulundu.

"Yönetim planlı kötülük yapmıştır"

Seçimlerin iptalinin değil, ertelenmesi gerektiğini belirten Öztürk, "Keşke seçim 29 Mayıs’ta olsaydı. Zaten devletimiz 1 Haziran’a kadar tüm genel kurulları erteledi, iptal etmedi. Devlet iptal etmez zaten. Buna karışmaz. Sağlık koşulları sebebiyle erteler. Mustafa Cengiz yönetimi de tüzüğe uyarak, tüzük derki seçimler 3 yıldır, mayısın ikinci yarısıdır. Doğru bir kararla 22-29 Mayıs’ı açıkladı. O zaman kural ve uygulama nedir. Şu an divan seçimleri var. O seçimlere yeni bir aday giremiyor. Niye giremiyor, çünkü divan kararı yazarken o tarihte olmadığı takdirde uygun tarihe ertelenmesi kararı aldı. Şu an yönetimde iptal değil, erteleme yapmalıydı. Gene 19 Haziran olabilirdi, sorun değil. Ama yönetimden bazı kişilere yol açmak için. Dediler ki, yönetimde olmayanlar bir elini açsınlar bakalım, biz onları birbirine düşürelim. 4-5 aday çıksın. Bunlar hep planlı kötülük. Yönetim planlı kötülük yapmıştır. Hiç fark etmez. Bizim hiçbir şeyden endişemiz yok. Biz Galatasaray için geliyoruz. Galatasaray taraftarı ve üyesi şunu görsün; bu 4 adaydan sonra çıkacak herkes planlı kötülüğün bilinçli listesi olarak geliyor. Çünkü yönetimdeydiler, iptal edeceklerini biliyorlardı. Bu tarihe erteleme yapmak varken, tüzük 60 güne kadar erteleme hakkı vermişken iptal ettiler. Hiçbir iyi niyet taşımıyorlar. Galatasaray’ın altına dinamit koymuşlardır. Biz geldiğimiz gün tüzüğün maddelerini açacağız, tüzük neyi gerektiriyorsa da onu yapacağız. Tekrar aynı listeyi vereceğiz. Daha çok imza ile vereceğiz. Yeniden imzalayarak vereceğiz. Yeniden imza vermemize tüzük açısından ihtiyaç yok ama yeniden vereceğiz. Daha iyi, yenileniyoruz" diye konuştu.

"Tüzükte değiştireceğimiz birkaç tane madde var"

