Şenay KOBAK

Ehliyet almayı hobi olarak mı görüyorsunuz? !

Şenay KOBAK

Merhabalar sevgili dostlar. Nasılsınız? Umarım her şey yolundadır.Silivri’ de oldukça kaliteli sürücü kursları mevcut. Buna eyvallah, lakin ehliyet alanlardan illallah.

Yıllarca “kadının” saçını dert ettiler de  “canını” dert etmeyenlerin coğrafyasında canına yandıklarımla yaşamak kolay değil. 3 aylık bir kopeğe de tecavüz edildi ama adam yine serbest mesela. Yaktılar, betonlar döktüler… Elim varmıyor daha fazlasını yazmaya… Tüm Kadınların Adı vardı, şimdi istatistik rakamı oldu. Tıpkı daha önce katledilen ve unutulan binlercesi gibi…

Yani: Gündeme bakınca, hoteller için katledilen ağaçlar, öfke uğruna katledilen canlar, erkeklik diye yavru kediye yavru insana yapılanlar… Ne diyeyim ki? Yorulduk be! Billahi yorulduk! Bir kadının arkasından, bir o kadar rezilce yazı yazanlar da bir biçimde katildir gözümde. Hükmü kesilmemiş, yargılanmamış ve ceza almamış birer katil! Net!

Yetmiyor; Euro 8 TL'yi aşmış, Çeyrek altın 700tl olmuş. Milyonlarca işsize milyonlar katılmış katılacak. Nerden başlayıp nerde biter ki?

Ne diyeyim ki ? Kadınların cesareti ve isyanı korkunuz olsun!

Polyanna bile başlarım yaptıklarınıza, bu ne lan böyle deyip en hasından en okkalısından iç çekip:

“Şu an üzerinde istirahat halinde bulunduğunuz mekânı itina ve aceleyle terk eyler misiniz efendim? “ İyimser ya hani o? Bizim gibi düşnam etmez,sadece kibarca şetm eder!

*********

Ben şu “BAZI” Asfalt şövalyelerine değinmek istedim, izninizle bu konuyu konuşalım dostlar.

Şu ehliyet kurslarından ve araç kullanmaya hak kazanan özellikle kadın sürücülerimizden bahsetmek istiyorum.

Silivri’ de oldukça kaliteli sürücü kursları mevcut. Buna eyvallah, lakin ehliyet alanlardan illallah.

Ya Silivri gibi huzurlu bir kasabada bile araç süremiyorsanız ehliyet niye? Araç niye? Avuç içi kadar merkezde niye yürümüyorsun hanım ablam. Yüz gram verecen diye korkma. Yürümek sağlıktır.

Amaaa olur mu Esra görmeli, Hatice bilmeli. Sorun değil yolun ortasında kalıp: “Aracımı çevirebilir misiniz” diye mahcup bir sesle esnaftan yardım istemek. Evdeki çemkirmeden eser yok. Bende duramayıp seslendim: “etme abi ya, etme diye. Etmeyim mi dedi. Etme dedim. Kadın döndü gülümsedi havalı gözlüklerinden bakarak başını salladı. Artistlik yapacak ya, gören de hiç tarhana çorbasına ekmek doğramamış sanacak ya, zaten kuru fasulyenin yanında turşuyu bir tek ben yiyorum ya neyssse…Kirada olduğunu da bilmiyorum ya ben neyssse… Çıkma dedim çıkma. Süremiyorsan çıkma! Bende inip sana yardım edebilirdim. Karınca götü kadar yere deve kadar araba ile niye giriyorsun? Girme dedim.Sor şimdi kötü olan benim.Ulan ozona verdiğin zarara mı yanayım,esnafı işinden alışına mı yanayım,bir insanda  7 trilyon sinir vardır hepsini bir anda harekete geçirmesine mi yanayım yoksa “KADIN DEDİĞİN ORDAN ÇIKACAK! KADIN DEDİĞİN BAŞA ÇIKAMAYACAK SORUNU OLMAYACAK’I VARLIĞIM SÜRECE BUNU SAVUNDUĞUMUN HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRADIĞIMA MI?

Beni rahatsız eden birkaç nota da dikkat çekmek istiyorum:

Mesela kursiyerlerin mola verecek yerleri neden yok?

Kaçıncı yıldayız? Çin Ay'da tarıma başladı, Nasa uzay madenciliği için gün sayıyor!(?)

Ve kıyafet. Evet, kurs  öğretmen ve kursiyerlerin kıyafetleri.

 Şimdi arkadaşlar kıyafet deyip, sivil deyip, rahatlık deyip kapatamayız bu konuyu. Bir iş görüşmesine parmak arası terlikle gidemezsiniz! Bu absürt! Aynı şey. Geçen bir kız indi arabadan kıçının tepesinde kot kısa şort. Ne bu şimdi? Soruyorum ben anlamıyorum da, çünkü bir Avrupalı olarak geri kafalıyım da biraz, affola? Senin hiç mi eşofman takımın yok kızım? Yoksa ciddiye mi almıyorsun gittiğin kursu? Bu şımarıklıktan vazgeçilmelidir! Giy insan gibi, durumun ciddiyetine göre git kursuna!

Buradaki eleştirim kıyafet değil, beyin idrak enfeksiyonu olanlara bir kez daha alt yazı geçeyim. Bu gittiğin durumun ve kurumu ne kadar ciddiyete aldığının göstergesidir!

