Mursi için gıyabi cenaze namazı kılındı

Mısır'ın seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin vefatı nedeniyle Piri Mehmet Paşa Camisi'nde gıyabi cenaze namazı kılındı.

Mursi için gıyabi cenaze namazı kılındı
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Mısır'ın demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, mahkemede hakimden söz istediği sırada baygınlık geçirerek hayatını kaybetti. Mursi, 2013 yılından bu yana tutuklu bulunan ve hakkında açılan davalardan toplam 48 yıl hapse mahkum edilmişti.

68 yaşında hayatını kaybeden Mursi için Piri Mehmet Paşa Camii'nde gıyabi cenaze namazı kılındı. Kılınan gıyabi cenaze namazının ardından Silivri İmam Hatipliler Derneği bir basın açıklaması yaptı. Dernek başkanı Zeki Bacak tarafından okunan açıklamada şu ifadelere yer verildi;

Düşmanlarım bana ne yapabilir ki? Ben cenneti yüreğimde taşıyorum. Sürgün edilmem seyahat, hapsedilmem halvet, öldürülmem ise şehadettir!”

Dün Mısır’da ümmetin yüreğine ateş düştü. Beş bin yıllık tarihinde ilk kez milletin iradesiyle göreve gelen, ardından bütün dünyanın gözleri önünde, sözüm ona medeniyet bekçilerinin gözleri önünde bir yiğit şehadete yürüdü. Satılmış cuntacılar tarafından kanlı bir darbeyle devrilen, altı yıldır zindanlarda perişanlığa mahkum edilen Mısır’ın seçilmiş ilk devlet başkanı Muhammed Mursî şehit oldu. Asrın Firavunlarına karşı kıyamda iken, cuntacıların mahkeme tiyatrosunda ömrünü tamamlayarak Rahman’a yürüdü. Kutlu olsun onun şehadeti, ona müjdeler olsun!

Allah Kuran’da şöyle dedi: “Onlar öyle kimselerdir ki, halk kendilerine “İnsanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun!” dediklerinde, bu söz onların imanını arttırdı ve “Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!” dediler.

Ey şehit! Sen Mısır meydanlarında “Sizin hukukunuzu korumanın bedeli canımsa, hiç çekinmez veririm!” diyordun, “Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!” diyordun. Bizler şahidiz, sen gerçekten sözünü tuttun, evlatlarımıza ümmetin izzeti için gıpta edilesi mücadelesini anlatacağımız bir kutlu şehit oldun.

Bildiğiniz gibi Mısır, 2013 yılından bu yana Batının taşeronluğunu yapan darbecilerin emir komutasına girmiş, seçimle iş başına gelen hükümete karşı askerî darbe yapılmış, sesler bastırılmış, insan hak ve özgürlükleri keyfî olarak askıya alınmıştır. Yargı, yapılacak infazlara bir kılıf olarak kullanılmaktadır.

Bütün bu zorbalıklara rağmen Mısır Müslümanları direnişten hiç vazgeçmedi. Onlar direnerek tüm insanlığın önünde onur mücadelesine devam etti.  Bu tavizsiz tutum karşısında dünyanın sahte medenileri bu zulme ortak oluyor. Sessiz kalan dünyanın bugün yeni cinayetlere kapı araladığını, hain sistemlerini bir adım öteye taşımaya çalıştıklarını görüyoruz. Böylece emperyalizmin kanlı yüzü bir kez daha deşifre olmaktadır. Batının ve Arap dünyasındaki kukla liderlerin hem kirli yüzleri hem de ruhlarındaki küfür anlayışları bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Bunlar Türkiye’de FETÖ severler, Mısır’da ise Sisi severlerdir. Bunlar kan içici vampirlerdir. Bunlar tüm değerlerimize savaş açan cinayet şebekeleridir.  Birleşmiş Milletlerin de Amerika’nın da kukla liderlerin de canı cehenneme!  Onların sahte demokrasilerini de sözüm ona insan hakları anlayışlarını kınıyoruz, lanetliyoruz!

Elbette bizler biliyoruz, hakkı ilke edinenler ile zulüm girdabında savrulmuşların yeryüzündeki kadim mücadelesinin yeni bir iz düşümüdür Mursi’nin şehadeti. Habil ile Kabil’den beri süregelen bu mücadelede bir kutlu yolcu daha mazlum olarak hakkın temsilcisi olmuş, bir zalim daha tüm yandaşlarıyla beraber elem verici bir azabı boynuna dolamıştır. Tarih, mazlumlara zindanları reva görüp, onları sistematik şekilde ölüme terk edenleri zorba katiller olarak yazmıştır. Mursi’yi ise bir hürriyet ve izzet abidesi olarak, evlatlarımıza anlatacağımız bir ümmet kahramanı olarak yüreklerimize yazmıştır. Ve Kerbela’da şehit olan peygamberimizin torununu nasıl unutmadıysak, 15 Temmuz destanını kanlarıyla yazıp şehadete yürüyenleri nasıl unutmadıysak, Tahrir’de Nahda’da Rabia’da kurşunlara dizilmiş beş bin kardeşimizi de asla unutmayacağız!

Biz bir ümmetiz. Dilimiz. Coğrafyamız, ten rengimiz farklı olabilir. Ama yolumuz bir, davamız bir, kaderimiz bir, dinimiz bir, Allah’ımız bir! Ve bizler Mısır’ın kaderinin Anadolu coğrafyamızın kaderiyle nasıl bağlı olduğunun da farkındayız.

Tüm kalbimizle inanıyoruz ki bu mücadele burada bitmedi. Bu ölüm bir son değil, bir başlangıçtır. Bir bitiş değil, tam tersine bir filizlenme ve diriliştir. Cunta yenilecek, vesayet sistemleri tek tek yıkılacak, Sisi her daim lanetlenecektir. Özgürlüğüne şehadetle kavuşan Mursi ise bir hürriyet ve izzet kahramanı olarak Müslümanlar tarafından dünya var oldukça anılacaktır.

Bugün burada bir kez daha Mısır’daki, Filistin’deki, kanayan yaramız Doğu Türkistan’daki ve saymadığımız tüm coğrafyalardaki mazlum kardeşlerimiz için dünya Müslümanlarını bilinçli bir direnişe, İslam İşbirliği Teşkilatı’nı da göreve çağırıyoruz. Emperyalizmin tüm maşalarını da bir kez daha güçlü bir dille lanetliyoruz. Başta şehit Mursi olmak üzere İslam davasının Mısır’daki bayraklaşan isimleri Hasan el Benna’yı, Seyyid Kutub’u, Esma Biltaci’yi ve katledilen tüm kardeşlerimizi rahmetle anıyor, tüm İslam ümmetine baş sağlığı diliyoruz.Allah’a emanet olun.”