Tüzük ile ilgili çalışmalar yapacaklarını açıklayan Metin Öztürk, "Tüzükle ilgili bir kere tüzüğün tüm maddelerinin işlemesini sağlayacağız. Tüzükte değiştireceğimiz birkaç tane madde var. Bir tanesi mali genel kurullarla ilgili, onu 2 güne taşıtacağız. Orada ibrasızlık net olacak, mahkemeye gitmeyecek. İlk gün gece yarılarına kadar sürüyor. Herkesin görüşü kıymetli. Biri 3 dakika konuşur, biri bir buçuk saat konuşur. Biz bunlara sınır koyma düşüncesinde değiliz ama oraya gelen iradeye saygılıyız. Oraya gelen, 3 saatini ayıran kişi oyunu kullanabilmeli. Kaçta biteceği belli değil, hayatları ve aileleri var. 80 yaşındaki birini gece 12’ye kadar niye tutuyorsun? Belediye başkanını seçerken 2 dakikada oy kullanılıyor, kulüp başkanını seçerken 2 dakikada oy kullanılıyor. Ama ibra etme konularını kullanamıyor. O gün 1700 kişi geliyor, 300-400 kişi oy kullanıyor. 2 gün yaparsınız isteyen konuları dinler ilk gün. Enerjisi müsait olan dinler. Bence dinlenmesi lazım. Ben şahsen gece 12’de de bitse dinleyeceğim ama genel kurul iradesine saygı duymak lazım. Başkanı iki dakikada seçiyorsunuz, onu göndermeyi 12’ye kadar konuşuyorsunuz. İlk gün yaka kartınızı saklarsınız, oyunu kullanırsınız, ertesi gün ibra veya ibrasızlık konusunda sandığa atarsınız oyunuzu. 15 dakikada sayarsınız. Dersiniz ki 750’ye 548 oyla ibra olmadı dersiniz. Örneğin ben. Başkaları hakkında konuşmayım. Ceketimi alırım, teşekkür ederim, sonraki yönetimin önünü açarım, mahkeme kapılarına gitmem. Bugün kulübü mahkeme kapılarında süründürenler bugünkü karanlık tabloyu hazırlayanlardır. Şu anki yönetimden bahsediyorum. Ben bu yönetimi ibra edenlerden biriydim o yüzden rahat konuşabilirim. O ibrasızlık kararını yok sayıp 2 yıl kulübü sıkıntıya soktular. 2 mali genel kurulu yapmadılar. Geçen yaz herkes tatile, yüzmeye gitti, herkes yurtdışına gitti ama lisenin bahçesine bir sandığı koyamadılar. Lisede, Lütfü Kırdar’da toplantı yapamadılar. Mali Genel kurul ile ilgili. Maskelerimizi takardık, mesafe aralıklarıyla mali genel kurulu yapardık. İbra olurlardı ya da olmazlardı. Tüzükte birinci değişiklik bu. Bir diğeri bunların getirdiği şeyi getireceğiz. Biz tüzük kongresi yaparak getireceğiz. Tüzük kongresinde bu sportif ile derneğin bilanço tarihini aynı tarihe getirmek. Bu kargaşa olmayacak. Devamlı makyaj yapıyorlar. Buraya kesilen faiz faturasını derneğe kesiyorlar, derneğin 200 milyon borcu 1.2 milyar TL olmuş sportife. Nasıl ödeyecek ? Yüzmenin, basketin olmayan gelirleriyle mi ödeyecek. Daha gerçekçi yaklaşmak lazım konulara. Bir diğeri 60 yaş üstü üyelerimizle ilgili. Bugün metrolar 60 yaş üstüne bedava biliyorsunuz. Galatasaray üye yapısının bu ekonomik katkıya ihtiyacı yok. Bizim ahlaken o büyüklerimize saygımız olması lazım. Biz 60 yaşın üstündeki üyelerimizle ilgili aidatları aidat olarak değil, bağış olarak alacağız. Arzu eden bağışlayacak. Onlar hazirunda olacak. 60 yaşındaki büyüklerimiz hakları olarak tatil moduna girmişler. Otomatik kredi kartına ödemenizi koydunuz ve 3 senede bir kart yenileniyor. Ama son kullanım tarihi değiştirdiği için kullanılamıyor. 60 yaşın üstündeki büyüklerimize git iban gir diyemeyiz. Bunlar her gün oturup hesaplarını kontrol eden insanlar değil. Maksat oradaki 400 TL değil. 60 yaşındaki büyüklerimiz iş hayatından uzaklaşmış, teknolojiyi daha az kullanan büyüklerimiz. Bunlardan aidat konusunu kaldırmak lazım. Kulübün sahibi onlar, kulübü onlar bugüne getirmişler. Biz adaysak onların sayesinde, diğer adaylar içinde geçerli. 60 yaş üstüne aidatı kaldıracağız ya da 1 TL gibi sembolik bir şey yapacağız. Otomatik olarak sene başında yatmasını sağlayacağız" ifadelerini kullandı.

"Denetlemenin yönetimle beraber seçilmiyor olması lazım"

Denetleme Kurulu’nun yönetimle beraber seçilmiyor olması gerektiğini belirten Öztürk, "Beni ben denetliyorum böyle bir dünya mı var? Şimdi biz hep söyleriz. Avrupalıların medeniyetini. Kırmızı ışıkta tak duruyorlar, niye tepede kamera var. Bizde de öyle. Denetlenmek şart. Denetlenmediğimiz için 3 milyar TL’ye geldik. Yıllarca bankalar battı, devletin sırtına kaldı. Onların da denetlemeleri vardı. Ama demekki biraz toleranslı denetlemişler diyelim. Toleranslı denetlenmeseydi Galatasaray bu kaynaklarla bu yere gelmezdi. Yöneticilerimiz Gomis’ten Falcao’ya 50 milyon Euro kaptırıyorlar, selfieler çekiliyorlar. O zaman niye 50 milyon Euro bağışlamıyorsun kulübe. Onun için kulübün parasını kendi paranız gibi kullanırsanız, ona büyük saygı duyarsanız o işin rengi değişir. Ben başkan adayıyken değil GSYİAD’dayken de birçok sponsorlara aracı oldum. Sıradan bir üyeyken de elimden gelen her katkıyı gösterdim. Herhalde son 10 yıldır da kulüpte aralıksız locam var. İmkanım neyse imkanımı sonuna kadar kullanıyorum. Her başkan adayı da umarım aynısını yapmıştır" dedi.