Öğretmenlere gelince, bazıların kıyafetleri hiç mi hiç uygun değil. Bunu sadece ben söylemiyorum, onlarca insanın dikkatini çekiyor ki bizlere de iletiliyor…

Neden kurs yönetimi belli bir prensip ve disiplin içinde kıyafet tercihi yapıp zorunlu kılmıyor eğitmenlerine. Bu bana işlerin ciddiyetsizliğinin bir göstergesidir! Orası, hadi bugünde ruh halim bu deyip giyinilemez! Eğitim veriyorsunuz eğitim ve bu eğitimin içinde “Can” söz konusu! Biraz ciddiyet!

Sonra yer sorunu: Eskiden LİONS çay bahçesinde mola verirlerdi şimdi yol boylarında. Resmen görüntü kirliliği. Şahsen ben kurs sahibi kurum olsam bu şartlar altında faaliyete asla geçmem. Bu benim iş anlayışım ve bana gelen kursiyerlere olan saygımdan.

Yer temin edilemiyorsa koca Silivri’de kurs sahipleri buna bir fikir üretmeli. Üretmeliler ki eğitmen ve kursiyerler yol ortalarında  çay kahve ellerinde gezmesinler. Bazıları zaten sertifikalı eğitmenler. Bu işin çok ciddi olduğunun ne zaman farkına varacaklar çok merak ediyorum. Sizler bir kursiyere ehliyet almasına vesile olup onu trafiğe bırakıyorsunuz. Bunu nasıl böyle İsmek el beceri kursu gibi görüyorsunuz? Siz bir canı bir araca koyup içine canlarını alıp trafiğe çıkabilirsin diyorsunuz! Bu, bu kadar kolay olmamalı! Biraz ciddiyet efendim!

Size bir şey daha söyleyeyim. Avrupa’da olsa bu alınan ehliyetlerin yüzde doksanı alınamaz! Evet, asla alınamaz. Nedeni ise;

Önce İlk yardım sertifikası götürmeniz lazım, ikincisi göz sağlık raporu, üçüncüsü de dikkat testi.

Parkurlara gelince efendim öyle düz yol olup, rampaya karşı bir kez stop ettiren sonra da devam edip cami yanından dönüp kurs başlama alanına geri gelmek yok! Öyle yanında uyku modunda olan bir eğitmen, telefonla oynayan, bir eğitmen yok! Olamaz da! Dubaları kare olacak şekilde dizilir o aracı o kareye sokup, manevra yapıp girdiğin yerden geri çıkarıp merkez trafiğinden geçip geri gelirsin kurs alanına! Mesela direksiyon öğretmenlerin üçte ikisi trafik polisidir! Yok, öyle birkaç ay eğitim gördüm ve ehliyet verme hakkına sahibim demek! Yılların tecrübeli trafik polisi diyorum!

Burası maşallah Ali babanın çiftliği. Gırgır şamata ders aralarında. Sonra profesyonel şoförlerin başını derde sok uğraş işin yoksa. Türkiye trafik kazalarında ilk 10 ülke arasında. Neden acaba? İnsan hayatı bu kadar ucuz mu? Yapmayın lütfen!

Kurslar tabi ki kanunen gereğini yapmakta. Buna da eyvallah işin “aslı özü”zaten sakat olduğunun bilincindeyiz zira sağlıklı bir şey bekleyemeyiz bu durumda. Bakkaldan dağıtılır gibi ehliyet dağıtılıyor, bu da bir gerçek!

Bu işin ciddiyetine bir an önce varılıp,bu ehliyet alma şımarıklığının önüne derhal geçirmelidir!

Trafiğe yeni ehliyet alıp çıkan sürücünün araç arkasına “Acemi şoför” diye bir uyarı yazısı yapılmalıdır. Yapılmalıdır ki diğer sürücüler tolerans göstersinler. Mesela derslere mutlaka trafik polisi girmelidir…

Yapacak çok fazla şey varken böyle gelmiş böyle gider felsefesiyle daha çok canlar yanar…

Aleme karşı iyi görünmek diye bir davranış ve söylem biçimi vardır bizde. Evin içinde huzurun zerresi yoktur ama dışarıya karşı balayı kıvamında görüntüler verilir…Bunlardan biri de “Aşkımla yolculuk” paylaşımı…! İyi yolculuklar dilerim…

Ha bir de: Çağın hastalığı asosyallik deniyordu, hatırladık mı? Şimdi tavsiye edilir oldu. O mikroskobik canlının dünyayı tersine çevirmesi kozmik bir şaka olsa gerek…

Doğal seleksiyonun yerini laboratuvar çıkışlı virüsler, DNA kodlu biyolojik silahlar, tetiklenen depremler, zehir içeren yağmurlar, bu arada 450 milyon liralık baraj kaybolmuş" diyorlar. Muhtemelen dağa kaçan inek suyunu içmiştir. Masal gibi ülkeyiz, zaten ne güzel.Bilinçli aç bırakılan topluluklar, genetiğiyle oynanarak sofralara gelen gıda görünümlü yokediciler…(Bir yazımda da bunu tartışalım)

Ama biz yine de maske takmayı ihmal etmeyelim…

Diyeceklerim bu kadar… Sevgi ve hoşgörüyle kalın!

Chenay Kobak

ŞİMDİ:

Yazarın Diğer Yazıları