Şiirimizin ressamı Cemal Süreya, ölümünün 30. yıl dönümü

Dostoyevski hayranı olan Süreya, Rus yazarın birçok eserini defalarca okumuştur. Küçük yaşta başlayan 'edebiyat' tutkunluğu o derece derindi ki, ilkokulda dergi çıkarma isteğinde olmuştur.

Şiirimizin ressamı Cemal Süreya, ölümünün 30. yıl dönümü
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Cemal Süreya ölümünün 30. Yılı Modern şiirimizin gözdesi, Modern şiirimizin ressamı Cemal Süreya, ölümünün 30. yıl dönümü bugün…

“Hayat kısa kuşlar uçuyor” dedi

Önce sevdiğiniz terk eder sizi, ardından uykunuz. Sonra ne sevdiğiniz geri gelir ne de uykunuz diye devam etti…

Neden yorgunsun sorusuna cevap aramaktan, 'Ve bunu sormasınIar’ diye güIümsemekten yoruIdum deyip hepimizin duygularına tercüman oldu…

Sonra ölümü anlattı; ölüm üzerine yazılan şiiri dilden dile dolaştı “Ölüm geliyor aklıma, birden ölüm, bir ağacın gölgesine sarılıyorum.”diyerek.

Evet dostlar dünyadan,hayran olduğum bir güzel insan geçmişti Cemal Süreya…

Çocuk yaşta Dersim sürgünü.

Okul tatilinde çadır bekçisi.

Yemeğine ufalanmış cam kırıkları koyma planı yapan Esma’nın üvey evladı.

Mona Roza’ya “Muazzez Akkayam”ı saklayan Sezai Karakoç’un arkadaşı.

Türk Edebiyatı'nın ünlü şairlerinden olan Cemal Süreya, 1931’de Erzincan’da dünyaya geldi. Babasının adı Hüseyin Seber, annesinin adı Gülbeyaz Seber. Büyük şairin gerçek adı Cemalettin Seber. Şair 6 yaşına kadar Erzincan’da yaşadıktan sonra, ailesiyle birlikte Bilecik’e yerleşti. Eğitim hayatı ilk olarak Bilecik’te başladı, edebiyata düşkün olma sebebinin “annesi” olduğunu söyleyen Süreya, eğitim hayatını İstanbul’da devam ettirdi. Liseyi Haydarpaşa Lisesi’nde tamamladı. Üniversiteyi, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okudu.

Dostoyevski hayranı olan Süreya, Rus yazarın birçok eserini defalarca okumuştur. Küçük yaşta başlayan “edebiyat” tutkunluğu o derece derindi ki, ilkokulda dergi çıkarma isteğinde olmuştur. Şiir karşı sevdası ilkokulda başlayan büyük şairin şiirlerindeki “gurbet” teması babasının “sürgün” edilmesinden kaynaklıdır.

Çocukluğunun ilk yıllarını Erzincan şehrinde geçirdi. 1938'de Dersim İsyanı sonrasında ailesi Bilecik'e sürgün edildi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat Bölümü'nü bitirmiştir. Maliye Bakanlığı'nda müfettiş yardımcılığı ve müfettişlik, darphane müdürlüğü, Kültür Bakanlığı'nda kültür yayınları danışma kurulu üyeliği, Orta Doğu İktisat Bankası yönetim kurulu üyeliği ve 25 yılı aşkın Türk Dil Kurumu üyeliği görevlerinde bulunmuştur. Yayınevlerinde danışmanlık, ansiklopedilerde redaktörlük, çevirmenlik yapmıştır.

Ağustos 1960'tan itibaren yalnızca dört sayı çıkarabildiği Papirüs dergisini Haziran 1966- Mayıs 1970 arası 47, 1980-1981 arası iki sayı daha çıkardı. Pazar Postası, Yeditepe, Oluşum, Türkiye Yazıları, Politika, Yeni Ulus, Aydınlık, Saçak, Yazko Somut, 2000'e Doğru gibi yayın organlarında şiir ve yazılarını yayımladı.

İkinci yeni hareketinin önde gelen şair ve kuramcılarından sayılan Cemal Süreya'nın ilk şiiri Şarkısı Beyaz, Mülkiye dergisinin 8 Ocak 1953 tarihli sayısında yayımlanmıştır. Geleneğe karşı olmasına rağmen geleneği şiirinde en güzel kullanan şairlerden birisiydi. Kendine özgü söyleyiş biçimi ve şaşırtıcı buluşlarıyla, zengin birikimi ile, duyarlı, çarpıcı, yoğun, diri imgeleriyle ikinci yeni şiirinin en başarılı örneklerini vermiştir. Ölümünden sonra adına bir şiir ödülü kondu. 1997'de de Cemal Süreya arşivi yayımlandı.

Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olan şair, ilk olarak Maliye Bakanlığı’nda işe başladı. İlerleyen yıllarda Kültür Bakanlığı’na geçti. Memuriyetten emekli olduktan sonra yayınevlerinde danışman olarak çalışmaya başladı.

Cemal Süreya, üniversite okurken ortaokulda aşık olduğu Seniha Nemli ile evlendi. İlk başta güzel giden ilişki sonradan sebebi bilinmeyen bir şekilde kötü gitmeye başladı. 1955 yılında Ayçe adında kızları dünyaya geldi. Bir zaman sonra Süreya eşinden ayrıldı.

1967 yılında Zuhal Tekkanat ile evlendi. Evli çiftin Memo Emrah adında bir oğulları dünyaya geldi. Evlilikleri uzun sürmedi, Zuhal Tekkanat kalp rahatsızlığına yakalandı. Hiçbir zaman eşinin yanından ayrılmadı. Eşi Zuhal iyileştikten sonra Ankara’ya dönen Süreya, memuriyet hayatına kaldığı yerden devam etti. Bir süre sonra Cemal Süreya, Zuhal Tekkanat’tan ayrılma kararı aldı. Üçüncü evliliği Göngör Demiray ile oldu, bir yıl sonra ayrılma kararı aldılar. Ve son evlilik yayınevi sahibi Birsen Sağnak ile oldu. Süreya, Sağnak’ta şefkati bulmuştu. Türk Edebiyatına damga vuran aşkı ise Tomris Uyar’da bulan şair, Tomris Uyar’a “Sayım” şiirini yazdı.

Yaşama dair enerjisini babasından almıştır. Hüseyin Seber’in ölümünden ötürü yıkıma uğrayan büyük şair “Sizin hiç babanız öldü mü” şiirini yazdı:

“ Sizin hiç babanız öldü mü? Benim bir kere öldü, kör oldum “diyerek anlattı…

Sigarayla çektirdiği fotoğraflarda nam salan Süreya, sigarayı bıraktıktan sonra daha sağlıklı bir hayat yaşadı.

İşte onun inci değerinde olan sözlerinden bazıları;

“Biliyorsun, ben hangi şehirdeysem yalnızlığın başkenti orası. Ve yine sevgili çocuk, biliyorsun, kişi tutkularıyla yalnızlığını adlandırıyor o kadar…”

“Hayat benimse eğer kimse karışamaz ve biliyorum ki herkesle dost olunmaz. Aşka gelince bir kere sevdim işte, bir daha işim olmaz…”

“Neden yorgunsun sorusuna cevap aramaktan 'Ve bunu sormasınlar’ diye gülümsemekten yoruldum…”

“Annesinden dayak yediği halde, yine 'Anne' diye ağIayan bir çocuktur aşk…”

“Ne ikna edici bir intihar biçimidir; şimdi seninle göz göze gelmek…”

“Acı çektikçe insan olgunlaşırmış… YaIan be! İlk önce kalbin kırılır, sonra çürümeye başIarsın.”

“Madem sevmiyorsun o zaman sahip çık gözerine! Dönüp dolaşıp değmesinler gözlerime…”

“Unutsun beni demişsin, bu bana imkânsız geliyor. Çünkü unutmam için önce seni hatırlamam gerekiyor…”

“Çok yoruldum sevgili; daha fazIa yorma beni. Ben fazlasıyla ödedim zaten, uğrunda kaybettiklerimin bedelini…”

“Düşenin dostu olmaz' derler kimileri. Sanki ayakta oIanın dostu çokmuş gibi…”

“Cevap veriyorum zamanIa her şey geçer diyen akılılara: Geçen tek şey zamandır anlayan, anlatsın anılamayanlara…”

“Çok yoruldum sevgili; daha fazla yorma beni. Ben fazIasıyIa ödedim zaten, uğrunda kaybettikIerimin bedeIini…”

Eşine böyle dedi;

"Her şeyimi sana borçluyum. Sana rasladığım sıralar yıkıntılıydım. Sen onardın beni. Tuttun elimden kaldırdın. Ben de ekmek gibi öptüm alnıma koydum seni, kutsadım.”

Sevgi Saygı ve özlemle anıyor nur içinde yatsın diyorum...İyi ki bu dünyadan geçmiş...Yoksa "Yalnzlığın başkentini,Üvercinka'yı,Sevda sözlerini,Şapkasında ki çiçekleri ve daha nicelerini bilemezdik...Üstü kalsın dedi ve gitti...Gittiği yerde huzurla uyusun...

Sevgiyle kalın...

Chenay Kobak