"Onları Ali Sami Bey’in Galatasaray Lisesi’nde kurduğu vizyona davet ediyoruz"Galatasaray İkinci Başkanı Abdurrahim Albayrak’ın tüm başkan adaylarını arayarak haziran-ağustos aylarında paraya ihtiyaç olduğunu söylediğini ifade eden Metin Öztürk, "O durum tam bir saçmalık. Şu an başkan adayı da olacak kendisi büyük ihtimalle. Kulübümüzün ikinci başkanı korku salmak için tüm başkan adaylarını arıyor. Her yerde söyledim, yalanlasın, bende telefon kaydı var. Bu konu geçmedi desin, aramadı desin. En azından bizim yüzümüz kızarır. ’Sevgili kardeşim hayırlı olsun başkan adaylığın. Biz seçim kararı aldık, biz yokuz. Ama bilinki haziran-ağustos arasında 200 milyona ihtiyaç var’ diyor. ’Yoksa bu futbolcular serbest kalır’ diyor. Beni ve diğer adayları arıyor. Biz gelirken kasa kolaylığı konusunda hazırlıklarla geliyorduk hazırlığımız 100 milyon TL idi. Kasa kolaylığı, bağış değil. Bir başkanımız önerilirken yıllar öne 100 milyon Dolar hediye edecek dediler. O da ’hediye edilmeyecek’ dedi seçildikten 1 sene sonra. Ben seçilmeden söylüyorum. Diyorum ki hediye edeceğiz diye gelmiyoruz. Kulübün ihtiyaçlarını faizsiz, yönetimdeki arkadaşlarımızla kasa kolaylığı şeklinde yerine getireceğiz. Bu 100 milyon mudur, 300 milyon mudur bilmiyoruz. Çünkü haziran-ağustos arasında ne olduğunu kulüp bizle paylaşmadı. Kulüp demek ikinci başkan demek değil. İkinci başkan şahsi konuşma yapıyor, kulübün resmi bir yazısı yok. Biz başkan adayıyız herkesten önce listemizi verdik, bize hiçbir evrak gelmedi. Diyorlarki denetleme kurulu raporlarına inanmıyor musunuz? O eski, geriye dönük. Haziranda, temmuzda, ağustosta bizi ne bekliyor bilmiyoruz. Hocamız bu yönetimle çalışmak istemediğini açıkladı. Bunu Mustafa Cengiz için mi, yönetimdeki herkes için mi dedi bilmiyoruz. İş adamı olarak tek yapacağınız, bir arı kovanına dalıyorsunuz ne yaparsınız? Kıyafeti giyersiniz, koruyucu maskeyi takarsınız ondan sonra gereğini yaparsınız. Şu an biz ekonomik manada arı kovanına giriyoruz. Ama demekki bizi o korkutan ikinci başkanımız için güllük gülistanlık ki kendisi de aday. Ya da maden buldu. Biz kişiler üstünden konuşmak istemiyoruz. Varsayımlar üstünden değil kurumsal bakmakta fayda var. Kimse bizim gözümüzü korkutamaz. Bizim bakış açımızla, vizyonumuz arasında onların vizyonu ve bakış açısı arasında dağlar, dereler, denizler var. Biz onların vizyonundan çok uzağız. Biz onların yanına gitmektense zamanında Ali Sami Bey’in Galatasaray Lisesi’nde kurduğu vizyona onları davet ediyoruz" şeklinde konuştu.